Etiket: ün

  • Tokat’ta un yüklü tır devrildi

    Tokat’ta un yüklü tır devrildi

    Kaza, sabah saatlerinde Niksar İlçesi D-100 karayolu Karanlıkdere Mevkiinde meydana geldi. İddiaya göre, K.P. (40) idaresindeki un yüklü çekici ve buna bağlı yarı römork, Erbaa ilçesinden Niksar ilçesi istikametine seyir halindeyken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi. Kaza nedeniyle sürücü yaralandı. Meydana gelen kaza nedeniyle Niksar istikametine trafik tamamen kapandı. Trafik jandarma ekipleri tarafından kontrollü bir şekilde karşı yönden sağlandı. Olay yerine gelen vincin tırı kaldırması ve un çuvallarının toplanmasıyla yol trafiğe yeniden açıldı.

  • Leyleği gören 1 çuval unu kaptı

    Leyleği gören 1 çuval unu kaptı

    Doğal güzellikleri ile birçok hayvan türüne ve yaban hayatına ev sahipliği yapan Aydın’ın simgelerinden biri haline gelen leyleklerin Aydın’a göçü başladı. Bu kapsamda 2024 yılının ilk leyleği, her yıl olduğu gibi bu yıl da Gölbent Mahallesi’ne gelirken, diğer köylere de leylekler gelmeye başladı. Bölge sakinleri ise leyleklerin gelişine çok sevinirken, pilot mahallelerde leyleği ilk gören kişilere ise Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından her yıl olduğu gibi bu yıl da uygulanan “Leyleği ilk görene 1 çuval un” kampanyası kapsamında Avşar, Yeşilköy, Nalbantlar, Pamukçular ve Özbaşı Mahallelerinde unları dağıtıldı.

    Farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirilen kampanya çerçevesinde katkıda bulunan herkese teşekkür eden Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü; “Söke’ye bağlı Gölbent köyüne ilk gelen leylekten sonra diğer köylere de peş peşe leylekler gelmeye başladı. Pilot köylerde her yıl uyguladığımız “Leyleği ilk görene 1 çuval un” kampanyası bu yıl da devam etti. Avşar, Yeşilköy, Nalbantlar, Pamukçular ve Özbaşı köylerinde ilk gelen leyleği görüp haber verenlerin unları dağıtıldı. Leyleklerin korunması için farkındalık oluşturmak, sulak alanlara ve çevre kirliliğine dikkat çekmek için uyguladığımız kampanyayı üyelerimiz katkıda bulunmaktadır. Leyleği köylerinde ilk görenlere un bağışı yapan üyelerimiz Prof. Dr. Raika Onmuş, Umut Özgün Çağlar, Münevver Yener Kurt, Nawal Algeedi ve Bahadır Akkoyun’a katkıları için teşekkür ederiz” dedi.

    “Gökçealan’ı sevdiler”

    40 yıl aranın ardından geçen yıl ilk kez Gökçealan Mahallesi’ne gelen leyleklerin bu yıl da yeniden gelmesinin herkesi sevindirdiğini ifade eden Sürücü; “Avşar’a gelen ilk leyleğin ayağında TATD kodlu halkayı tespit ettik. Bu leyleğin Doğa Koruma ve Milli Parklar Aydın Şube Müdürlüğü, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ve EKODOSD işbirliğiyle yapılan halkalama çalışmaları sırasında nerede takıldığı üniversite kayıtlarından belli olacak. Geçtiğimiz yıl 40 yıl aradan sonra Gökçealan köyüne ilk defa bir leylek gelmişti. Bu yıl tekrar gelip gelmeyeceği merak ediliyordu. Köye tekrar bir leylek gelerek geçtiğimiz yıl hazırlanan platformlu yuvayı sahiplendi. Yakında eşinin de geleceğini tahmin ediyoruz. Bu yıl gelip gelmeyeceğini merak eden Gökçelalanlılar yuvaya tekrar leylek gelince çok mutlu oldular. Toplum olarak en çok sevilen ve görüldüğünde en çok mutlu olunan kuşların başında leylekler gelmektedir” şeklinde konuştu.

    “Saman iplerinin toplanması leylekleri kurtaracaktır”

    Doğaya atılan atıkların leyleklere büyük zarar verdiğine dikkat çeken Sürücü; “Leylekler yumurtadan çıkan yavruların çalılardan yaralanmasın diye, çöplerin ve plastiklerin fazla olmadığı eski dönemlerde yuva içlerine daha çok saman gibi bitkisel malzeme taşıyarak bu önlemi alıyorlardı. Ancak günümüzde yoğun bir şekilde yaşanan çevre ve plastik kirliliği gibi atık maddeler, kütlesel olarak daha kolay taşınması ve yuvayı daha çabuk doldurması açısından leyleklere cazip gelmektedir. Ancak bu durum ciddi bir sorun oluşturmakta yavru leyleklerin yaralanmalarına, uzuvlarını kaybetmelerine ve hatta ölümlerine yol açtığı görülmektedir. Doğaya atılan her çöpün diğer canlılar üzerinde nasıl bir etki oluşturduğunu mutlaka bilmemiz gereklidir. Leyleklerin yoğun yaşadığı bölgelerde arazide görülen çöplerin ve plastik atıkların, özellikle hayvancılığın yoğun olduğu yerlerde plastik saman iplerinin toplanması leyleklerin hayatını kurtaracaktır. Bir leylek ailesinin bir üreme döneminde kurbağa, balık, yılan yediği gibi, binlerce böcek, çekirge, danaburnu ve benzeri tarım zararlısını da temizlediği için, çiftçilere çok önemli fayda sağlamaktadır” dedi.

  • Vatandaşlara un desteği

    Vatandaşlara un desteği

    “Bu sene 30 bin haneyi unla buluşturacağız”

    Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’nda Sosyolog olarak görev yapan Berk Bağ, projeyle alakalı, “3 yıl önce ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ sloganıyla başladığımız ‘Un Katkısı Projesi’yle birlikte, kendi ekmeğini üretebilme kapasitesi olan, çoğunlukla kırsalda yer alan mahallelerimizde, hane halklarına 10 kilo un ulaştırıyoruz. Bu sene de 30 bin haneyi unla buluşturacağız. Bu sayede hem ev içi üretimini teşvik etmiş oluyoruz, hem de hanelerin kendi ekmeklerini, kendi üretimleri ile tüketmelerine vesile oluyoruz” dedi.
    Projenin çoğunlukla kırsal ve dezavantajlı mahalleleri kapsadığını aktaran Bağ, Mersin’in 13 ilçesinde bu ailelerin belirlenerek, unların hane halkına ulaştırıldığını ifade etti. Bağ, “Biz bu projeyi genellikle her sonbahar ya da aralık ayında yürütürüz. Gerek sahadan aldığımız gözlemler, gerekse de ‘Teksin’ hattımızdan aldığımız teşekkürlerden yola çıkarak, bu tür sosyal yardımların Mersin için çok önemli olduğunun farkındayız. Bu yüzden de kapasitemizi artırıyoruz. Mersin halkından aldığımız geri dönüşlere göre, kendi evinde ekmek üretme konusunda teşvik sağlamamız, vatandaşlar tarafından çok beğeniliyor ve bu konuda daha çok hizmet vermemiz bekleniyor. Biz de ‘Un Katkısı Projesi’ ile birlikte, ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ diyor ve halkımızı unla buluşturuyoruz” diye konuştu.

    Mersinliler verilen katkıdan memnun

    Un katkısı projesinden faydalanan vatandaşlardan Nurten Erdoğan, “Verilen un sayesinde ekmek açacağız, yufka ekmek yapacağız” ifadelerini kullandı. Destekten faydalanan vatandaşlardan Elif Kurt da, “Unu getirdiler. Çok ihtiyacımız oluyor. Çocuklarımız için ekmek, poğaça ve börek yapıyoruz. Onlar yiyor, mutlu oluyor ve karınları doyuyor. Başkanımıza çok teşekkür ediyoruz” sözlerine yer verdi.

  • 49 yıllık taş değirmende buğday üretiyor

    49 yıllık taş değirmende buğday üretiyor

    Çadırardıç köyünde 49 yıl önce babası tarafından kurulan taş değirmende gelişen teknolojiye rağmen geleneksel yöntemlerle tam buğday unu üretimi yapan Şükrü Şahiner, vatandaşlara hizmet vermeyi sürdürüyor. Ekmek teknesinin başından biran dahi olsa ayrılmayan Şahiner, tarladan saf halde gelen temizlenmiş buğdayı değirmende öğüterek tam buğday unu elde ediyor. Hasat mevsimiyle birlikte 4 ay boyunca geleneksel usullerle un öğütülen değirmene Yozgat başta olmak üzere çevre illerdeki vatandaşlar da yoğun ilgi gösteriyor. Vatandaşlar daha sağlıklı olduğu için taş değirmende öğütülen unu tercih ediyor.

    “Benden sonra burası kapanır”

    Babasının yanında 10 yaşındayken değirmende un öğütmeyi öğrenen Şükrü Şahiner, “1974 yılında bu değirmeni babam yaptırdı. Bu değirmende biz un öğütüyoruz, değirmen kara taşla çalışıyor. Öğüttüğümüz unu şeker hastaları çok fazla kullanıyor, kepekli un olarak alıyorlar ve kullanıyorlar. Bu un diğer unlardan daha sağlıklı. Vatandaşlar da onun için tercih ediyor. Biz de baba mesleğini devam ettiriyoruz. Çorum’dan Yozgat’tan ilçelerden un öğütmek için geliyorlar. Benden sonra kimse devam ettiremeyecek çocuklarım da Ankara’ya göçtü, bizden sonra burası kapanır” dedi.

    “Sağlık için tercih ediyoruz”

    Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Balkaya köyünden gelen İsa Gözalan ise her yıl taş değirmende un öğüttüklerini söyleyerek, “Annem için buğday unu çektirmek amacıyla Çadırardıç köyüne geldim, bu un diğerlerinden farklı, yapay değil tam buğday unu. Sağlık açısından kullanıyoruz. Bu değirmenler, çok fazla kalmadı, her sene buraya gelip buğdayımızı öğütüyoruz” şeklinde konuştu.

    “Tamamen doğal”

    Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Bunalan köyü Muhtarı Ahmet Sağlam da, “Bu değirmen taş değirmenidir. Taşla buğday öğütülüyor ve tamamen doğal. Fabrikalarda üretilen unla yapılan ekmekleri çok fazla tercih etmiyoruz. Biz buraya her yıl harman zamanı geliriz. 200 çinik buğdayımızı öğütür, un elde ederiz. Bu da bize bir yıl yeter, yıllık unumuzu burada öğütüp götürüyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Yüksekovalı çiftçilerin un mesaisi başladı

    Yüksekovalı çiftçilerin un mesaisi başladı

    İlçede ilkbahar mevsimiyle ekimine başlanan ve yaz aylarında boy veren buğday, biçme ve harman döneminin ardından una dönüştürülmesi için değirmenlerde öğütülüyor.

    Çiftçilerin zorlu mesaisine katılan Yüksekova Ziraat Odası Başkanı Perviz Geçirgen, değirmende bekleyen çiftçilere yardım etti.

    “Ekmeğimizi taştan çıkaracağız” diyen Yüksekova Ziraat Odası Başkanı Perviz Geçirgen, “İlkbaharda üretimini ve hasadını gerçekleştirdiğimiz buğdayı atadan kalma taş değirmende una dönüştürüyoruz. Tek gayemiz üreten bir Yüksekova içindir. Gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz.

    Bu sene belli alanda üretim yaptık, inşallah gelecek sene her yeri ekimle buluşturacağız. Amacımız dışa olan bağımlılığımızı azaltmaktır” dedi.

  • Zama zam geliyor!

    Zama zam geliyor!

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Fırıncılar Odası yetkilileri, unun çuvalına bir günde 100 TL birden zam geldiğini ve 490 TL’den satılan 50 kiloluk unun 595 TL’ye çıktığını söylerken; bunun ilerleyen günlerde marketteki unun fiyatına da yansıyacağı belirtiliyor.

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Fırıncılar Odası yetkilileri, unun çuvalına bir günde 100 TL birden zam geldiğini ve 490 TL’den satılan 50 kiloluk unun 595 TL’ye çıktığını söylerken; bunun ilerleyen günlerde marketteki unun fiyatına da yansıyacağı belirtiliyor.
    İTO ve Esnaf Odası’na bağlı fırıncılar ise İstanbul’da satılan ekmeğe yüzde 33-40 aralığında bir zam gelmesi için çalışmalara başladı. Şu an ekmeğe resmi bir zam talebi yok ancak Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar yaptığı açıklamda “Haziran ayından itibaren ekmeğin 10 TL olması şart” dedi.

    İTO ve Esnaf Odası’na bağlı fırıncılar ise İstanbul’da satılan ekmeğe yüzde 33-40 aralığında bir zam gelmesi için çalışmalara başladı. Şu an ekmeğe resmi bir zam talebi yok ancak Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar yaptığı açıklamda “Haziran ayından itibaren ekmeğin 10 TL olması şart” dedi.
    Sözcü’de yer alan habere göre; Makarna sanayicilerinin verdiği bilgiye göre ise, buğday alım fiyatlarındaki artış sanayicinin giderlerinde yüzde 15’lik bir artış yarattı.

    Sözcü’de yer alan habere göre; Makarna sanayicilerinin verdiği bilgiye göre ise, buğday alım fiyatlarındaki artış sanayicinin giderlerinde yüzde 15’lik bir artış yarattı.
    Ülke genelinde yaygın bir makarna firmasının genel müdürü, buna dolara bağlı olarak enerji, nakliye ve paketleme giderlerindeki artışla birlikte asgari ücret zammının da ekleneceğini belirtti ve sanayicinin maliyetlerindeki bu artışın 1-2 ay içinde makarna fiyatlarını yüzde 15 oranında artıracağını söyledi ve bu zammın peyderpey yansıtılacağını dile getirdi. Böylece, ülke genelinde 12 TL’den başlayan bir paket makarna fiyatı 13,8 TL’ye çıkmış olacak.

  • “Tam tahıllı undan üretilen ekmeği tüketin”

    “Tam tahıllı undan üretilen ekmeği tüketin”

    Ürgüp Kapadokya Gastronomi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Kapadokya Üniversitesi iş birliğiyle öğrencilere ekmeğin tarihçesi anlatılarak, kaliteli ekmek yapımı uygulamalı olarak gösterildi. Düzenlenen panelde konuşan Kapadokya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Banu Süzen, “Ekmek tarih boyunca arkeolojik kalıntılarda, antik kitabelerde ve hikayelerde yerini almış bir besindir. Biz ekmeğe birçok şeyi atfediyoruz. Destanlarda sıklıkla yemekler tasvir edilir. Bu tasvirlerde özellikle av eti ve yanında ekmeğin tüketildiğini tasvir eder. Özellikle Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde 46 çeşit ekmeğin bu topraklarda yapıldığına dair bilgiler var ve ekmeklerin tariflerine de ulaşılabiliyor” dedi.

    Ekmeğin toplumumuzun ve kültürümüzün en önemli parçası olduğunu söyleyen Süzen, “Biz ekmeği kutsal sayarız. Burada ekmek nasıl üretiliyor, ekmek nasıl yapılıyor, iyi bir ekmek nasıl olmalı ve iyi bir ekmek nasıl pişirilir, ayrıca ekip halinde nasıl çalışılır bunu öğretiyoruz. İyi bir ekmek, iyi bir ekmeklik unla olacaktır. Bunun için de iyi bir yoğurma, iyi bir mayalanma, iyi bir pişirme süreci gerekiyor. Kullandığımız malzemelerin kaliteli olması gerekiyor. Pişirilen ekmeğin de sağlıklı olması gerekiyor. Biz diyetisyenler rafine edilmiş beyaz undan değil de tam tahıllı undan yapılmış ekmeğin daha sağlıklı olduğunu düşündüğümüz için onu tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Ürgüp Kapadokya Gastronomi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Kapadokya Üniversitesi öğrencileri daha sonra usta şefler nezaretinde hamur yoğurarak ekmek yaptı. Düzenlenen panele Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürü Memet Polat, Kapadokya Üniversitesi akademisyenleri, Kapadokya Gastronomi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Kapadokya Üniversitesi öğrencileri katıldı.

  • Deprem bölgesine 500 çuval un yardımı

    Deprem bölgesine 500 çuval un yardımı

    Ramazan ayının başında İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt Başkanlığında toplanan İnönü Belediye Meclisi, 2023 yılı mart ayı meclis toplantısında deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın içini ısıtacak karar almıştı. Belediye tarafından alınan 500 çuval un Kahramanmaraş Halk Ekmek Fırınına teslim edildi.

    Deprem bölgesine yapılan yardım ile ilgili belediyeden yapılan açıklamada; “İnönü Belediye Başkanlığı 2023 Yılı Olağan Mart Ayı Meclis Toplantısı’nda oy birliği ile alınan karar gereği; iptal edilen 2023 yılı Ramazan İftar Programları için ayrılan bütçeden afet bölgesine yardım gayesi ile 50 kiloluk 500 çuval un alındı.

    Belediyemiz tarafından temin edilen unlar Kahramanmaraş Halk Ekmek Fabrikası tarafından günlük olarak ekmek yapılarak deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza ücretsiz dağıtımı gerçekleştiriliyor. Yardımlarımız aralıksız devam edecektir” denildi.

  • 200’e yakın un çuvalı etrafı dağıldı

    200’e yakın un çuvalı etrafı dağıldı

    Kaza, Bolvadin ilçesi çevre yolu üzeri Hüdayi Cami yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Y.D., yönetimindeki 42 EM 705 plakalı un yüklü tır sürücüsünün henüz belirlenemeyen bir sebepten ötürü direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Savrulan araç şarampole girip yaklaşık 300 metre ilerledi.

    Bu sırada sürücünün son anda yaptığı hamle ile tır devrilmezken, dorsesi ise parçalandı. Parçalanan dorseden 200 un çuvalı 150 metrelik bir alana dağıldı. Olayın ardından çevredekilerin haber vermesi ile bölgeye çok sayıda jandarma ekibi sevk edildi. Bölgeye gelen ekipler un çuvallarının bir kısmının dağıldığı yolda güvenlik önlemi aldı.


    Ölen ya da yaralananın olmadığı kazanın ardından çevreye dağılan unların kaldırılması ile yoldaki trafik normal seyrine döndü.

  • Un yüklü tır devrildi

    Un yüklü tır devrildi

    Kaza, Bolvadin-Emirdağ karayolu üzerinde Organize Sanayi Bölgesi kavşağı yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Y.N.B., idaresindeki  tır sürücüsünün henüz belirlenemeyen bir sebepten ötürü kontrolden çıkarak yol kenarındaki tarım arazisine devrildi. Kazada sürücü Y.N.B., yaralanmazken, araç içerisinde kendi imkanları ile çıktı.

    Olayın ardından çevredekilerin haber vermesi ile bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Bölgeye gelen ekipleri tırın dorsesinden çevreye dağılan binlerce un paketinin toplanması için çalışma başlattı.

    Öte yandan, devrilen tır ve un çuvalları ise dron ile görüntülendi.