Etiket: uyarı

  • Uzmanlardan gıda ve temiz su kıtlığı uyarısı

    Uzmanlardan gıda ve temiz su kıtlığı uyarısı

    Antalya Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden Çevre Mühendisi Dr. Nilgün Akbulut Çoban, Alanya Üniversitesi’nde “İklim Değişikliği ve Sıfır Atık” konulu seminer düzenledi. Küresel ısınma ve iklim krizinin zararlarına dikkat çeken Çoban, Türkiye’nin iklim krizine karşı gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında da bilgiler aktardı. Küresel ısınma sorununun çok büyük bir sorun olduğuna vurgu yapan Dr. Çoban, “Biz şu an seçimimizi yapmalıyız. Küresel sorun uzakta değil, yakınımıza kadar gelmiş durumda. Biz kendi türümüzle birlikte bu dünyadaki, bu ekosistemdeki hiçbir türün yok olmasına izin vermemeliyiz. Buradaki ana tema, ‘ben tek kişiyim hiçbir şey yapamam’ diyerek bu kendimizi bu işten alıkoymamalıyız. Kendi türümüzle birlikte diğer türleri yok etmemeyi tercih etmeliyiz. Artık iklim değişikliğinin etkilerini uzakta değil, hemen mahallemizde yaşanan sel felaketinde görüyoruz. Ülkemizde pek çok felaketler oluyor. Alanya’da da oldu. Hortumlar yaşanıyor, Kumluca’da çok yeni sel felaketi yaşadık. Bu yaşadığımız afetlerin önüne geçmek gerekiyor. Biz hep ‘küresel ısınma’ diyoruz ama kavramlar bunun ötesine geçti. Bugüne kadar ‘iklim değişikliği’ olarak adlandırılan durum, ‘iklim krizi’ olarak adlandırılmaya başlandı” ifadelerini kullandı.

    “Enerji ve tarım sektörü küresel ısınmayı tetikliyor”

    Küresel ısınmanın neden oluştuğuna ilişkin teknik bilgiler aktaran Dr. Nilgün Akbulut Çoban, kentleşme ile birlikte atmosfere salınan sera gazlarının arttığına dikkat çekti. Atmosferdeki sera gazlarının küresel ısınmayı tetiklediğini dile getiren Dr. Çoban, “Güneşten yerküreye inen ışınların bir kısmının tekrar uzaya yansıması gerekiyor. Ama kentleşme ile birlikte atmosferin etrafını saran gazlardan dolayı yerküreden uzaya belli bir ışın yansıması gerçekleştirilemiyor. Bu durum da küresel ısınmayı beraberinde getiriyor. ‘Dünyamızın etrafını saran, sera etkisi oluşturan gazlar neler’ diye sorduğumuzda, ilk başta karbondioksit geliyor. ‘Ülkemizin sera gazı envanteri nedir, iklimlerin dengesini bozan kirleticilerin oranı nedir’ diye baktığımızda, Türkiye İstatistik Kurumu’na göre birinci bileşenin yüzde 70 oranla karbondioksit olduğunu görüyoruz. Bu karbondioksit salınımlarının yüzde 70’inin enerji sektöründen kaynaklandığını görüyoruz. Tarım sektöründen kaynaklanan sera gazı salınımı ise ikinci sırada yer alıyor. Atıkların yönetiminin de sera gazlarının oluşumunda etkili olduğunu görüyoruz. Ülkemizde sera gazlarının durumuna baktığımızda, kentleşme ve sanayileşme ile birlikte atmosfere verdiğimiz emisyonlar devam ediyor. Kişi başı ürettiğimiz sera gazı emisyonları artıyor” diye konuştu.

    “İklim değişikliği eylem planında Antalya öncü kentlerden”

    Çevre Mühendisi Dr. Nilgün Akbulut Çoban, tarım ve atık sektöründe sürdürülebilir yaklaşımların olması gerektiğine dikkat çekti. Antalya’nın bu konuda çok çaba gösterdiğine dikkat çeken Çoban, Antalya’nın bu konuda öncü kentlerden biri olduğunu anlattı. “İlimiz Antalya, Türkiye’deki birçok ile göre sürdürülebilir enerji ve iklim değişikliği eylem hazırlama konusunda öncü kentlerden. Sürdürülebilir İklim Değişikliği Eylem Planı ilk olarak 2012 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından hazırlanmış ve en günceli 2022 yılı sonunda yapılmış durumda” ifadelerini kullanan Dr. Nilgün Akbulut Çoban, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Kentimizde sera etkisi oluşturan gazlarda en fazla etkinin bina sektörü olduğunu görüyoruz. Binaların ısıtılması, soğultulması ve aydınlatılması gibi alt faktörler var. İkinci sırada ulaşım, bunu atıkların yönetimi takip ediyor. Atık yönetiminde iklim değişikliğine sebep olan katı atık bertarafının iklim değişikliğine yüzde 70 oranda olumsuz etkisini görüyoruz. Dolayısıyla ürettiğimiz bu atıkların akıllı bir şekilde sürdürülebilir yaklaşımlarla kontrol edilmesi gerekiyor ki iklim krizi ile mücadele edebilelim. İlk etapta çevre problemi olarak görülen durum, şu anda çevre probleminin ötesine gitti.”


    “Gıda ve temiz su kıtlığı yaşanabilir”

    Muhtemel bir iklim değişikliğinden dolayı Akdeniz havzasının olumsuz etkileneceğini söyleyen Çevre Mühendisi Dr. Nilgün Akbulut Çoban, tarım ve turizm sektöründe yaşanabilecek su krizine dikkat çekti. Dr. Çoban, “Akdeniz havzası, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölge. Bulunduğumuz kent de maalesef etkilerden en fazla etkilenecek illerden. Özellikle bir çeşitlilik bağlamında, biyoçeşitlilik bağlamında Adana’dan sonra en fazla endemik türün olduğu kentte yaşıyoruz. Attığımız adımlar, verdiğimiz kararların yönetimi sağlayacak şekilde olması gerekiyor. Sıcak bir kentte yaşıyoruz. Dolayısıyla kuraklık ve orman yangınları gibi sorunlara yol açabilecek bir durumdayız. Tarım, turizm iklim değişikliğinden olumsuz etkilenecek. Gıda ve temiz su kıtlığı kenti etkileyebilir. İklim değişikliği ile ilgili ilk adımlar, 1972 yılında Stockholm Konferansı ile başladı. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi bu anlamda kilit rol oynuyor. Biz de ilk defa 2004 yılında BM İklim Değişikliği Protokolü’ne dahil olduk. 2009 yılında da Kyoto Protokolü’ne dahil olduk. İklim değişikliği ile ilgili adımlarımızda 2021 yılında Paris İklim Anlaşması’na dahil olduk. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız yeni pozisyonunu almış oldu. Uluslararası sözleşmelerde ülkemizin ayrı bir yeri var. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere göre yapılan politika ve finansmanlardan ülkemizin BM ayrıcalıklı durumumuz var. AB, 2030 yılına kadar karbon salınımını azaltmayı planlıyor. 2050 yılına geldiğinde sıfır karbon dönemine geçmeyi vadediyor. Kendi üye devletlerine ithalat ve ihracatta sınır ve düzenlemeler gelecek. AB ile ithalat ve ihracat olan bir ülkedeyiz. Buna göre çalışmalarımız devam ediyor. AB Yeşil Mutabakat Eylem Planı hazırlandıktan sonra bakanlığımızda hazırlanan mutabakata uyumlu mutabakatlar hazırlandı” ifadelerini kullandı.

    “2050 yılında dünya bize yetmeyecek”

    Dr. Nilgün Akbulut Çoban, kişi başı üretilen atık miktarları hakkında bilgiler aktardı. Atıkları yönetmenin çok önemli olduğunu söyleyen Çoban, “Atıkları yönetmek çok önemli. Kişi başı üretim miktarı arıtıyor. Bu tüketim alışkanlığı ile devam edersek maalesef 2050 yılına geldiğinde bu dünyamız bize yetmemeye başlayacak. İki tane daha böyle bir dünyaya ihtiyacımız olacak. Çok tüketeceğiz. Maalesef çok fazla tüketim demek, çok fazla atık çok fazla emisyon demek. Bu da tüm dengelerin bozulması demektir. BM İnsani Gelişmiş İndeks Raporu’na göre; insanoğlu dünyaya geldiğinden beri ilk kez, dünyadaki tüm canlıların toplam ağırlığından fazla atık üretmeye başladı. Bu da gezegenimizde baskıya neden olmaya başladı. Bizim ülkemiz bu konuda gelişmeye devam eden bir ülke. OECD ülkeleri arasında hem ekonomik gelişim hem de sera gazı emisyonu en fazla artan ülkelerden bir tanesi. Ülkemizde atıklar her geçen gün artıyor. Bu tüketim alışkanlıklarıyla gidersek kentler için ayrılan düzenli atık depolama sahaları daha hızlı bir şekilde yaşam ömrünü tamamlayacak. O yetmediği için yeni düzenli depolama sahası açmak zorunda kalacağız. Bu da yeni bir ormanın, yeşil alanın yok olması demek. Bunun önüne geçmek gerekiyor. Bunu da atıkların geri dönüşümünü sağlıklı yaparak gerçekleştirebiliriz” dedi.

  • Karadeniz’de kuvvetli yağmur uyarısı

    Karadeniz’de kuvvetli yağmur uyarısı

    Meteoroloji 10. Bölge Müdürlüğü’nden yapılan son değerlendirmelere göre, Karadeniz Bölgesi’nde gece saatlerinden itibaren kuvvetli yağmur ve karla karışık yağmur, iç kesimlerde de yer yer yoğun kar yağışı beklendiği belirtildi. Samsun, Sinop, Kastamonu, Amasya, Ordu, Çorum ve Tokat’ta yaşayan vatandaşların, kuvvetli rüzgâr, fırtına, buzlanma, don ve kıyı kesimlerde su baskını gibi olumsuzluklara karşı tedbirli olmaları gerektiği uyarısı yapıldı.
    Meteoroloji 10. Bölge Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Bölgemizde beklenen yağışların bu gece saatlerinden itibaren kıyı kesimlerde kuvvetli yağmur ve karla karışık yağmur, Kastamonu’nun kuzey ilçelerinde ve iç kesimlerde kuvvetli kar yağışı şeklinde görüleceği tahmin ediliyor. Kar yağışlarının Sinop ve Samsun’un doğusu Asarcık, Lâdik ve Salıpazarı yükseklerinde, Amasya’nın doğu kesimleri, Ordu’nun iç kesimleri, Çorum’un kuzey ilçelerinde ve Tokat çevrelerinde yer yer yoğun kar yağışı şeklinde olması bekleniyor” ifadelerine yer verildi.

     


    Bölgede yaşayan vatandaşların ulaşımda aksamalar, kuvvetli rüzgar ve fırtına, buzlanma ve don olayı, görüş mesafesinde azalma ve kıyı kesimlerde su baskını gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği ifade edilirken, kuvvetli yağışların perşembe sabah saatlerinden itibaren etkisini kaybetmesi ancak soğuk havanın cuma gününe kadar etkili olmasının beklendiği ifade edildi.


    Ayrıca Doğu Karadeniz’de deniz üzerinde fırtına beklendiği, rüzgarın çarşamba günü gece saatlerinden itibaren batı ve kuzeybatı yönünden 6 ila 8 knot kuvvetinde fırtına şeklinde eseceği belirtilirken, fırtınanın perşembe günü öğle saatlerinde etkisini kaybedeceği kaydedildi.

  • Arıcılara ‘Erken bahar’ uyarısı

    Arıcılara ‘Erken bahar’ uyarısı

    Hava sıcaklıklarının mevsim normallerine yaklaşması ile Muğla’daki arı kolonilerinde üreme faaliyetlerinin hız kazandığına dikkat çeken İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, arıların erken bahar bakımlarının ihmal edilmemesi gerektiğini hatırlattı.

    Muğla Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, erken bahar ile arı kolonilerinin çam balı üretim sezonuna kadar sağlıklı gelişmesi için pek çok etken olduğu belirtilerek, kovanların yerleştirildiği alandan, bakım ve besleme faaliyetlerine kadar üretimin her aşamasında titizlikle uyulması gereken kurallar açıklandı.

    Yapılan uyarıda, “1/1 oranında hazırlanacak olan teşvik şurubu ana arının yumurtlama faaliyetlerine hız kazandıracaktır. Kuluçkanın sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için erken ilkbahar döneminde varroa mücadelesi yapılması gereklidir. Söz konusu mücadele için Bakanlığımızca ruhsatlandırılmış varroa ilaçlarının kullanılması, merdiven altı kimyasallardan uzak durulması gerekmektedir. Bahse konu merdiven altı kimyasallar kısa vadede faydalı gibi görünse de uzun vadede kalıntı problemi başta olmak üzere ilaç direnci geliştirerek kalıcı hasarlara neden olmaktadır” denildi.

    Arılar için en uygun ilaçlama zamanının akşam saatleri gün batımına yakın zaman dilimi olduğu belirtilen açıklamada, bu sayede arı kolonilerinin tarım ilaçlarının zararlarından korunacağına ve arı ölümlerinin önüne geçilebileceğine dikkat çekildi.

    İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, bal dışı arı ürünlerinin üretimine değinerek, “Muğla’mızın zengin florası ile beslenen arılarımızdan, sadece bal üretimi hedeflemekle kalmayalım, daha yüksek katma değere sahip polen, propolis, arı sütü, arı ekmeği, apilarnil ve arı zehiri gibi ürünleri üretelim. Değişen dünya şartlarında yoğun ilgi gören bu ürünler, hem arıcılarımıza daha yüksek gelir kazandıracak, hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sunacaktır. Muğla’daki arıcılarımız ve misafir arıcılar, İl Müdürlüğümüzün ücretsiz olarak gerçekleştireceği apiterapik arı ürünleri üretimi eğitimlerinden faydalanabilir” diye konuştu.

    İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, bu yıl Muğla’da konaklama yapacak sabit ve gezginci tüm arıcılara ‘Yangın tüpü bulundurma’ zorunluluğu getirildiğini de hatırlatarak, “Bölgemizde yaşanabilecek orman yangınlarına tedbir için aldığımız bu yenilik, her şeyden önce arıcılarımızı ve arı kolonilerimizi korumaya yöneliktir. Yangın tüpü bulundurmayan arıcılar hakkında kabahatler kanuna muhalefet nedeniyle idari para cezası uygulanacaktır” dedi.

  • Meteorolojiden zirai don uyarısı

    Meteorolojiden zirai don uyarısı

    Yetkililer tarafından yapılan açıklamada “Balkanlar üzerinden gelmesi beklenen soğuk havayla birlikte 29.03.2023 Çarşamba gününden itibaren bölgemiz genelinde Erzurum, Erzincan, Bayburt ve Ardahan’da kuvvetli zirai don bekleniyor.

    Tarımsal faaliyetlerle uğraşan vatandaşlarımız başta olmak üzere zirai don tehlikesine karşı tedbirli olunmalı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından il ve ilçeler için hazırlanan sıcaklık tahminleri dikkatle takip edilmelidir” denildi.

  • Bursa için meteorolojiden uyarı

    Bursa için meteorolojiden uyarı

    Bu geceden başlayıp yarın saat 15.00’a kadar sürmesi beklenen uyarı da şu ifadelere yer verildi: “Güney ve güneybatı zamanla batı ve kuzeybatı yönlerden kuvvetli rüzgar ve fırtına (40-60, hamlesi 70 km/saat,) yükseklerinde kuvvetli fırtına (50-70, hamlesi 80-90 km/saat) beklendiğinden ulaşımda aksamalar, çatı uçması, soba ve doğal gaz kaynaklı zehirlenmeler gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır.”

  • Arıcılara “ilkbahar bakımı” uyarısı

    Arıcılara “ilkbahar bakımı” uyarısı

    Giresun’da 150 bin kovanın, 100 bininin gezgin arıcı olduğunu belirten Giresun Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kubilay Elevli, “Kış mevsimi arıcılar için iyi geçti. Her yıl yüzde 60’lara varan arı ölümleri yaşanırken bu sene yaşanmadı. Bu durum arıcılar için sevindirici bir durum. Bununla beraber bahar mevsimi de erken geldi. Baharın erken gelmesi demek gezgin arıcıların çiçek balı için Doğu illerine göç etmesi anlamına geliyor. Giresun’da birliğe kayıtlı 2 bin 500 arıcı yaklaşık 150 bin kovanla arıcılık yapıyoruz. Bu 150 bin kovanın 50 bini kestane balı üretimi yapan arıcılarımız, geri kalan 100 bin civarındaki koloni de gezginci olarak devam etmektedir. Ortalama yıllık 7 bin ton çiçek balı, bin tona yakın da kestane balı üretimimiz vardı. Bu sene baharın erken gelmesiyle Doğu illerinde kuraklık olmazsa yüksek rekolte beklenmektedir” dedi.

    “Kovanlarda bahar bakımı ihmal edilmemelidir”

    Arıcıları bahar bakımına karşı da uyaran Elevli, “Arıcılar, havaların ısınmasıyla birlikte ilkbahar bakımı ve parazitlerden korunma amacıyla ilaçlama çalışmalarını ihmal etmemelidir. İlkbahar bakımına nisan ayının ilk haftası ile birlikte başlanmalıdır. Arıların kışı nasıl geçirdiklerini, kovanda mevcut gıda miktarını, ana arının var olup olmadığını, var ise yumurtlama durumuna bakılmalıdır. Kovanda ana arı, yani kraliçe arı yoksa o kovan risktedir. Ana arı yoksa ya zayıf kovanla birleştirilmeli ya da ana takviyesi yaparak kova kurtarılmalıdır. Kovanlarda hastalık ve zararlıların bulunup bulunmadığını kontrol etmek için açıp muayene edilmelidir. Ayrıca az koloni ile bal mevsimine giren arının bal üretim verimi de az olacaktır. Bu da üretimin az olmasına neden olacaktır. Hiçbir üreticinin istemediği şeydir. Bunu da güçlü kovandan zayıf kovana yavru takviyesi yapılmalıdır. Ayrıca, kovanın ana arısı zayıfsa, genç ana arı takviyesi yaparak çözülmelidir” dedi.

  • Deprem bölgesi için uyarı

    Deprem bölgesi için uyarı

    Meteoroloji’den deprem bölgesine yönelik sarı ve turuncu kodlu yağış uyarısı geldi.

    Meteoroloji, Adıyaman, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Gaziantep, Malatya, Kahramanmaraş, Muş, Tunceli, Şanlıurfa ve Kilis’te kuvvetli yağış beklendiğini duyurdu.

    Meteoroloji’den yapılan açıklamada, bölgede beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis, Diyarbakır, Malatya ve Şanlıurfa’da kuvvetli (21-50 kg/m2), Adıyaman, Elazığ, Malatya’nın güneyi ve Şanlıurfa’nın kuzeyinde çok kuvvetli (51-75 kg/m2) olacağı tahmin ediliyor.

    Açıklamada, pazar günü gece saatlerine kadar yer yer devam etmesi beklenen kuvvetli yağışların sebep olabileceği sel, su baskını, yıldırım, ulaşımda aksamalar, yerel dolu yağışı ve yağış anında kuvvetli rüzgar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması uyarısı yapıldı.

  • ‘Merdiven altı tatlı’ uyarısı

    ‘Merdiven altı tatlı’ uyarısı

    Ramazan’da insanların tatlıya daha fazla rağbet gösterdiğini söyleyen Kayseri Lokantacılar ve Pastacılar Odası Başkanı Altan Aydemir, “Biliyorsunuz ki Ramazan ayında tatlı tüketimimiz daha fazla oluyor. Çünkü kan şekerimiz düşüyor. İnsanlar iştah olarak tatlıya daha fazla rağbet gösteriyor. Bu tatlıları bildikleri yerlerden ve merdiven altı olmayan yerlerden almalarını önemle vatandaşlarımızdan rica ediyoruz.

    Tatlılarımızda da yine fiyat geçişlerimizi yapmadık. Tedarik ettiğimiz ürünlerde bir fiyat güncellemesi oldu ama biz yine bu 1 ay içerisinde de biz hem ülke ekonomisine destek katma anlamında da işletmelerimize vatandaşlarımızın gelmelerini sağlamak için de geçiş yapmıyoruz” dedi.

    “Tatlıları güvenilir yerlerden tüketmeliyiz”

    Vatandaşların merdiven altı üretici gördüklerinde şikayet etmeleri ve tatlıların güvenilir yerlerden alınıp tüketilmesi gerektiğini söyleyen Aydemir, “Tabi vatandaşlarımız merdiven altı üretimi gördüklerinde bizim odamıza da şikayet edebilirler ve 174 Alo Gıda hattımız var tarım müdürlüğümüze ait. Oraya da şikayette bulunabilirler.

    Bu merdiven altı üreticileri de durduralım çünkü diğer tarafta esnafımız vergisini ödüyor, personel çalıştırıyor, SGK’sını ödüyor. Kirasını, elektriğini, suyunu ödeyerek devlet ekonomisine katkı sağlarken, neyin nerede üretildiği belli olmayan yerlerden de alışveriş yapılmamalı. İnsan sağlığıyla kimsenin oynamaya hakkı yok. Bunun için de tatlılarımızı sağlıklı, bildiğimiz ve güvenilir olan yerlerden tüketmeliyiz” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Koca’dan deprem bölgesi için içme suyu uyarısı

    Bakan Koca’dan deprem bölgesi için içme suyu uyarısı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından deprem bölgesindeki inceleme ve çalışmalarını sürdüren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bahçesinde kurulan sahra hastanesinde görevlilerden bilgi aldı.

    Ardından bir basın açıklaması yapan Koca, “6 Şubat’tan beri, büyük bir afetin sonuçlarına karşı mücadele veriyoruz. Bu mücadelede milletimizin desteği her yönüyle bizimledir, Devletimizin tüm imkânları buradadır. Bütün birimlerimiz hizmet için seferber, görev bilinci ile gece gündüz uyanık, gönüllülerin çabası ise tarihe geçecek bir sayfa” dedi. “Milletçe omuz omuza yürüttüğümüz bu süreçte, en büyük gayretimiz, bir an evvel, tüm yaralarımızı sarmak ve afetten etkilenen kardeşlerimizin, tüm ihtiyaçlarını karşılayarak, bir an önce hayatın olağan akışına dönmek içindir” diyen Koca, “Bunun kolay olmadığının hepimiz farkındayız. Ancak durmadan, dinlenmeden gayret edeceğiz. Her bir vatandaşımızın acısını, günbegün hafifletebilmek için gerekenin yapıldığından emin olacağız. Aksi takdirde bu hayat, yerine getirilmemiş bir görev sebebiyle hepimiz için buruktur. Çünkü devlet, halkının sağlığından, saadetinden mesuldür” şeklinde konuştu.

    “45 günde 4 milyon 800 bin kişiye sağlık hizmeti”
    Deprem bölgesinde, koruyucu ve temel sağlık hizmetlerinin hakkıyla sürdürülmesi için, tüm güçleriyle çalıştıklarını ifade eden Koca, “Bin 64 aile sağlığı merkezimizi faal hale getirmiş durumdayız. Çadır kent, konteyner kent gibi toplu yaşam merkezlerinde 176 birinci basamak sağlık ünitesi hizmete alındı. 45 günde 4 milyon 800 bin kişiye sağlık hizmeti sunuldu. Yerleşik sağlık hizmeti imkanı bulunmayan yerlere sunulan mobil hizmet ziyaret sayısı ise 24 bin 500’ü geçti. Bu çerçevede 780 binden fazla kişinin ayağına gidildi” dedi.

    Afetin ilk gününden bugüne kadar deprem bölgesinde 23 bin 678 bebeğin dünyaya geldiğini söyleyen Koca, “Bu zor günlerde dünyaya gözlerini açan bebeklerimizin yeni doğan taramaları, aşıları büyük bir ciddiyetle takip edilmektedir. Aşılama düzeyimiz yüzde 98-99 seviyelerindedir. Bu oranın, afet bölgesi dışındaki bölgelerimizden daha yüksek olduğunu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. Depremler sonrasında, hangi ülkede olursa olsun, gündeme gelme ihtimali olan konulardan birinin de salgın hastalıklar olduğunu kaydeden Koca, “Yeni kurulan toplu yaşam alanlarında salgın riski muhtemel ancak önlenebilecek bir durumdur. Bu bakımdan, ilk günlerden itibaren halk sağlığı konusunda önemli tedbirler aldık ve almaya devam ediyoruz. Depremden hemen sonra, çalışmalarına başlayan Deprem Sonrası Halk Sağlığı Komisyonumuz, son toplantısını iki gün önce gerçekleştirdi. Bölgeden alınan verilerin titizlikle incelendiğini, tedbirlerin merkezi olarak planlandığını ifade etmek isterim. Salgın hastalık olduğu şeklinde bir tespitin, ancak ve ancak belirli kriterlerle yapılabileceği, kesinlikle unutulmamalıdır” dedi.

    “Şu ana kadar herhangi bir salgın söz konusu değildir”
    Salgından hangi şartlarda bahsedilebileceğini de açıklayan Koca, “Belirli bir yerde, belirli bir zamanda, beklenen vaka sayısından daha fazla vaka görülmesi veya, daha önce ülkede görülmemiş olan bir hastalığa dair vakaların görülmesi ya da uluslararası sağlık tehdidi olarak kabul edilen bir hastalığa dair, vaka görülmesi halinde salgından bahsedilebilir. Bilindiği gibi, bölgedeki tüm illerimizden düzenli olarak numune alınıyor. 6 Şubat 2023 tarihinden itibaren incelenen ve farklı zamanlarda ishal şikayetiyle başvuran, hastalardan alınan numunelerde Nörovirus, Escherichia Coli, Rotavirus, Campylobacter ve Adenovirus gibi etkenler tespit edilmiştir. Bu etkenler, salgın tanımına uyacak şekilde, belirli bir yerde, belirli bir zaman aralığında, vaka kümelenmesi şeklinde ve beklenenden fazla sayıda değildir. Bir kez daha söylüyorum; elimizde, salgın tanımıyla örtüşen, ona işaret eden veri kesinlikle yoktur. Dolayısıyla, açıkça ifade etmek isterim ki, deprem felaketini yaşamış illerimizin hiç birinde şu ana kadar herhangi bir salgın söz konusu değildir” şeklinde konuştu.

    İçme suyu uyarısı
    Halk sağlığının korunmasına yönelik en önemli konunun içme suyunun güvenirliği olduğuna dikkat çeken Koca, “İçme sularının güvenle kullanılabilir hale gelmesi, temel önceliklerimizdendir. Bu bakımdan, su analizlerine düzenli olarak devam ediyoruz. Adıyaman’da şebeke suyunun halen içme suyu olarak kullanılması uygun değildir. Yapılan 2 bin 176 su analizinden 481’i uygunsuz sonuç vermiştir. Hatay’da; Antakya, Defne, İskenderun, Samandağ ve Kırıkhan ilçelerimizde şebeke suyunun içme suyu olarak kullanılması uygun değildir. Hatay’da yapılan 3 bin 861 su analizinin 517’si güvenli bulunmamıştır. Şanlıurfa’da ise merkez Haliliye, Eyübiye ve Karaköprü’de şebeke suyu içme suyu olarak kullanılmamalıdır. Yapılan 6 bin 32 analizin 120’si uygunsuz bulunmuştur. Şebeke suyunun içime suyu olarak kullanılmasından kaçınalım. Bu konuda tekrar uyarıda bulunmak istiyorum: Şebeke suyunun içme suyu olarak kullanılması için valilik ve kaymakamlıkların duyurularına uygun hareket edilmelidir. Risk almayalım, birbirimizi riske davet etmeyelim” dedi.

    Eski hastanelerin durumları
    Yaşanılan felaketin sebep olduğu yıkımın bir takım acil tedbirlerin uygulamaya konmasını ve önceden aldıkları kararları hayata geçirmelerinin elzem olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyleyen Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere bütün illerimizde, geçmişten miras aldığımız hastanelerimizin, dayanıklılık kontrollerini yaptırmaya ve tedbirleri uygulamaya devam ediyoruz. Ankara’da daha önce riskli durumları gündeme gelen ve kadrosunu kısmen seyrelttiğimiz Dr. Sami Ulus Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesini tahliye ediyoruz. Sami Ulus’un yerine yapılacak 300 yataklı, Dışkapı’nın yerine yapılacak 600 yataklı yeni hastaneler ile birlikte onkoloji eğitim ve araştırma hastanesinin yanına inşa edeceğimiz 600 yataklı hastane projelerimiz tamamlandı. 28 Nisan’da yapım ihalelerini gerçekleştireceğiz. İstanbul’da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’ya bağlı Haseki Kardiyoloji Enstitüsü, Samatya’daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanemizde ayrılan mekanda hizmet vermeye devam edecektir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin sağlık hizmet faaliyetini güvence altına alacak şekilde Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesini kullanılacaktır. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin B ve C bloklarındaki kadın hastalıkları ve doğum ile çocuk sağlığı ve hastalıkları klinikleri tahliye edilerek, Bahçelievler Devlet Hastanesi ve İstanbul Fizik Tedavi Hastanesine taşınacaktır. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin B ve C bloklarında halihazırda yürütülmekte olan hizmetler, aynı kampüste bulunan Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Prof. Dr. Asaf Ataseven ek binası ile Sultanbeyli Devlet Hastanesinde sürdürülecektir. İstanbul Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ihtiyacını karşılamak için Gümüşsuyu Ek Binasında ilave kapasite oluşturulacaktır.”

  • ‘Mavi tik’ dolandırıcılarına karşı uyarı

    ‘Mavi tik’ dolandırıcılarına karşı uyarı

    Sosyal medya üzerinden ‘mavi tik’ sahibi olmak isteyen kullanıcıların sayısı her geçen gün daha da artıyor. Bununla beraber durumu kendi lehine çevirmek isteyen dolandırıcılar da her geçen gün yeni bir yöntemle gün yüzüne çıkıyor.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan teknoloji editörü Ozancan Kubilay, sosyal medya kullanıcılarını ‘mavi tik’ dolandırıcılarına karşı uyardı. Instagram’da mavi tik dolandırıcılığıyla uğraşanların kendisine ulaştığını belirten Kubilay, “Eğer hesabınız açıksa ve bu hesaba bir şekilde bir iletişim adresi koyduysanız, sizlere bir mail atılabiliyorsa, bu mail üzerinden sizlerle bir iletişim kuruluyor ve bu kurulan iletişim sonrasında da ‘size mavi tik verebiliriz’, ‘sizler bizimle iletişim kurarsanız, dediklerimizi yaparsanız mavi tike sahip olabilirsiniz’ gibi mailler geliyor” diye konuştu.

    Ücret gönderilmediğinde tehditler başlıyor

    Dolandırıcılar ile yaşanan mail trafiğinin ardından kripto para talep edildiğini belirten Kubilay, teklif kabul edilmediğinde de tehdit edildiğini bildirdi. Kubilay, “Bu maillere geri dönüş yaptığınızda işte o zaman hikaye başlıyor. Şöyle bir süreç sizi bekliyor ki ben bu süreci yaşadım, denemek için bir bakayım dedim. Ne oluyor ne bitiyor falan diye bir kişiyle mailleşmeye başladım. Düzenli olarak mailleşiyorum kendisiyle ve bu mailleşmenin sonunda kendisi benden bir ücret talep etti ve bu ücreti de tabii ki tahmin edeceğiniz üzere kripto para üzerinden göndermemi rica etti, kendisi bir Etherium transferi yapmamı istedi ve ben bunu yapmak istemiyorum. Hayır, ben vazgeçtim istemiyorum bu süreçten, hesabım onaylanmasının dediğim noktada da bana ‘Hesabın çok eski ve değerli bir hesap böyle bir hesaptan vazgeçebilir misin?’ gibi bir yaklaşımla beni bir nevi böyle tehdit ederek o Etherium’u benden koparmaya çalıştı” ifadelerini kullandı.

    Sosyal medya platformlarında mavi tik için başlatılan çeşitli programlar olduğunu belirten Kubilay konuşmasına şöyle devam etti:

    “Gün sonunda bu kişinin zaten dolandırıcı olduğunu en başından beri bildiğim için ben kendisinin maillerini engelledim ve daha fazla kendisiyle görüşmeye devam etmedim. Ancak gün sonunda kripto para transferi yaparak ya da bir kişinin işte sizin hesabınızı doğrulayabilirim işte şu kişileri doğruladım işte 100 bin lira, 150 bin lira bir ücret öde gibi bir yaklaşımla size geldiği noktada zaten doğrudan sizi dolandırdığını ya da dolandıracağına emin olabilirsiniz. Bu özellikle Instagram, Facebook, Twitter gibi yerlerdeki mavi tik için zaten yepyeni programlar başladı.

    Biliyorsunuz Twitter Blue artık ülkemizde de üyelik oluşturarak sizlerin mavi tik alabileceği bir üyelik modeli olarak çalışıyor. Twitter’daki mavi ekip problemi ya da mavi tike erişememe durumu ortadan kalktı.”

    Kubilay konuşmasına şöyle devam etti:

    “Meta da Facebook ve Instagram’da artık Meta Veri Fight isimli bir programını başlattı. Yine bu da şu anda Yeni Zelanda, Avustralya ve Amerika’da da çok yakın bir süre önce kullanıma başladı. Amerika’da sonradan açıldı, artık belli bir ücret ödeyerek yine bu platformda da bir mavi tik sahibi olabileceksiniz. Diğer platformlar da mutlaka yakın zamanda bu sürece girecektir diye düşünüyorum. Burada özellikle dikkat etmeniz gereken bir üçüncü şahsın sizin hesabınızı kapatabilme gibi bir yeteneği ya da bir böyle bir gücü olabileceğini düşünmeyin lütfen.

    Olur da bir şekilde bir iletişim kurarsanız böyle bir kişiyle mutlaka o iletişimi istediğiniz noktada sonlandırın. Bana kalırsa hiç onlarla iletişim kurmanız daha doğrusu ama bir şekilde bir iletişim kurulduysa bu iletişimi çok ilerletmeden sonlandırmaya bakarsınız sizler için çok daha iyi olur. Bu mavi tik dolandırıcılığı daha yeni çıktı ve bana bayağı bir mail geliyor açıkçası bu konuda. Mutlaka etrafınızda duymuşsunuzdur, duymadıysanız da hazırlıklı olun. Kimse size mail atarak ya da profilinizde kayıtlı olan iletişim bilgilerinizden size ulaşılarak size bir mavi tik verebiliriz şu ücret karşılığında gibi bir mail atmaz.”