Etiket: usta

  • Otomobil ustaları yetiştirecek çırak bulamıyor

    Otomobil ustaları yetiştirecek çırak bulamıyor

    Ümraniye’de bulunan otomobil tamirhane esnafı, birçok meslek gibi kendilerinin de yetiştirmek üzere çırak bulamadıklarından söyledi.
    Ümraniye’de otomobil tamirhane esnafı, ara elaman bulamadıklarını, özellikle ebeveynlerin çocuklarını çırak olarak teslim etmediklerini ve böyle giderse 10-15 sene sonra mesleklerinin zora gireceğini dile getiriyor. Otomobil tamir ustası Hasan Torun, sektörde ara elaman açığı olduğunu ve bu sebeple sorun yaşadıklarını ifade etti. Torun, ücretlerin yüksek seviyelerde olmasına rağmen verilen iş ilanlarına talep olmadığını belirtti.

    “İyi bir kalfa 30-35 bin lira civarında alıyor”
    Otomobil ustası Hasan Torun, “Otomobil sektöründe yeni güncel duruma bakıldığında piyasası büyümekte fakat ara eleman veya sektöre girecek çalışanlardan öğrencilerde bir sıkıntı yaşanmakta. Aileler, otomobil sektörüne çocuklarını ağır iş dolayısıyla vermiyor. Otomobil gerçekten ücretlendirme olarak iyi bir pozisyona geliyor. Şu anda iyi bir kalfa 30-35 bin lira civarında alıyor. Bu sektörde bu işleri daha iyi yapılabildiğinde maaşlar 45-50 bin TL’ye gelebiliyor.” ifadelerini kullandı.

    “Ara elaman sıkıntısının giderilmesi lazım”
    Torun, “Çocukların okulda olup kendilerini geliştirmeleri ve bu sektöre adım atmaları gerekiyor. Kendi oğlumu da üniversitede otomobil sektörüne yazdırdım. Piyasa büyüyor ancak ara eleman sıkıntısının giderilmesi lazım” dedi.

  • 50 yıllık baston ustası

    50 yıllık baston ustası

    Kahramanmaraş’ta baston ustasının doğaya ve hayvanlara olan sevgisi el sanatına yansıdı. 50 yıldır ahşap oymacılığı yapan 66 yaşındaki Adem Durdu, ürettiği kartal başlı bastonları başta Kahramanmaraş olmak üzere Türkiye’nin dört bir köşesine gönderiyor. Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesi Önsen Hopuru Mahallesi’nde, dağlık bölgedeki evinin bir odasında baston ve rahle yapan Durdu, 6 şubat depremlerinde şehirdeki evi ağır hasarlı hale gelince, kırsaldaki bağ evinde üretime devam ediyor.

    Depremlerde iş yeri yıkılınca, köydeki bağ evine taşınarak evinin bir odasında baston ve rahle yapan usta, “Baston ve rahle benim sevdam” dedi.
    Bastonla birlikte, kavukluk, rahle ile camide kullanılan mihrap işleri de yapan usta, oymacılık işini ailecek yapıyorlar. Kendisinden sonrası için torununu hazırlayan Adem Durdu, mesleğini ölünceye kadar yapacağını ifade etti.

    Diğer yandan, Adem ustanın yaşlı ve ihtiyaç sahiplerine bastonlarını hediye etmesi vatandaşların takdirini topluyor. Durdu, “Bu işi bağ evimde yapıyorum. Oğluma ve torunuma da öğrettim. Bu meslek benim ruhuma işledi. Branşım rahle ve baston üzerine genellikle baston üretiyorum. Bir bastonu bir buçuk günde yetiştiriyorum rahleyi 20 günde yetiştiriyorum. Kartal ve şahin başlı baston yapıyorum. Ağacı limba ve maundur. Yaptığım zaman mutlaka bir ihtiyara hediye ederim beni hatırlasın diye. Allah razı olsun derler o bana yeter” dedi.

  • “5 yıl sonra usta bulamayabiliriz”

    “5 yıl sonra usta bulamayabiliriz”

    Meslek Liselerinin hak ettiği önemin ve değerin verilmesinin sağlanması, sektörde faaliyet gösteren kurumların da çalışmalarıyla ortak bir farkındalık oluşturulması hedefiyle düzenlenen etkinliğe Bursa Ticaret İl Müdürü İsmail Aslanlar, Bursa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Bülent Altıntaş, Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Fahrettin Bilgit, 7.Bölge Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birliği Müdürü Aziz Ereselli, Bursa Elektronikçiler Odası Başkanı Erkan Kırcalı, KOSGEP Müdürü Erkan Güngör ve çok sayıda üye katılım sağladı.

    Elektronikçiler Odası Başkanı Erkan Kırcalı, “Kendi bünyemizde elektro akademi olarak bir akademi kurduk. İnşallah bu akademi önümüzdeki günlerde daha aktif, daha güncel konulara değinerek daha iyi eğitimler verecek. Kalifiye eleman problemi var. Beş yıl sonraki hacmimiz yurt dışından şu an kızdığımız göçmenler var ya, daha fazlasını talep etmeye yönelik olacak. Çünkü eleman bulamayacağız. Biz yeni nesli buralara entegre edemiyoruz. Edemediğimizden dolayı da çok ciddi bir şekilde kayıplar veriyoruz. Bu kayıpların önüne geçmemiz gerekiyor” dedi.

    Yıllardır Türkiye’nin bir geleneği haline gelen usta çırak ilişkisi geleneğini devam ettirmenin önemli olduğunu belirten Kırcalı, “Bizim asli görevlerimizden bir tanesi. Bizler geçmişimi yaşatırsak, geleceğimizi daha güzel inşa edebiliriz. Meslek liselerinden mezun olan yada aktif olarak çalışan öğrencilerin çıraklık programları ile sektörde kendilerine daha fazla yer açılması önemli. Her işletmeye muhakkak bir çırak olmak zorunda, bunu bizler mutlaka yapmak zorundayız. Eğer biz bunu başaramazsak,5 yıl sonra işimizi bırakabileceğimiz usta bulamayabiliriz” dedi.

    Meslek liselerinde okuyan öğrencilerin sektörde iş ve staj imkanlarının arttırılması konusunda çalışmalara her zaman destek olduklarını belirten Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Fahrettin Bilgit, “ Esnaf ve sanatkarlara yönelik kalifiye eleman yetiştirmek çok önemli. İş gücü ihtiyacının arttığı bu dönemde her sektörde yetişmiş iş gücü ihtiyacı gittikçe artıyor” diye konuştu.

    BURSA İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Bülent Altıntaş ise, aranan eleman sıkıntısının Türkiye dahil birçok ülkede sıkıntı olduğunu söyledi.Altıntaş, “Almanya gibi meslek eğitiminde rol model aldığımız ülkeler de bile böyle sorunlar yaşanıyor. Biz Bursa olarak diğer illerimize göre mesleki eğitim anlamında ve işletmelerimizin ilgisi anlamında oldukça şanslıyız. Orta öğretim düzeyindeki öğrencilerimizin yüzde 55’i mesleki eğitime dahil oluyor. Bursa’da 60 bin öğrencimiz mesleki eğitim alıyor. Son yıllarda hem ülkemizin hem de bakanlığımızın mesleki eğitime özel ilgisi var” dedi.

    Ustalık telafi programlarıyla birlikte belgelendirme noktasında ciddi çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Bülent Altıntaş, “Mesleki eğitim merkezlerinin diploma programına geçerek biraz daha cazip hale getirilmesi noktasında ciddi adımlar attık. Son dönemlerde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da tanıtımını yaptığı bölge okulları, iktisat okulları, sektör içi okullar ve sektöre entegre okullar anlamında dört yeni okul türünü konuşuyoruz şu anda. Çok büyük fırsatlar sunan, çok fazla şart koymadan hemen sektör içerisinde meslek lisesi açabilecek imkanlar var. Biz bakanlık olarak yeni öğretim içerikleri oluşturuyoruz. Sektör beklentileri ve öğrencilerimizin eğitimi açısından önemli etkilerinin olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

  • Oto tamir ustaları çırak bulamamaktan yakınıyor

    Oto tamir ustaları çırak bulamamaktan yakınıyor

    Özellikle eski model araçların uğrak noktası olan oto sanayi sitelerinde çırakların sayısı azaldı. Aileler çocuklarını eğitim görmeleri için okullara yönlendirirken, oto tamirciliği gibi yetenek ve ustalık isteyen iler eski ilgiyi görmüyor. Ailelere seslenen oto tamir ustası İlyas İşler, yeteneği olan gençlerin en azından yaz tatillerinde birkaç ay da olsa bu mesleği öğrenmelerini, aksi takdirde ilerde bu mesleği icra edecek ustaların yetişmeyeceğini söyledi. İlyas İşler, “2000 yılından bu yana oto tamircisiyim.

    İş yerinde çalıştırmak için çırak bulamıyoruz. Eskiden bulduğumuz çıraklar şimdi aileleri bırakmadığı için gelmiyor. Buradan ailelere sesleniyorum, bu işlere gönüllü olan ve bu işleri yapabilen çocukları bize göndermelerini bekliyoruz. Bu yaz döneminde göndermeyen ailelerin en azından bundan sonra göndermelerini bekliyoruz. Biz gelen elemanları çalıştıralım, artık devlet de çalışan çocuklara destek veriyor. Mesleki eğitim merkezinde mesleğe yönelik okumalarını sağlıyor. Devletin verdiği destek ve sigortayla birlikte bizde burada haftalık harçlık veriyoruz. Bu işi öğrensinler, ileride bu iş bitme noktasına gelmesin” dedi.

    Aracını tamire getiren Cihat Öztunç ise yakın zamanda arabasının bozulduğunu ve sanayide usta aradığını belirterek, “Biz iyi bir usta bulduk. Yalnız ustamızın ve bizim çektiğimiz sıkıntı, kimsenin ustanın yanında çalışmamasıdır. Bir de iyi bir usta olduğu için sürekli müşteri yoğunluğu yaşıyor ve tek başına araçların tamiriyle ilgilenmek zor oluyor. Gençlere şu tavsiyeyi vermek istiyorum; gidip bir kahvede, bir inşaatta çalışırsınız, yalnız onunla günü kurtarabilirsiniz. Güzel bir maaş alabilirsiniz. Yalnız bir mesleğiniz olmaz. Burada sanayide hiç bitmeyecek bir meslek kavramı var. Arkadaşlar buraya gelip bu işi öğrenirseniz, yarın öbür gün kolunuzdaki bir altın bileziğiniz olur” dedi.

     

  • Samanlık çatısını tamir eden usta, çatıdan düşerek hayatını kaybetti

    Samanlık çatısını tamir eden usta, çatıdan düşerek hayatını kaybetti

    Olay, merkeze bağlı Çatakören köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, samanlık çatısını tamir etmek için İbrahim Bakırcı, Çatakören köyüne geldi. Sabah saatlerinde çatı tamiratına başlayan Bakırcı, çatıda bir süre çalıştı. İşe mola vermek için çatıdan inmeye çalışan Bakırcı, dengesini kaybederek yere düştü. Durum 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yerde hareketsiz yatan İbrahim Bakırcı’nın hayatını kaybettiği belirlendi. Olay yerinde gelen Cumhuriyet Savcısı’nın incelemesinin ardından Bakırcı’nın cansız bedeni hastane morguna kaldırıldı.

  • Erzurumlu ustadan mor baklava

    Erzurumlu ustadan mor baklava

    Selami Atiş, Malatya’da yapılan mor ekmekten yola çıkarak diyabet hastaları için mor baklava yapıyor. Ahududu, incir, kırmızı lahana gibi mor sebze ve meyve özleri sayesinde şekerin hastalardaki negatif etkisini sıfırlayan ve tüketenin şeker oranında herhangi bir yükselmeye yol açmayan mor baklava, şeker hastalığı olup da tatlı yemeye korkan vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor. Mor meyve ve sebzelerin kurutularak unla karıştırılıp hamurunun hazırlandığı ve arasına kaymak ile fıstık eklenen mor baklava, meyvelerden yapılan şerbet ile tatlandırılıyor. İçerisinde şeker maddesi bulunmayan mor baklava, hazırlandıktan sonra saatler içinde tükeniyor.

    Erzurumlu ustadan mor baklava

    Gaziantep ve Kahramanmaraşlı ustalardan baklavacılığı öğrenen ve uzun zamandır sektörde farklı ürünler ortaya çıkaran Selami Atiş, diyabet hastaları için yaptığı baklavanın hamurunu orman meyvesi olarak bilinen ahududu ve böğürtlenin suyuyla mor olarak hazırladıklarını ifade ederek, “Arasına talebe göre ceviz ya da fıstık koyuyoruz. Fırında kızarttıktan sonra tatlı olarak şekerli tatlandırıcı yerine ahududu ve böğürtlen karışımından elde ettiğimiz şerbeti kullanıyoruz. Şeker kullanılmayan mor baklava, diyabet hastaları tarafından ilgi görüyor. Böylece diyabet hastaları, baklava özlemlerini gidermiş oluyor” dedi.

  • Türkiye’de son 4 ustadan biri: 120 yıllık aile mesleği

    Türkiye’de son 4 ustadan biri: 120 yıllık aile mesleği

    Bursa’da 60 yaşındaki Rıza Akbalış 3 kuşaktır devam eden 120 yıllık aile mesleğini, ilk günkü heyecanıyla devam ettiriyor. Abdal Mahallesi’nde bulunan atölyesinde babasından kalan aletlerle 14 yaşından bu yana zanaatına devam eden Akbalış, Türkiye’de birçok tarihi caminin alemini onarırken yurt dışına da sipariş üzerine ihracat yapıyor. Genellikle Balkan ülkelerinden çok fazla talep olduğunu dile getiren Akbalış, bu güne kadar Balkan ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine alem yaptığını söylüyor. Türkiye’de sadece 4 tane alem ustası kaldığını belirten Akbalış, kendisinden sonra bu mesleği devam ettirecek kimsesi kalmadığını kaydetti.

    Alem yapmayı babasından öğrendi

    Okulu bitirmesinin ardından babasının yanında çırak olarak çalışmaya başlayan Rıza Akbalış, “Bu mesleği dedem, babam ve ben olmak üzere 3 kuşaktır yapıyoruz, 120 yıllık bir meslek. 14-15 yaşlarında okulu bitirdiğim gibi babam yanına aldı. Temel eğitimi babamın yanında aldım. Atölyede dedemin ve babamın aletleri var. Hem babam hem de ustam olduğu için ondan çok şey öğrendim. Sanatta ahlak çok önemli. Temel eğitimi aldıktan sonra her şey çok güzel olur. Ben bu çizgide devam ediyorum. Kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek. Türkiye’de Samsun, Afyonkarahisar, Kahramanmaraş ve Bursa’da ben olmak üzere sadece 4 kişi yapıyor. İstanbul’da alem yapıyorlar ama onlar döküm alem. Bizim yaptığımız el sanatı çekiçle yapıyoruz. Ailemde benden sonra bu mesleği yapacak maalesef yok. Sağlığım elverdiği sürece bu mesleği devam ettireceğim” dedi.

    Deprem bölgesine alem gönderdi

    Hatay’da yıkılan tarihi camiler için de alem hazırladığını söyleyen Akbalış, “Türkiye’nin her tarafına özellikle Marmara bölgesine veriyoruz. Yurt dışında Avusturya, Romanya, Almanya, Macaristan, Balkan ülkelerine birkaç tane de Amerika’ya gönderdik. Yurt dışında bir hayırsever kilise iptal olunca yerine yapılan camiye alem istedi. Ben de para almadan hediye ederek yolladım. Zaman içerisinde bakırlar renk değiştiriyor, renklerini açıyoruz. Bazen yamuluyor, onları düzeltiyoruz. Eskisi gibi güzel şekilde teslim ediyoruz. 20-25 gün önce Hatay’da depremden dolayı yıkılan bir cami için hayırsever biri 5 tane alem aldı. Deprem bölgelerinde yıkılan ve hasar gören camiler yapılıyor onarılıyor. Tamamlanınca 5 tane daha alem göndereceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Yüksekova’da sanayi ustalarının Ramazan mesaisi

    Yüksekova’da sanayi ustalarının Ramazan mesaisi

    11 ayın sultanı Ramazan ayının gelmesiyle birlikte Yüksekova Küçük Sanayi Sitesi’nde çalışan oto sanayi ustalarının mesaisi de devam ediyor. Oruçlu olmalarına rağmen sabahın erken saatlerinde iş başı yapan ustalar, iftar vaktine kadar gelen araçları tamir ediyor. Oruçluyken halsizlik ve yorgunluk hissettiklerini söyleyen sanayi esnafı, çoğu zaman işleri bu yüzden yetiştiremediklerini belirtti.

    30 yıllık oto sanayi utası Ekrem Kayhan, Ramazan ayında çalışmanın daha zor olduğunu belirterek, “Sabah 08.30’da iş başı yapıyoruz. İftar vaktine yarım saat kala dükkanı kapatıyoruz. Çoğu zaman ekmek ve çiğ köfte almaya vaktimiz olmuyor. Çalışırken ekstra yorgun ve halsiz oluyoruz. Çoğu zaman yorgunluktan talebi karşılayamıyoruz. Ama elimizden geldiğince işleri yetiştirmeye çalışıyoruz. 30 yıldır sanayi ustasıyım. Her zaman orucumu tuttum” dedi.
    Ramazan ayının bu sene serin havalara denk geldiğini söyleyen 20 yıllık oto sanayi ustası Bülent Erdoğan ise “Havalar akşama doğru iyice serinliyor. Soğuk havaların etkisiyle de halsizlik ve yorgunluk artıyor. İşimiz çok zor ve yorucu. Mecburen bu işi yapıyoruz. Bazen işleri yetiştiremiyoruz. Vatandaşlarımızdan bu konuda anlayış bekliyoruz. Biz de kolay şartlarda çalışmıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Usta sanatçılara taş çıkarıyor

    Usta sanatçılara taş çıkarıyor

    Reyhanlı ilçesinde yaşayan 39 yaşındaki sınıf öğretmeni Halil Uyan, 2010 yılında halk eğitim merkezinde tezhip sanatı kursuna yazıldı. Hobi olarak başladığı sanatla kendini özdeşleştiren Uyan, 7 yıl boyunca eğitimini sürdürdü. Kendini geliştirmeyi sürdüren ve çalışmalarıyla ön plana çıkan Uyan, 7 yıllık bir eğitimin ardından özel siparişler alarak sanatını ulusal ve uluslararası alana taşıdı.

    Tezhip sanatına hobi olarak başladığını söyleyen Uyan, “Hatay Reyhanlı’da sınıf öğretmeni olarak görev yapmaktayım. Bir yandan da tezhip sanatıyla meşk etmekteyim. Tezhip sanatına 2010 yılında eşimi Halk Eğitim Merkezi müdürlüğüne bir kursa yazdırmaya götürmüştüm. Sonrasında da tek açılan kurs tezhip sanatıydı. O şekilde başladık. 7 yıl eğitim aldıktan sonra bir süre de özel siparişlerle devam ettim. Şu anda hobi olarak başladığım sanat yoğun emek ve çalışma sonucunda bir nevi benim işime dönüştü diyebiliriz. Siparişlerimizi alıyoruz, çalışmalarımızı tamamlıyoruz. Sergilerimize çıkıyoruz. Bir yandan da eğitim hayatına devam ediyoruz” dedi.

    Tezhip sanatında eserin ortaya çıkma süreci hakkında bilgi veren Uyan, “Öncelikle nasıl olacağına yönelik biz bir desen tasarlıyoruz. Genellikle hat yazılarının etrafını süslüyoruz. Önümüze hat yazısı geldikten sonra onun ölçülerini alıyoruz. Ölçülerini aldıktan sonra desenin tasarım aşamasına geçiyoruz. Yoğun uğraş ve emek gerektiren bir sanat hata kabul etmeyen bir sanat. Bunu yaparken çok fazla emek sarf ediliyor. Bu sanatı yaparken düşünce ve davranışın da orada olması gerekiyor.

    Başka şeylerle kafanın meşgul olmaması gerekiyor ki hata yapmayalım. Ama yoğun bir çalışma sonucunda da herkesin başarıya ulaşacağını düşünüyorum. Bir eseri yapmamız büyüklüğüne göre değişiyor. En ufak eser parçamız A4 kağıdın da bir boyutu ele alacak olursak 1 hafta gibi bir aşama da bitiyor. Eser büyüdükçe yapım aşaması ve süresi değişiyor. Bizim en büyük işlerimiz bitim aşaması olan işlerimiz Hilye-i Şeriflerdir. Hilye-i Şerifler özel eserler olduğu için bunların yapımı 1 yıla kadar buluyor. Yaptığım çalışmalar ile bir çok ulusal sergiye katıldık. Bu sayede bir çok sergiye katıldığımız için ulusal ve uluslararası bir çok satışımız oldu. Yaptığımız eserleri birçok müze için restorasyon amaçlı satın aldılar. Yurtdışı satışımız olarak Almanya oldu. Bir eserin tasarım aşaması 5 gün sürüyor. Ne yapacağıma dair fikirler sürekli kafada dolanıyor. Bu süreçte ilham vermesi amaçlı birçok kitap inceleniyor. Çizim aşaması başlıyor. 10 ya da 15 gün gibi bir süreç oluyor. Daha sonra bunun kağıda aktarımı ve uygulama aşaması geliyor” ifadelerini kullandı.

  • Depremzedeler ayakta kalmak için direniyor

    Depremzedeler ayakta kalmak için direniyor

    6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 11 ilden biri olan Malatya’da zanaat ustalarının iş yerleri ile evleri de hasar gördü. Depremler sonrası çok sayıda usta başka şehirlere taşınırken geride kalanlar ise ayakta kalmak için direniyor.

    “Zorda olsa ayakta kalmaya devam ediyoruz”

    Depremlerde iş yeri hasar alan 63 yaşındaki Hasan Yoncacı, her şeye rağmen mesleğini Malatya’da sürdürmeye kararlı olduğunu belirterek yapılan çalışmalarla şehrin kısa sürede yeniden imar edileceğine inandıklarını söyledi. 12 yaşında başladığı mesleğini sürdüren Yoncacı, “Depremi Malatya’da yaşadık. Bir süre kent dışına çıkış yaptık daha sonra geri geldik. Sektörümüz zorda olsa ayakta kalmaya devam ediyor. Sipariş üzerine özel ayakkabı üretimi yaparak vatandaşlarımıza bu zor dönemde hizmet vermeye devam ediyoruz” dedi.

    “Ayakkabıcıların bulunduğu 5 han yıkıldı”

    Depremlerde sektörün büyük yara aldığını aktaran Yoncacı, “İş yerimizin bulunduğu bina 40-50 yıllık yapı ve az hasarlı olarak raporlandı. Konteyner başvurusunda bulunduk çıkmadı. Şu anda bir sıkıntı yok faaliyetimiz devam ediyor. Merkezde ayakkabıcıların faaliyet gösterdiği 5 han yıkıldı. Bir çok usta şehir dışına çıktı. Esnaf iş yeri bulmaktan zorluk çekiliyor. Yeni ayakkabı yapımlarında bazı parçalara ulaşamıyoruz bu anlamda kösele ayakkabı yapamıyorum. Hazır ayakkabı imalatı ile tamirat yaparak mesleği ayakta tutmaya çalışıyorum. İş yerleri için başlanılan çalışmalar tamamlanırsa imalat sektörü daha da canlanacaktır. Bunun olacağına da inanıyor ve güveniyoruz” diye konuştu.