Etiket: vertigo

  • “Gençlerde vertigo, migrenle birlikte görülebilir”

    “Gençlerde vertigo, migrenle birlikte görülebilir”

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Murat Haluk Özkul, vertigo hakkında açıklamalarda bulundu.

    “Kusma ve görme bozukluğu yaşanabilir”

    Vertigonun tanımını yapan ve belirtilerinden bahseden Prof. Dr. Özkul, “Vertigo kişinin kendi etrafında ya da eşyaların etrafında döndüğünü hissetmesidir. Bazen yer ayağının altından kayıyor hissine de sebep olan bu belirti, beraberinde bulantı, kusma, denge kaybı, soğuk terleme, görme bozukluğu, tansiyon oynamaları ve fenalık hissine de sebep olur” diye konuştu.

    “Baş travması geçirenler ve taşıt tutması olanlarda daha fazla”

    Vertigonun en sık sebebinin iç kulaktaki denge organı hastalıklarının olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkul, şu bilgileri paylaştı: “Daha az ve hayati tehlike oluşturan sebepler ise beyin sapı ve beyincik kaynaklıdır. Vertigo çocukluk çağı dâhil her yaşta görülse de vertigoya sebep olan hastalıklar farklı yaşlarda ve cinsiyette daha fazla görülebilmektedir. Örneğin, kristal kayması kadınlarda ve orta ileri yaşta daha sıktır. Gençlerde ise migren hastalığı ile beraber baş ağrılı ya da ağrısız vertigo daha sıktır. En sık görülen vertigo sebebi, kristal kayması (BPPV) hastalığında iç kulak denge organının yapısında yer alan kalsiyum karbonat kristalleri yerlerinden koparak denge organının kanalları içine kaçar ve baş hareketleriyle vertigoya yol açarlar. Bu hastalığın sebepleri kesin bilinmemektedir. Ancak baş travması geçiren (çarpışmalı sporlar dâhil), taşıt tutması, migren baş ağrısı, meniyer gibi iç kulak tansiyonu olanlarda ve kemik erimesiyle beraber ileri yaşlarda daha sık olduğu bilinmektedir.”

    “Vertigo yaşayan kişi hareket etmemelidir”

    Vertigo yaşayan kişinin paniğe kapılmadan gözlerini kapayıp bir süre hareketsiz kalması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Özkul, “Hareket etmek ve ani baş hareketleri, düşmeye sebep olacağından ve vertigoyu artıracağından yapılmamalıdır. Bu sırada bulantı çok rahatsız edici ise kusma olabilir. Vertigo iç kulak kaynaklı ise 1 dakika ile 1 saat içinde kendiliğinden geçebilir. Baş dönmesi geçtikten sonra bulantı azalsa da devam edebilir ancak hasta kendini daha iyi hisseder. Vertigoya iyi gelir diye bitkisel içecekler veya haplara başvurmayıp mümkünse bir hastanenin acil servisine gidilmelidir” ifadelerini kullandı.

    “Bulanık veya çift görme olabilir”

    Uzun süren ve ayakta duramayacak hastaların ambulansla naklinin daha uygun olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özkul, “İlk kez vertigo yaşayan kişi çoğu zaman beyninde bir şeyler olduğu korkusuyla acile koşar. Beyincik ya da beyin sapı hasarında uzun süreli vertigoyla birlikte görülen nörolojik belirtiler; bulanık veya çift görme, konuşma bozukluğu, ayakta duramama, kısmi felç gibi bulgulardır. Acil şartlarda bu durumdaki hastalara beyin MR’ı çekilerek hızla müdahale gerekir” dedi.

    “Kısa süreli vertigoların sebebi kristal kaymasıdır”

    Kısa süren vertigoların en sık sebebinin ise Kristal kayması olduğunu belirten Prof. Dr. Özkul, “Acile en sık başvuru sebeplerinden biri vertigo hastalığıdır. Bu hastalık her ne kadar korkutucu ise de hayati tehlike arz etmez. Tanısı da tedavisi de baş manevraları ile yapılabilen yegane vertigo çeşididir. Kristal kaymasında manevralarla tedavi Robotik Manevra Sistemi (RMS) ile büyük başarı ile çoğu kez tek seansta yapılabilmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Tedavi yolları”

    Robotik Manevra Sistemi tedavisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Özkul, şunları söyledi: “Bilgisayar kontrollü yapay zekâ destekli tam otomatik 3 eksende 360 derece dönebilen bir sandalyedir. 15-85 yaş arasında her hastaya uygulanabilir. Boyun fıtığı, omurga rahatsızlıkları yaşlı ve kilo fazlası olan hastalar için ideal tedavi aracıdır. Hasta önce sandalyeye emniyet kemerleri ile bağlanır. Başına göz hareketlerini kaydetmek için infrared kameralı (gece görüş) bir gözlük takılır (videofrenzel). Doktor kumanda ekranına geçerek hastanın önce tanı manevralarını yapar. Tanıda en önemli kısım doktorun vertigoya eşlik eden yegâne objektif bulgu olan nistagmus denilen ritmik sıçrayıcı göz hareketlerinin doğru analizidir. Bu sayede kristallerin başın her iki yanında yer alan 6 adet yarım daire kanalının hangisinin içinde olduğunu anlamak mümkün olur. Doğru tanıdan sonra robotun ekranından evrensel tedavi metotlarından biri ya da ikisini seçen doktor, bir tuşa basarak hastaya kristallerini düşüren manevrayı yaptırabilir. Tanı ve tedavi ile aynı seansta kontrol yarım saatte biter. Ortalama tek seansta yüzde 96 oranında hastalar tedavi olur ve yürüyerek evine yollanır. Hastalığın 1 yıl içinde yüzde 15 oranında tekrarlama riski vardır. Ancak hastalarımız ilaç kullanmadıkları gibi tedavinin robot sayesinde kolayca gerçekleşmesinden dolayı bu korkuyu yaşamazlar.”

  • Vertigo hastalık değil semptomdur

    Vertigo hastalık değil semptomdur

    KBB Hekimi Prof. Dr. Ülkü Tuncer, halk arasında yaygın görülen vertigoyla ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Tuncer, bazen bir hastalık olduğu zannedilen vertigonun aslında bir semptom olduğuna dikkat çekerek, “Latince ‘dönmek’ anlamına gelen vertigo bir hastalık değil, bir semptom yani hastalık bulgusudur. Vertigoda hasta dönmediği halde kendisinin veya bulunduğu ortamdaki her şeyin döndüğünü hisseder. Baş dönmesine genellikle bulantı ve kusma eşlik eder, terleme, çarpıntı görülebilir. Denge kaybı, sersemlik hissi, başta ağırlık olması veya yerin ayaklar altından kayması hissi, göz kararması, baygınlık hissi gibi durumlar vertigo değildir ve vertigoya göre tedavisi farklılık gösterir. Dolayısı ile baş dönmesi yakınması gerçek vertigo olabileceği gibi kardiyovasküler hastalıklar, metabolik bozukluklar veya ilaç yan etkilerine bağlı bir durum da olabilir” ifadelerini kullandı.

    “Santral denge bozuklukları daha acil ve hayatidir”

    Hareket ederken veya hareketsiz dururken dengede kalmanın beynin gözlerden, iç kulaktaki denge merkezlerinden, kas, eklem ve tendonlardan gelen derin duyu bilgilerini işlemleyerek koordine etmesiyle mümkün olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tuncer daha sonra şunları söyledi:
    “Baş dönmesi ve denge kaybı olan hastada öncelikle patolojinin kaynağının belirlenmesi gerek. Baş dönmesinin genellikle iç kulaktaki denge merkezlerinin hastalıkları ile ilgili. Daha az oranda da beyin ve beyinsapı problemleri sonucunda ortaya çıkıyor. İç kulaktaki denge sistemleri ile ilgili vertigoya işitme kaybı, çınlama, kulaklarda basınç hissi gibi belirtiler eşlik ediyor. En sık görülen periferik vertigo nedeni halk arasında ‘kulak kristallerinin yer değiştirmesi’ olarak benign paroksismal pozisyonel vertigodur. Genç ve orta yaş grubunda daha yaygın görülen bu hastalık; iç kulak kristallerinin normalde bulunması gereken bölgeden içi sıvı dolu yarım daire kanallarının içine yer değiştirmeleri sonucu ortaya çıkar. Hastalığın etkeni tam olarak bilinmemekle birlikte; viral enfeksiyonların, D vitamini yetmezliğinin, yaşlanmaya bağlı kemik erimesinin, kafa travmalarının, ameliyatlardan sonra uzun süre yatmak zorunda kalmanın neden olabileceği düşünülür. Hastalar hareketsizken hiçbir sorun yoktur, yataktan kalkma veya yatakta dönme esnasında, şiddetli baş dönmesi atakları olur. Baş dönmesi atakları genellikle saniyeler sürer ve bir dakikayı geçmez. Bulantı eşlik edebilir. Ataklar arasında hastalar rahattır.”

    “Meniere hastalığı ataklarında vertigo olur”

    İç kulak sıvısının bilinmeyen bir nedenle basıncının artması sonucu ataklar halinde seyreden Meniere hastalığının da bir sebep olduğuna değinen Prof. Dr. Tuncer, ataklar sırasında en az 20 dakika süren şiddetli baş dönmesi, bulantı kusma, kulakta basınç hissi ve işitme kaybı yaşandığını, şiddetli baş dönmesi geçtikten sonra hastada 2-3 gün daha sersemlik halinin devam ettiğini söyledi.
    İki atak arasında bazen aylar, yıllar bazen de haftalar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tuncer, Meniere hastalarında tedavinin ataklar sırasında baş dönmesi, bulantı ve kusmayı iyileştirmek, sonrasında atakların sayısını ve şiddetini azaltmayı hedeflediğini ifade etti.

    “Baş dönmeleri migren kaynaklı da olabilir”

    Prof. Dr. Tuncer dengeyi kontrol eden vestibüler sinire yayılan enfeksiyon sonucu oluşan vestibüler nöronit hastalığına işaret ederek, “Bu tip vertigo aniden başlar ve şiddetli bulantı ve kusmaya neden olabilir. Bu durum genellikle soğuk algınlığı veya grip gibi viral bir enfeksiyonu takip eder. Belirtiler şiddetli ve rahatsız edici olduğundan kişinin hastaneye yatırılması ve tedavi edilmesi gerekebilir. En şiddetli tablo 2-3 gün sürdükten sonra 2-3 ay kadar hafif dengesizlik, baş dönmesi hissi devam edebilir” dedi.
    Uzun süren ciddi baş ağrısı atakları ve baş dönmesinin birlikte izlendiği vestibüler migren hastalığından bahseden Prof. Dr. Tuncer şunları söyledi:
    “Sıklıkla orta yaşlı kadınlarda görülür. Vestibüler migrenli kişilerde, baş dönmesi, denge kaybı ve kulak çınlaması, kulakta dolgunluk hissi gibi belirtiler, migren baş ağrısı ile birlikte veya ayrı ayrı görülebilir. Meniere hastalığından farklı olarak işitme kaybı görülmez. Taşıt tutması olan kişilerde daha sık görülür. Vestibüler migren tanısı olan hastaların nöroloji uzmanları tarafından tedavisi ve takibi gerekir.”

  • “Vertigo bir teşhis değil semptomdur”

    “Vertigo bir teşhis değil semptomdur”

    Vertigonun kişinin günlük hayat aktivitelerini yapmasını ciddi oranda engelleyebildiğini, hayat kalitesini olumsuz etkilediğini belirten Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Şenel Alkır, “Genellikle aniden gelişen vertigo, kişide kendisinin veya çevresinin döndüğüne dair bir algı ve his oluşturur. Kaynaklandığı hastalığa bağlı olarak vertigoya bazen bulantı hissi, kusma, dengesizlik, kulaklarda dolgunluk, çınlama, işitme kaybı gibi semptomlar da eşlik edebilir. Kısa süreli olabildiği gibi uzun süreli olarak devam eden vertigoda hareket ettikçe baş dönmesi artabiliyor” dedi.

    Vertigoya neden olabilecek hastalıklar

    Vertigoya neden olan hastalıklar arasında ilk sırada kulak ile ilgili hastalıkların yer aldığını vurgulayan Op. Dr. Şenel Alkır, “İç kulak kristallerinin yerinden oynaması olarak tanımlanabilen pozisyonel vertigo (BPPV: Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo), denge sinirinin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan vestibüler nörit, iç kulak sıvı basıncının artması şeklinde tanımlanan Meniere hastalığı ve benzeri hastalıklarda ilk bulgu vertigodur. Vertigonun baş hareketleri ile ortaya çıkması durumunda pozisyonel vertigo, bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası ortaya çıkan ve uzun süren şiddetli vertigo atakları varlığında vestibüler nörit (iç kulak iltihabı), kulakta çınlama ve basınç hissi ile birlikte baş dönmesi olduğunda ise Meniere hastalığından şüphelenilir. Detaylı inceleme kulak burun boğaz hekimi tarafından gerçekleştirilir. Merkezi sinir sistemi ile ilgili vertigo nedenleri arasında ilk sırayı migren almaktadır. Beyinde ve diğer denge organlarında veya sinirlerinde hasara neden olabilecek akut veya kronik hastalıklarda (multipl skleroz vb.) ve beyin, beyincik veya beyin sapını tutan damar tıkanıklığı veya tümöral oluşum varlığında ilk semptom vertigo olabilir. Merkezi sinir sistemi kaynaklı vertigolarda uyuşma, karıncalanma, felç veya şiddetli baş ağrısı gibi eşlik eden semptomlar olabilir. Ayırıcı tanı nöroloji hekimi tarafından yapılır. Kan basıncı düzensizlikleri, diyabet, boyun damar tıkanıklıkları, kalp ritim ve kapakçık bozuklukları, anksiyete, stres ve üzüntü gibi bir çok faktör de vertigoya neden olabilir. Vertigo ile başvuran hastanın sistematik olarak değerlendirilmesi bu nedenle büyük önem taşır. Hastaların baş dönmesi kaynaklı düşme, çarpma gibi yaralanmalara sebebiyet verecek kazalardan korunması için dikkatli olması tavsiye edilir” dedi.

    Tedavi yaklaşımı

    Vertigo yaşayan kişinin öyküsünün çok detaylı bir şekilde kayıt altına alınmasının önemli olduğunun altını çizen Op. Dr. Şenel Alkır, “Vertigo, çeşitli hareketler, ilaçlar, altta yatan sebebe bağlı olarak yapılabilecek cerrahi müdahaleler ile tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Bazı durumlarda yalnızca dinlenme ile bile sonuç alınabilir. Vertigo tedavisi için yapılan fiziki muayene, testler ya da alınan hasta öyküsüyle nasıl bir yol izleneceğine karar verilir. Çarpma ya da yaralanmalar sonucu ortaya çıkan vertigo, altta yatan başka bir hastalık yoksa kendiliğinden iyileşebilmektedir. Vertigo muayenesi sırasında hastalığın nelerden kaynaklandığı bulunarak tedavi uygulanır. Örneğin hasta beyinden kaynaklı durumlarda nörolojiye, stres gibi psikolojik kaynaklı durumlar varsa psikiyatriye yönlendirilebilir” şeklinde konuştu.

    Vertigo yaşayanlar nelere dikkat etmelidir?

    “Vertigo hastalarının aniden karşılaşabilecekleri baş dönmesi sebebiyle genel olarak almaları gereken bazı önlemler vardır” diyen Alkır, tavsiyelerini şöyle sürdürdü:

    “Örneğin vertigo hastalarının yükseğe çıkması ya da yüksekte çalışması tehlikeli olabilir. Bir anlık dengenin kaybolması, özellikle yüksekte çalışan insanlar için ciddi yaralanmalara hatta ölüme sebebiyet verebilir. Ayrıca vertigo hastaları mümkün olduğunca tehlikeli cihaz veya iş makinesi kullanmamalıdır. Vertigo hastalarının baş dönmesi sonucu kazalara sebebiyet verebilecek bir ortamda yanında birinin bulunması kazaların önüne geçmeye yardımcı olacaktır. Vertigo stresten ve uyku düzeninden de etkilenen bir hastalıktır. Bu nedenle vertigosu olanlar, stressiz ve sakin bir yaşam sürmenin yanında, uyku düzenine ve yeterince dinlenmeye dikkat etmelidir. Uyku kalitesini artırmak için sessiz ve karanlık bir ortamda, vücudun ihtiyacı kadar uyumaya özen gösterilmelidir. Uykuya dalmayı güçleştirecek çay, kahve gibi kafeinli içeceklerin uykudan önce tüketilmemesi önerilir. Sağlıklı bir beslenme düzeni de bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğu için özellikle enfeksiyon kaynaklı vertigonun önlenmesi için faydalı olabilir. Sağlıksız gıdalar tüketme, düzensiz ve gereğinden az ya da fazla yemek yeme, sigara ve alkol tüketimi gibi kötü alışkanlıklar terk edilmelidir. Bunun yerine sağlıklı gıdalar tüketilmeli ve bol su içilmelidir. Spor hem fiziksel hem de psikolojik hastalıkların önlenmesinde ve hafifletilmesinde büyük bir etkiye sahiptir. Ancak vertigo hastaları ani hareketten ve ağır sporlardan kaçınmalıdır. Bunun yerine doktorun önerdiği hafif egzersizler ve nefes alıştırmaları tercih edilmelidir.”

  • Vertigo yaralanmalara yol açabilir

    Vertigo yaralanmalara yol açabilir

    Nöroloji Uzmanı Dr. Fidan Balayeva, kişinin yaşam kalitesini fazlasıyla etkileyen vertigo hastalığının genellikle baş dönmesi olarak tanımlandığını belirterek, “Vertigo, baş dönmesi ile aynı şey değildir. Vertigolu insanlar sanki gerçekten dönüyormuş veya hareket ediyormuş veya dünya onların etrafında dönüyormuş gibi hissederler” dedi.

    Vertigonun periferik ve merkezi vertigo olmak üzere iki türü olduğu bilgisini veren Dr. Balayeva, “Periferik vertigo, iç kulağın dengeyi kontrol eden kısmındaki bir sorundan kaynaklanır. Periferik vertigonun başlıca nedenleri, iyi huylu pozisyonel vertigo, aminoglikozit antibiyotikler, sisplatin, diüretikler veya salisilatlar gibi iç kulak yapılarına toksik olan bazı ilaçlar, kafa yaralanmaları, vestibüler sinir iltihabı (nöronit), iç kulağın tahrişi ve şişmesi (labirentit), meniere hastalığı ve tümörden kaynaklanan vestibüler sinir üzerindeki baskıdır” diye konuştu.
    Merkezi vertigonun ise beyindeki, genellikle beyin sapındaki veya beynin arka kısmındaki (beyincik) bir sorundan kaynaklandığına değinen Dr. Balayeva, bunun nedenlerini de, “Kan damarı hastalığı, antikonvülzanlar, kan sulandırıcı gibi bazı ilaçlar, multipl skleroz, nöbetler (nadiren), felç, tümörler ve vestibüler migren” olarak sıraladı.

    “İçinde bulunulan oda dönüyor hissi oluşturur”

    Vertigonun en karakteristik belirtisinin ‘hastanın veya içinde bulunulan odanın hareket ettiği veya döndüğü hissi’ olduğunun altını çizen Dr. Balayeva, bu dönme hissinin bulantı ve kusmaya neden olabileceğini dile getirdi. Diğer belirtilerin ise, “Gözleri odaklama sorunu, baş dönmesi, bir veya her iki kulakta işitme kaybı, denge kaybı (düşmelere neden olabilir), kulaklarda çınlama, bulantı ve kusma” olduğunu söyledi. Dr. Balayeva, beyindeki problemlerden dolayı yaşanan merkezi vertigoda, “Yutma güçlüğü, çift görme, göz hareketi kısıtlılığı, yüz felci, konuşma bozukluğu ve güç kaybı” görüldüğünü de sözlerine ekledi.

    “Egzersizler kasları güçlendirerek düşmeyi önleyebilir”

    Dr. Balayeva, doktor tarafından yapılan muayenede denge kaybı nedeniyle yürüme sorunları, göz hareketi sorunları veya istemsiz göz hareketleri, işitme kaybı, koordinasyon ve denge eksikliği, güçsüzlük gibi sorunların tespit edileceğini söyledi. Kan testleri, beyin sapı işitsel uyarılmış potansiyel çalışmaları, kalorik test, elektroensefalogram (EEG), elektronistagmografi, beyin BT, lomber ponksiyon, kafanın MRI taraması ve beyindeki kan damarlarının MRA taraması ve yürüme (yürüyüş) testi gibi tetkiklerin istenilebileceğini anlattı. Ayrıca kafa itme testiyle merkezi ve periferik vertigo arasındaki farkın anlaşılabileceğini ifade etti.

    Vertigoya neden olan herhangi bir beyin bozukluğunun nedeninin belirlenerek tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Balayeva, “İyi huylu vertigo semptomlarının giderilmesine yardımcı olmak için, doktorunuz size ‘Epley manevrası’ yapabilir. Bu, denge organını sıfırlamaya yardımcı olmak için başınızı farklı pozisyonlara döndürmeyi içerir. Mide bulantısı ve kusma gibi periferik vertigo semptomlarını tedavi etmek için size ilaçlar reçete edilebilir. Fizik tedavi denge problemlerini iyileştirmeye yardımcı olabilir. Denge duygunuzu yeniden kazanmanız için size egzersizler öğretilecektir. Egzersizler ayrıca düşmeleri önlemeye yardımcı olmak için kaslarınızı güçlendirebilir. Bazı durumlarda mikrovasküler dekompresyonu da içeren cerrahi önerilebilir” diye konuştu.

    “Belirtiler ortaya çıktığında oturun veya uzanın”

    Dr. Balayeva, bir vertigo atağı sırasında semptomların kötüleşmesini önlemek için alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:
    “Belirtiler ortaya çıktığında oturun veya uzanın. Yavaş yavaş aktiviteye devam edin. Ani pozisyon değişikliklerinden kaçının. Belirtiler ortaya çıktığında okumaya çalışmayın. Parlak ışıklardan kaçının. Yürüme konusunda yardıma ihtiyacınız olabilir. Belirtiler ortadan kalktıktan 1 hafta sonrasına kadar araba kullanmak, ağır makine kullanmak ve tırmanmak gibi tehlikeli aktivitelerden kaçının.”

    Vertigonun araba sürmeyi, çalışmayı ve yaşam tarzını etkilediğinin ve düşmelere hatta yaralanmaya yol açtığının altını çizen Dr. Balayeva, geçmeyen veya günlük aktiviteleri engelleyen vertigosu olanların doktora başvurmasını, çift görme, peltek konuşma veya koordinasyon kaybı gibi belirtilerle vertigonun ortaya çıkması halinde de acil sağlık desteği alınmasını tavsiye etti.

  • Deprem sonrası vertigoya dikkat!

    Deprem sonrası vertigoya dikkat!

    Merkezi Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin hissedildiği bölgede çok sayıda kişi, baş dönmesi şikayeti ile “Deprem oluyor gibi” endişesi ile hastanelere müracaat etti. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Akdağ, vertigo hastalığının baş gösterdiğini işaret ederek vatandaşları uyardı. Başhekim Akdağ, psikolojik nedenlerle ve stres etkisiyle baş dönmesi ya da salınım sonrası aktifleşen vertigo artışları olabileceğini kaydetti.

    “Başvuruların temelinde deprem var”

    Son iki haftadır başvuruların artmasındaki sebebin deprem olduğunu belirten Başhekim Akdağ, “Deprem sonrası vertigo baş dönmesi şikayetlerinde son iki haftadır yoğun bir şekilde başvuran hastalarımız var. Baş dönmesi veya daha önce baş dönme hikayeleri vardı, deprem sonrası aktiflendi veya arttı şeklinde gelen hastalarımız oldu. Literatüre baktığımız zaman dünyada baş dönmesi ve depremle ilişkili 9 tane yayınımız var, Japonya kaynaklı. Bilindiği üzere Japonya dünyada en çok deprem yaşanan ülkelerden biri, yine Hindistan’dan makaleler mevcut. Aslında bunun füzyon patolojisine baktığımız zaman, baş dönmesi ve deprem arasındaki ilişkiyi analiz ettiğimizde temel anlamda birçok faktör rol oynuyor. Birinci faktör travma etkisiyle dönme ve sallanmayla beraber kristallerin içerdiği pozisyonel vertigo baş dönmesi varsa onu aktiflemiş olabilir. İstemsiz gerçekleşen salınım hareketi ile iç kulağımızdaki kristalleri etkileyerek baş dönmesini provoke edebilir. İkincisi bu sallantıya bağlı olarak kulaktaki kristallerin oynamasından ilişkisiz psikolojik olarak da bu baş dönmesi atağı başlatmış olabilir. Depremle ilişkileri var son 2 haftadaki başvuran hastaların temelinde deprem olmakla beraber, depremin gerek direkt etkisi olan salınım veya sekon etkisi dediğimiz stres, travma veya psikolojikman dediğimiz baş dönmesi etkisidir. Bunlar kapalı ortam ya da göçük altında kalmış o travmayı birebir yaşamışsa daha fazla olacağını söyleyebiliriz” dedi.

    “Beyin kanaması da olabilir, kontrol şart”

    Her baş dönmesini psikolojiye veya kristallere bağlamamak gerektiğini de hatırlatan Akdağ, beyin kanaması sonrası da baş dönmesi yaşandığını vurgulayarak gerekli testler için kontrol edilmesi gerektiğini hatırlattı. Akdağ, “Hızlı bir şekilde hastalarımızın objektif olup olmaması çok önemli, bu hastalıkta beyin kanaması da baş dönmesiyle başlayabilir. Dolayısıyla bu tür hastaların polikliniklere başvurması gerekiyor. Hiçbir hasta ‘bu psikolojiktir, atlatılabilir’ diyemeyiz. KBB muayenesi yapılması gerekiyor, muayenede pozitif bir bulgu varsa iç kulakla ilgili denge ve işitme testleri yapılır. Onlarda organik asıl bir neden bulunursa ona göre tedavi yapılabilir, repozisyon manevrası yapılarak kristalleri yerine oturtarak tedavi etme yönüne ilaçsız gidebiliriz, bu da hastalara ciddi şekilde fayda sağlıyor, eğer zeminde fobik, psikolojik olan bir vertigoysa bu süreçte de psikolojik destek sağlanması gerekir” diye konuştu.