Etiket: vahit kirişçi

  • Bakan Kirişci Hataylılara çağrıda bulundu

    Bakan Kirişci Hataylılara çağrıda bulundu

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Hatay’ın Samandağ ilçesindeki muhtarlar ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Kirişci, burada yaptığı konuşmada, bakanlığın birçok personeli ve ekipmanının depremin ilk anından bu yana afet bölgelerinde olduğunu ve bu süreçte ortaya çıkan eksikliklerle ilgili çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti. Deprem bölgelerindeki çiftçilere yapılan yardımlara değinen Kirişci, 11 ilde 15 bin ton yem dağıtımının yapıldığını, yardım ve destek ödemelerinin devam edeceğini belirtti. Bölgedeki tarımsal faaliyetlere bir an önce başlanmasının depremin yaralarının sarılmasına katkı sağlayacağına dikkat çeken Bakan Kirişci, Hatay’dan ayrılan vatandaşları geri dönmeye davet etti. Öte yandan Kirişci konuşma yaptığı sırada, Hatay’ın Yayladağı ilçesinde 3.1 büyüklüğünde bir artçı deprem meydana geldi. Kirişci’nin o anlarda soğukkanlılığını koruduğu görüldü.

    “Eksiklikleri gidermek için çalışmaları hızlandırıyoruz”

    Depremin ilk anından itibaren birçok personel ve ekipmanla sahaya indiklerini hatırlatan Bakan Kirişci, “Bu depreme asrın felaketi tanımı dünyanın verdiği bir tanım. Karada meydana gelen tarihin yazabileceği en büyük yıkıcı ve gerek nüfus, gerek yüzölçümü itibarıyla zararları olmuş bir deprem. Tabii devlet olmanın, hükümet olmanın sorumluluğu gereği bütün birimlerimizde sahaya indik. Ve bu çalışmalara hızla başladık. Özellikle kurtarma faaliyetleri başta olmak üzere bütün ihtiyaçlar için biz Tarım ve Orman Bakanlığı olarak 15 bin çalışanımız, 5 bin de iş makinamızla biz sahaya o gün bütün alet makinelerimizi indirdik. Personelimizi de bu makinelerle buluşturmuş olduk. Tabii yara büyük, makine parkı ne kadar geniş, ne kadar güçlü olursa olsun yine de eksiklikler, noksanlıklar oldu. Dolayısıyla bunlarla ilgili çalışmalar hızla sürdürüldü” dedi.

    “11 ilde 15 bin tonun üzerinde yem dağıtımı gerçekleştirdik”

    Bakanlık olarak deprem bölgesindeki çiftçilere sağlanan destekten bahseden Kirişci, “Artık kurtarma çalışmaları sona erdikten sonra çadır ihtiyaçları, sonra konteyner, şimdi de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla birlikte artık kalıcı konutlar kentlerde, artı kırsalda da köylerin inşası sürecini, köy evlerinin inşası sürecini geçmiş olduk. Biz bakanlık olarak özellikle insanlarımızı kurtaralım çabası içerisinde ve o kurtarma çalışmalarına yardım edelim, enkazı kaldıralım çalışmaları içerisinde olurken diğer taraftan da bizim hayvansal üretimimizle ilgili orada vatandaşlarımızın ihtiyacı olacak konularda onlara yardımcı olmaya çalıştık. Ve bu çerçevede de onların o gün için en çok ihtiyacı olan şey yem konusuydu. Çünkü yeme ihtiyaçları vardı. Yem dağıtımı yapıldı. 11 ilde 15 bin tonun üzerinde yem dağıtımı gerçekleştirdik. Bunun yüzde 25’i de burada, Hatay’a dağıtıldı. Biz 15 bin ton yemle yetinmedik, 1,5 milyar liralık da yem desteği sözünü verdik. Diğer desteklerimizin öne çekilmesini sağladık. 11 ilimize 3.4 milyar, toplamda 13.8 milyar olmak üzere destekleme ödemelerini 24 Şubat’ta çiftçilerimizin hesabına yatırdık” diye konuştu.

    Şehri terk edenlere çağrı

    Bölgedeki tarımsal faaliyetlere bir an önce başlanmasının depremin yaralarının sarılmasına katkı sağlayacağına değinen Bakan Kirişci, “Tabii ki gidenleri geri getiremeyiz ama en azından yaraları sarmak, üretime yeniden dönmek, bir an önce üretim çarkını döndürmek artık hepimizin asli bir görevidir. Sizlerden istirhamım bu şehri terk eden kardeşlerimin tekrar buraya dönmeleri ve burada kendi faaliyetlerine bir an önce başlamaları ve ekonominin çarkını bir an önce çevirmeleridir, doğru olan budur. Dolayısıyla hükümet olarak biz de yine çiftçilerimizin borcu olan tarımsal kredileri, Ziraat Bankasına olan borçlarını bir yıl öteledik. Yine aynı şekilde Orköy’ün verdiği kredi var orman köylülerine. Onları hiçbir vade farkı almadan, yine o borçları da erteledik. Ve burada üreticilerimizin yanında olduğumuzu ortaya koymak adına, hatırlarsanız ineğini kaybedenlere ineğini, buzağısını kaybedenlere buzağı, koyununu kaybedenlere koyununu, keçisini kaybedene keçisini, tavuğunu, arısını, su ürünleri zarar görenlerin zararlarını tazmin etmek için bu tespitler de yapıldı. Bunları da sizlere biz ayni olarak ödeyeceğiz” şeklinde konuştu.

  • ‘Deprem ülkesiyiz buna göre çözümler üretmemiz gerekiyor’

    ‘Deprem ülkesiyiz buna göre çözümler üretmemiz gerekiyor’

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde 1. Hudut Tabur Komutanlığında çiftçilerle bir araya geldi. Bakan Kirişci burada yaptığı açıklamada, 6 Şubat günü meydana gelen, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan iki depremin dünyada bu zamana kadar karada yaşanan en büyük deprem olduğunu söyleyerek, “Karada meyana gelmiş, dünya kayıtlarını giren en büyük en yıkıcı deprem.

    Böyle bir depremi ülke olarak yaşadık. 11 il olarak yaşadık. Hala da yeni depremler ve artçılar devam ediyor. Bu ülke bir deprem ülkesi. Bizim deprem ülkesi olduğumuzu kabullenip buna göre çözümler bulmamız gerekiyor” diye konuştu. Büyük depremin ardından yaraların sarılması için devlet ve milletin ele ele mücadele ettiğini anlatan Kirişci şöyle devam etti:

    “Depremden sonra hemen bölgeye gelinerek yaraların sarılması için çalışma başlatıldı. Şu an enkaz kaldırma çalışması devam ediyor. Biz de bakanlık olarak bütün birimlerimizle hem vatandaşın hem de çiftçimizin yanındayız.

    Bir taraftan enkaz kaldırma çalışması devam ederken bir taraftan çadırlar ve konteyner kentler kuruluyor. Daha sonraki adımda kalıcı konutlar yapılmaya başlanacak. Büyük felaketin yaralarını sarmak için buradayız.” Kirişci, Kırıkhan’da bulunan koordinatör Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan’dan bilgi aldı. Kirişci, daha sonra çiftçilerle basın kapalı toplantı gerçekleştirdi.

  • Bakan Kirişci: “Tarımı güçlendiriyoruz”

    Bakan Kirişci: “Tarımı güçlendiriyoruz”

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, yaptığı yazılı açıklamada üretim kaynaklarını doğru kullanarak, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlayacak, üretimde sürdürülebilirliği güçlendirecek ve verimliliği artıracak rasyonel bir planlama yapmaya çalıştıklarını belirtti. Bu planlamanın en önemli ayaklarından birisinin ‘kent tarımı’ olduğuna dikkati çeken Kirişci, “Yerinde üretim-yerinde tüketim anlayışıyla tüketicilerin taze, ucuz ve en az fireyle sebze ve meyveye ulaşımını sağlamak amacıyla, kent tarımı uygulamalarını adım adım hayata geçiriyoruz. Bu çerçevede jeotermal kaynaklarımızın yanı sıra, rüzgar, güneş ve biyokütle gibi temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’ni hızla yaygınlaştırıyoruz. Kent tarımı ile ilgili çalışmalarımızda son aşamaya geldik. Burada ilk etapta 3 yıllık bir eylem planı hazırlıyoruz. Kent tarımı uygulamalarımızda kadın ve genç çiftçilerimiz bizim için çok önemli” ifadelerini kullandı.

    “Tarımı, gençlerimizin ve kadınlarımızın gücüyle daha da güçlendiriyoruz”

    Kirişci, tarım ile ilgili yatırım ve desteklerde genç ve kadın üreticilere öncelik verdiklerinin altını çizerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Bu çerçevede kırsal kalkınma desteklerinde kadınlarımıza öncelik veriyor, pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Kendilerini öne çıkarmak için kadın yatırımcılarımıza IPARD proje seçiminde ilave puanlar veriyoruz. 2007’den bu yana 5 bin 466 kadın yatırımcımız desteklenmiştir. Bir milli güvenlik sorunu olarak gördüğümüz tarımın ülkemizin bekası ve bağımsızlığı için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak ettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Bizim için en stratejik sektör konumunda olan tarımı, gençlerimizin ve kadınlarımızın gücüyle daha da güçlendiriyoruz. Bilimden ekonomiye, spordan sanata, siyasetten akademisyenliğe kadar birçok alanda başarı hikayeleri yazan kadınlarımız, tarımın da kahramanlarıdır. Onların yolunu açmak bizim birinci hedefimizdir.”

  • “Kırsaldan kente göçün azaltılmasını hedefliyoruz”

    “Kırsaldan kente göçün azaltılmasını hedefliyoruz”

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, küçük aile işletmelerinin Kırsal Kalkınma Desteklemesi Programı’na alınmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Kirişci, küçük aile işletmelerinin korunması, rekabet gücünün artırılması ve iktisadi üretim yapmalarına imkan sağlayacak politikaların geliştirilmesine öncelik verdiklerini belirtti.

    Genç Çiftçilerin Desteklenmesi, Uzman Eller gibi birçok projeyle küçük aile işletmelerini desteklediklerini vurgulayan Kirişci, “Türkiye’deki mevcut işletmelerin büyük çoğunluğu da ‘geçimlik’ ve ‘yarı geçimlik’ aile işletmelerinden oluşmaktadır. Ülkemizde aile çiftliklerinin genele oranı da yüzde 90 civarındadır. Kırsal alanda gelir sağlamayı amaçlayan aile işletmeleri, üretim girdilerini doğadan veya kendi arazilerinden temin etmektedir” dedi.

    Kirişci, küçük aile işletmelerinin hayvansal üretim ve arzı açısından tampon vazifesi gördüğünü belirterek, “Tüketiminin bir kısmını ürünlerinden karşılayan küçük ölçekli aile işletmeleri, muhtemel krizlere ve piyasadaki olası fiyat dalgalanmalarına karşı daha dirençlidir. Bu işletmeler aynı zamanda, hayvansal üretim ve arzı açısından tampon vazifesi görmektedir. Türkiye’nin, artan ürün ihtiyacını karşılamak üzere, ölçek ekonomisinden yararlanan ve düşük maliyetle üretim yapan büyük işletmelere ihtiyacı su götürmez bir gerçektir” açıklamasında bulundu.

    “Kırsaldan kente göçün azaltılmasını hedefliyoruz”

    Hayvancılık yapan küçük aile işletmelerini Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı’na almaktan büyük mutluluk duyduklarının altını çizen Bakan Kirişci, şunları kaydetti:
    “Küçük aile işletmelerine sağladığımız yeni desteklerle işletmelerin sürdürebilirliğinin sağlanması, altyapı ve ekipman eksikliği nedeniyle yaşanan kayıpların azaltılması, verimlilik ve kalitenin artırılması, üretimde yem maliyetlerinin düşürülmesi, üretici gelirlerinin artırılması, kırsaldan kente göçün azaltılması ve bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasını hedefliyoruz. Bugün, daha fazla gıda üretmek, daha fazla istihdam oluşturmak ve doğal kaynaklarımızı korumak için sürdürülebilir bir tarıma ihtiyaç duyuyorsak çözümün merkezinde küçük aile işletmelerinin yattığı unutulmamalıdır. Bunun bilincinde olarak politika üretmeye ve çalışmalarımızı bu yönde sürdürmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle bütün üreticilerimize işlerinde kolaylık, bol ve bereketli kazançlar diliyorum.”

  • “11.9 milyon ton tahıl, tahıl koridorundan taşındı”

    “11.9 milyon ton tahıl, tahıl koridorundan taşındı”

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Çamlıca DSİ’de sektör temsilcileri ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. ‘Tarım Varsa Hayat Var’ projesi çerçevesinde gerçekleştirilen ‘ Türkiye Tarım Politikaları Toplantısı’nda konuşan Bakan Kirişci, Türkiye’de tarıma yönelik yürütülen çalışmalar ve geleceğe ilişkin projelere değindi.

    “11.9 milyon ton tahıl, tahıl koridorundan taşındı”

    Tahıl koridoruna ilişkin konuşan Bakan Kirişci, “4 ay daha açık kalması planlanan tahıl koridoru sürecine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bugüne kadar 491 gemi tahıl koridorundan geçmiş, 11.9 milyon ton tahıl ve diğer ürünler bu koridordan taşınmış. Bunun yüzde 59’u Avrupa ülkelerine gitmiştir. Asya ülkelerine yüzde 22.7’si, Afrika ülkelerine yüzde 11.8’si, Orta Doğu ülkelerine ise 6.8’i ulaşmıştır. En az gelişmiş ülkelere ise sadece yüzde 6 gibi bir yüzdelik ulaşmıştır. Bu adaletsizliğe karşı çıkan tek lider ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Yoksul ülkelere yönelik yeni bir çalışma başlattığımızı da belirtmek isterim. Rusya’da alınacak buğdayın işlendikten sonra az gelişmiş ülkelere dağıtımını arzu ediyoruz” dedi.

    “2.5 milyon nüfuslu bir yerleşim yerinin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek nitelikte“

    Yusufeli Barajı çalışmalarına değinen Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Dünyanın en yüksek 5. barajı olan Yusufeli Barajı ve HES’in açılışını gerçekleştirdik. Listenin en başındaki en önemli şaheserimizdir. Yılda 1.9 milyar kilovat saatlik enerji üretimiyle 2.5 milyon nüfuslu bir yerleşim yerinin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek nitelikte. Bir diğer önemli nokta böylesine önemli bir çalışmayı kendi öz kaynaklarımızla yapmış olmamız. Toplam maliyeti 34 milyar Liradır. Sadece yol için harcadığımız para 12 milyar Liradır. 62 kilometrelik bir tünel ve tünellerle birlikte açılmış olan köprüler viyadükler var. Bu projeler Yusufeli halkına kazandırılmıştır. Onlar da artık buraya taşınacaklar. İlk 9 gününde 2 köyümüz 69’uncu günde ilçe merkezimiz sular altında kalacak. 309 gün sonra bu süreç tamamlanmış olacak. 6 ay sonra da elektrik üretimiyle ilgili süreç başlamış olacak. Böylesine önemli bir tesisin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasının diliyorum. ” diye konuştu.

    “İstanbul’un herhangi bir yağış dahi olmasa 4 aylık suyu var”

    Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Kirişçi, “İstanbul’un herhangi bir yağış dahi olmasa 4 aylık suyu var. Tabi bu rakam şehirden şehire farklılık gösteriyor. Mottosu ‘Sen Üret Yeter’ olan yeni dönem vizyonumuz, köklü değişimleri ve ilkleri barındırmaktadır. Bir kısmında uygulama başladı, bir kısmında teknik çalışmalar tamamlandı ama uygulamaya geçilmesi için birtakım kanun değişikliği gerekmektedir. Bizim dönemimizde çıkarılan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile 92 milyon dekarlık 429 ovayı büyük ova çerçevesine aldık. Bölünebilir en küçük arazi büyüklüğünü 10 dekardan 20 dekara çıkardık. Yine bizim dönemimizde 2006 yılında başlattığımız Tarım Sigortası TARSİM’in uygulama alanını yaygınlaştırdık. Gelir koruma sigortası geliştirdik ve TARSİM’in bu yeni poliçesini 2023’te tüm ülkeye yaygınlaştıracağız. dedi.

  • Bakan Kirişçi’den çiğ süt fiyatı açıklaması

    Bakan Kirişçi’den çiğ süt fiyatı açıklaması

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak her alanda bitkisel ve hayvansal üretim alanında çiftçiyi, üreticiyi desteklediklerini söyledi.

    Uzun süredir üzerinde durulan çiğ süt fiyatıyla ilgili konuşan Bakan Kirişçi, şunları aktardı:

    “Buradan tüm süt üreticilerimize ve bu sütü değerlendiren sanayicilerimize ve aradaki bütün organizasyonlara bu duyuruları yapmış olalım. Bugün toplanan Ulusal Süt Konseyi 14 Ekim tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yüzde 3,6 yağ ve 3,2 protein içeriğine sahip çiğ inek sütünün tavsiye fiyatını çiğ süt destekleme primi hariç üreticinin elinden çıktığı fiyatı 8 lira 50 kuruş olarak belirlemiştir. Bakanlığımızca ekim-aralık dönemi için 20 kuruş ödenmesi planlanan çiğ süt destek primi de 2,5 katı artırılarak 50 kuruşa yükseltilmiştir. Böylece üreticimizin eline litre başına net olarak en az 9 lira geçecektir.”

  • Et ve Süt Kurumu’ndan yüzde 25 indirim

    Et ve Süt Kurumu’ndan yüzde 25 indirim

    Bayram sonrası fiyatların düşmesi beklenen kırmızı et fiyatlarına 10 liralık zam gelmesi hem vatandaşı hem de kasap esnafını şaşırtmıştı. Sadece maliyeti 140 lirayı bulan karkas etin kilosu raflarda en düşük 150 liradan satılırken Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’den çok kritik bir açıklama geldi.

    Bakan Kirişci, “Et ve Süt Kurumu olarak kuzu eti fiyatıyla ilgili yüzde 25’lik bir indirim yapacağız” açıklamasını yaptı.

    YARINDAN İTİBAREN BAŞLAYACAK

    Et ve Süt Kurumu’ndan (ESK) yapılan açıklamada indirimli satışların yarından itibaren başlayacak.

    Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “ESK, üreticiden koyun kuzu alımlarını arttırarak fiyatlarda istikrarı korumayı hedefliyor. ESK, kuzu etinde dönemsel arz fazlalığından kaynaklanan fiyat dengesizliklerinin önüne geçmek amacıyla yerli üreticiden aldığı küçükbaş hayvanı bir taraftan tüketiciye indirimli fiyata ulaştırırken diğer yandan kuzu karkas olarak ihraç ederek üreticinin emeğine sahip çıkmayı hedefliyor. İhracat canlı olarak değil karkas olarak gerçekleştirilecek. Kuzu karkas ihracatı ile küçükbaş eti yan ürünleri olan deri, sakatat ve hayvansal yağlar ülke ekonomisine kazandırılmış olacak.”

    İndirim sorası gövde kuzu 129,75 liradan 98 liraya, kuzu pirzola 181,50 liradan 137 liraya, kuzu gerdan 114,50 liradan 86 liraya satılacak.

    İNDİRİM SONRASI YENİ FİYATLAR ŞU ŞEKİLDE

  • Bursa’da Türkiye’nin tarım stratejileri toplantısı

    Bursa’da Türkiye’nin tarım stratejileri toplantısı

    Kirişci, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Karacabey Tarım İşletmesinde düzenlenen “Türkiye’nin Tarım Stratejileri” toplantısında, tarım ve gıdanın öneminin salgın ve sonrasındaki Ukrayna-Rusya savaşıyla daha çok ortaya çıktığını söyledi.

    Teknolojinin insanları doyurmadığını, teknolojinin varlığının yetmediğinin bu süreçte görüldüğünü vurgulayan Kirişci, “O nedenle tarım, stratejik ve vazgeçilmez bir sektör. Dolayısıyla biz ülke olarak böyle tarif ederken dünya da bu son yaşanılanlarla birlikte yeni bir gıda güvenliği konusunda bir duruş sergilemeye başladı. Ülkeler daha milliyetçi, daha bir kapalı ekonomik modeli, gıda güvenliği konusunda tercih eder hale geldi.” ifadelerini kullandı.

    Kirişci, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını anlatarak, ortalama su miktarı 574 milimetre olsa da bunun Artvin’de 2 bin 500 milimetreye, Konya’da ise 250 milimetreye kadar değişim gösterdiğini kaydetti.

    Uzunca bir dönemdir, tarım, gıda, su ve enerji kavramlarının ön plana çıktığını dile getiren Kirişci, şöyle konuştu:

    “Bizim bugün itibariyle 23,4 milyon hektar tarım arazimiz var. Bu tarım arazimizin 8,5 milyon hektarı ekonomik olarak sulanabilir durumda. Dolayısıyla bu tarım arazi varlığımızla bizim yine kendi değerlendirmelerimizi, tıpkı suda olduğu gibi arazi varlığımızı da dikkate alarak bir değerlendirme yapmamız gerektiğini özellikle vurgulamak isterim. Diğer taraftan tabi ki Türkiye gibi bir ülkede bulunmuş olduğumuz coğrafyanın da getirdiği birtakım sorumluluklar ve mesuliyetler var.”

    “Mutlak yeterlilik asla söz konusu değildir”

    Kirişci, Türkiye’nin artan nüfusa rağmen tarımsal dış ticarette net ihracatçı konumunda olduğunu belirterek, “Biz geleceğe dönük olarak da mutlak suretle bazı çalışmaları süratle yapmaya devam ediyoruz.” dedi.

    Doğru bilinen yanlışlar konusuna değinen Bakan Kirişci, şunları kaydetti:

    “Mesela ‘kendi kendine yeten yedi ülkeden biridir’. Böyle bir kavram yok. Böyle kendi kendine yetme kavramını hangi noktada ele aldığınız önemli. Eğer bunun stratejik ürünler noktasında bakarsanız başka sebzede bakarsanız başka, meyvede bakarsanız başka. Dolayısıyla global ekonomilerin artık hüküm sürdüğü bir dünyada işte bu ülke, bu ülkeden tarımsal yeterlilik bakımından daha üstün diyebileceğimiz bir değerlendirme olabilir ama bir mutlak yeterlilik asla söz konusu değildir. Mesele stratejik ürünlerde kendinize ne kadar yeterli olduğunuz ve bu yeterliliğinizi her geçen yıl nasıl geliştirdiğiniz ve tahkim ettiğinizdir. Bakılması gereken nokta burasıdır.”

    Tarım alanlarının korunması, geliştirilmesi ve daha fazla verimin elde edilmesi için bu alanlarda daha büyük çabaların sarf edilmesi gerektiğini vurgulayan Kirişci, “2053’ü esas aldığımızda ülke nüfusumuzun 105 milyon olacağı öngörülmekte. Turizmde de genellikle ülke nüfusuyla mütenasip birebir olan bir turizm varlığından söz ediliyor. Yani 2053’te 105 milyonun da böyle geldiğini düşünelim. 2053’te 210 milyon nüfusla ilgili üretim yapıyor olmamız lazım.” diye konuştu.

    Bakan Kirişci, süt üretiminde de Türkiye’nin 8,5 milyon tondan 3 kat artışla 23,5 milyon tona ulaşıldığını anlattı.

    Tarımda dijitalleşmenin önemine dikkati çeken Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Dijitalleşmenin yaygınlaştırılması lazım. Orman yangınlarında dijitalleşmeyle ilgili, yapay zeka kullanımıyla ilgili ciddi çalışmalarımız var. Ve şu anda uygulamalarımız var. Aynısını biz tarımda da tarımın özellikle hayvancılıkla ilgili olan nasıl insanlarda e-nabız varsa hayvanlarla ilgili de istediğiniz hayvanı elektronik ortamda girerek istediğiniz bilgisine ulaşabilirsiniz. Bizim elbette kendimizi ifade etmede eksiğimiz, noksanımız olabilir ama biz kendimizi anlatmakla mükellefiz.”

    Kirişci, dijitalleşmeyi en üst noktada kullanmak istediklerini anlatarak, “Kendi iç kaynaklarımızı da devreye sokarak inşallah bu dijitalleşmeyi en kısa zamanda tamamlayacağız.” dedi.

    “Venezuela’dan aldığımız bir metrekare toprak yok, olmayacaktır da”

    Bakan Kirişci, “Sizin Venezuela’da ne işiniz var?” diyenlerin olduğunu belirterek, “Ben onlara Allah yardım eylesin, Allah akıl fikir ihsan eylesin diyorum. Onlara diyorum ki müteahhitlik alanında dünyada birinci sırada olmuşsa Türkiye, bu alandaki birikimini o ülkelerdeki yatırımlarını gerçekleştirerek o gerçekleştirdikleri yatırımları yönetmeye devam ederek başarmıştır.” ifadesini kullandı.

    Bakan Vahit Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Peki benim Adanalı soya üreticisi kardeşim Venezuelalı en iyi şartlarda 350 kilo dekardan verim alırken eğer benim o üretici kardeşim 500-550 kilogram soyadan verim elde ediyor ise bu birikim bizim üreticimizde varsa bizim de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu kardeşimize rehberlik hizmeti veriyor olmamızdan niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Ben biliyorum. Cehaletten olana bir şey demem ama ihanetten olana sesleniyorum. Siz bu ülkenin refah ülkesi olmasını, gelişmiş ülkeler arasında yer almasını istemediğiniz için siz bu söylemleri yüksek sesle dile getiriyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Venezuela’dan kendi hesabına aldığı bir metrekare toprak yok, olmayacaktır da. Kaldı ki o ülkenin mevzuatında da toprak ancak kiralanabiliyor. Biz devlet olarak kiralayan değil, kendi üreticimizin bilgisini oralara taşıyan, buna rehberlik hizmeti veren bir Tarım ve Orman Bakanlığı olacağız. Acaba bu gerçekleştiğinde nasıl bakacaklar bu üreticilerin yüzüne? Bu aziz millete ne diyecekler?”

    “Cehalet değilse ihanettir”

    Dünya Ticaret Örgütünün rakamlarına göre 41 ülkenin dünyada arazi kiraladığını anlatan Kirişci, şunları kaydetti:

    “62 ülke de bu kiralama çerçevesinde başkalarına arazi kiralamış. Şimdi bu ilk defa olan bir uygulama değil. Devlet olarak bizim yapmak istediğimiz bir şey de değil ama biz özel sektörümüzün tıpkı müteahhitlik hizmetlerinde olduğu gibi önünü açmak adına bu adımı atıyoruz. Ha bu vizyon yoksa bunlarda ki olmadığını görüyorum. Diyeceğim hiçbir şey yok ve çok da üzülürüm. Dolayısıyla kendi kadim kültüründe sömürgeciliği bir beyaz tene rağmen asla yaşamamış ve yaşatmamış bir ülkenin, bu devletin insanları olarak bizim bunu bundan sonra gerçekleştireceğimizi, sergileyeceğimizi iddia ediyor olmak tekrar söylüyorum, cehalet değilse ihanettir. Dolayısıyla küresel oyuncu olmak, gıda güvenliği konusunda dünya genelinde söz sahibi olmak gibi bir mecburiyetimiz var.”

    Bakan Kirişci, Türkiye’nin buğday konusunda kendi kendine yetebilen bir ülke konumunda olduğunu sözlerine ekledi.

  • Bakan Kirişçi duyurdu, ödemeler başlıyor

    Bakan Kirişçi duyurdu, ödemeler başlıyor

    Tarım destek ödemeleri bugünden itibaren ödeniyor.

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “833 milyon 644 bin 98 liralık tarımsal destek ödemelerini bugün çiftçilerimizin hesaplarına aktarıyoruz. Hayırlı ve bereketli olsun” ifadelerini kullandı.

    Paylaşımda verilen bilgilere göre, söz konusu destek tutarları, çiğ sütte 758 milyon 766 bin 281 lira, kırsal kalkınma yatırımlarında 39 milyon 399 bin 326 lira, büyükbaş hayvan hastalıkları tazminatında 24 milyon 579 bin 214 lira, Uzman Eller Proje Desteği’nde 9 milyon 796 bin 707 lira ve hayvan gen kaynaklarında ise 1 milyon 102 bin 570 lira olarak belirlendi.

    Çiğ süt desteği ödemesi, kimlik numarasının son hanesi 0, 2, 4 ve vergi kimlik numarasının son hanesi 0, 1, 2, 3, 4, 5, 7, 9 olanlara bugün saat 18.00’den sonra, kimlik ve vergi kimlik numaralarının son hanesi 6 ve 8 olanlara ise 5 Ağustos’ta aynı saatten itibaren yapılacak.

    Diğer destekleme ödemeleri ise bugün saat 18.00’den sonra gerçekleştirilecek.

  • Bakan Kirişçi’den yangın açıklaması

    Bakan Kirişçi’den yangın açıklaması

    Muğla’nın Marmaris ilçesinde devam eden orman yangınına havadan ve karadan müdahale tüm hızıyla devam ederken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi basın açıklaması yaptı.

    Afet Koordinasyon Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Bakan Kirişçi, dün yoğun bir şekilde çalıştıklarını ifade ederek, “Düne göre çok çok iyiyiz. Artık çok büyük bir tehlike arz eden durum kalmadı. Ancak konu neticelenmedi. Meteoroloji’nin bugün öğleden itibaren hızlı rüzgar bilgisi var. Bu nedenle çalışmalar sabah erken saatlerde ilerledi. Gece de tüm teşkilatlarımız çalışmalarını karadan sürdürdü. Bu bize önemli yol aldırdı” diye konuştu.

    Sahada görev yapan ekip sayılarını da paylaşan Kirişçi, “Sahada araç sayısı bakımından adım atacak yer kalmadı. 453’ü arazöz olmak üzere bin 148 araç sahada görev yapıyor. 3 bin 800 civarında personel yangınla mücadele ediyor. Akredite olmuş sivil toplum kuruluşları da sahada gayret gösteriyor” dedi.

    Sıkıntının büyük ölçüde giderildiğini çok rahatlıkla söyleyebileceklerini ifade eden Kirişçi, “Son sözü söyleyebilmek için bugünü takip etmek zorundayız. 61 adet hava aracı görev yapıyor. Bunlardan 3 helikopter Katar’dan geldi. Dost ve kardeş ülkemiz Azerbaycan’dan da 1 amfibik uçak şuan hizmet veriyor. Biz bir yardım talebinde bulunmadık ama başta İsrail, Romanya olmak üzere, Avrupa birimleri bize yardım tekliflerinde bulundu. Gelinen olumlu noktayı dikkate alarak bu teklifleri beklemede tutuyoruz. Rüzgarın ne yapacağıyla ilgili kesin bir şey söylemek mümkün değil” diye konuştu.

    Kirişçi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın da evlerini tahliye eden ailelere 3’er bin TL yardım yapıldığını tekrarladı.

    “Yanan bölgenin etrafı çevriliyor”

    Yangın başladığı andan itibaren havadan müdahalenin de başladığını söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “Bu kısa süredeki müdahale, yangının daha geniş alanlara yayılmasını engelledi. Yangının başında sahaya sivil halkın girmesini engelledik. Sahada çok profesyonel bir çalışma oldu. Eğitim almış ekiplerin koordinasyonu çok iyi oldu. Hava ve kara koordinasyonu çok iyi oldu. Yangının Marmaris’e atlama ihtimaline karşı, orada bir çöp toplama merkezi ve trafo vardı ve tedbir alınması gerekiyordu. O tehlikeler nedeniyle hava kararana kadar havadan, sabaha kadar göz kırpmadan da karadan o bölgenin tamamı söndürüldü. Bir bölge var şuanda yanan oranın da karadan ve havadan etrafı çevriliyor. Öğleden sonra çıkacak rüzgarın oluşturacağım sıkıntılar nedeniyle tedbirlerimizi almaya çalışıyoruz” dedi.

    Yapılan çalışmaları görmezden gelerek eleştiri yapanlar olduğunu ifade eden Soylu, “Bu bölgeye gelmeden, hassasiyetini yaşamadan, boş konuşma derdinde olanlar var. Belki de bizim zihnimizi en çok meşgul eden bu. Yalanla uğraşamıyoruz. Yalan metre icat edilse Türkiye’de afetle ilgili söylenen yalanlar en büyük ciroyu yapar. Bir partinin genel başkan sözcüsü buraya gelip ‘Burada helikopter yok’ diyor. Bu büyük bir yalandır. Yangını, riskini bilmeden ‘Cumhurbaşkanlığı’nın yeri için söndürmeye çalışıyorlar’ demek milletle dalga geçmektir. Bu, emek verenlere bir gram saygı göstermeden yapılan bir açıklamadır. Bir milletvekiline ulu orta yalan söylemek yakışmaz. Allah’tan korkun, kuldan utanın. Çalışanlar, bu kadar yalandan biz yorulduk siz ne yapıyorsunuz diyor. Biz Müslüman bir milletiz. Dinimizde, yalan ve gıybet konusunda insan eti yemeye kadar bir derecelendirme var. Bu milletin yakasından düşün. İş bitince gördüğünüz eksiklikler varsa bunu kamuoyuyla paylaşırsınız. Onları Allah’a ve milletimizin vicdanına havale ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Orman yangınıyla ilgili yakalanan ve suçunu itiraf eden S.A.’nın da savcılığa sevk edileceğini açıklayan Soylu, “Bu ormanların sahibi doğadır. Bu ormanların sahibi, altına arabasını alıp bu ormanda piknik yapan kişilerin değildir. Eline içkisini alıp, kendini kaybedip buranın yakılmasına vesile olan kişilerin değildir. Sorumluluk hepimizindir. Orman Bakanlığı’nın ve belediyelerin piknik alanları bar. Piknikler, piknik alanında yapılmalıdır. Orman konusundaki cezalar artırılmalıdır. İdam konusu çok ağza hoş gelmiyor belki ama kendi adına güçlü bir cezası olması gerekiyor” dedi.