Etiket: yatırım

  • “Yüzde 66 yatırım, yüzde 13 personel giderimiz var”

    “Yüzde 66 yatırım, yüzde 13 personel giderimiz var”

    İnegöl Belediye Meclisi, 2023 yılı Mayıs Ayı İkinci Birleşim Toplantısında tek madde için bir araya geldi. Çarşamba günü 16.00’da gerçekleştirilen mecliste, 2022 Mali Yılı Bütçe Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabının Plan Bütçe Komisyonu tarafından hazırlanan raporu meclise sunuldu. Bütçe Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabı oy birliği ile kabul edildi.

    Meclis açılışında gündeme dair açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Alper Taban, “Bugün tek gündem maddesi için toplandık. 2022 mali yılı bütçe kesin hesap ve taşınır kesin hesabı ile ilgili bir araya geldik. Ancak maddeye geçmeden önce gündeme dair notlarımız da var. 14 Mayıs’ta bir seçim gerçekleştirdik. Şehrimizde ve ülkemizde gayet güzel, sağlıklı bir seçim gerçekleşti. 28. Dönem Milletvekili seçimleri birinci turda tamamlanmış oldu. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı. Bu da 28 Mayıs Pazar günü gerçekleşecek. İnegöl’ümüzden AK Parti’den Ayhan Salman, İyi Parti’den Hasan Toktaş, Cumhuriyet Halk Partisinden de 1. Bölge adayı olan ancak İnegöl menşeli olarak şehrimizden 3 milletvekilimiz mecliste görev yapma hakkını kazandı. Seçilen başta şehrimizin 3 milletvekili ve diğer tüm milletvekillerimizi kutluyorum. Netice itibarıyla milletimiz ortaya bir irade koydu ve bu irade neticesinde onlar da görev yapacaklar. İnşallah ikinci turda gerçekleşecek seçimlerin de ülkemize ve milletimize en hayırlı olacak şekilde tamamlanmasını niyaz ediyoruz.


    Açılış konuşmasının ardından, Mayıs ayı birinci oturumunda görüşülerek komisyona havale edilen ve Plan Bütçe Komisyonu tarafından incelenen İnegöl Belediyesi 2022 Mali Yılı Bütçe Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabının raporu okundu. Komisyonun değerlendirmesi sonucu hazırlanan raporu Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Kemal Kaya okundu.

    “Ortada kıymetli bir tablo var”

    Raporun okunmasının ardından yeniden söz alan Başkan Taban, “Komisyon Başkanımız başta olmak üzere tüm komisyon üyelerimize teşekkür ediyorum. Bu tablonun gerçekleşmesinde emeği geçen tüm meclis üyelerimize ve yöneticilerimize de teşekkür ediyorum. Zira gerçekten kıymetli bir tablo var ortada. Bizlere verilen imkanların en makul ölçülerde kullanılabilmesi adına burada birtakım veriler oluşturduk. Şu anda yüzde 66 yatırım, yüzde 13 oranında da personel giderimiz var. Faiz giderleri minimum seviyede. Kendi kaynaklarıyla dönmeye çalışan bir belediyeyiz. İnşallah daha iyi tabloları da görmek nasip olsun. Ben katkı veren tüm ekibimize, çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
    Konuşmanın ardından yapılan oylamada, Bütçe 2022 yılı Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabı oy birliği ile kabul edildi.

  • “Eskişehir için 5 yatırım alanı belirledik”

    “Eskişehir için 5 yatırım alanı belirledik”

    Milletvekili adayları ve parti yöneticilerinin katıldığı sabah kahvaltıda basın mensupları ile bir araya gelen Bakan Dönmez, partisi tarafından aday listesi açıklanır açıklanmaz hemen tüm adaylarla birlikte Eskişehir’de bir araya geldiklerini anlattı. İl başkanı ve mevcut milletvekilleri ile birlikte mevcut durumu hızlıca bir değerlendirdiklerini anlatan Dönmez, “ Yapılan çalışmada gelen taleplerin ve ihtiyaçların analizini yaptık. Güçlü yanları, zayıf yanları, fırsatları ve riskleri geniş çerçeveli toplantılarla bir değerlendirmeye gittik. Sonunda gördük ki, Eskişehir potansiyeli oldukça yüksek bir kentimiz. Güçlü olduğumuz birçok yan var, biraz daha geliştirmemiz gereken alanlar var ve yine aynı şekilde fırsatları oldukça fazla bir kentimiz. Böyle baktığımızda artık dedik ki, Eskişehir sadece ulusal markalara ev sahipliği yapmasın, bundan sonra Eskişehir’den küresel ve uluslararası markalar çıksın diye bir vizyon belirledik. Eskişehir’imizin değerine değer katacak projelerle önünüze geliyoruz.

    Eskişehir için 5 yatırım alanı

    Bakan Fatih Dönmez, Eskişehir için 5 yatırım alanı belirlediklerini, bu çerçevede önce teknolojiye yatırım başlığından bahsetmek istediğini anlatarak, “Burada ana başlıklar, var ama daha detaylandırmak istemedik. Ancak zamanla diğer projeler şekillendikçe bu daha da eklenecek. Maden teknolojileri alanını ileri teknoloji ürünleri üretilmesi açısından önemli bir alan fırsat olarak değerlendiriyoruz ve nadir toprak elementleri tesisiyle birlikte artık Eskişehir sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın gündemi önünde olacak kentlerden birisi olacak. Lityum karbonat yani pil ve pile dayalı teknolojileri buraya çekeceğiz, bunların etrafında bir ekosistem oluşturacağız. Eskişehir’imizin güçlü olduğu alanlardan havacılık ve uzay projeleri cazibe merkezi oluşturacağız. Biliyorsunuz TEİ burada çalışıyor, özel sektör havacılık kurumları var ve Türk Hava Kuvvetlerinin 1. Ana Üs Komutanlığı burada. Eğitim yapıyorlar, bakımları yapılıyor ve buna dayalı bir yan sanayi de oluşturmuş. Biz bunu öncelikli alanlarımızdan birisi olarak belirledik. Teknoloji alanında bir diğer öncelikli alanımız raylı sistemler. Eskişehir neredeyse yarım asrı aşkın bir süredir burada lokomotif üretiyor.

    Sayın Cumhurbaşkanımız geldiğinde ilk treni raylara indirmiştik, yerli elektrikli lokomotifimize E5000 adını vermiştik. Ama Cumhurbaşkanımız sağ olsun onun adı artık ESKİŞEHİR 5000 olarak değiştirildi. Diğer lokomotif aksamı üretimine ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. URAYSİM zaten burada başlamıştı, inşallah çok kısa süre içerisinde yapılar büyük oranda bitecek, test ve donanım ekipmanları gelecek. URAYSİM’i kısaca test sertifikasyonu merkezi olarak ifade edebiliriz. Bir ürün ürettiniz bununla insan taşıyacaksanız, insan sağlığı ve çevre sağlığı açısından bazı kriterleri sağlaması, bunun test edilmesi ve bunların uygunluk belgelerinin verilmesi gerekiyor. Eğer böyle bir test merkeziniz yoksa yurt dışına gideceksiniz, orada bunu belgelendirip getireceksiniz. Ama Türkiye’de raylı sistemlere yatırım hem şehirlerarası anlamda demiryolları hem de şehir içi metro ulaşımında aynı. Altyapıyı biliyorsunuz, yoğun bir şekilde kullanılmasından kaynaklı ciddi bir büyüme söz konusu. Büyüme fırsatlarını iyi değerlendirmek istiyoruz. Eskişehir’imiz açısından ihracat imkânları da oldukça yüksek” dedi.

    “Yeni teknoloji transferi ofisleri, oyun ve animasyon geliştirme merkezi açacağız”

    Dönmez, “Bir diğer alanın özellikle gençlerimiz açısından son derece önemli. Yazılım merkezlerinin sayısını arttıracağız. Teknoparkların bu çerçevede fiziki ve beşeri kapasitelerini geliştireceğiz. Yeni teknoloji transferi ofisleri, oyun ve animasyon geliştirme merkezi açacağız. Bu alan anormal büyüyor, şimdi çocuk, genç, yaşlı herkes ya telefonundan ya tabletinden ya da diğer oyun cihazlarından bu alanda epey bir hevesli. Baktığınızda ciddi bir Pazar var. Eskişehir’de de şu anda gelecek vaat eden yazılım firmalarımız var. Oyun ve animasyonla ilgili bu alanı destekleyeceğiz. İkinci kritik alanımız üretim ve istihdama yatırım. Mevcut OSB’lerimizin kapasitesi dolmuş durumda. Orada ilave talepleri var, onları değerlendiriyoruz. Bir kısmını da imkân sağladık. Yeni OSB’ler tabii ki gündeme gelecek, yeni OSB’ler Eskişehir’in merkezinde mi yoksa ilçelerde mi olsun şu anda onu da kendi içimizde değerlendiriyoruz. Özellikle yeni dönemde ilçelerimizde OSB’leri biraz daha önceliklendirmek istiyoruz. Seçici davranmak istiyoruz, her sektör gelsin burada yatırım yapsın istemiyoruz. Sürdürülebilirlik anlayışına ters bir sanayii yatırımını tercih etmek istemiyoruz. İktisat OSB’leri olacak, maden teknolojileri ve raylı sistemlerde örneğini verdiğim gibi üretim denilince insanın aklına sanayii geliyor ama tarımda da ciddi bir üretim potansiyelimiz var.

    “Doğalgaz konusunda yılsonu itibariyle hiçbir ilçemiz kalmıyor”

    Halen Eskişehir’deki arazilerin yaklaşık yarısını suladıklarını, yeni dönemde bu eksiklikleri tamamlayacaklarını anlatan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, şunları söyledi;
    “Burada su kaynaklarının durumu önemli, su kaynaklarımızın kapasitesine uygun olarak kapalı sulama sistemlerimizi geliştireceğiz. İyi, organik ve akıllı tarım alanlarını arttıracağız, sözleşmeli üretimin yaygınlaşmasını temin edeceğiz. Tarımsal üretimde diğer bir yatırım alanımız altyapı. Devam eden işlerimiz var, bitenleri söyledik zaten. Doğalgaz konusunda yılsonu itibariyle hiçbir ilçemiz kalmıyor. Bu çerçevede biliyorsunuz konutlarımızda 1 ay ücretsiz uygulamamız başladı, artık evlere ilk faturalarınız sıfır bedelle geliyor. İnşallah 12 ay boyunca da mutfak ve sıcak su tüketimindeki doğalgazları yine ücretsiz vereceğiz. Eskiden belde olup şimdi mahalleye dönüşen yerler var, doğalgaz talepleri geliyor. Onları da ilçe merkezlerine yakınlığı ve nüfus potansiyeli gibi bazı değerlemelerle önceliklendirerek artık kırsal mahallelere de doğalgaz götürmeye başlıyoruz. Lara yoluyla ilgili çalışmalarımız Seyitgazi, Alpu, Sarıcakaya ve Mihalgazi karayollarını tamamlayacağız. Bu dönemde ben birkaç defa ulaştırma bakanımızla görüştüm, Alpu yolu devam ediyor.

    Ödeneklerle ilgili bazı sıkıntılar vardı, hızlandırılmasıyla ilgili onu da sayın bakanımızla görüştük. İnşallah seçimden sonra burası daha da hız kazanmış olacak Bir de Seyitgazi – Afyon istikametine giden yolda da ihaleler şu anda yapılmak, tamamlanmak üzere İnşallah bu iki sorunu çözerek gündeminizden kaldırmış olacağız. Demiryolu Eskişehir’imizden geçiyor, ama sanayi üretiminin, mamul üretiminin limanlara doğrudan sevki konusunda bazı eksik hatlarımız vardı, Gemlik bağlantısı. Şimdi onun ihalesi yapıldı, artık buradan bindirdiğimiz yükler rahatlıkla Gemlik limanına ulaşabilecek. Yine aynı şekilde İzmit’te de Demce Limanı’na buradan sevkiyat yapabileceğiz. Böylece sanayi artık karayolunu daha az kullanmış olacak. Yani yük taşımada ağırlıklı olarak demiryolu öne çıkacak. Yine lojistik merkezimize bir bağlantı hattı yapmak suretiyle doğrudan OSB’nin içerisinde, adeta fabrikadan trene yükleyeceğiz. 7-8 kilometreye yakın bağlantı eksikliğimiz var. OSB yönetimiyle de görüştük, onlar altyapıyı hazırlayacak. Demiryolları da inşallah raylı sistemleri hazırlayacak. Böylece müşterek bir gayretle o hattı da tamamlayacağız. OSB’den limanlara demiryolu hattımız bu dönem tamamlanmış olacak. Çevre ve şehircilikte kentsel dönüşüm, aslında bu bana göre Eskişehir’in en önemli konularından birisi. Orada yapılması gereken çok iş var, tabii devlet olarak bize düşenler olduğu kadar yerel yönetimlerin de burada inisiyatif alması önem arz ediyor. İmarlı arsaların planlanması ve artırılması gerekiyor. Biz bakanlık olarak şehircilikle ilgili toplu konut projelerine devam edeceğiz. Kapsayıcı yeşil ve sürdürülebilir bir şehirleşme anlayışıyla devam ediyoruz.”

  • Türkiye’ye 11,5 milyar dolar yatırım

    Türkiye’ye 11,5 milyar dolar yatırım

    Muhabirlere açıklamalarda bulunan Ersoy, şu anda Türkiye’de yaklaşık 8 bin Alman sermayeli şirket bulunduğunu söyledi.

    “Almanya’nın Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımlardaki payı yüzde 6,4 oranında. 2022 yılında Alman yatırımların toplamı 697 milyon dolar olmuştur. “diyen Ersoy şunları kaydetti:

    “Bu yatırımların çoğu, Türkiye’de yüz binlerce istihdam oluşturan uzun vadeli yatırımlar. Üyelerimiz arasında 100 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler mevcut. Alman şirketleri, birçok sektöre yönelik endüstriyel üretim başta olmak üzere perakende ve toptan satış lojistik ve dağıtıma varana kadar farklı alanlarda faaliyet göstermektedir.

    Türkiye ekonomisi, Ukrayna’daki savaş ve iki yıllık pandemi sürecine rağmen geçen yıl güçlü bir şekilde büyüdü ve ihracatta yeni rekorlara imza attı. Tüm bu olumsuz etkilere ve zorluklara rağmen geçen yıl Alman-Türk ticari ilişkileri bakımından yine bir rekor yılı oldu.”

    İkili dış ticaret hacminin 2021 yılında 41 milyar dolar ile rekor bir düzeye ulaştığını ve 2022 yılında yeni bir rekor ile 45 milyar dolar seviyesini aştığını hatırlatan Ersoy, ” Almanya, Türk ihracatçıları için en önemli ihracat pazarı olma özelliğini korumaya devam ediyor. Türkiye ve Almanya arasındaki dış ticaret açığı son 10 yılda 11 milyar dolar seviyelerinden 2,8 milyar dolara gerilemiş durumdadır. Yani ülkelerimiz arasındaki ticaret dengesi Türkiye lehine gelişme kaydetmektedir.” dedi.

    Pandeminin uluslararası ticareti etkilediğini hatırlatan Ersoy, bunun başlıca nedeninin artan navlun maliyetleri, uzayan teslimat süreleri ve tedarik zincirlerindeki aksaklıkları olduğunu belirtti.

    “Türkiye kendini Avrupa’ya tedarik pazarı olarak konumlandırma fırsatını değerlendirdi”

    Ersoy, “Türkiye kendini Avrupa’ya tedarik pazarı olarak konumlandırma fırsatını değerlendirdi. Tüm bu gelişmeler ışığında, Almanya ile Türkiye arasındaki ikili ticaret bu yıl da yeni bir rekor seviyeye ulaşması bizi şaşırtmayacaktır.” dedi.

    İstatistiki verilerin 2022 yılında motorlu araçlar ve otomotiv yan sanayisinin yanı sıra kazan, makine ve mekanik ekipman ticaretinin Türkiye arasındaki ikili ticarette özel bir konuma sahip olduğunu gösterdiğini belirten Ersoy, “Türkiye artık sadece sanayi malları ve makine ithalatçısı değil, aynı zamanda bu tür malların tedarikçisi olarak da ön plana çıkmaktadır.” açıklamasında bulundu.

    Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “2022 yılında kazanlar, makineler ve mekanik ekipmanlar gibi sanayi ürünleri, toplam değeri yaklaşık 5 milyar dolar ile Almanya’nın Türkiye’ye ihracatında önemli bir paya sahip olmuştur. Diğer önde gelen ihraç malları sırasıyla motorlu kara taşıtları, römorklar ve aksamları (3,97 milyar dolar); plastik ve plastik ürünler (1,77 milyar dolar); hava taşıtları ve yedek parçaları (1,04 milyar dolar); kimyasallar, tıbbi eşya ve ürünlerdir.

    Buna karşılık, Türkiye Almanya’ya 2,96 milyar dolar değerinde otomotiv sanayi ürünleri/yarı römork ve treyler ve aksamlar ihraç etmiştir. Diğer önde gelen ihracat kalemleri arasında örme giyim eşyaları (2,77 milyar dolar); gıda (1,18 milyar dolar); kazanlar, makineler ve mekanik ekipmanlar gibi sanayi ürünleri (2,09 milyar dolar); elektrikli makineler (1 milyar dolar) ve demir/çelik ve alüminyum ürünleri yer almaktadır.

    Türkiye’nin AB Gümrük Birliği üyesi olarak sahip olduğu özel statü, Türkiye’nin Alman şirketleri için önemli bir ticaret ortağı ve yatırım yeri olduğunu gösterir. Özel coğrafi konumuyla Türkiye, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney eksenleri arasında doğal bir köprü oluşturmakta ve komşu bölgedeki önemli pazarlara etkin ve uygun maliyetli bir üs oluşturmaktadır. Hem enerji hem de lojistik için iyi bir altyapı, genç, iyi eğitimli ve teknoloji meraklısı nüfusu ile Türkiye cazip imkanlar sunmaktadır.”

    Yeşil dönüşüm konusu ve özellikle enerji dönüşümü, yenilenebilir enerji ve yeşil hidrojen odak alanları AHK Türkiye’nin çalışmalarında özel bir öneme sahip olduğunun altını çizen Ersoy, enerji konularındaki etkinlik ve paylaşımların yanı sıra AHK Türkiye, enerji sektöründen ve Türk-Alman enerji sektöründen çeşitli paydaşlarla yakın iş birliği içinde çalıştığını belirtti.

    “Güneş alanında yenilenebilir enerjide büyük potansiyelimiz var”

    Ersoy, “Örneğin 2011 yılında, Alman-Türk enerji sektöründen üye şirketler için ilk AHK Türkiye çalışma grubu kurulmuştur. Ayrıca enerji dönüşümü konularında çalışan startuplar ve özel sektör ile birlikte iş birliğini teşvik edecek faaliyetler planlanmaktadır.” diye konuştu.

    Ersoy, AHK Türkiye’nin çözüm ortağı DEinternational Servis Hizmetleri A.Ş., Alman-Türk Enerji Ortaklığı’nın (DTEP) Enerji Sekreteryası’nın başında bulunmakta ve DTEP’in faaliyetlerinin yanı sıra çalışma gruplarının koordinasyonuna da destek verdiğini açıkladı.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Almanya Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı (BMWK) tarafından kurulan ve 2012 yılından bu yana faaliyet gösteren DTEP’in Türkiye’deki enerji sisteminin dönüşümü (enerji dönüşümü) sürecinde siyaset, iş dünyası, bilim ve sivil toplum arasında fikir ve bilgi alışverişine hizmet ettiğini kaydeden Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Türkiye, özellikle güneş enerjisi alanında Almanya’ya kıyasla Yenilenebilir Enerji konusunda yüksek potansiyele sahip. Alman rüzgar enerjisi teknolojisi sağlayıcıları da Türkiye’de kurulu kapasite açısından pazar liderleri arasında.

    Enercon veya Nordex gibi rüzgar türbini üreticilerinin Türkiye’de halihazırda büyük üretim tesisleri bulunmakta. Türkiye’de rüzgar enerjisi tedarik zincirleri halihazırda kurulmuş olmakla birlikte yine de büyüme ve daha fazla gelişme için çok fazla potansiyele sahip.”

  • Başkan Ergün’den yeni yatırım müjdeleri

    Başkan Ergün’den yeni yatırım müjdeleri

    Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Sarıgöl temaslarında ilçede faaliyette bulunan STK’ların temsilcileri ve mahalle muhtarları ile buluştu.
    Toplantıda konuşan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, “Sarıgöl’e girdiğimiz ilk andan itibaren vatandaşlarımızın yüzlerindeki tebessüm bizleri çok fazlasıyla mutlu etti. Ne mutlu bizlere ki Sarıgöl’de bugüne kadar çok büyük hizmetler yaptık. Manisa 17 ilçe 1088 mahalleden oluşuyor. Kırsalda yaşayan ve eski belediye olan mahalle sayısı 780. Biz elimizdeki ekonomik şartlara göre 264 mahallemizin bütün içmesuyu, kanalizasyon, yağmursuyu altyapısını ve kilit parke, prestij cadde gibi üst donanımını bitirdik. Üstyapıda 10 milyon metrekarenin üzerinde de taş döşeyerek hizmetlerimizi yaptık. Vatandaşlarımızın çamurdan kurtulması, kokudan uzaklaşması için bu çalışmaları yaptık. Sarıgöl’e dönersek, Sarıgöl Belediye Başkanımız Necati Selçuk ile birlikte çok kardeşçe iyi niyetle ve birliktelikle ilçemize hizmetleri birer birer yapma fırsatı bulduk. Sarıgöllü kardeşlerimize bir müjde daha vermek istiyorum. Sarıgöl Kent Meydanı Projesi. İlçemize yakışacak bu projemiz, Sarıgöllü kardeşlerimize hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.

    İlçeye 10 adet dolusavar kazandırıldı

    Sarıgöl’de çiftçilerin ürünlerinin zarar görmemesi adına Sarıgöl Belediye Başkanı Necati Selçuk’un talebi dolayısıyla dolusavarların temin edildiğini belirten Başkan Ergün, “Sarıgöl’de üretici kardeşimiz çok, onların ürününün doludan bağların zarar görmemesi için 10 adet dolu savarı talep etmişti, hayırlısıyla yine bu işbirliğini Sarıgöl’e kazandırmış oluyoruz” dedi.
    Altyapı yatırımlarından da bahseden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, “İnsan ve çevre sağlığı konusunda atıksu arıtma tesislerinin kazandırılması bizim için olmazsa olmazlardan bir tanesi. 9 sene önce Manisa’da mevcut olan 13 adet tesis çalıştırılamıyordu. 550 milyon liranın üzerinde atıksu arıtma tesislerine yatırım yaptık. Bugün 13 tesisi 20 tesise çıkardık, Sarıgöl’de de atıksu arıtma tesisini bitirmek üzereyiz. Çalışmalar devam ediyor. Bir iki ay içerisinde bu tesiste işler durumda olacaktır. İller Bankası noktasında sadece Sarıgöl’deki tesise harcadığımız para 57 milyon lira KDV’siyle 75 milyon liraya tekabül ediyor. Gediz’in yaşayabilmesi, içinde balık tutabilmesi noktasında Manisa ili içerisinde yapılan en büyük hizmetlerden biri olacak. Tüm hizmetleri tek tek saymadan ana başlıklar halinde ifade edecek olursam; Büyükşehir Belediyesi olarak 108 milyon 657 bin TL, MASKİ Genel Müdürlüğü olarak da 130 milyon 942 bin TL olmak üzere toplam 239 milyon 599 bin lira yatırım yapmışız Sarıgöl’e helali hoş olsun” diye konuştu.
    Toplantıda konuşan Sarıgöl Belediye Başkanı Necati Selçuk da Sarıgöl’ün en fazla hizmet alan ilçelerden biri olduğunu belirterek Başkan Ergün’e teşekkür etti.
    Konuşmaların ardından Sarıgöl Belediyesinde kurulan ana serverden dolusavar deneme atışı da yapıldı.

    Modern projede ihale aşamasına gelindi

    Başkan Ergün, Sarıgöl’de yapımı planlanan ‘Kent Meydanı Projesi’yle ilgili son durumu da paylaştı. Maliyet ve proje çalışmasının tamamlandığını belirten Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, önümüzdeki günlerde ihale yapılma gününün alınacağının müjdesini verdi.
    İlçe sakinlerinin heyecanla beklediği projede, ihale aşamasına gelindiğini belirten Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, “Modern mimarisiyle Sarıgöl’ümüze yeni bir nefes. Yeni bir meydan. Bu protokolü daha önce Sarıgöl Belediye Başkanımızla imzalamıştık. Yaklaşık maliyet ve proje çalışması tamamlandı. İnşallah, seçimlerden sonraki ilk günlerde EKAP üzerinden ihale yapılma gününü almış olacağız. Sarıgöllü vatandaşlarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum. Rabbim yılsonuna kadar bitirmeyi nasip etsin. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Sarıgöl belediye başkanımızın, bu talebi bizler için emirdir, görevdir. Vatandaşımıza hizmet olarak yansıyacaktır” dedi.

  • Bursa’da 500 milyon liralık yatırımların açılışı

    Bursa’da 500 milyon liralık yatırımların açılışı

    Bursa Kestel Belediyesi, ilçeye kazandırdığı 500 milyon liralık 4 projenin açılışını Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank yaptı. 7 bin metrekare alan üzerine 330 araçlık otoparkıyla Kestel Meydanı projesinin içinde, elektrikli araç şarj istasyonları, muhtemel afetler için sığınak, festival alanları, akıllı teknoloji aydınlatma ve sulama sistemleri yer alıyor.

    Bir diğer proje olan Millet Kütüphanesi de tarihi değirmen binasının restore edilmesiyle oluşturuldu. Kütüphane 7 gün 24 saat ücretsiz internet, çay, çorba ve kahve ikramı yapacak. İçerisinde 20 bin kitabın yer aldığı kütüphanede toplantı ve söyleşi salonu da yer alıyor. Üçüncü proje de Naim Süleymanoğlu Parkı 2. Etabı hizmete girdi. 30 bin metrekare alan üzerinde yürüyüş ve bisiklet yolları, otopark ve meyve bahçeleri yer alıyor. Kapalı spor fitness salonu, tenis kortları, kaykay ve paten pistleri de parkın içinde yer alıyor. Son proje ise Sokak Hayvanları Bakım ve Yaşam Merkezi de 8 bin 600 metrekare alandan oluşuyor. İçerisinde tedavi merkez, açık-kapalı barınaklar, konferans salonu ve otopark yer alırken, projenin ikinci etabında hayvan oteli, kuaför ve veterinerlik hizmetleri de yer alacak.


    “Sandıkta doğru tercih yaparsanız bu hizmet kervanı, bu projeler devam eder”

    Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır’ın açılış konuşmasının ardından kürsüye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank çıktı. Varank, AK Parti iktidarında yapılan hizmetlerden söz ettikten sonra muhalefete yüklendi. 14 Mayıs seçiminde vatandaşların doğru tercih yapması gerektiğini vurgulayan Varank, “Eğer sizler sandıkta doğru tercih yaparsanız bu hizmet kervanı, bu projeler devam eder. Ama Allah korusun sandıkta bir kaza olursa Türkiye eski o hatırlamak istemediğimiz, günlerine döner. Cumhurbaşkanımızı tekrar kaptan köşküne oturtmaya var mısınız? Allah razı olsun. Ama sadece Cumhurbaşkanımızı kaptan köşküne oturtmak yetmez. Mecliste de çoğunluk olmamız lazım. O mecliste kanunlar geçerken, Kestelli’nin sesinin duyulması lazım. Bursalının sesinin duyulması lazım. Kandil’in sesinin duyulmaması lazım. FETÖ’nün sesinin duyulmaması lazım. Onun için ne yapacağız? Cumhur İttifakını da sandıkta en yüksek oyla çıkaracağız” dedi.

    “Biz bunların eline kalsaydık şu anda yaya geziyorduk”

    Varank sözlerine şöyle devam etti:

    “Togg’u olan, Osmangazi Köprüsü, İHA, SİHA, TCG Anadolu Gemisi olan bir Türkiye mi güçlü, yoksa bunlar olmayan bir Türkiye mi güçlü? Biz bunların eline kalsaydık şu anda yaya geziyorduk. Ama bizim milletimiz 21 senedir bunlara fırsat vermedi. Hep ferasetle hareket etti. Hep doğru tercih yaptı. Bundan sonra da doğru tercihi yapacaktır. Biz hep beraber bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaya çalışacağız. Bakın bu sene TEKNOFEST’e tüm Türkiye’den bir milyon genç başvurdu. Dünyada 1 milyon genci teknoloji yarışmalarının arkasından koşturan başka bir etkinlik yok. Başka bir ülke yok. Peki biz bunu nasıl elde ettik? İşte 21 yıldır AR-GE’ye, inovasyona yatırım yaparak elde ettik. Gençlerimize yatırım yaparak elde ettik. Biz şuna inanıyoruz. Gençlerimize sağladığımız bu imkanlarla gençlerimiz tarih yazacak. Biz şimdi elektrikli otomobili yaptık. Bu gençler hidrojenli otomobili yapacak. Biz uzaya uydu gönderiyoruz, bu gençlerimiz insanlı uzay araçlarını uzaya gönderecekler” diye konuştu.

    “Bizim karşımızda bir yıkım koalisyonu var”

    “Bizim karşımızda bir yıkım koalisyonu var. Bunlar aynı zamanda eski Türkiye’nin artıkları” ifadelerini kullanan Bakan Varank, “Eski Türkiye’yi belki genç kardeşlerimiz bilmez. Ama yaşı müsait olanlar gayet iyi hatırlar. Eskiden neydi? Ben sana iki bakanlık vereyim. Üç tane milletvekilini transfer edeyim. Hükümet kurayım. Bu ülkeyi yönetmeye çalışayım. Eskiden böyleydi değil mi? Bir yıllık bir buçuk yıllık hükümetler vardı değil mi? Ben soruyorum. Bir yıllık hükümetle siz hangi işi yapabilirsiniz? Koltuğa oturdun. Bakanlığını öğrendin. Hadi güle güle. Buradan bir iş çıkabilir mi? Çıkmaz. Ama biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle bir istikrar getirdik. Ama bunlar hala o eski Türkiye’yi canlandırmaya çalışıyorlar. Sana iki bakanlık verdim. Bir cumhurbaşkanı yardımcılığı verdim. Yahu karpuz dilimi bile bu kadar kolay dağıtılmaz. Önüne gelene cumhurbaşkanı yardımcılığı veriyorlar. Bu sistemden kaos çıkar. Biz kaos iktidarlarını artık bu ülkede görmek istemiyoruz. Ama bunun yolu da 14 Mayıs’tan geçiyor. Bizim bu kirli pazarlıklarla oluşturulan iktidarlığı, iktidarları tarihin çöplüğüne göndermemiz lazım” dedi.

    “Çünkü o kapalı kapılar ardında kirli pazarlıklar yaptılar”

    Muhalefetin terör örgütleriyle pazarlık yaptığını iddia eden Bakan Varank, “PKK’nın sözde liderlerinin desteklediği aday hangisi? Kılıçdaroğlu. FETÖ’nün desteklediği aday hangisi? Kılıçdaroğlu. Bakın, PKK’lılar her gün televizyonlara çıkıp ne diyor? Bütün arkadaşlarımızı hapishaneden çıkaracağız diyorlar mı? Kime güvenerek konuşuyorlar? Kılıçdaroğlu’na güvenerek konuşuyorlar. Çünkü o kapalı kapılar ardında kirli pazarlıklar yaptılar. Amerika’da hamburger yerken kirli pazarlıklar yaptılar. Zannediyorlar ki bu millet bu ülkeyi PKK’ya FETÖ’ye teslim eder. Asla etmez. Bizim milletimiz canını verir, terör örgütlerine bu ülkeyi teslim etmez” diye konuştu.
    Konuşmaların ardından kurdele kesilmesiyle açılışlar gerçekleştirildi.

  • “6.7 milyar lira tarımsal yatırımlar gerçekleştirdik”

    “6.7 milyar lira tarımsal yatırımlar gerçekleştirdik”

    Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, bir dizi temaslarda bulunmak üzere Batman’a geldi. Valilik ziyaretinin ardından AK Parti Batman seçim lokalinde AK Partililer ile bir araya geldi. Bakan Kirişci ziyaretlerinin ardından Batman İl Kültür Müdürlüğünde tarım sektörü temsilcileri ile toplantı gerçekleştirdi.

    Batman’a 20 yılda 6.7 milyar TL yatırım yapıldığını belirten Kirişci, “Bunun içerisinde orman ile ilgili yatırımlarımız da var. 2002 yılında sadece 8.4 milyon lira olan tarımsal destek bugün itibarıyla 158.3 milyon lira mertebesine çıkmıştır. Bu olağanüstü artış doğal olarak bizim Batman’da tarımsal üretimimizi, ormanla ilgili üretimimizi arttırmıştır. Burada bu üretimi gerçekleştiren siz orman gönüllülerimize, siz tarım gönüllülerimize, çiftçilerimize ben milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Tüm Türkiye’de 20 yılda 803 milyar, sadece 2023 yılında tüm Türkiye’ye 55 buçuk milyar para veriyoruz. Bu destekleri veriyoruz ki üreticimiz üretsin, üretirken neyi istediğimizi, ne kadar istediğimizi de bunlarla paylaşalım hem onlar mağdur olmasın hem ülkenin kaynakları israf edilmesin” dedi.

    “Yüzde 70 maliyetinin altında bir fiyata vermeyi kabul ediyoruz”

    Orman köylülerinin yakacak ihtiyacını maliyetinin yüzde 70 altında vereceklerini söyleyen Bakan Kirişci, “Ormana bakan orman köylüsü, ormandan istifade edemediği için ah çekerdi. Halbuki o orman köylüsü aynı zamanda ormanın koruyucusu. İşte biz şimdi Batman’da ormandan elde edilen gelirlerin masraf kısmı çıktıktan sonra yüzde 10’unu orman köylüsüne gelir olarak vereceğiz. Orman köylüsünün yakacak ihtiyacı olur. Orman köylüsünün kereste ihtiyacı olur. Biz istedik ki bunları da kendileri başka yerden temin etmesinler veya pahalıya almasınlar. Ne yaptık peki, yüzde 70 maliyetinin altında bir fiyata, yani maliyet fiyatı 100 TL ise 30 liradan vermeyi kabul ediyoruz. Ormanda hayatını kaybeden kardeşlerimiz var. Biz bunlara orman şehitleri diyorduk. Orman yangınlarında hayatını kaybeden cengaverlerimiz var bunların sayısı 105’tir. Yıllardan beri bunlara bir şehitlik unvanı ve bunun gereklilikleri yerine getirilememişti. Şu anda bunları da onlara teslim ettik” diye konuştu.

    “Batman’da artık terör yok”

    Batman’ın tarımsal üretim alanında kendi ihtiyaçlarını karşılayacağını belirten Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci şunları söyledi:
    “Batman’da çok şükür bir güvenlik problemimiz yok. Batman’da artık terör yok. Batman’da insan güvenliğiyle ilgili, iş insanlarının kendi güvenlikleriyle ilgili, sade vatandaşın güvenliğiyle ilgili hamd olsun bir problem yok. Bizim ortaya koyduğumuz bir yaklaşım var. Her şehir mutlaka kendine yeterli olmakla mükellef. Biz bir ürüne yüklenip tek bir ürünü veya 3 ürünü üreten bir şehir değil ihtiyacımız olan ürünleri mümkün mertebe üreten bir şehir olmak zorundayız. Biz buna kent tarımı adını veriyoruz. Kent tarımı olmadığı zaman ne oluyor. Uzun mesafeden gelen domatesin halini bir düşünün, gelen çileğin halini bir düşünün, gelecek olan diğer yaş meyve ve sebzenin durumunu düşünün. Ne yapacağız biz Batmanımıza diyeceğiz ki ey Batman kendi ihtiyacını kendin üreteceksin.”

    “Jeotermal seraları hayata geçecek”

    Türkiye’nin jeotermal potansiyeli bakımından Avrupa’da birinci, dünyada yedinci sırada olduğunu kaydeden Kirişci, “Bizim yaklaşık 30 bin dekarlık jeotermal sera potansiyelimiz bulunmaktadır. Bu seraları da burada hayata geçireceğiz ve domatesi buralarda üreten, ürettiklerini de Batmanlıya veren satan bir mekanizmayı ve diğer ürünleri de aynı şekilde yapmış olacağız. Böylelikle ürün tazeliğini sağlayacağız. Buralarda lojistik önemli bir maliyet, nakliye masraflarından da kurtulmuş olacağız. İstihdam sağlayacağız” diye konuştu.

    Batman’a 2 OSB müjdesi

    Batman’a 2 OSB kurulacağını söyleyen Kirişci, “Bugün vilayette bir toplantı yaptık. Toplantıda bir Sera İhtisas OSB sözümüzü verdik hayırlı olsun. Domatesin salçaya dönüştürülmesi, biberin salçaya dönüştürülmesi, domatesin, salatalığın, lahananın turşuya dönüştürülmesi işte tutumlu olmanın bu memlekette bu ürünleri katma değerli hale getirmenin yollarından birisidir. Şimdi bunları yapmadığınıza göre o zaman bizim ne yapmamız lazım, bir gıda ihtisas OSB’ye de onay vermemiz lazım. Hayırlı olsun diyelim mi” dedi.

  • Akçaabat’a dev yatırım geliyor

    Akçaabat’a dev yatırım geliyor

    Proje kapsamında Akçaabat Yarı Olimpik Yüzme Havuzu 67 Milyon 913 TL’ye ihale edildi ve proje için yüklenici firma ile sözleşme imzalandı. Bir hafta içerisinde de projeye esas olarak yüklenici firmaya yer teslimi yapılacağı belirtildi. Uluslararası müsabaka standartlarına sahip olacak olan Akçaabat Yarı Olimpik Yüzme Havuzu açıldığında Akçaabat, uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapacak.

    Akçaabat’ta herkes yüzebilecek

    Akçaabat Yarı Olimpik Yüzme Havuzu projesini değerlendiren Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Akçaabat’ın önemli ihtiyaçlarından birini daha hayata geçirdiklerini belirtti. Başkan Ekim, “Akçaabat’ımız sahil boyunca konumlanmış denizle iç içe bir şehirdir. Biz istiyoruz ki çocuklarımız, gençlerimiz ve tüm Akçaabat halkı sporun her türlüsüyle kucaklaşsın, yüzmeyi bilsin. Bunun için hemşehrilerimize söz verdiğimiz projelerden Akçaabat Spor Kompleksi projemizin ilk adımı olan Akçaabat Yarı Olimpik Yüzme Havuzu projemiz için kollarımızı sıvadık ve projeyi ihale ettik. İhaleyi alan yüklenici firma ile sözleşmemizi imzaladık. Bir sonraki aşama olan yer teslimi aşamasındayız. Yarı Olimpik Yüzme Havuzu projemiz tamamlandığında uluslararası müsabakalara ve organizasyonlara ev sahipliği edebileceğiz. Akçaabat’ımızı çok yönlü bir spor kompleksine kavuşturma hedefindeyiz. Akçaabat Spor Kompleksi’miz yarı olimpik yüzme havuzu haricinde 3590 metrekare alana sahip gençlik merkezi, 1220 seyirci kapasiteli ve 7596 metrekare alana sahip kapalı spor salonu, 5000 kişilik kapasiteye sahip 19.230 metre kare alana sahip stadyumdan oluşuyor. Ulusal ve uluslararası düzeyde bir marka olan Akçaabat’ımızı her geçen gün daha ileriye taşıma gayretindeyiz. İmza attığımız projelerimizin tamamını gelecek nesilleri düşünerek hayata geçiriyor, sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz. Akçaabat’ımızı kalkındıracak, değerine değer katacak işler yapmaya devam edeceğiz. Biz, Akçaabat’ımıza ve Akçaabatlımıza söz verdik, yaptık; yapmaya devam ediyoruz” dedi.

    Projenin detayları

    Akçaabat Yarı Olimpik Yüzme Havuzunun, 260 seyirci kapasitesine sahip, üç katlı olarak ve toplamda 3 bin 810 metre kare alana planlandığı, yüzme havuzu binası, iki bodrum ve zemin kat olmak üzere üç kattan oluştuğu belirtildi. Bodrum katlarda teknik birimler ve araç yolundan alt girişin bulunduğu, girişten itibaren bekleme, vip bekleme bölümü, ofis, soyunma birimleri ve antrenör odaları, zemin katta ise üst girişle birlikte güvenlik, fuaye, kafe, basın odası ve seyirci tribünü girişleri yer aldığı ifade edildi.

  • Mart ayı en çok altın kazandırdı

    Mart ayı en çok altın kazandırdı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayı Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’nı açıkladı. Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 3,32, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 1,45 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

    Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 3,27, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,04, dolar yüzde 0,38 ve euro yüzde 0,30 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 2,62 oranında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde BIST 100 endeksi yüzde 1,40 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 0,79, dolar yüzde 1,44, euro yüzde 1,52 ve DİBS yüzde 4,38 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

    Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 2,49 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 3,22 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir. Aynı dönemde BIST 100 endeksi Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 7,38, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 12,54 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

    Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 34,45, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 27,64 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, aynı dönemde dolar Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 9,90, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 14,47 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

    Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri BIST 100 endeksinde gerçekleşti
    Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 50,48, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 62,41 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

    Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından DİBS yüzde 5,60, dolar yüzde 19,97, külçe altın yüzde 20,54, euro yüzde 22,23 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 28,47 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise DİBS yüzde 1,89 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 13,62, külçe altın yüzde 14,23, euro yüzde 16,07 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 22,80 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

  • Tesla, Türkiye yatırımını gözden geçiriyor

    Tesla, Türkiye yatırımını gözden geçiriyor

    Elektrikli otomobillere yönelik geçen cuma yayınlanan ÖTV düzenlemesi piyasayı karıştırdı. Togg’un satışa sunulmasına sayılı günler kala elektrikli otomobillerde indirimli ÖTV’ye tabi matrah artırıldı.

    Sektör uzmanları güncellemenin bu ay piyasaya çıkması beklenen Togg için yapıldığı konusunda ise hemfikir. Çin menşeli araçlara da ilave gümrük vergisi geldi. Bu durum son dönemde pazarda atağa geçen Çinli markaların rekabet gücünü önemli oranda azaltırken, Tesla’yı da zora soktu.

    Ekonomi Gazetesi’nin haberine göre, 2018’de ABD ile Türkiye arasındaki ek gümrük vergisiyle İstanbul’da showroom açma planını askıya alan Tesla, Çin ve Berlin üretimleriyle bu vergi engelini aşacağı düşüncesiyle 2022’de Türkiye’de yeniden yatırım kararı almış ve şirket kurmuştu. İşe alım sürecini yeni ilanlarla hızlandıran Tesla, 2023’ün ilk çeyreğinde yapacağı Türkiye lansmanı ile Model 3 ve Model Y araçlarını satışa çıkarmaya hazırlanıyordu. Model Y’nin Berlin’den, Model 3’ün ise Şanghay’dan gelmesi planlanıyordu.

    Markaya yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Tesla son gelen ilave gümrük vergisinden sonra Türkiye’deki yatırım kararlarını yeniden gözden geçiriyor. Tesla Türkiye CEO’su Kemal Geçer de ilave gümrük vergilerinin Tesla’nın Türkiye’deki planlarını olumsuz etkilediğini ifade etti.

    Tesla’nın amiral gemisi Model 3’ün baz fiyatı yaklaşık 37 bin euro, yeni düzenleme sonrası bu model Türkiye pazarına girerken yüzde 60 ÖTV, yüzde 54 gümrük gümrük vergisi ve yüzde 18 de KDV eklenerek gelecek. Bu da aracın fiyatının önemli oranda artması anlamına geliyor.

    Togg’un baz versiyonunun ise 1 milyon 250 bin TL’lik ÖTV matrahına girmesi bekleniyor. Togg’un vergisiz fiyatının maksimum 1 milyon 250 bin diye düşündüğümüzde bu da aracın fiyatının yüzde 10 ÖTV+ yüzde 18 KDV ile 1 milyon 622 bin TL’yi geçmeyeceği tahmin ediliyor.

    Sektör uzmanları, Togg’un ortalama fiyatının 1 milyon 500 bin TL bandında olacağını tahmin öngörüyor.

  • ‘Enerjide Türkiye Yüzyılı Hedefleri’

    ‘Enerjide Türkiye Yüzyılı Hedefleri’

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Mimar ve Mühendisler Grubu’nun düzenlediği ‘Enerjide Türkiye Yüzyılı Hedefleri’ programına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen programda konuşan Dönmez, programa ilişkin açıklamalarda bulundu.

    “Türkiye’nin haklılığı ve Türkiye olmadan bu bölgede hiçbir plan ve projenin işlemeyeceği anlaşıldı”

    Son 20 yıldır güçlü bir siyasi iktidar ve güçlü bir liderlik olduğunu ve Türkiye’nin artık ötekileştirilen, yalnızlaştırılan ya da kenara atılan bir ülke olmadığını söyleyen Bakan Fatih Dönmez, “Biz her alanda mücadelesini dişe diş, kora kor veren bir ülke haline geldik. Hakkını sonuna kadar savunan, menfaatlerini korkmadan savunabilen bir ülke durumuna geldik. Akdeniz’de arama ve sondaj faaliyetlerine başladığımızda karşı karşıya kaldığımız siyasi baskıları herhalde sizler de biliyorsunuz, medyadan takip ettiniz. Hiçbirine eyvallah etmedik, geri adım atmadık, diklenmedik ama dik durduk. Hakkımızı her platformda da sonuna kadar savunduk. Bugün geldi Türkiye’nin haklılığı ve Türkiye olmadan bu bölgede hiçbir plan ve projenin işleyemeyeceği anlaşıldı” dedi.

    “Yeşil kalkınma ve net sıfır emisyon hedeflerimiz çerçevesinde hazırladığımız Türkiye Ulusal Enerji Planı enerjide gelecek vizyonumuzdur”

    Türkiye Yüzyılı ile artık yeni bir döneme girdiklerini belirten Dönmez, “Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlarımızı katlayacağımız, bugüne kadar yaptığımız bütün altyapı yatırımlarının karşılığını fazlasıyla alacağımız yeni bir döneme başlıyoruz. Bizler de ‘Yüzyılın Enerjisi’ anlayışıyla Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıyacak enerji yol haritamızi geçtiğimiz haftalarda kamuoyuyla paylaşmıştık. Son derece önemli bir çalışmadır, Türkiye Ulusal Enerji Planı. Bu plan bize ne ifade ediyor? Türkiye’nin ilk etapta orta vadede 2035, uzun vadede 2053 yılına kadar enerjide kat edeceğimiz stratejiyi ve yolu bize gösteriyor. Yeşil kalkınma ve net sıfır emisyon hedeflerimiz çerçevesinde hazırladığımız Türkiye Ulusal Enerji Planı enerjide gelecek vizyonumuzdur. Türkiye bu hedeflere yürürken en büyük desteği mimar ve mühendislerimizden bekliyoruz çünkü bu hedefler tek başına bir üretim-tüketim dengesinin yeniden oluşturulması değil. Arka planda daha büyük bir hedefimiz var, o da kaynak üretiminden hiçbir zaman ayrı düşünmediğimiz yerli teknoloji üretimidir. Yeni teknolojilerin üretilmesinde, onların yaygınlaştırılmasında, belli gruplar halinde kümelenmesinde, son yıllarda sıkça duyulan start-up’lar, melek yatırımcılar gibi inovatörlerin sürece daha fazla dahil olmasında hiç şüphesiz sizlere büyük bir rol düşüyor” şeklinde konuştu.

     


    “Enerji teknolojilerinin geliştirilmesi için yatırım yapan herkese her türlü desteği vereceğiz”

    Bakan Dönmez, Türkiye’nin 2035 ve 2053 hedeflerine temiz, çevre dostu ve sürdürülebilir bir enerji üretimiyle ilerleyeceğini söyleyerek, “O nedenle kaynak ne kadar yerliyse teknoloji de o kadar yerli olmalı. Kaynak ne kadar bizimse, teknoloji de bizim olmalı. Herkes gelecek planlanmasını da buna göre yapmalı. Aksi takdirde kaynağı yerli, teknolojisi ithal bir konumda enerji bağımsızlığından söz etmemiz mümkün değildir. Sizlere bu konuda açık çek veriyoruz. Enerji teknolojilerinin geliştirilmesi için yatırım yapan herkese her türlü desteği vermeye hazırız. Pazarımız sadece kendi ülkemiz ya da bölgemiz değil bütün dünyadır. Biz şuna inanıyoruz, enerji teknolojileri ve enerji sanayisi, Türkiye’nin ikinci savunma sanayi olabilecek imkan ve kabiliyetine sahip. Bu nedenle sahada mühendislerimizi, yatırımcılarımızı, girişimcilerimizi daha aktif görmek arzusundayız. Türkiye Yüzyılı yatırımın, üretimin, istihdamın ve ihracatın yüzyılı olacak. Bizler de inşallah hem üretim hem de fiyatlama noktasında Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıyan ana sektörlerden biri olacağız” ifadelerini kullandı.