Etiket: vuhan

  • Bilim insanlarından DSÖ’ye Vuhan çağrısı

    Bilim insanlarından DSÖ’ye Vuhan çağrısı

    Farklı milletlerden biliminsanları, koronavirüsün ilk kez görüldüğü Çin’in Vuhan kentine giden Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzmanlarının virüsün kökenine yönelik yaptıkları araştırma raporunun geçersiz sayılması çağrısında bulundu.

    Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) oluşan 13 kişilik ekibin koronavirüsün kaynağını bulmak için salgının başlangıç noktası olarak kabul edilen Çin’in Vuhan kentinde yaptıkları araştırmanın sonuçları merak konusu olmaya devam ediyor. Farklı milletlerden oluşan bir grup bilim insanı, DSÖ ekibinin Vuhan’da yapılan incelemelerin sonuçlarını içeren ve kamuoyuyla paylaşılması beklenen raporun geçersiz sayılması çağrısında bulundu.

    “ÇİN’İN VERDİĞİ BİLGİLERLE YETİNİLDİ”

    26 bilim insanının imzasının bulunduğu açık mektupta, Vuhan’a giden ekibin veri paylaşımı konusunda kısıtlandığı ve sadece Çinli yetkililerin paylaşmayı ‘tercih ettikleri’ verilerle yetinmek zorunda kaldıkları ifade edildi. Bilim insanları mektupta, koronavirüsün kökenlerinin araştırılması konusunda kısıtlama olmadan, kapsamlı yeni bir inceleme yapılması talebinde bulundu.

    “EKİP, BAĞIMSIZ BİR İNCELEME YAPAMADI”

    Bilim insanlarının yayınladığı 5 sayfalık açık mektupta, “Mayıs 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından zorunlu kılınan ‘işbirliğine dayalı’ keşif süreci, pandeminin kökenlerinin tam olarak incelenmesine olanak sağlamayı amaçlasa da bu çabaya dahil edilen ‘yapısal sınırlamaların’, incelemeyi imkansız kıldığına inanıyoruz” denildi. Mektupta en dikkat çeken ifadeler arasında şu satırlar yer aldı: “Özellikle, bu süreç kapsamında toplanan ortak ekibin yarısının bilimsel bağımsızlığı ‘sınırlı’ olabilecek Çin vatandaşlarından oluştuğu, ortak ekibin uluslararası üyelerinin Çinli yetkililerin paylaşmayı tercih ettiği verilerle yetinmek zorunda kaldığı, hazırlanan raporun Çinli yetkililer tarafından onaylanması gerektiği gerçeği konusunda halkı bilgilendirmek istiyoruz. Bu nedenle ortak ekibin koronavirüsün kökenlerine ilişkin tam ve sınırsız bir soruşturma yürütmek için gerekli yetkiye, bağımsızlığa veya erişime sahip olmadığı sonucuna vardık.”

    DSÖ EKİBİNİN VUHAN ZİYARETİ

    DSÖ’ye bağlı biliminsanlarından oluşan 13 kişilik ekip, 14 Ocak’ta özel uçakla Çin’in Vuhan kentine gelmiş, heyet 14 gün karantinada tutulmuş, bu sürede Çinli yetkililerle çevrim içi toplantılarla bilgi alışverişinde bulunmuştu.Heyet, 29 Ocak’ta başladığ saha çalışmalarında, ilk vakaların görüldüğü Vuhan Deniz Ürünleri Gıda Pazarı’nın yanı sıra Hubey Çin ve Batı Tıbbı Bütünleşik Bölge Hastanesi, Vuhan Jinyintan Hastanesi, Hubey Eyaleti Hastalık Kontrol Merkezi ve Hayvan Hastalıkları Merkezinde incelemeler yapmıştı.

  • Covid-19 soruşturması için harekete geçildi

    Covid-19 soruşturması için harekete geçildi

    Koronavirüsün (Kovid-19) kökenlerini araştıracak Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 13 kişilik heyetin virüsün ilk kez tespit edildiği Çin’in Vuhan kentinde olduğu 14 günlük karantina uygulaması bugün sona erdi.

    Dünyanın gözü salgının çıktığı Çin’in Vuhan kentindeki araştırmalara çevrildi. Koronavirüsün (Kovid-19) kökenlerini araştıracak Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 13 kişilik heyetin, virüsün ilk kez tespit edildiği Çin’in Vuhan kentindeki karantinadan çıktı. DSÖ uzmanları Vuhan’da kaldıkları otelde 14 Ocak’ta karantinaya girmişti. ABD, Avustralya, Almanya, Japonya, İngiltere, Rusya, Hollanda, Katar ve Vietnam’dan uzman ve araştırmacılardan oluşan heyet, 14 günlük karantina sürecinde Çinli yetkililerle çevrim içi toplantılar yaptı. Hollandalı virolog ve ekip üyesi Marion Koopmans, karantinada oldukları otelden ayrılmadan önce verilen son basın toplantısında “Dünyanın gözleri buna odaklanmış, dünyanın fikirleri buna odaklanmıştır” dedi.

    İLK KEZ VUHAN’DAKİ GIDA PAZARINDA GÖRÜLMÜŞTÜ

    Dünya, Kovid-19 salgınından ilk kez Çin’in, 31 Aralık 2019’da Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde “kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının” ortaya çıktığını DSÖ’ye bildirmesiyle haberdar olmuştu. Hastalık, ilk kez Vuhan kentindeki deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülmüş, sebebi anlaşılamayan “solunum rahatsızlığı” şikayetiyle 17 Kasım’da ilk hasta hastaneye başvurmuştu.

    ÇİN SORUŞTURMA ÇAĞRILARINI GERİ ÇEVİRMİŞTİ

    Pekin yönetimi daha önce ABD yönetiminin virüsün kökenine dair soruşturma başlatılmasına dair talebini reddetmiş, Avustralya hükümetinin nisan ayında DSÖ’ye yaptığı uluslararası soruşturma çağrısı yapması üzerine bu ülkeye ihracat kısıtlamaları getirmişti.

  • Virüsün kökenini inceleyecek ekip Çin’de

    Virüsün kökenini inceleyecek ekip Çin’de

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 10 üyeli uluslararası uzman grubundan oluşan heyet koronavirüsün (Covid-19) kökenini araştırmak için Çin’in Vuhan kentine ulaştı.

    Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) 10 üyeli uluslararası uzman koronavirüsün kaynağına dair inceleme yapmak üzere Çin’in Vuhan kentine gitti. Heyet Singapur’dan Scoot Havayollarına ait uçakla Çin’in Wuhan Tianhe Havalimanı’na iniş yaptı. DSÖ uzman heyeti, ilk olarak Çinli meslektaşlarıyla görüşecek. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, 6 Ocak’ta düzenlediği olağan basın toplantısında, COVID-19’un kaynağının araştırılması için örgütle istişareler yürütüldüğünü açıklamıştı.

    VİZE PROBLEMİ YAŞANMIŞTI

    DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, 5 Ocak’ta yaptığı açıklamada, COVID-19’un kökenini araştırmak için Çin’e gitmesi beklenen uluslararası bilim insanlarının durumuna ilişkin “Çinli yetkililerin Çin’e gidecek heyet için gerekli izinleri henüz tamamlamadığını öğrendik. Ekibin iki üyesinin (Çin’e) yolculuklarına çoktan başlamış olması ve diğerlerinin de son dakikada seyahat edememesi nedeniyle bu haber beni büyük hayal kırıklığına uğrattı.” ifadesini kullanmıştı.

  • Salgının başladığı Vuhan’da Covid-19 araştırması: 4 kişiden 3’ü sağlık sorunu yaşadı

    Salgının başladığı Vuhan’da Covid-19 araştırması: 4 kişiden 3’ü sağlık sorunu yaşadı

    Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ortaya çıktığı Çin’in Vuhan kentinde 4 hastadan 3’ünün, virüse yakalandıktan 6 ay sonra en az bir sağlık sorunu yaşadığı tespit edildi.

    Medical Express’in haberine göre, Çinli bilim insanları, ocak ve mayıs aylarında Vuhan’da Kovid-19 tespit edilen 1700 hastayı 6 ay boyunca takip ederek bir araştırma yürüttü.

    Çalışmanın bulguları, 8 Ocak’ta The Lancet dergisinde yayımlandı.

    Araştırmacılar, Kovid-19’u yenen hastaların yüzde 76’sında, 6 ay sonra en az bir sağlık sorunu görüldüğünü ortaya koydu.

    Çalışmada 6 ay sonra bu kişilerin yüzde 63’ünde yorgunluk ya da kaslarda güçsüzlük, yüzde 26’sında uyumakta zorluk ve yüzde 23’ünde depresyon gözlendiği belirtildi.

    Uzmanlar, Kovid-19’u ağır atlatanların akciğer fonksiyonlarında bozulma ve böbrek işlevlerinde yüzde 13 azalma görüldüğüne de dikkati çekti.

    Pekin’de Çin-Japonya Dostluk Hastanesi ve Capital Tıp Üniversitesi Ulusal Solunum Tıbbı Merkezi’nden araştırmacı Dr. Bin Cao, “Kovid-19 çok yeni bir hastalık olduğundan uzun vadeli etkilerini daha yeni anlamaya başlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Cao, ciddi biçimde enfekte olan hastaların taburcu edildikten sonra bakıma muhtaç olduğunu da vurguladı.

  • Covid-19 “Gizemli hastalıktan” küresel salgına nasıl dönüştü

    Covid-19 “Gizemli hastalıktan” küresel salgına nasıl dönüştü

    Dünya, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından ilk kez Çin’in 31 Aralık 2019’da Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde “kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının” ortaya çıktığını Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bildirmesiyle haberdar oldu.

    İlk başta Çin ve çevresini etkileyen “epidemi” (yerel veya bölgesel salgın) olarak algılanan Kovid-19, sonraki günlerde sınırları aşıp halk sağlığını dünya çapında tehdit eden “pandemiye” (küresel salgın) dönüştü.

    Dünya, yıl boyunca virüsle ilgili gelişmelere kilitlendi, salgının kontrol altına alınmasına yönelik tedbirler tüm ülkelerin ana gündemi oldu.

    Hastalık, ilk kez Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentindeki deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görüldü.

    Sebebi anlaşılamayan “solunum rahatsızlığı” şikayetiyle ilk hasta 17 Kasım’da hastaneye başvurdu. Akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa bilinmeyen yeni bir virüsün sebep olduğu anlaşılacaktı.

    Virüs, sonraki aylarda Vuhan’dan Çin’in diğer şehirlerine yayılmaya devam ederken dünya, bu gelişmeden uzun süre haberdar olmadı.

    “Vuhan’daki yetkililerin virüsün varlığını gizlediği” iddiası

    New York Times gazetesi, 20 Ağustos’ta ABD Kamu Güvenliği Bakanlığının hazırladığı rapora dayandırdığı haberinde, salgının ortaya çıktığı Vuhan kenti ve bağlı olduğu Hubey eyaletindeki “Çin Komünist Partisi (ÇKP) yöneticilerinin, virüsün yayıldığına ilişkin erken işaretleri merkezi yönetimden gizlediğini” iddia etti.

    Haberde Vuhan’daki yetkililerin, ocak başında kentte düzenlenen yerel ÇKP Toplantısı’nın programını aksatabileceği düşüncesiyle salgına dair merkeze bilgi aktarmaktan kaçındığı, bu yüzden Pekin’deki yöneticilerin ancak ocak ortasında durumun aciliyetini kavrayabildiği öne sürüldü.

    Merkezi yönetim, 23 Ocak’ta 11 milyon nüfuslu Vuhan kentine giriş çıkışları durdururken milyonlarca Çinlinin 24 Ocak’ta başlayan yeni yıl tatili için ülkenin dört bir yanına seyahat etmesini ise engellemedi.

    ABD’de aralıkta virüsün izine rastlandığı ortaya çıktı

    Sonraki aylarda yapılan araştırmalarda, bu karanlık evrede virüsün dünyaya yayılmaya başlamış olabileceğine dair kanıtlara rastlandı.

    ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinden (CDC) araştırmacılar, Amerikan Kızılhaçının 13 Aralık-17 Ocak’ta 9 eyalette topladığı kan bağışlarında yaptıkları tahlillerde Kovid-19’a karşı üretilen antikorlar buldu.

    Avrupa’da Fransa ve İtalya’da da hastalığın aralıkta yayılmaya başladığına dair benzer bulgulara ulaşıldı.

    “Yeni tip koronavirüs”

    DSÖ, 7 Ocak’ta gizemli hastalığın “yeni tip bir koronavirüsten” kaynaklandığını açıkladı.

    Yarasalardaki betakoronavirüsün insana geçerken mutasyona uğramış hali olduğu düşünülen bu koronavirüse “2019-nCov” adı verildi.

    Çin dışındaki ilk vaka 13 Ocak’ta görüldü. Tayland’da bir kadın hastada yeni tip koronavirüs tespit edildi. 16 Ocak’ta Japonya’da Vuhan’dan gelen bir kişide Kovid-19 bulunduğu saptandı. 21 Ocak’ta ise ABD’de ilk vaka görüldü.

    Virüs, seyahat eden yolcular aracılığıyla birçok ülkeye yayıldı. Sonraki günlerde Hong Kong, Tayvan, Singapur, Güney Kore, Avustralya, Malezya, Vietnam ve Nepal’de yeni tip koronavirüs tespit edilen kişiler tedavi altına alındı.

    Avrupa’da ilk vakalar ortaya çıktı. Fransa’da 24 Ocak’ta Çin’den gelen 2 kişide ve bir akrabalarında yeni tip koronavirüs tespit edildi.

    DSÖ, 30 Ocak’ta Kovid-19 nedeniyle “küresel acil durum” ilan etti, 11 Şubat’ta yeni tip koronavirüse “Kovid-19” adı verildiğini duyurdu.

    Güney Kore, İran ve İtalya’da salgınlar

    Kovid-19 ilk başta Çin ve çevre ülkelerde yayılmaya başladı. Güney Kore’de 22 Şubat’ta bir günde 229 vaka görülmesi ülkeyi alarma geçirdi.

    Orta Doğu’da İran, Avrupa’da İtalya “virüsün Asya dışındaki yayılma sahaları” oldu. 19 Şubat’ta İran’da ilk vakalar ve can kayıpları meydana geldi.

    21 Şubat’ta İtalya’nın Lombardiya bölgesinde ilk kez yerel kaynaklı bulaşı görüldü. Büyük bir tekstil endüstrisine ev sahipliği yapan Milano şehrinin, Çinli mevsimlik işçilerin yoğun çalıştığı bir yer olması bölgeyi “yayılma alanı” haline getirmişti.

    Karantina tedbirleri

    Salgının küresel boyut kazanmasının ardından çok sayıda ülke, virüsün yayılmasını durdurmak üzere kitlesel hareketliliği azaltmaya yönelik tedbirlere başvurdu.

    Okullar ile üniversitelerin tatil edilmesi, kafe, bar, restoran, eğlence ve alışveriş merkezlerinin, kütüphaneler ve ibadethaneler gibi insanların toplu olarak bulunduğu mekanların geçici süreyle kapatılması, kamuya açık etkinliklerin iptal edilmesi virüsün yayılmasını önlemek amacıyla alınan başlıca tedbirler oldu.

    Vatandaşlara “Evde kal” çağrıları yapıldı, sosyal temastan kaçınmaları, ofise gitmek yerine mümkünse evden çalışmaları tavsiye edildi, kamu kurumları ve özel şirketler, bu yönde tedbirler aldı.

    Ülkelerde sokağa çıkma yasakları ve karantina tedbirleri uygulandı, şehirler ve ülkeler arası ulaşım kısıtlamaları getirildi.

    Ekonomik darboğaz

    Çok sayıda ülke, sokağa çıkma kısıtlamalarının odakta olduğu tedbirleri mart ortasından haziran başına dek uyguladı. Fakat virüse karşı tedbir olarak uygulanan kapanma, üretim, ticaret ve hizmetlerin aksamasına, buna bağlı ekonomik daralmaya ve istihdam kayıplarına yol açtı.

    Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre, mart, nisan ve mayısı kapsayan yılın 2. çeyreğinde, dünyanın en büyük 20 ekonomisi, önceki yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 9,1 küçüldü.

    Bu dönemi en az hasarla atlatan Çin’de gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) yüzde 3,2 büyürken karantina tedbirlerinin ağırlığını en fazla hisseden Hindistan’da yüzde 23,5 küçüldü.

    İlkbahar ve yaz ayları

    Mayıs başında istatistikler, dünyada salgının merkez üssünün ABD ve Avrupa ülkeleri olduğunu gösteriyordu.

    Kovid-19 görülen ülke ve bölgelerdeki verilerin derlendiği “Worldometers” internet sitesine göre, vaka, ölüm ve tedavi gören hasta sayılarının kıtalar arasındaki dağılımında Avrupa ve Kuzey Amerika, “açık arayla salgından en fazla etkilenen” bölgelerdi.

    Mayıs başına kadar dünya genelindeki vakaların yaklaşık yüzde 76’sı, ölümlerin yaklaşık yüzde 86’sı Avrupa ve Kuzey Amerika’da görüldü. Virüs nedeniyle tedavi gören hastaların yüzde 81’i de bu iki kıtada bulunuyordu.

    Yaz aylarında ise başta Brezilya olmak üzere Güney Amerika, Hint alt kıtası ülkeleri ve Rusya’da görülen vaka artışları, bu bölgeleri virüsün yeni yayılma sahaları haline getirdi.

    Asya ve Güney Amerika kıtalarındaki vaka sayıları, 4 Mayıs’ta dünyadaki toplam vaka sayısının sırasıyla yaklaşık yüzde 15,6’sını ve yüzde 5,9’unu teşkil ederken temmuz başında bu oranlar yüzde 22,4 ve yüzde 21,7’ye çıktı.

    Yaz aylarında ABD, Brezilya, Hindistan ve Meksika, Kovid-19’a bağlı ölümlerin en fazla görüldüğü ülkeler oldu.

    Sonbahar ve kışın başlangıcı

    Dünya, sonbahara Kovid-19 salgınının artan etkisiyle girdi.

    Kuzey Yarım Küre’de havaların soğumaya ve mevsimsel hastalıkların artmaya başladığı dönemde salgın, başta vakaların en yoğun görüldüğü ülkeler olmak üzere yeni bir ivme kazandı.

    Eylül, Hindistan için Kovid-19 salgınının en kötü ayı oldu. Ülkede 4 Eylül’de tek günde kaydedilen 87 bin 115 yeni vaka sayısı, Kovid-19’un ortaya çıktığı Çin’de Aralık 2019’dan o güne kadar tespit edilen toplam 85 bin 146 vakayı geride bıraktı.

    Ülkede günlük vaka sayısı, 5 Eylül’de 90 bin eşiğini aştı. Ardından 9 Eylül’de 95 bin 529’a, 10 Eylül’de 96 bin 760’a, 11 Eylül’de 97 bin 654’e ve 16 Eylül’de 97 bin 859’a ulaşarak yeni “tepe noktalarını” gördü.

    Salgından en fazla etkilenen ABD ve Brezilya’da da sonbaharda vaka ve ölüm sayıları yeniden arttı.

    Kış ayları başladığında ise özellikle Kovid-19’un mutasyon uğrayarak daha hızlı yayılan bir tipinin ortaya çıkmasıyla vaka sayılarında yeni artış gözlendi. Dünyada günlük vaka sayısı 2 Aralık’ta 600 bin, 11 Aralık’ta da 700 bin eşiğini aştı.

    2020’nin sonuna gelindiğinde dünya genelinde 83,5 milyon Kovid-19 vakası tespit edilirken virüs nedeniyle 1,8 milyondan fazla kişi hayatını kaybetti.

  • Çarpıcı iddia! Koronavirüs ilk Hindistan’da ortaya çıktı

    Çarpıcı iddia! Koronavirüs ilk Hindistan’da ortaya çıktı

    İngiltere’nin dünyaca ünlü Lancet tıp dergisinde bir makale kaleme alan Çinli akademisyenler, koronavirüsün (Covid-19) ilk ortaya çıktığı ülkenin Hindistan olduğunu iddia ederek,” Virüs Vuhan’da değil, geçtiğimiz yaz Hindistan’da görüldü” dedi.

    İngiltere’nin prestijli tıp dergisi Lancet’ta SARS-CoV-2 virüsünün zoonotik geçişi başlıklı yazı kaleme alan Çinli akademisyenlerin iddiaları biliminsanlarının tepkilerine neden oldu.

    Çinli akademisyen, koronavirüsün (Covid-19) ilk ortaya çıktığı ülkenin Hindistan olduğunu iddia etti.

    Çinli akademisyenler, söz konusu makalede, Hindistan’ın ‘kötü hijyen koşulları’ ve ‘daha az verimli’ kamu sağlık sisteminin yanı sıra ‘tropikal iklim’ ve ‘çok genç nüfusun’ virüsün yayılmasına katkıda bulunan faktörler olduğunu öne sürdü.

    Hindistan’da Covid-19’un ilk ‘insandan insana bulaşmasının’ Temmuz ya da Ağustos ayında olduğu araştırmacılar tarafından tahmin edildiği ifade edildi.

    BATILI BİLİMADAMLARINDAN ÇİNLİ AKADEMİSYENLERE TEPKİ

    Çinli araştırmacıların bulguları, yaklaşımları ‘doğası gereği önyargılı’ olarak tanımlayan Glasgow Üniversitesi’nden Profesör David Robertson da dahil olmak üzere bazı batılı akademisyenler tarafından eleştirildi.

    İngiliz medyasına konuşan Robertson’ın “Yazarlar, Çin’de açıkça ortaya çıktığını ve virüsün orada yayıldığını gösteren kapsamlı epidemiyolojik verileri de görmezden geldi. Bu makale SARS-CoV-2 anlayışımıza hiçbir şey eklemiyor” dedi.

  • Virüsü yenenlerde inanılmaz değişiklik!

    Virüsü yenenlerde inanılmaz değişiklik!

    Çin’in Vuhan kentinde koronavirüse (Covid-19) yakalanan ve 2 ay tedavinin ardından hastalığı yenen Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in ten renginin değiştiği görüldü. Şaşkına dönen Çinli uzmanların söz konusu doktorların ten renginin değişmesini ise virüsün karaciğerde hasar oluşturmasına bağlıyor.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan ve 170 binden fazla kişinin ölümüne neden olan koronavirüsün ortaya çıktığı Vuhan’da, koronavirüslü hastaları tedavi eden Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in büyük değişime uğradığına ilişkin haber geldi.

    Virüs sonrası ten renkleri değişti

    Sözkonusu iki doktorun 18 Ocak’ta kornavirüse yakalandığı ve iki ay süren yoğun tedavinin ardından iyileştiği belirtilirken, Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in daha sonra ten renklerinin değiştiği gözlemlendi. Çinli uzmanlar iki doktordaki ten rengi değişimini virüsün karaciğere hasar vermesine bağlıyor.

    ‘Karaciğerim tedavi sırasında hasar aldı’

    Virüse yakalanan ve daha sonra tedavi edilen Dr. Hu Weifeng, yaşadığı değişimi Çin medyasına anlattı. Dr. Hu Weifeng yaptığı açıklamada, “Bilincim yerine geldiğinde ve sağlık durumumu öğrendiğimde korktum. Sık sık kabuslar görüyordum” ifadelerini kullandı. Huazhong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı Song Jianxin, doktorların organlarının, tedavileri sırasında hasar gördüğünü söyledi. Karaciğerlerinde depolanması gereken demirin, organlar düzgün çalışmadığı için kan damarlarına dolduğunu ifade etti. Bu sebeple, ten renginde değişmenin gözlemlendiği belirtildi.

    ‘Bu sadece bir solunum yolu hastalığı değil’

    Ürolog Dr. Li Shusheng da doktorların ten renginin zamanla normale dönmesinin beklendiğini ekledi. Öte yandan bilim insanları, koronavirüsü yenen hastaların hayati organlarında ciddi hasarların meydana gelebileceği ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun (PTSD) ortaya çıkabileceğini ifade etti. Yale Üniversitesi’nden Kardiyolog Dr. Harlan Krumholz ise “Covid-19 sadece bir solunum yolu hastalığı değildir. Bu hastalık, kalbi, karaciğeri, böbrekleri, beyni, endokrin sistemini ve kan sistemini etkileyebilir” ifadelerini kullandı.