Etiket: vaka sayısı

  • Vaka sayısı en çok azalan ve artan illeri açıkladı

    Vaka sayısı en çok azalan ve artan illeri açıkladı

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 1 haftada vaka sayısı en çok artan ve azalan illeri açıkladı. Bakan Koca; “Geçen haftaya göre 1 haftada 100.000 nüfusta görülen vaka sayısı en çok artan 5 ilimiz: Bilecik, Erzincan, Kilis, Uşak ve Çanakkale. En çok azalan illerimiz ise Bitlis, Mardin, Kastamonu, Yalova ve Bingöl. Tedbir ve kısıtlamalara uyum aşı ile birlikte en büyük gücümüz”. dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda son bir haftada, 100 bin nüfusta görülen vaka sayısı en çok artan ve azalan illeri paylaştı.

    EN ÇOK ARTIŞ BİLECİK’TE

    Buna göre en çok vaka artışı yüzde 68,39 ile Bilecik’te. Bilecik’i sırasıyla; yüzde 52,18 ile Erzincan, yüzde 47,27 ile Kilis, yüzde 31,18 ile Uşak ve yüzde 30,57 ile Çanakkale takip etti.

    EN ÇOK AZALIŞ BİTLİS’TE

    Vaka sayısı en çok azalan il ise yüzde eksi 49,53 ile Bitlis. Bitlis’i yüzde eksi 38,20 ile Mardin, yüzde eksi 36,79 ile Kastamonu, yüzde eksi 36,73 ile Yalova ve yüzde eksi 26,66 ile Bingöl takip etti.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden vaka sayısı açıklaması

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden vaka sayısı açıklaması

    Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın paylaştığı ‘İllere Göre Haftalık Vaka Sayısı’ haritasında Bursa’daki bir haftalık vaka sayısının yüz bin kişide 34.87 olduğu açıklandı.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz ise vaka sayılarının bir süredir yatay seyir izlediğini belirtti.

    Bursa’da önceki aylara nazaran büyük bir düşüşün söz konusu olduğunu dile getiren Yavuzyılmaz, “Fakat gerek yarı yıl tatilinin etkisi, gerekse sosyal hareketliliğin artması sebebiyle vaka sayılarımız bir süredir aynı oranda seyrediyor. Bakanımızın da paylaştığı tabloda Bursa’da bir haftalık vaka sayısının ortalama 100 bin kişide 34.87 olduğu görüldü. Her ne kadar ortalamanın altında bir sayıda olsak da bu sayı henüz bizi memnun edebilecek seviyede değil” diye konuştu.

    Vaka sayılarının yatay seyirde izlemesinin birçok sebebi olduğunu ifade eden Yavuzyılmaz, “İçinde bulunduğumuz kış aylarında kapalı ortamlar, bulaşmanın şekilde yayılmasına sebebiyet verdi. Bunun yanında insanların hafta sonu yasakları konusunda gevşemeler göstermesi, yarı yıl tatilinin etkisi ile genç nüfusun hafta içinde sosyal hayatta daha fazla hareketlilik göstermesi ve şehirlerarası dolaşımın artması vak’a sayılarının daha da düşmesinin önüne geçiyor” şeklinde konuştu.

    Bursa’da aşılama çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğine dikkat çeken Yavuzyılmaz, “Aşılamada kademeli olarak 65 yaşa kadar gelindi. Sağlık çalışanlarımızın ise ikinci doz aşılamaları sürüyor. Aşılama işlemleri toplumun geneline yayılmadığı için asla rehavete kapılmamalıyız” ifadelerini kullandı.

    HARİTAYA GÖRE BURSA’DA HAFTALIK VE GÜNLÜK VAKA SAYISI NE KADAR?

    Hesaplamalara göre Bursa’da günlük ve haftalık vaka sayısı şu şekilde hesaplanmakta. Bursa’nın toplam nüfusu 100 bine bölünerek çıkan sonuç haritada yer alan 34.87 oranıyla çarpılarak haftalık ortalama vaka sayısı bulunmakta. Çıkan sonucun 7’ye bölünmesiyle birlikte ise günlük vaka sayısına ulaşılmaktadır.

    Bursa’nın Nüfusu: 3.101.833/100.000= 31.01833

    31.01833*34,87= 1080 (Haftalık vaka sayısı)

    1080/7= 154 (Günlük vaka sayısı)

  • Endişelendiren 3. zirve uyarısı!

    Endişelendiren 3. zirve uyarısı!

    Türkiye Kovid-19 Hasta Tablosu’nda yapılan testlere göre pozitiflik oranı 25 Ocak’ta 3,7 iken bu oran 26 Ocak’ta yüzde 3,9’a, 27 Ocak’ta yüzde 4,1’e, dün yüzde 4,20’ye yükseldi. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında son dört gün içinde vaka sayılarında artış gözlemlendiğini belirterek, “Türkiye’de üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmamak adına tedbirli davranışları sürdürmek durumundayız.” dedi.

    Ankara Şehir Hastanesi’nde Acil Tıp Uzmanı olarak da görev yapan Doç. Dr. Kayıpmaz, Türkiye’deki koronavirüs seyrine ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Koronavirüsle mücadele sürecinde Türkiye’de bir süredir çeşitli kısıtlamaların ve tedbirlerin uygulandığına işaret eden Kayıpmaz, bu kapsamda sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığını ve restoran, kafe gibi işletmelerde oturarak müşteri kabulüne izin verilmediğini hatırlattı. Kayıpmaz, “Tüm bu tedbirler, vaka, ağır hasta ve vefat sayılarının düşmesinde büyük bir etken.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye’de toplumsal bağışıklama için aşılama sürecinin de başladığını anımsatan Kayıpmaz, “Ancak henüz toplumun bir bölümüne yapılabildi. Kişiler aşılandıktan sonra toplumdaki bağışıklık oranı daha yüksek seviyeye çıkıncaya kadar bir süre daha tedbirleri yaşamaya devam etmek durumundadır.” uyarısında bulundu.

    Kayıpmaz, vaka sayısında bir süre önce görülen azalmanın tedbir ve kısıtlamalara uyuma bağlı olduğunu dile getirerek, “Şu anda biz aşıların etkisini değil, kısıtlama ve kapatmaların etkisini görüyoruz.” diye konuştu.

    Ocak, şubat ve mart aylarının farklı üst solunum yolu hastalıkları açısından da riskli olduğunun altını çizen Kayıpmaz, “Kış aylarında insanlar daha çok kapalı ortamlarda vakit geçirir, bu ortamlar kötü havalandırılabilir ve bu ortamlarda kalabalık oluştuğunda hastalık kendine yayılmak için gereken fırsatı bulur.” ifadelerini kullandı.

    Son günlerde azalan seyrin tekrar yükselişe geçtiğinin gözlendiğine dikkati çeken Kayıpmaz, şöyle devam etti:

    “Koronavirüs Tablosu’na baktığımızda, yapılan testlere göre pozitiflik oranı 25 Ocak’ta 3,7 iken bu oran 26 Ocak’ta yüzde 3,9’a çıktı ve önceki gün itibarıyla da yüzde 4,1’e yükseldi. Dün de bu oran yüzde 4,20 oldu. Bu durumda salgının durağan eğrisi şu anda başını yukarı doğru az da olsa çevirmiş durumda.”

    “VAKA ARTIŞLARINDA MUTASYONUN DA ETKİSİ OLABİLİR”

    Salgında bu dönmede bir diğer tehlikenin ise mutasyonlu virüs olduğuna değinen Kayıpmaz, Birleşik Krallık’ta gözlenen, sonrasında Güney Afrika ve Brezilya’da ortaya çıkan mutasyonlar olduğunu hatırlattı.

    Kayıpmaz, şunları kaydetti:

    “Virüs, RNA virüsüdür ve bu virüsler mutasyona uğramaya hazır virüslerdir, devamlı mutasyona uğrarlar. Bu mutasyonlar, şu anda özellikle Birleşik Krallık’ta artan vaka sayılarından sorumlu tutulmaktadır. Bizim ülkemizde de bu mutasyonun gözlendiğini biliyoruz. Şu anda mutasyonun vaka sayıları üzerindeki etkisini tam olarak bilmiyoruz ama araştırılmaya devam ediliyor. Görülen vaka artışlarında elbette mutasyonun da etkisi olabilir. Bununla ilgili olarak Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünde araştırmalar devam ediyor.”

    “TEDBİRLİ YAŞANTIMIZA DEVAM ETMELİYİZ”

    Hayata geçirilen sıkı tedbirlerin etkisiyle sağlık kapasitesi zorlanmadan sürecin yönetilebildiğini anlatan Kayıpmaz, “Tedbirsiz davranışlar içine ve zamanından önce topyekun bir gevşemeye girersek vaka sayıları tekrar yükseliş olarak kendini gösterir. Kış ayları tehlikelidir. Solunum yolu enfeksiyonuna yol açan bütün mikroorganizmalar için de bu geçerlidir. Kış aylarında rehavete kapılmamamız ve tedbirli yaşantımıza devam etmemiz lazım ki üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmayalım.” değerlendirmesini yaptı.

    Salgının artış eğiliminin bir miktar yukarı doğru çıkmasının tedbirlere sıkı sıkıya bağlı kalınması gerekliliği açısından önemli bir gösterge olduğunu vurgulayan Kayıpmaz, bazı Avrupa ülkelerinin şu anda üçüncü zirveyi yaşadıklarını söyledi. Kayıpmaz, “Zaten bazı ülkeler, birinci ve ikinci zirvelerini de bizden önce yaşamışlardı. Biz onların zaman olarak biraz daha gerisinde yaşıyoruz. Türkiye’de bir üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmamak adına tedbirli davranışları sürdürmek durumundayız.” dedi.

    Doç. Dr. Kayıpmaz, İngiltere’nin kasım ayında daha rahat bir süreç yaşadığını, daha sonra mutasyonlu virüs ve tedbirsiz davranışların da etkisiyle üçüncü zirve ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Türkiye’de şu an üçüncü zirve riski olup olmadığına ilişkin Kayıpmaz, “Bunu söylemek için biraz erken ama tedbirleri gevşetir ve tedbirsiz bir yaşantıya apar topar dönersek bu tehlikeyle biz de karşılaşabiliriz. Zamanından önce karşılaşmamız da bizim yine normale dönüş süremizi uzatır.” diye konuştu.

    Kayıpmaz, kışın ortasında normalleşmeye geçilmesinin riskli olabileceğini ifade ederek, “Şu dönemde birdenbire gevşemeye doğru geçersek, süreç üçüncü zirve tehlikesiyle bizi karşı karşıya getirebilir. Vaka sayıları tedbirlerin etkisiyle bir süre düz çizmeye devam etti, sonra başını biraz yukarıya kaldırmaya başladı. İşte bu bizi endişelendirmeli. Paniğe de kapılmamalıyız ama tedbirsiz davranmamalıyız. Çünkü, mutasyon artık bizim ülkemizde de görülüyor. Özellikle B117 soyundan olan mutasyonun virüsün kişiler arasında daha kolay bulaşmasını sağlayan mutasyon olduğu biliniyor.”

    TATİLDE AKRABA VE KOMŞU ZİYARETLERİNE DİKKAT

    Doç. Dr. Kayıpmaz, okulların yarıyıl tatilinde olduğunu hatırlatarak bu dönemde çok daha dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.

    Şubat tatilinde sadece hane halkı ile vakit geçirilmesi gerektiğinin sürekli altını çizdiklerini vurgulayan Kayıpmaz, “Bu noktada kişilerin dışarıda bir araya gelme fırsatı yok, her yer kapalı ama insanlarımız evlerde bir araya gelmeye devam ediyor, akraba, komşu ziyaretleri yapılıyor. Vaka artışlarında bunların da bir etkisi olabilir. Bunun dışında tedbirsiz davranışlar ve kalabalık içinde olma vaka sayılarının artışında etkin olarak gözükmektedir.”

  • Yılbaşı eğlenceleri vakaları artırdı

    Yılbaşı eğlenceleri vakaları artırdı

    İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu, yılbaşının da içinde bulunduğu döneme baktığımız zaman, hemen akabindeki 3 günde sayılarda artış oldu. Pazartesi günü önce 14 binli rakamlar, arkasından 13 ve 12 binli rakamları gördük. Kendi açımızdan da, hastanemiz açısından da baktığımız zaman Türkiye’deki sayılara paralel olarak, Pazartesi ve Salı günleri vaka sayımızda yüzde 50 bir artış oldu” dedi.

    Geçtiğimiz hafta yılbaşı nedeniyle uygulanan 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının ardından, Pazartesi ve Salı günleri vaka sayılarında artış gözlendi. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, bu artışın kendi hastanelerinde de yüzde 50 oranında olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Tükek, vaka sayılarının kısıtlamanın ardından yükselmesini, yılbaşında vatandaşların kalabalık ortamlarda bulunması ve sosyal mesafeye uymamasına bağlıyor. Tükek vatandaşlara, özel günlerde aile ya da yakın çevre ile bir araya gelmenin ve sosyal mesafe kuralını unutmanın büyük bir tehlike olduğunu hatırlattı. Bu durum, ev içi bulaş riskinin ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

    “YILBAŞININ ARDINDAN VAKA SAYILARI ARTTI”

    Yılbaşının da içinde bulunduğu yaklaşık 4 günlük kısıtlamanın ardından, vaka sayılarında artış olduğunu ifade eden Tükek, bunu vatandaşların yılbaşı için evlerde toplanmalarına bağlıyor. Tufan Tükek, “Hepimizin izlediği gibi, zaten akşam açıklanan rakamlara da baktığımız zaman, vaka sayılarının 9 binlere kadar düştüğünü gördük. Aynı şekilde buna bağlı olarak, biraz daha geriden gelmek ile birlikte ağır hasta sayısında, ölümlerde düşüş olduğunu gözlemledik. Demek ki bu sokağa çıkma kısıtlamaları işe yarıyor. Hakikaten de tam da zamanında alınmış bir karar gibi gözüküyor. Ancak son günlerde, özellikle bu 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu, yılbaşının da içinde bulunduğu döneme baktığımız zaman, hemen akabindeki 3 günde sayılarda artış oldu. Zaten belki de bu beklenen bir artıştı. Çünkü en çok kaygı duyduğumuz neydi? “Yılbaşı gecesi insanlar sosyal mesafeye uymayabilir mi?” Tabii her ne kadar kısıtlılık sokakta olsa da, bu gecelerde ev içlerinde buna dikkat edilmeyebilir diye bir endişemiz vardı” diye konuştu.

    “PAZARTESİ VE SALI GÜNLERİ VAKA SAYIMIZDA YÜZDE 50 ARTIŞ GÖRDÜK”

    Tükek, şöyle devam etti:

    “Hakikaten de Pazartesi günü önce 14 binli rakamlar, arkasından 13 ve 12 binli rakamları gördük. Kendi açımızdan da, hastanemiz açısından da baktığımız zaman Türkiye’deki sayılara paralel olarak, Pazartesi ve Salı günleri vaka sayımızda yüzde 50 bir artış gördük gerçekten. Yatan hastalarımız ve ağır hasta anlamında şu an herhangi bir sıkıntı yok. Şu anki vaka sayısının da giderek azalması, geçtiğimiz günlerdeki artışın yılbaşı gecesinin getirmiş olduğu bir artış olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim 12 bine kadar geriledi. Belki daha da gerileyecek”

    “BU BİZE KISITLAMA İHTİYACIMIZIN ÇOK YÜKSEK OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

    Bu durumun toplumun kısıtlama ihtiyacının çok yüksek olduğu anlamına geldiğinin altını çizen Tükek, “Bu bize şunu gösteriyor, gerçekten kısıtlama ihtiyacımız çok yüksek. Kısıtlama ile vaka sayısındaki azalma çok önemli. Vaka sayısında azalma, bize ağır hasta ve ölüm sayısındaki azalmaları da birlikte getirecek. Çünkü vaka sayısında ne kadar çok artış olursa, toplumda bu hastalığı ağır geçirecek ve ölecek kişilerin yakalanma riski artıyor. Bizim yapmamız gereken en önemli şeylerden biri, vaka sayısındaki azalmayı sağlamak. Aşılar oluşana kadar, toplumsal bağışıklığı elde edene kadar, bu şekilde kısıtlama ve kurallara uyarak elde etmemiz gerektiği artık çok aşikar. Bunu bir yıl içinde iyi öğrendik. Bizim yapmamız gereken de aşıların yayın olarak uygulanacak Mart ayının sonuna kadar bu kurallara uymak ve mümkün mertebe uygulamak” dedi.

    EV İÇİ BULAŞ RİSKİ

    Yılbaşı gecesi örneğinden hareketle aile içi bulaşa dikkat çeken Tükek, şunları söyledi:

    “Tabii yılbaşı gibi, bayramlar gibi aile yemeklerinin yenmek istendiği ve bir araya gelmelerin fazla olduğu dönemlerde, bulaş riski yüksek. Bir kişi bu virüsü taşıyorsa, aile içerisindeki herkese bulaştırma ihtimali çok yüksek. Çünkü aile içine girdiğiniz zaman maske takmıyorsunuz ve yemek yediğiniz zaman maskeyi çıkartıp aynı masaya oturuyorsunuz. O insanlarla çok yakın temasta ve sohbet ortamında oluyorsunuz. Bu ortamlarda zaten, bir kişide bile virüs olsa, diğerlerinin de enfekte olması demek. Dolayısıyla bu artışların da nedeni çok net bir şekilde bu.”

    “MUTANT VİRÜS DAHA HIZLI BULAŞIYOR, TOPLUMUN DAHA FAZLA KORUNMASI LAZIM”

    Hızlı bulaşan mutan virüs nedeniyle tedbirlere çok daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Tufan Tükek, “Mutant virüsün bizim için en önemli özelliği hızlı bulaşabilmesi. Dolayısıyla toplumda, bu hastalığı ağır geçirecek kişilerin bu hastalığa yakalanmaması için bizim toplumu korumamız lazım. Hastalık çok hızlı bulaşıyorsa, vatandaşlarımızı bir kat daha fazla korumamız lazım. Çünkü dediğim gibi aile içinde bir ailede bir kişi olduğunda o ortamdaki bütün kişileri enfekte edebiliyor. Özellikle bu yeni mutant virüslerin enfeksiyon yapma kapasitesinin yüksek olduğu söyleniyor. Dolayısıyla vaka sayısı artarsa, bu hastalığı ağır geçirecek ve ölecek kişileri hastalık yakalıyor. Bunun önüne geçebilmek açısından bu kişileri korumamız lazım. Yapmamız gereken, toplumun tamamını korumak için ne gerekiyorsa, bilimsel önerilere uyalım, dişimizi sıkalım, insanlarla aramıza mesafeye koyalım. Sonra güzel günler bizi bekliyorö diye konuştu.

    “4 GÜNLÜK TATİLDE İNSANLAR BİR ARAYA GELME DÜŞÜNCESİNE YÖNELDİ”

    Kadir Berkay Güleç, “Açıkçası bireysel olarak iki kişi vakit geçirdik. Çevremdekileri düşünürsem, arkadaşlarımın arkadaşlarıyla bir araya geldiği doğru. 4 günlük tatilde şehir dışına gidenler de oldu. Bir araya gelme düşüncesine yöneldi insanlar zatenö dedi.

    “KALABALIKTIK AMA EV BÜYÜK”

    Aile bireyleri ile evlerinde toplandıklarını ve kalabalık olduklarını ifade eden Mert Türkcan, “Ailemle birlikteydim. Dışarıda arkadaşlarımız ile parti yapacağımız gibi, aynı şekilde ailemiz ile parti yaptık. Kısıtlama kötüydü ama hiç yapmadığımız şeyleri bu sene yapmış olduk ailemizle. Evet biz kalabalıktık ama ev büyük. Kalabalık bir aileyiz, 8-9 kişi falandık ama bizim ev 3 katlı. Metrekare başına sosyal mesafeyi koruduk sıkıntı yok. 1 metre arayla dans ettik”

    “BEN EVDEYDİM AMA ARKADAŞLARIMIN ÇOĞU TOPLANDI”

    Her yılbaşı olduğu gibi evde olduğunu dile getiren bir başka vatandaş ise, “Üniversiteden arkadaşlarım var, onlar her zaman toplanıyorlar. Ben evdeydim ama arkadaşlarımın çoğu toplandı. Ona bir kısıtlama gelemiyor. Toplandılar bayağı, bence bundan olmuştur diye düşünüyorum” diye konuştu.

  • İstanbul Valisi vaka sayısının en çok düştüğü ilçeleri açıkladı

    İstanbul Valisi vaka sayısının en çok düştüğü ilçeleri açıkladı

    İstanbul Valisi Ali Yerlikaya; İstanbul’da vaka sayılarının her geçen gün azaldığını, geçen haftaya oranla en çok düşüşün Bakırköy, Adalar, Avcılar, Bahçelievler ve Sultangazi’de en az düşüşün ise Şişli, Şile, Üsküdar, Zeytinburnu ve Beyoğlu’nda olduğunu açıkladı.

    İstanbul Valisi Ali Yerlikaya 2121 yılının İstanbul’daki ilk filyasyon toplantısının ardından sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Vali Yerlikaya paylaşımında, “Yılın ilk filyasyon toplantısı sonrası şunu memnuniyetle söyleyebilirim: Her geçen gün vaka sayımız azalıyor. Geçen haftaya oranla en çok düşüş; Bakırköy, Adalar, Avcılar, Bahçelievler ve Sultangazi’de. En az düşüş ise; Şişli, Şile, Üsküdar, Zeytinburnu ve Beyoğlu’nda.” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Koca’dan Bursa açıklaması! Vaka sayısı…

    Bakan Koca’dan Bursa açıklaması! Vaka sayısı…

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa valileri ve il sağlık müdürleriyle ayrı ayrı görüşüp salgın ile ilgili durum değerlendirmesi yaptıklarını beliterek, ”Son iki hafta içinde İstanbul ve İzmir’de vaka sayısında yüzde 40, Ankara ve Bursa’da yüzde 60’a yakın düşüş oldu” açıklamasını yaptı.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından, 4 büyük ildeki koronavirüs vaka sayısındaki düşüş oranını değerlendiren bir yazı paylaştı.

    Bakan Koca yaptığı açıklamada şu ifadelere yerdi:

    İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa Valilerimiz ve il sağlık müdürlerimizle ayrı ayrı görüşüp salgın ile ilgili durum değerlendirmesi ve aşı hazırlıklarını ele aldık. Son iki hafta içinde İstanbul ve İzmir’de vaka sayısında %40, Ankara ve Bursa’da %60’a yakın düşüş oldu.

    Aşı lojistik planlaması ile ilgili detayları ele alarak Acil Kullanım Onayı’nı takiben tüm adımları hızlıca hayata geçirmek için hazırlıklarımızı gözden geçirdik. Bu dönemi güçlü bir aşılama programı için fırsata dönüştürmeliyiz. Bundan sonra en önemli gündemimiz aşı.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden dikkat çeken uyarı

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden dikkat çeken uyarı

    Bursa’da günlük vaka sayılarının önemli ölçüde azaldığını dile getiren Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, rehavete kapılmadan tedbirleri sürdürmek gerektiğinin altını çizdi.

    Bursa’da Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirler sayesinde vaka sayılarında ciddi düşüş yaşanıyor. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Bursa’daki günlük vaka sayılarının son bir haftada yüzde 50 oranında azaldığına dikkat çekti. Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz ise yaptığı açıklamada vatandaşların kurallara uyması halinde vaka sayılarının düşmeye devam edeceğini belirtti.

    Bursa’da alınan tedbirlerin büyük fayda sağladığını vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Şimdi gevşeme değil, tedbirleri daha da arttırma zamanı. Bursa olarak bu konuda ciddi yol aldık. Koronavirüsle mücadelede geçmiş tecrübelerimiz gösteriyor ki tedbiri elden bıraktığımız vakit vaka sayıları yükseliyor. Vaka sayılarının düşmeye başladığı bugünlerde maske, mesafe ve temizlik konularında vatandaşlarımızın duyarlı olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

  • Vaka sayısı yarı yarıya düştü

    Vaka sayısı yarı yarıya düştü

    Zonguldak’ta, geçen kasım ayının son haftasında artış eğilimine geçen günlük vaka sayıları, son alınan tedbir ve kısıtlamalarla birlikte yarı yarıya düştü. Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasında bulunan haritadaki kırmızı alanlar yeşile dönmeye başladı.

    Kentte kasım ayının son haftasında, Türkiye’de olduğu gibi Zonguldak’ta da vaka sayıları hızla arttı. Günlük 800’leri geçen vaka sayıları, alınan tedbir ve kısıtlamalarla düşüşe geçti. Son iki haftada günlük vaka sayıları yarı yarıya düşerek günlük 400’lerin altına geriledi. HES uygulamasında bulunan haritada ki kırmızı alanlar da yeşile dönmeye başladı. Kent merkezindeki kırmızı alan devam ederken bazı mahallelerde ki azalan vakalar HES uygulamasında da gözlendi. Zonguldak Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü, tedbirlere uymayı sürdürmeleri konusunda halkı uyarmaya devam ediyor. Filyasyon ekipleri de gece ve gündüz demeden çalışmalarını sürdürüyor. Kısıtlama dışında kalan saatlerde de halkın yoğun olduğu bölgelerde sık sık denetim yapılıyor.

    İki oğlu doktor olan Gülyaşar Kefeli, pandemi döneminde sağlık çalışanlarının ailelerinin çok zor günler geçirdiğini söyledi. Çocuklarının yüzüne hasret kaldığını ifade eden Kefeli, “Ben kısıtlama olması taraftarıyım. Bu tedirginliğimiz kalksın. Torunlarımızla, çocuklarımızla görüşemiyoruz. Kocaeli’nde olan ile yazın çok az görüştük. Burada doktor olan oğlum gelip ihtiyaçlarımızı getiriyor kapıdan sonra gidiyor. Torun bile sarılmıyor. Aşıdan sonra sarılacağım diyor. Sadece sağlık çalışanları değil, ailelerde zorluk çekiyor. Kapıdan uzaktan görüyorum. Tedbirlere uyulması lazım. Eskiden bu kadar ölüm yoktu. Çember çok daraldı. Herkes tedbirlere uysun, kendi ailesini düşünsün. Biz nasıl görüşmüyorsak onlar da görüşmesin” dedi.

    Emekli maden işçisi İsmail Keleş ise halkın kısıtlamalara yeterli anlamda uymadığını düşündüğünü anlattı. Banka önünde sıra bekleyen Keleş, “Banka önünde sırada adam maskesini çıkarıp yere tükürüyor. Söyleyince ‘sanane’ diyor. Kimse tedbirleri dikkate almıyor. Dolmuşta koronayı atlattım diye bir genç yüzüme doğru üflüyor. Daha ben ne diyeyim. Vatandaş sıralarda birbirine giriyor. Uyarınca dikkate almıyorlar. Koronayı yeni atlattım diyor. Bende mi yakalanıp atlatayım?” diye konuştu.

  • “Büyükşehirlerde düşüş, Anadolu’da artış var”

    “Büyükşehirlerde düşüş, Anadolu’da artış var”

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, alınan son tedbirlerle özellikle büyük şehirlerde vaka sayılarında düşüş olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tezer, “Büyükşehirlerde yüzde 30-40 oranında acil servislere, polikliniklere başvuru sayısının azaldığını biliyoruz. Hala Anadolu’nun birçok bölgesinde maalesef vaka artışları yüksek seyretmeye devam ediyor” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer, koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanan kısıtlamaların, bu hafta sonuna doğru etkisinin daha net görüleceğini söyledi. Pandeminin ilk zamanlarında vaka sayılarının fazla olmaması nedeniyle temas edilen kişilerin de daha az olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Tezer, “Şimdi Sağlık Bakanlığı’nın verilerine baktığımız zaman günlük 30 bin civarı vaka bildiriliyor. Bunların da temas ettikleri kişiler var. Filyasyon ekiplerimiz de bütünüyle görevlerini yerine getiriyorlar. Hızlı bir şekilde temas edilen vakaların yüzde 99’una ulaşıyorlar. Yine de temas edip yakalayamadığımız, bilmediğimiz kişiler var. Rakam da yüksek olunca onlar da hastalık geliştirebiliyorlar. Vakaları azaltmanın yollarından biri de kısıtlamaların uygulanmasıdır. Kısıtlamanın derecesi çok önemli; ocak ayında Çin’in yaptığı tam kapanmayla vaka sayıları neredeyse sıfırlandı ve vaka görülmemeye başlandı. Bunu Çin gibi uygulayabilen başka bir ülke var mı? Maalesef yok. Olabilecek mi? Çok zor. Bulunduğunuz şartlar, sosyal yapı ve ortam bunları etkiler” diye konuştu.

    ‘NİSAN-MAYIS AYI GİBİ RAHATLAMALAR GERÇEKLEŞEBİLİR’

    Prof. Dr. Tezer, kısıtlamalar ile birlikte uygulanması gereken kuralların olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

    “Özellikle kısıtlamaların olduğu günlerde insanların ev ziyaretlerine devam etmesi ve maalesef bu süre zarfı içerisinde maskelerin takılmaması; örneğin Almanya misafirliğe gidilse de 5 kişinin üzerinde aynı ortamda olunmamasını istedi. Ayrıca şehrin kalabalık olmayan bölgesinde toplu yapılan etkinliklerde insanların bir araya gelmesi; bunların devam etmemesi gerekiyor. Bu tür etkinlikler devam ettiği sürece yüzde 100 kısıtlama olmazsa, vaka artışları olmaya devam edecek. Yapılan uygulamaların bu haftanın sonuna doğru neticesini görmemiz gerekiyor. Verilere baktığımız zaman büyükşehirlerde yüzde 30-40 oranında acil servislere, polikliniklere başvuru sayısının azaldığını biliyoruz. Anadolu’nun birçok bölgesinde maalesef vaka artışları halen yüksek seyretmeye devam ediyor. Kısıtlamaların daha devam etmesi gerekiyor. Hele ki aşının dünyada yapılmaya başlandığı bir dönemdeyiz. Ülkemizde de kısıtlamayı bir müddet daha devam ettirip, aşının da devreye girmesiyle birlikte bağışıklık oranının ister hastalık, ister aşıyla total olarak yüzde 60-70’lere getirildiği zaman virüsün dolaşımını kısıtlayacağız. Aşılamanın da başlamasıyla birlikte Nisan-Mayıs ayı gibi rahatlamaların gerçekleşebileceğini düşünüyorum.”

    ‘ZORUNLU HALLER DIŞINDA SEYAHAT OLMAMALI’

    Prof. Dr. Tezer, yılbaşında toplu olarak bir araya gelmeleri engelleyecek önlemlerin alınması gerektiğini de dikkat çekti. Prof. Dr. Tezer, “Biz 10 kişiden fazla misafirlerle bir arada olunmaması gerektiğini söylüyorduk. Yılbaşında hareketliliğin artması ile vaka sayılarında artış olur mu diye aynı korku, endişe tüm Avrupa ve dünya ülkelerinde var. Bunların oturulup vaka sayısına göre tekrar tartışılması gerekiyor. Her ilin kendi pandemi kurulları var. Bu kurullar kendi ilindeki, ilçesindeki, kasabasındaki durumları değerlendirip, önlem alabileceklerini düşünüyorum. Yılbaşı zamanı yaklaştı. Çok fazla vakit kaybetmeden pandemi açısından sıkıntı yaratabilecek durumlara karşı önümüzdeki günlerdeki vaka durumuna göre hızlıca değerlendirip, gerekli önlemler alınmalıdır. Şöyle bir sıkıntı olabilir; vaka artışı yoğun olan bir bölgeden daha az yoğun olan bölgelere hareketler gerçekleşebilir. Bunların minimalize edilmesi gerekiyor. Zorunlu şartlar dışında seyahatlerin de olmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Tedbirler sonuç verdi, yüzde 25 azalma var

    Tedbirler sonuç verdi, yüzde 25 azalma var

    İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, kentte yeni tip koronavirüs (COVID-19) vaka sayılarının 30 Ekim’de yaşanan deprem ile yükselişe geçtiğini ancak son bir haftada alınan tedbirlerle yeni vaka sayılarında yüzde 25 civarında azalma gözlendiğini açıkladı.
    Kendisine de COVID-19 teşhisi konan, evinde gördüğü tedavi ile 1 Aralık’ta sağlığına kavuşan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, COVID-19 ile mücadele konusunda yaptığı açıklamada, İzmir’in pandeminin başladığı mart ayında vaka sayılarında ikinci sırada yer aldığını söyledi.

    “Rakamların azalmasında alınan tedbirler etkili oldu”

    Bu dönemde alınan önlemlerin sonuç verdiğini ve depremin yaşandığı 30 Ekim’e kadar vaka sayılarının kent genelinde kontrol altına alındığını aktaran Köşger, şöyle devam etti:

    “İzmir’de depremden sonra tahmin ettiğimiz gibi vaka sayılarında bir patlama yaşandı. Vatandaşlarımız depremden önce riayet ettiği maske, mesafe ve hijyen kurallarına depremden sonra o şok ile riayet edemedi. Testi pozitif olanlar ve izolasyonda olması gereken kişiler, depremin etkisiyle sokağa çıktı. Bunun etkisiyle, kentte vaka sayıları da rakamlar aritmetik olarak 5’e katladı. Bu kötü bir şey ama bu bize kurallara riayet ettiğimiz taktirde, bunun bulaşma hızının düştüğünü gösterdi. Belli bir süre sağlıkçıların deyimiyle plato yaptı. Vatandaşların alınan önlemleri riayet etmesiyle şu an inişe geçti. Son haftada vaka sayılarında yüzde 25 civarında azalma oldu. Bunun geçici mi yoksa kalıcı bir düşüş mü olduğunu perşembe gününe kadar gözlemleyeceğiz. Tabii bu rakamların azalmasında sokağa çıkma kısıtlaması ve alınan tedbirler de etkili oldu. Ben bu konuda bize destek olan tüm İzmirlilere teşekkür ediyorum.”

    “Yatak ve yoğun bakım sayımız yeterli”

    Köşger, kent gelinde 800 filyasyon ekibinin 2 bin 400 personeliyle görev yaptığını, kaymakamlıklar bünyesinde görevlendirilen ekipler ile jandarma ve polislerin de vatandaşların kalabalık bulunduğu semt pazarları ve alışveriş merkezlerinde kontroller gerçekleştirdiğini söyledi.

    Kent genelinde sağlık hizmetlerinin verilmesi ve yatak sayısı bakımından bir sıkıntının yaşanmadığını vurgulayan Köşger, “Kent genelinde bulunan hastanelerimizde yatak sayımız ve yoğun bakım sayımız yeterli. Sağlık Bakanımızın da açıkladığı gibi hastanelerimizde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 83 civarında. 550 ventilatör cihazımız var. Bunlardaki doluluk oranı yaklaşık yüzde 50 oranında. Depremin ardından hastanelerde tedavi gören vatandaşlarımızın sayısı artmıştı ama kurallara uyuldukça orada da çok şükür normale dönüyoruz” dedi.

    Köşger, toplu ulaşım araçlarında Hayat Eve Sığar (HES) kodu uygulamasının bu ay içinde kullanılmaya başlamayı planladıklarını da bildirdi.

    “Kente özgü çağrı merkezini hizmete aldık”

    İzmir’de devletin tüm kurumlarıyla vatandaşın yanında olduğunu dile getiren Köşger, şöyle konuştu:

    “Kente özgü bir çağrı merkezini hizmete aldık. 35 kişinin görev yaptığı merkezdeki görevliler, vatandaşların Kovid-19 testlerinin pozitif çıkmalarının ardından onlara telefonla ulaşıyorlar. İlaçlarının kendilerine ulaşacağı zamanı söylüyorlar. Evden ayrılmamaları gerektiğini, mutlaka izolasyon kurallarına uymaları gerektiği konusunda bilgi veriyorlar. Vatandaşların evde olup olmadıkların o çağrı merkezi üzerinden kontrol ediyoruz. Bir diğer çağrı merkezimiz de ise 30 kişi görev alıyor. Onlar da karantinadaki vatandaşların bir ihtiyaçlarının olup olmadığı soruyorlar. Onlardan gelen istekleri karşılıyorlar. Sosyal Vefa Destek Gruplarımız da görevlerinin başındalar. Vatandaşlarımızın isteklerinin karşılama konusunda sıkıntımız yok onlar yeter ki kurallara uysunlar.”

    “Ayağa kalkacak hal bırakmıyor”

    COVID-19’a kendisinin ve eşinin de yakalandığını belirten Köşger, şunları kaydetti:

    “Her bünyede farklı semptomlar gösteriyor. Bizde de klasik ateş, eklem ağrısı gibi rahatsızlık verdi. Bu hastalık sizi rahat bırakmıyor. Ayağa kalkacak hal bırakmıyor. Çok şükür biz evde aldığımız tedaviyle atlattık ama herkes çok dikkatli olsun. Hala ölümcüllüğü devam ediyor. Hastalık mutasyona uğradı, hafif atlatılıyor deniyor. Bu spekülatif şeydir. Bunlara itibar edilmemesi lazım. Herkes önerilen kurallara uymalı. Hayatımızı yeni normale göre dizayn etmeliyiz.”