Etiket: YAPAY ZEKA

  • Bursa’da toplu ulaşımda ‘yapay zeka’ dönemi

    Bursa’da toplu ulaşımda ‘yapay zeka’ dönemi

    Bursa’da toplu ulaşımı daha da ulaşılabilir hale getirip, kalite ve konforu en üst seviyeye çıkarmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, ulaşımda bir yeniliği daha devreye aldı. Her gün toplu taşıma araçlarında yüz binlerce vatandaşı taşıyan BURULAŞ, 360 araçta yapay zeka destekli şoför izleme sistemini devreye aldı. Yapay zeka destekli sistem, şoförün sürüş sırasında olası uykulu olma ve telefonla konuşma gibi dikkati dağıtıcı durumları ve yolcuların güvenliğini riske atan her türlü davranışını anında tespit ediyor. Olası riskleri önceden tespit eden sistem, BURULAŞ denetim ekiplerine uyarı gönderiyor. Böylece ekipler duruma hızlıca müdahale ederek olası kazaların ve güvenlik ihlallerinin önüne geçmiş oluyor. Şoförlerin sorumluluk bilincini artıran, daha dikkatli ve özenli bir sürüş sergilemelerini sağlayan sistem, Bursalıların daha güvenli ve konforlu yolculuk yapmasına da imkan sağlıyor.

    BURULAŞ Genel Müdürü Fahrettin Beşli, otobüslerle yapılan toplu taşıma hizmetinde yeni bir sistemi devreye aldıklarını söyledi. Yapay zeka destekli şoför davranış takip sistemi adı verilen uygulamayı 546 otobüsün 306’sında devreye aldıklarını anlatan Beşli, “Bu yeni sistemi tüm otobüslerimizde uygulayacağız. Sistem, seyahat esnasında şoförlerin uyumsuz ve uygunsuz hareketlerini bize bildiriyor. Uyuklarsa, sigara içerse, telefonla konuşursa, ani manevralar yaparsa, kendilerine öğretilenlerin dışında hareket tarzlarına girerlerse sistem bizi uyarıyor. Uyardığında da biz hemen müdahale edebiliyoruz. Ya telefonla arıyoruz ya da sahadaki denetim elemanlarımız olaya müdahale ediyor. Alanda yaptığımız kontrol ve denetimlerde tespit ettiklerimizin dışında çok daha kısa sürede bilgi almamızı ve müdahale etmemizi sağlıyor. Amacımız, öncelikle taşıdığımız yolcuların güvenliğidir. İkinci olarak çalışan şoförümüzün, aracımızın ve ulaşımın güvenliğidir” dedi.

  • Deprem hasar tespiti yapay zeka robotlarla yapılacak

    Deprem hasar tespiti yapay zeka robotlarla yapılacak

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi (DE-YAS) tarafından geliştirilen proje sayesinde robotik köpekler ve yapay zekâ kullanılarak deprem sonrası hasar tespit çalışmaları daha hızlı sonuçlandırılacak.

    KTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi ve Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (BAP13) tarafından desteklenen proje, Türkiye’de ve dünyada bir ilki gerçekleştirmeyi hedefliyor.

    Konuyla ilgili bilgi veren KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şevket Ateş, 6 Şubat 2022 Kahramanmaraş merkezli depremlerde öğretim üyeleri ve teknik ekiple çalışma yaptıklarını hatırlattı. Ateş “6 Şubatta yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremlerde birlikte yapmış olduğumuz çalışmalar ön plana çıkmıştı. Bu deprem sonrasında yaklaşık 20 öğretim üyemiz ve teknik personelimizle deprem bölgesinde meydana gelen hasarın nedenlerini araştırmak kamu hizmeti olarak görev yapmak için o bölgede çalışmalar yapıldı. Daha sonra bu çalışmalar bölümümüzde devam ederek bu problemlerin neden kaynaklandığı ve sorumluların ve ileriye dönük projelerin hazırlanmasında etkili rol aldı” dedi.

    “Robot köpek bir insanın komutlandırmasına gerek kalmadan bir hasar sınıfı belirterek bize bilgilendirme ve raporlama yapabilecek durumda”

    KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Hacıefendioğlu ise yaşanan depremlerden edindikleri tecrübeler ile geliştirdikleri projenin önemine vurgu yaptı. Projenin dünyada ve Türkiye’de ilk olduğunu belirten Hacıefendioğlu “Bu projede son teknoloji olarak geliştirilen bir robot köpek araştırdık ve bu robot köpeğin elinden geldiğince en iyi durumda olduğunu ve hasarlı bir yapıya en performanslı şekilde ulaşabildiğini fark ettik. Dolayısıyla yapmış olduğumuz araştırma sonucunda robot köpek bize yapı dışından ve yapı içerisinden görüntüler alarak ve bu görüntüleri işleyerek yapı hasar tespitinde sınıflandırma yapabilecek durumda şu anda. Geliştirme yapma aşamasındayız, programlar üzerinde çalışıyoruz. Şu anda robot köpek bir yapay zekâ robot köpeği görülüyor ama inşaat mühendisliği alanında geliştirilmedi. Dolayısıyla dünyada ve Türkiye’de ilk defa yapılıyor. Robot köpek üzerinde bir yazılım sayesinde kendi kendine artık insanın komutlandırılmasına gerek kalmadan bir hasar sınıfı belirterek bize bilgilendirme ve raporlama yapabilecek durumda. Şu anda deneme aşamalarındayız” diye konuştu.

    “Ortaya çıkan problemlerin önüne geçilmesini hedefliyoruz”

    KTÜ Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi (DE-YAS) Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık ise projeyle problemlerin önüne geçilmesini hedeflediklerini ifade ederek “Kahramanmaraş depremlerinden sonra iki nokta altı milyon binadan on bin teknik personelle birlikte gerçekleştirilen hasar tespit çalışmaları çok uzun zaman aldı ve bu zamanlar sonrasında çok itiraz mekanizmaları gerçekleştirildi. Acaba biz depremlerden sonra bu hasar tespit çalışmalarına bir karar destek sistemi oluşturabilir miyiz? sorusuna cevap olarak şu an robotik köpek yardımıyla ve yapay zeka kullanarak hasar tespit çalışmalarının desteklenmesi üzerine bu projeyi gerçekleştirdik. Bu projeyle birlikte depremlerden sonraki bu hasar tespit çalışmalarının hem daha yeni daha kolay daha güvenilir olması ve ortaya çıkan problemlerin önüne geçilmesini hedefliyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projeyle birlikte binalardan elde edilen görüntülerin yapay zekâ ile akıllandırılması ve kişiden kişiye karar mekanizmasının değişmeyerek objektif ve homojen bir şekilde karar destek sisteminin oluşturulması hedefleniyor. Örneğin bir deprem oldu. Artçı depremler devam ederken binanın içerisine girerken zorluk yaşayan hayati tehlike endişesi taşıyan personellerin binaya girmesini zorlaşıyor, girmek istemiyorlar. Çünkü artçı depremlere yakalanıyorlar ve binanın Allah korusun çökmesi bile mümkün” şeklinde konuştu.

    “Robotik köpeğimiz binanın içerisine girecek ve binadaki taşıyıcı sistem hasarlarını resmedecek”

    Robotik köpeğin artçı depremler sırasında binanın içerisine girerek binadaki taşıyıcı sistem hasarlarını resmedeceğini kaydeden Altunışık, “Robotik köpeğimiz binanın içerisine girecek ve binadaki taşıyıcı sistem hasarlarını resmedecek. Çekmiş olduğu resimleri daha önceki hasarlarla beraber o verileri akıllandırdığımız için o çatlağın hangi tür çatlak olduğunu bize kendisi otomatik verecek ve bu otomatik veriyi yine hasar tespit yönetmeliğine göre yapacak. Bizim yaptığımız çalışmada mevcut hasar tespit yönetmeliğindeki hasar tiplerine bir alternatif geliştirmek değil hasar tespiti aynı yönetmenlik referans alınarak daha rahat güvenilir ve insandan insana karar mekanizmasının değişmeyeceği bir hale getirmek istiyoruz” diye konuştu.

  • Adliye işlerinde yapay zeka dönemi başlıyor

    Adliye işlerinde yapay zeka dönemi başlıyor

    Tekirdağ Bölge Adliye Mahkemesi açılış töreninde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, adli yılın hayırlı olmasını dileyerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin iş yükünü azaltacağını ve davaların daha hızlı görüleceğine dikkati çekti.

    Bölge Adliye Mahkemelerinin sayısının arttığına ifade eden Bakan Tunç, “Hukuk sistemimiz 2016 yılında Bölge Adliye Mahkemesi sistemine geçti, 3 dereceli bir yargılama sistemine adım attık. 2016’da 7 bölgede faaliyete geçirmiştik. Sonrasında her geçen yıl bölge sayıları arttı ve artmaya devam etti. En son Tekirdağ, Malatya ve Denizli Bölge Adliye Mahkemelerimizin kurulması sağlanmıştı. Haftaya cuma günü Denizli’nin açılışını gerçekleştireceğiz inşallah. Malatya Bölge Adliye Mahkememiz bir depremle orada sarsıldık adliyelerimiz yıkıldı inşaatlara hızlı bir şekilde başladık. Oranın da inşaat çalışmaları devam ediyor ve inşallah Malatya’mıza da Bölge Adliye Mahkememizi kazandıracağız. Böylece Bölge Adliye Mahkemesi sayımız da şu anda 15, sayı 18’e yükselmiş olacak. İstinaf özellikle bizim Yargı Reformu kapsamında değerlendirebileceğimiz önemli bir gelişme. Dosyaların ikinci bir gözde yeniden olay bakımından da incelenmesi anlamında istinaf sürecinin özellikle hak kayıplarının önlenmesi konusunda yine bölgede kesinleşecek olan dosyalar bakımdan hızlı yargılama ve daha çabuk hakka kavuşma bakımından üç dereceli sistemin hukuk sistemimize önemli katkı sağladığını düşünüyoruz. İstinaf yargılamasıyla hak arama yollarını artırdığımız önemli reformlardan birini hayata geçiriyoruz” diye konuştu.

    Bölge Adliye Mahkemelerindeki hakim ve savcıların sayısının arttırıldığına dikkati çeken Tunç, “Yargıtay ve Danıştay’da görülen davalarda, istinaf sürecinden geçen yargılamaların özellikle isabet oranının çok yüksek olduğunu görmek mümkün. Bugün Bölge Adliye Mahkemelerinde 236 ceza ve 267 hukuk dairesinde 2 bin 977 hakim ve savcı mevcut. 25 bin hakim ve savcımız var. Bunun 3 bin civarı Bölge Adliye Mahkemelerinde görev yapan hakim ve savcılarımızdır. Bölge İdare Mahkemelerinde 70 İdari Dava Dairesi var. 27 Vergi Dava Dairesi var. 543 hakim idari yargıda Bölge İdare Mahkemelerinde görev yapıyor. Makul sürede yargılama hakkının tesisi bakımından Bölge Adliye Mahkemelerindeki hakim ve savcı sayılarımızı da artırıyoruz. İstinafı bu sene itibarıyla daha da güçlendirdik. Çünkü bazı dairelerimizde iş yoğunluğu ve bazı konjonktürel durumlar nedeniyle, kira davaları, iş davaları, bazı ticari davalarda yoğunlaşma olduğunu, o dairelerdeki hızı arttıracak ve o iş yükünü karşılamak üzere yeni daireler kurulmasını sağladık. Bu anlamda 78 istinaf dairesi, 2024 yılı itibarıyla hizmete girmiş oldu. İlave olarak da bu dairelerimize 131 üye ve 62 daire başkanı ve 39 cumhuriyet savcı atamasını gerçekleştirmiş olduk. Bugün Tekirdağ Bölge Adliye Mahkememiz 5 ceza dairesi ve 5 hukuk dairesi olarak hizmete başladı. 10 daire başkanı ataması buraya gerçekleştirdik. 30 hakimimiz ve 7 cumhuriyet savcımız 30 üyemiz Tekirdağ’da Bölge Adliye Mahkemesinde görev yapacaklar. Vatandaşlarımızı özellikle uzun süren yargılama süreçlerinden kurtaracağız” dedi.

    Bölge Adliye Mahkemelerinin ceza dairelerine gelen dosya sayısının 4 milyon 62 bin 898 olduğunu aktaran Tunç, bugün itibariyle bu dosyaların 3 milyon 548 bin 456’sı karara bağlandığını ifade ederek, hukuk dairelerine gelen dosya sayısının 3 milyon 867 bin 817 olduğunu belirten Tunç, bu dosyaların da 3 milyon 172 bin 498’i karara bağlandığını ve 2016 yılından bu yana ceza ve hukuk dairelerinde yıl içerisinde gelen toplam dosya sayısının yüzde 85’inin karara bağlandığını söyledi.
    Bazı dava türlerinde yoğunlaşmalar olduğunu belirlediklerini ifade eden Tunç, bu yoğunlaşmanın önüne geçmek için İstanbul başta olmak üzere diğer illerde yeni daireler kurduklarını kaydederek gelecek yıllarda dosya sayılarında azalma olduğunun görüleceğini belirtti.

    Bakan Tunç, “Yeni heyetler oluşturduk ve oralardaki dosya sayısını da önümüzdeki yıl da bunu göreceğiz. Hızlı bir şekilde eridiğini ve vatandaşlarımızın özellikle uzun süren yargılama süreçlerinden kurtularak bir an önce haklarına kavuştuğunu inşallah göreceğiz. Bunu tabii yargı teşkilatımızla beraber, sizlerle beraber çok çalışarak milletimizin güvenine layık olarak, millet adına, o kürsülerde görev yapan hakim ve savcılarımız gerçekleştirecek. Avukatlarımız onlara adaletin tecellisinde destek olmaya devam edecekler, çok çalışacaklar. Bizler de Adalet Bakanlığı olarak, Hakim Savcılar Kurulu olarak onlara her türlü desteği, donanımı vermek, onların özlük hakları başta olmak üzere konutları olmak üzere her konuda zaten destek verdiğimizin de bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanı’mızın katkılarıyla fark ediyorsunuzdur” diye konuştu.

    Bölge İdare Mahkemelerinde de karara bağlanan dosya sayısı bakımından bir başarının söz konusu olduğunu ve Yargıtay ile Danıştay’ın iş yükünün azaldığını gördüklerini dile getiren Bakan Tunç, “Hukuk devleti olabilmek için de yasaması, yürütmesi, yargısıyla üç sac ayağıyla kuvvetler ayrılığının olması gerekir. Özellikle hukuk devletinin tahkimi, hukuk devletinin inşası ve hukuk devletinin gereği içinde tarafsız ve bağımsız yargı şarttır” şeklinde konuştu.

    Tarafsız ve bağımsız yargının olabilmesi için insan unsurunun çok önemli olduğuna, hakim ve savcıların yetiştirilmesi için çalışmalar yaptıklarına dikkat çekerek, avukat adayları hukuk mesleklerine giriş sınavına gireceğini Hukuk fakültelerinde verilen eğitim kalitesinin artırılması için çalışmalar yapıldığını anlatarak, “Özellikle kürsüdeki kardeşlerimizin daha güçlü ve donanımlı olabilmeleri noktasındaki çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Bu sene itibarıyla uygulamaya koyduğumuz önemli çalışmalarımız var. Artık hukuk fakültesi mezunu kardeşlerimiz avukat olabilmesi için öncelikle hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanması gerekecek. Yine hakim ve savcı yardımcılığı sınavına girebilmek için hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanması gerekecek. Aynı zamanda bu sene uygulamaya koyduğumuz hakim ve savcı yardımcılığı sistemiyle de iki yıl süren hakim savcı adaylığı yerine artık üç yıl süren hakim savcı yardımcılığı sistemine geçtik. 2023 sonu itibarıyla sınavlarını yapmıştık. Bu hafta eğitimlerine başlıyorlar. Bir yıl adalet akademisinde eğitim görecekler, iki yıl tecrübeli hakim ve savcıların sizlerin yanında usta çırak ilişkisi içerisinde uygulamayı görecekler, yetişecekler. Adalet Akademisi’nde aldıkları ara sınavlar, tecrübeli hakim ve savcılarımızın verdikleri puanlarla birlikte 70 puanı aşarlarsa Hakimler ve Savcılar Kurulumuz onları mesleğe kabul edecek. Güçlü bir eleme sistemi geldi. Artık bu konuda çok daha güçlü, kürsünün daha donanımlı olması noktasındaki gayretimizi inşallah sürdürüyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

    Yapay zeka döneminde bu durumun yargıda da kullanılması gerektiğine işaret eden Tunç, bu konudaki açıklamalarında ise, “Artık yapay zeka dönemine geçtik, dijital çağdayız dolayısıyla yargı hizmetlerinin hızlandırılması anlamında da dijitalin kullanılması lazım, yapay zekanın kullanılması lazım. Birçok dava tipi yapay zekayla daha hızlı bir şekilde çözülebileceğine yönelik projeler alıyoruz. Tanıtımlar gerçekleştiren arkadaşlarımız var. İlk başta, ‘olur mu böyle şey’ dediğimizde, baktığımızda gerçekten özellikle yargının belli bir kısmının, insan unsurunun dışında özellikle motamot, veriler ışığında karar verilen bazı hususlar var. Hatta bunların bir kısmını noterlere devredildi. İşte mirasçılık belgeleri gibi diğer konular. Bunlara ilişkin özellikle yargımızın belli bir kısmını yapay zekayı da devreye alarak bu yapımızı daha da geliştiriyoruz” dedi.
    Bakan Tunç, “Bu ayın sonunda inşallah Sayın Cumhurbaşkanı’mız Yeni Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni, Türkiye Yüzyılı’nın ilk yargı reformu strateji belgesini kamuoyuyla paylaşacak. O belgede koyulan hedefleri, yasamayı gerektirenler, idari uygulamaları gerektirenler tüm bunları biz tek tek ele alarak önümüzdeki 2024-2028 yıllarını kapsayacak yargı reformu strateji belgesindeki hedefler doğrultusunda hiç durmadan yargı teşkilatımızla beraber çalışacağız. Ve vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyetini en üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde olacağız inşallah” dedi.

    İnsan Hakları Eylem Planı ile ilgili olarak da çalışmaların devam ettiğini ifade eden Bakan Tunç, reformdan, gelişmeden ve ilerlemeden yana olduklarını, fiziki mekanların geliştirilmesinin yanı sıra mahkemelerin ve bu yerlerde görev yapan hakim ve savcıların artırılması için çaba sarf ettiklerini belirterek, “Hakim ve savcı sayısı 9 binden 25 bine yükselmiş durumda. Adli yargıda 3 bin 581 mahkeme vardı. Bugün 7 bin 133 mahkemeye yükselttik. Son bir yılda da 2 bin 812 ilk derece mahkemesinin kurulmasını sağladık. Bunların da peyderpey faaliyete açılmasını sağlıyoruz. Dolayısıyla bizim son bir yılda kurduğumuz yeni mahkeme sayısıyla mevcut sayıyı yüzde 30 arttırmış oluyoruz. Şu anda Adalet Akademisi’nde 3 bine yakın aday hakim ve savcı yardımcısı var. Bunlar da mesleğe girdiklerinde inşallah yargı süreçlerinin aksamadan devam etmesi, insan unsurunun daha da hem nitelik hem nicelik açısından artırılmasını sağlamaya çalışacağız” dedi.
    Teknolojinin imkanlarından faydalandıklarını, delillerin tespiti ve olayların açığa çıkartılması için Adli Tip Kurumunun 81 ilde ve büyük ilçelerde hizmet verdiğine dikkati çeken Tunç, arabuluculuk yöntemiyle de toplumsal barışa hizmet etmeye çalıştıklarını ifade ederek, “Uyuşmazlıkların barışçıl bir yöntemle çözülmesindeki başarımız yüzde 67. Yani 6 milyon dosyanın dört milyon civarı barışçıl bir yöntemle çözülüyor. 6 milyon kişi arabulucuya gidiyor, 4 milyonu barışarak masadan kalkıyor” dedi.

    Bakan Tunç, özellikle yeni atanan hakim ve savcıların konut ihtiyacını karşılamak için çalışmalar yaptıklarını ve bugün itibarıyla pazarlığı tamamlanan 55 konutun hayırlı olmasını diledi.
    Konuşmalarının ardından kurdele kesilerek Bölge Adliye Mahkemesi hizmete açıldı.

  • Yapay zeka senaryo yazdı

    Yapay zeka senaryo yazdı

    Mersin’de faaliyet gösteren bir film şirketi, gelişen teknolojiyle birlikte sinema sektöründe farklı bir film için kolları sıvadı. Filmin senaryosunu yapay zeka uygulaması ChatGPT’ye yazdıran ekip, bazı düzenlemelerin ardından filmin taslağını oluşturdu. ChatGPT’ye yönetilen “Dünya bir felaketin eşiğinde olsa hangi Türk kahramanlara ihtiyacımız olur?” sorusu üzerine ‘Mete Han, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman ve Mustafa Kemal Atatürk’ yanıtını alan ekip, dünya tarihinin kötüleri listelendiğinde ise ‘Adolf Hitler, Joseph Stalin, Idi Amin, Saddam Hüseyin, Pol Pot, II. Ramses ve Nemrut’ isimleriyle karşılaştı. Bunun üzerine dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü yapay zeka ‘Dark Mind’ ile insanlık tarihini kurtaracak iyi yapay zeka ‘Bilge’ arasında geçen olayların işlendiği filmin oluşturulmasına başlandı. Farklı yapay zeka programları kullanılarak ses modelleme, efekt ve video üretiminin sanal ortamda hazırlandığı 3071 adlı filmin, 6 ay sonra izleyici ile buluşturulması hedefleniyor.

    “Filmin tamamını yapay zeka araçları kullanarak üreteceğiz”

    Filmin proje yönetmenlerinden Onur Kaygın, 3071’in yapay zekayla üretilen ilk uzun metraj sinema filmi olduğunu söyledi. Filmin tamamını yapay zeka araçları kullanarak üreteceklerini ifade eden Kaygın, “Set, oyuncu, ekipman olmayacak. Normalde hayata geçirilmesi imkansız bir fikrimiz var. ‘Türk kahramanları yeniden tarih sahnesine’ diyoruz. Atatürk, Metehan, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman’ı bir arada göreceğiz. Dünya kötü yapay zeka Dark Mind ve iyi yapay zeka Bilge arasındaki savaşın eşiğine gelmiştir. Kötü yapay zeka Dark Mind, dünya tarihinin en kötü isimlerinden danışmanlık alarak dünya tarihini silmek ve dünyanın büyük şehirlerini yok etmek üzere yola koyulur. Ve İstanbul’da karşısına bir engel çıkar; Bilge yapay zekası. Dark Mind dünya tarihinin kötülerinden Adolf Hitler, Stalin gibi isimlerden danışmanlık alırken, Türk yapay zekamız Bilge, Metehan, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman ve Mustafa Kemal Atatürk’ten danışmanlık alır. Filmimizin ana hikayesi bu” dedi.

    “Filmimizin senaryosunu yapay zeka yazdı”

    Filmi oluştururken birçok yapay zeka modelini bir arada kullandıklarını dile getiren Kaygın, “Filmimizin senaryosunu yapay zeka yazdı. Daha sonra ondan bunu senaryolaştırmasını istedik. Biz fikrimizi yapay zekaya verdik, onu film diline uygun bir halde çekim senaryosuna ve film senaryosuna dönüştürmesini istedik. Yapay zekanın yazdığı senaryoyu başka bir yapay zekaya tarif eden de yine bu araçlar oldu. Birçok uygulama günümüzde yapay zeka entegrasyonlarını aktif etmeye başladı. Ve biz bunların hepsini bir arada kullanarak bir film üretiyoruz” diye konuştu.

    “Buna bir start-up projesi diyebiliriz”

    Filmin 20 yıllık bir hayalin sonucu olduğunu dile getiren Kaygın, şöyle devam etti:
    “Normalde hayata geçirilmesi mümkün olmayan bir fikrin; Atatürk, Metehan, Alparslan gibi farklı dönemlerde yaşamış önemli Türk kahramanlarımızın birlikte strateji konuşabilmesi bir hayaldi bizim için. Ama günümüz teknolojisi buna artık imkan tanıyor. Biz normalde hayata geçirilemeyecek bir fikri, hayata yapay zeka araçlarıyla geçirerek istihdam sağlıyoruz. Buna bir start-up projesi diyebiliriz. Yeni bir çağ açılıyor. Örnek ve öncü olmak ülkemizi dünya sahnesine temsil etmek istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki açtığımız bu yoldan ülkemizin reklam sektörü, sineması, teknolojisi ve gençleri yürüyecek. Projemizin dünyada ilk olması teknoloji, bilim ve yapay zeka çağına ülkemizden giden ilk hoş geldin mesajı olsun.”

  • BTÜ’de yapay zeka destekli insansı robot geliştirildi

    BTÜ’de yapay zeka destekli insansı robot geliştirildi

    Bursa Teknik Üniversitesi Robot Teknolojileri ve Akıllı Sistemler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yapay zekâ destekli insansı sosyal robot projesine imza atıldı. Mekatronik Mühendisliği Bölümü’nden proje yürütücüsü Dr. Öğretim Üyesi Nurettin Gökhan Adar ve yardımcı araştırmacı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Özden tarafından geliştirilen robotun, tasarım, imalat ve yazılım iş paketleri için Mekatronik, Elektrik-Elektronik ve Makine Mühendisliği bölümlerinden lisans ve yüksek lisans öğrencilerinden bir ekip oluşturuldu. Geçtiğimiz şubat ayında çalışmalarına başlanan robot, Türkiye’de akademik alanda bir ilk olma özelliği taşıyor. Yapay zekâ destekli sosyal mobil insansı robot, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’a da tanıtıldı. İnsanlarla etkileşime girme kabiliyetine sahip olan robotun tasarımı, imalatı ve yazılımının tamamı BTÜ bünyesinde gerçekleştiriliyor.

    Faz 1 çalışmaları tamamlandı

    Faz 1 çalışmaları tamamlanan “Moria” isimli robot gelinen aşamada; insanlarla iletişim kurabilme, soruları yanıtlama, yüz tanıma, kişi tanıma ve yüz takibi gibi önemli fonksiyonları gerçekleştiriyor. Bu özellikler, yapay zekâ teknolojisi sayesinde robotun sosyal ortamlarda daha etkili bir şekilde iletişim kurmasını sağlıyor. Ayrıca, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki öğrenciler, robot üzerinde çeşitli tezler, projeler ve araştırmalar yürüterek, hem teorik bilgilerini uygulamalı olarak pekiştirme hem de robotik ve yapay zekâ alanlarında yenilikçi çözümler geliştirme fırsatı buluyor.

    Sosyal robot kullanım alanı genişleyecek

    Yapay zekâ destekli sosyal mobil insansı robot hakkında bilgi veren Proje Yürütücüsü Dr. Öğretim Üyesi Nurettin Gökhan Adar, “Projemizin her aşamasında, YÖK tarafından “Robotlar ve Akıllı Sistemler” alanında uzmanlaşan üniversite olarak belirlenen BTÜ’nün yetkinliğini ve mühendislik gücünü ortaya koyan bu projenin çıktısı olan robot, yapay zekâ desteği ile donatıldı. Bu sayede insanlarla daha doğal ve etkili bir şekilde iletişim kurabilme kabiliyeti sağlamış olduk. Akademik anlamda Türkiye’de öncü olma özelliğini taşıyan robot, mühendislik alanında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Gelecekte sosyal robotların kullanım alanlarının genişlemesine yönelik önemli bir potansiyel barındırıyor” dedi.

  • BTÜ’den Yapay Zekâ ve Bilişim alanında iki yeni bölüm

    BTÜ’den Yapay Zekâ ve Bilişim alanında iki yeni bölüm

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar geçtiğimiz aylarda; yapay zekâ, yapay zekânın çözümleri, dijitalleşme, büyük veri konularında insan kaynağı yetiştirmek adına yeni bölümlerin belirlenen üniversitelerde açılacağının müjdesini verdi. Bu üniversiteler arasında yer alan Bursa Teknik Üniversitesi, Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi ile Veri Bilimi ve Analitiği programlarına bu tercih döneminde öğrencilerini alacak. Tercih kılavuzuna da giren 4 yıllık bu programlara 30’ar kontenjan ayrıldı. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi altında yer alacak olan bu programlardan mezun olacak öğrenciler,yapay zekâ ve bilişimin pek çok alt alanında “uzman” sıfatıyla iş sahibi olabilecek. İki programda da hibrit eğitim modeli uygulanacak. Bölüm öğrencileri, Türkiye’de alanında uzman akademisyenlerden çevrimiçi dersler alma şansı da yakalayacak.

    Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi Programında; Nesneye Yönelik Programlama, Yapay Zekâ ve Etik, Veri Bilimi için İstatistik, Yapay Sinir Ağları, Veri Madenciliği, Derin Öğrenme gibi dersler okutulacak. Uygulama ve teorik derslerin olacağı 4 yıllık program sayesinde, yapay zekâ ve makine öğrenmesinin kullanıldığı alanlarda yetişmiş diplomalı insan gücü sektöre kazandırılmış olacak. Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi programını tercih eden öğrenciler, eğitimleri boyunca; ilgili algoritmaların tasarımı, büyük verilerin analizi, modelleme ve optimizasyongibi konuları öğrenecek.

    Geniş yelpazede istihdam olanağı

    Bu programdan mezun olan öğrenciler, hem ulusal hem de uluslararası şirketlerin, akıllı ürün geliştirme alanlarında istihdam edilebilecek. Bunun yanında mezun olan öğrenciler, teknoloji, savunma, otomotiv, sağlık, finans, e-ticaret gibi alanlarda, yapay zekâ teknolojilerinin tasarımı, tasarlanmış sistemlerin geliştirilmesi ve bunların uygulanmasında çalışabilecek. Mezunlar istihdam edildikleri alanlarda uzman sıfatı ile çalışabilecek.

    Veri Bilimi ve Analitiği’nde dolu dolu program

    Veri Bilimi ve Analitiği Programı da bu yıl ilk öğrencilerini alacak. 30 kontenjanın bulunduğu program ile alanında diplomalı nitelikli insan yetiştirilmesi hedefleniyor. Uygulamalı ve teorik derslerin yer alacağı programda; Nesneye Yönelik Programlama, Veri Tabanı Yönetim Sistemleri, Yapay Sinir Ağları, Sinyal ve Görüntü Analitiği, Veri Biliminde Etik ve Hukuk gibi dersler okutulacak. Öğrenimi boyunca öğrencinin, karmaşık problemleri tanımlayabilen, özgün çözümler üretebilen, yeni veri işleme teknikleri tasarlayıp geliştirebilen, bunlarla alakalı analitik sistemi geliştirebilen, yabancı kaynakları takip edebilme becerine sahip olabilen nitelikli insan gücü yetiştirilecek.

    Hangi becerileri kazanacaklar?

    Veri Bilimi ve Analitiği Bölümü’nden 4 yılın sonunda mezun olan öğrenci, verileri kullanabilme, bunların analizlerini çıkarma ve sonucunu yorumlama, mevcut programları kullanmanın yanında ilgili veri işleme ve analitik sistemlerin yenilerini de tasarlayıp oluşturabilme becerisini de kazanmış olacak. Böylelikle yerli ve milli, amaca uygun veri işleme programlarının geliştirilmesi de sağlanacak.

    Veri bilimcilerin istihdam alanları

    Veri Bilimi ve Analitiği Programı’ndan mezun olacak uzmanlar, hem endüstriyel hem de akademik ortamlarda tüm veri bilimi projelerinde liderlik yapabilme ve yenilikçi çözüm geliştirebilme altyapısına sahip olacak. Mezunlar, veri bilimi odaklı ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinde rol alabilecekler. Yine mezunlar, veri bilimi ve analitiği alanındaki bilgi ve deneyimlerini kullanarak,şirketler ve kuruluşlara teknolojik strateji ve danışmanlık hizmeti sunabilecekler.

  • Dolandırıcıların yeni yöntemi: Yapay zeka

    Dolandırıcıların yeni yöntemi: Yapay zeka

    Yapay zekanın gelişmesiyle dolandırıcılar da yeni yöntemler kullanmaya başladı. Son dönemlerde ise bu teknoloji kullanılarak devlet yetkililerinin ve tanınmış kişilerin sesleri ve görüntüleri taklit edilebiliyor. Dolandırıcılar yapay zeka teknolojisini kullanarak sesini taklit ettikleri kişiler üzerinden gerçek dışı içerikler oluşturuyor. Tanıdığı kişilere güvenen vatandaşlar ise üretilen reklamlarda gördükleri bağlantılara tıklayarak dolandırıcıların ağına düşüyor. Sosyal medya platformlarında kullanılan sahte içerikler ile dolandırıcılar vatandaşları sahte haber sitelerine yönlendiriyor.

    Devlet yetkilileri taklit ediliyor
    Erdem Cırık, son dönemde sosyal medyada sahte içeriklerin arttığını ve kullanıcıları dolandırmak amacıyla yaygın şekilde kullanıldığını ifade ederek, “Araştırmalarımızda, sosyal medyada açtığımız sahte hesaplarla 90’dan fazla sahte reklam tespit ettik. Bu reklamlarda, devlet adamları ve ünlülerin resimleri, videoları ve seslerinin yapay zeka ile klonlandığını gördük” dedi.


    Reklamlara tıklayan kullanıcıların sahte haber sitelerine yönlendirildiğini belirten Cırık, “Bu sitelerde manipülatif içerikler üretiliyor. Örneğin, birisinin yüksek kazanç sağladığına dair sahte haberler yapılıyor ve kullanıcılar bu içeriklere inanarak dolandırıcıların tuzağına düşüyorlar” şeklinde konuştu.

    “Popüler olan kişilerin görüntüleri kullanılarak, kullanıcıların güveni kazanılıyor”
    Cırık, sahte içeriklerin yapay zeka yardımıyla oluşturulduğunu ve bu nedenle gerçeğe çok yakın göründüğünü dile getirerek, “Bu içeriklere tıklayan kullanıcılar, gerçek bir haber okuduklarını sanıyorlar ve en sonunda karşılarına çıkan formları dolduruyorlar. Bu formları dolduran kullanıcıların kişisel bilgileri dolandırıcıların eline geçiyor” dedi.


    Sahte reklamlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BOTAŞ, Ekrem İmamoğlu, CZN Burak gibi tanınmış kişilerin görsellerinin kullanıldığını belirten Cırık, “Genelde sosyal medyada popüler olan kişilerin görüntüleri kullanılarak, kullanıcıların güveni kazanılıyor” ifadelerini kullandı.

    “Gerçek haber sitelerinin isimlerini kullanamıyorlar”
    Dolandırıcılık vakalarının artmasıyla birlikte, ünlü isimlerin de sosyal medya üzerinden sürekli uyarılarda bulunduğunu belirten Cırık, kullanıcıların dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, “Reklama tıkladığınızda, URL yapısını kontrol edin. Gerçek haber sitelerinin isimlerini kullanamıyorlar, bu yüzden sahte linklerle sahte bilgiler sunuyorlar” dedi.

    Yapay zeka ile üretilen içeriklerin ayırt edilmesinin zor olduğunu aktaran Cırık, “Ancak dikkatli bir incelemeyle, yapay zekanın robotik yapısının farkına varılabilir” şeklinde konuştu.

  • Yapay zekanın belirlediği Mersin’in en güzel ilçesi Tarsus çıktı

    Yapay zekanın belirlediği Mersin’in en güzel ilçesi Tarsus çıktı

    Yapay zeka tabanlı bir medya ajansı tarafından belirlenen unvanda, doğal güzelliklerden tarihi zenginliklere kadar geniş bir yelpazede değerlendirilen unsurlar büyük rol oynadı. Muhteşem Akdeniz sahilinin yanı sıra, bölgenin doğal yaşamı da ziyaretçileri cezbetmeye devam ediyor. Antik kentlerden Osmanlı eserlerine kadar uzanan zengin tarih mirası ise Tarsus’un benzersizliğini ortaya koyuyor.

    Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, Tarsus’u turizm kenti yapmak için büyük projeler üzerinde çalışmaların sürdüğünü söyledi. Boltaç, Tarsus’un keşfedilmemiş güzelliklerini ortaya çıkarmak ve turizm alanında ivme kazandırmak için kararlı bir vizyonla hareket ettiğini ifade etti. Başkan Boltaç, bu çerçevede Tarsus’un, Mersin’in en güzel ilçesi seçildiğini belirtti.

    ‘Doğal güzellikleri ve tarihi ile ön planda’
    Başkan Boltaç, Tarsus’u sadece Mersin’in değil, Türkiye’nin gözde ilçelerinden biri haline getirme hedefiyle hareket ettiklerini vurguladı. Tarsus’un doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri ve kültürel çeşitliliğiyle, ziyaretçilerini kendine hayran bırakmaya devam edeceğini söyledi.

  • Erzincan’da yapay zeka destekli kamera sistemleri

    Erzincan’da yapay zeka destekli kamera sistemleri

    Erzincan Valiliği Sosyal Medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımda; “ Sizin gözünüz ulağınız olmaya karalıyız. Gece, gündüz, uzak, yakın, yaz, kış demeden. Biz her şeyden önce sizin huzurunuz ve güvenliğiniz için varız. Proje kapsamında Erzincan il merkezine bağlı 59 köyün tamamında gece görüş ve yapay zeka destekli plato okuma yazılımını içeren kamera sistemi kuruldu. İlçelerde de kurulum devam ediyor. Teknolojinin tüm imkânları sizin için görevde. Can Erzincan’da asayiş Berkemal” denildi.

    Erzincan Merkez Hancı Çiftliği köyü Muhtarı Resul Çetin yaptığı konuşmasında; “Köyümüze Valimiz Hamza Aydoğdu’nun talimatları ile proje kapsamında yıllardır beklediğimiz gece görüş ve yapay zekâ destekli plato okuma yazılımını içeren kamera sistemi kuruldu. Valimize çok teşekkür ederiz. Malumunuz köylerimizde ki en büyük sıkıntı hayvan hırsızlıklarına karşı büyük bir önlem alınmış oldu. Bundan dolayı köylülerimiz çok memnun ve kendilerini daha iyi güvende hissediyorlar.” dedi.

    Saztepe köyü Muhtarı Talat Doğan ise kameraların takılmasından dolayı memnuniyetlerini belirterek, “Köyümüze giren çıkanı görüyoruz, hırsızlık olayı olduğu zaman onu belirleyebiliyor ve buluyoruz. Yola çıkan hayvanın kime ait olduğunu görüyoruz, çok güzel bir sistem. Allah devletimizden razı olsun” diye konuştu.

    Uluköy köyü Muhtarı Kenan Okumuş da köye kurulan kamera sistemlerinden dolayı teşekkür ederek, “Köyümüzde ki hayvan hırsızlıklarına karşı alınabilecek tedbirler açısından beklediğimiz bir projeydi. Projeyi tamamladıkları ve köyümüze getirdikleri için Valimiz Hamza Aydoğdu’ya Vali Yardımcımız ve İl Genel Meclisi Genel Sekreteri Mehmet Emre Canpolat’a birlik müdürümüze köyüm ve şahsım adına teşekkürlerimi iletiyorum” şeklinde konuştu.

  • “Yapay zeka hayatımızın her alanında”

    “Yapay zeka hayatımızın her alanında”

    Ankara Sanayi Odası (ASO), 2024 yılı 1’inci Meslek Komiteleri Ortak Toplantısını üyelerinin ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirdi. Antalya’da bir otelde gerçekleştiren toplantıda, dünyada ve Türkiye’de yaşanan sanayi gelişmelerinin yanı sıra sanayinin dönüşümü girişimcilik ve e-ticaret konuları ele alındı.
    Program çerçevesinde bir açılış konuşması gerçekleştiren ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, sanayi sektörünün dijitalleşme ile birlikte 4’üncü Sanayi devrimine girdiğini ve insan merkezli Toplum 5.0’a adım atıldığını belirtti. Yaşanan sanayi devrimlerinin sadece teknolojik bir geçişi değil, aynı zamanda bir zihniyet değişimini temsil ettiğini vurgulayan Ardıç, “Güncel bir araştırmanın sonuçları, ülkemizde firmaların yalnızca yüzde 22’sinin akıllı üretim sistemleri konusunda kapsamlı bilgiye sahip olduğunu gösteriyor. Dijital dönüşüme yatırım yapmayı planlayan firmaların oranı maalesef arzu ettiğimiz düzeylerden çok uzak. Dijitalleşmeyi konuşuyoruz ama konuşmaktan daha fazlasını yapamıyoruz. Ülkemiz, 2023 Dünya Dijital Rekabet Gücü sıralamasında 64 ülke arasında 53’üncü oldu. 2020 yılında 63 ülke arasında 44’üncü sıradaydı. İlerlememiz gereken bir alanda maalesef 3 yılda 9 sıra daha geriye düşmüşüz. Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 kavramlarından sıkça söz ediyoruz. Fakat üretim süreçlerinde kullanamıyoruz. Makineler arası iletişim, yapay zeka, büyük veri, akıllı sensörler, eklemeli imalat ve nesnelerin interneti gibi anahtar teknolojilerin Türkiye’de geliştirilmesi ve kullanımı Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü OECD’deki en düşükler arasında” değerlendirmesinde bulundu.

    “Yapay zeka hayatımızın her alanına girmeye başladı”

    Dünyada rekabetçiliğin hızla değiştiği bir ortamda Türkiye olarak ikiz dönüşüm ve verimliliğe odaklanmaları ve üretken yapay zeka seferberliğini de ortaya koymaları gerektiğine dikkati çeken Ardıç, “Yapay zeka inanılmaz bir hızla hayatımızın her alanına girmeye başladı. Üretken yapay zeka yatırımları 2022’ye göre neredeyse sekiz kat artarak 25,2 milyar dolara ulaştı. McKinsey anketine göre, katılan kuruluşların yüzde 42’sinin yapay zeka uygulanmasının maliyetleri azalttığını, yüzde 59’unun ise gelir artışı bildirdiğini ortaya koyuyor. Bu veriler yapay zekanın iş verimliliğinde önemli kazanımlar sağladığını gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
    Ardıç, yapılan çalışmalar sonucunda yapay zekanın, çalışanları daha üretken hale getirdiğini ve daha kaliteli işlere imkan sağladığını da sözlerine ekledi.

    “Verimliliği artırmak, pazara yenilikçi ve rekabetçi ürünler sunmak zorundayız”

    Türkiye’deki makroekonomik gelişmelere ve iş dünyasının yaşadığı sorunlara da değinen Ardıç, 2023 yılı itibarıyla ülke olarak 1 trilyon dolar milli gelire ulaşıldığını ve kişi başına gelirin 13 bin 110 dolara yükseldiğini hatırlattı. Dünya Bankasınca 13 bin 846 dolar ve üzeri olarak tanımlanan yüksek gelirli ülkeler seviyesine çıkmak için ise daha etkin politikalar uygulamanın şart olduğunu söyleyen Ardıç, “Ne üretiyorsak geleneksel veya teknolojik ürün fark etmeksizin verimliliği artırmak, pazara yenilikçi ve rekabetçi ürünler sunmak zorundayız. Artık ne pahasına olursa olsun ihracat değil, daha yüksek katma değerli ve daha fazla döviz kazancı sağlayacak süreçlere ve iş birliklerine odaklanmalıyız. 2023 yılında yaklaşık 25 trilyon dolar olan dünya ihracatından yüzde 1’ler civarında olan payımızı artırmanın zamanı gelmiştir” diye konuştu.

    “İlaç ve tıbbi cihaz, biyo-teknoloji gibi yüksek katma değerli ülkemize döviz kazandırabiliriz”

    Ardıç, yüksek döviz kazancını sağlayacak sektörlerden birisinin de ilaç, tıbbi cihaz ve biyo-teknolojide yer alan ürünlerin üretimi ve ihracatı olduğunu dile getirerek, “İlaç ve tıbbi cihaz, biyo-teknoloji gibi yüksek katma değerli alanlarda ortaya koyacağımız performansla ülkemize döviz kazandırabilir hem de ithal edeceğimiz ürünleri azaltarak dövizin ülkemizde kalmasını sağlayabiliriz. OECD sınıflamasına göre yüksek teknoloji grubunda yer alan bu ürünlerin gerek yurt içi gerekse yurt dışı pazarlarının geliştirilmesinde kamu alımları bir kaldıraç etkisi oluşturabilir” açıklamasında bulundu.
    Program, ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç’ın açılış konuşmasının ardından yine Ardıç’ın moderatörlüğünü yaptığı; dünyada ve Türkiye’deki gelişmeler, sanayinin dönüşümü, girişimcilik ve e-ticaret konularının ele alındığı panel ile devam etti. Sanayi sektöründe yapay zekanın kullanımının yeterli olmadığı vurgusu yapılan panelde, yapay zekanın kullanıldığı takdirde sanayilerde üretimin artacağı ve maliyetlerin ise azalacağı dikkati çekildi. Panelde, sanayi ve e-ticaret ilişkisi de ele alınarak e-ticaretin verimliliği arttırabileceği ve müşteriye daha kolay ulaşılması bakımından kolaylık sağlayacağı ifade edildi.
    Öte yandan, programda Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Markalaşma ve Tasarım Destekleri Daire Başkanı Ebru Gülsoy Rojas Atencıo, Bakanlığın sanayi sektöründe sağladığı destekleri anlattığı bir sunum gerçekleştirdi.