Etiket: yemek

  • Yeme bağımlılığı

    Yeme bağımlılığı

    Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, obezite yaygınlığının artışıyla birlikte obez kişilerde sıklıkla gözlenen aşırı ve tıkınırcasına yeme davranışlarından yola çıkarak yemek yemenin bir tür bağımlılık haline dönüşebileceğine ilişkin soruların gündeme geldiğini kaydetti.
    Yeme bağımlılığı ile ilişkili yapılan araştırmalarda, bağımlılığın temel ölçütleri olarak bilinen aşerme, zararlarının bilinmesine rağmen kontrolsüz tüketme yani denetimini yitirme ve tolerans gelişim süreçlerinin birçok klinik ve preklinik (geliştirilen ürünün kullanımı öncesinde etkisinin-güvenliliğinin incelendiği ilk aşama) çalışmada gösterildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, şöyle devam etti:
    “Özellikle basit karbonhidratlar ve yağlar olmak üzere bazı besinlerin, bağımlılık yapıcı maddelere benzer şekilde insan beyninde etki göstermesi yeme bağımlılığı kavramını desteklemektedir.
    Bu anlamda hayatta kalmak için muhtaç olduğumuz yemek yemenin, bir tür bağımlılığa dönüşürken, işlenmiş yiyecek sanayisinin gelişimiyle birlikte daha lezzetli, daha yüksek karbonhidratlı ve yağlı yiyeceklerin çeşitlerinin artması, kolay ulaşılabilir olması ve bu yiyeceklerin çekici reklamlarla sunulmasının rolü vurgulanmaktadır. Aşırı işlenmiş gıdaların oluşturduğu ‘aşırı lezzet’ hissi, içerdiği çabuk emilen basit karbonhidratların kan şekerini hızlı yükseltmesi, beyin tarafından ödül merkezlerini az işlenmiş veya işlem görmemiş gıdalara kıyasla daha güçlü uyarması bağımlılık için zemin oluşturmaktadır.”

    “Sağlık sorununa yol açma riski taşımaktadır”

    Yemek yemenin, yaşamak için zorunlu olmasının ötesinde lezzetli yiyeceklerin verdiği haz ve keyif nedeniyle bazı kişilerde olumsuz duygularla baş etme yolu olarak da kullanılabildiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Fazla kilolu ve tedavi için arayışta olan gençler arasında yapılan bir çalışmada mutsuzluk, kaygı vb. gibi olumsuz duyguların varlığında yeme davranışı üzerinde kontrolü kaybetme ve duygu düzenleyici olarak yemek yemenin ortaya çıktığı ayrıca bu kişilerde depresyon oranlarının daha yüksek olduğu bildirilmiştir. ‘Duygusal yeme’ olarak bu durum genellikle stres, korku, üzüntü, endişe, yalnızlık, can sıkıntısı, yetersizlik vb. duyguların hissedilmesinin sonucu kişinin fiziksel olarak aç olmamasına rağmen engel olamadığı yeme arzusu ve davranışı diye tanımlanmaktadır. Bu zararlı başa çıkma yolu, olumsuz ruhsal sonuçlarının yanı sıra kilo sorunları, kalp ve damar hastalıkları, şeker hastalığı, yüksek kolesterol gibi bir dizi sağlık sorununa da yol açma riski taşımaktadır.”

    “Kişiye özgü tedavi yaklaşımları iyi sonuçlar vermektedir”

    Obeziteyle yeme bağımlılığı arasında sebeplerinin yönünü belirlemenin güç olsa da aradaki kuvvetli ilişkinin birçok çalışmayla gösterildiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, özetle şu değerlendirmeyi yaptı: “Yeme bağımlılığının tedavisi de mevcut haliyle obezite veya aşırı yemeyle giden başka bir durumun (Özellikle tıkınırcasına yeme bozukluğu) tedavisinden çok ayrışmış durumda değildir. Yeme bağımlılığı için ruhsatlandırılmış bir ilaç tedavisi olmamakla birlikte bazı yeme bozuklukları ve obezitede kilo verme amaçlı kullanılan bazı ilaçların, yeme bağımlılığıyla ilişkilendirilen nörobiyolojik devreleri kapsadığı vurgulanmalıdır. Ayrıca yeme bağımlılığı bulunanlarda depresyon, anksiyete bozukluğu gibi artmış psikiyatrik eş tanıların varlığı da tedavide ilaç kullanımını gündeme getirebilmektedir. Bunun yanında bağımlılık benzeri yiyecek tüketimine yönelik bazı psikososyal ve müdahaleler, nöromodülasyon tedavileri ve davranışçı terapi gibi psikoterapi yaklaşımları mevcuttur. Kişiye özgü, bütüncül tedavi yaklaşımları yeme bağımlılığı tedavisinde daha iyi sonuçlar vermektedir.”

  • 3 çeşit yemek 14 TL

    3 çeşit yemek 14 TL

    MEÜ Rektörlüğü tarafından ‘yemek bizden menü seçimi sizden’ sloganıyla hayata geçirilen proje kapsamında, aylık yemek listesine bir gün öğrenciler, bir gün de personel tarafından en çok oy alan menü eklenmeye başlandı. Yapılan oylamada tavuk, kısır, çorba ve sütlaçtan oluşan öğrencilerin seçtiği menü yemekhanede çıkarıldı. Kampanyayı destekleyen MEÜ Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar, yemekhanede öğrencilerle yemek yiyerek sohbet etti, 14 TL’lik menüye zam yapılmayacağını söyledi.

    “Kaliteli ve ucuz şekilde, zam yapmadan sunmaya devam edeceğiz”

    Prof. Dr. Yaşar, 1 Ocak’tan itibaren yemekleri kendilerinin çıkarmaya başladığını söyledi. İlk etapta öğrenci ve personel için bin kişilik yemek kapasitesi varken, gelinen noktada 5 bin öğrenci ve bin personel için toplam 6 bin kişilik yemek çıkarıldığını belirten Yaşar, “Biz onlara en iyi şekilde, hem ucuz hem de kaliteli şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz. Ayda bir defa personelimize, bir defa da öğrencilerimize menüyü seçme şansı verdik. Gerçekleştirilen anket sonucunda da bugün öğrencilerimizle birlikte bugün buradayız. Bugün onların menüsü. İnşallah bu hizmeti öğrencilerimiz ve personellerimiz için kaliteli ve ucuz şekilde, zam yapmadan sunmaya devam edeceğiz” dedi.
    Yemeğin öğrenciler için 14 TL, personel için de 37 TL olduğunu vurgulayan Yaşar, bunu da ocak ayına kadar ellerinden geldiğince sürdürmeye devam etmeyi planladıklarını ifade etti.

    Doymayan öğrenciye ikinci yemek ücretsiz

    Öğrencilerden olumlu dönüşler aldıklarını dile getiren Yaşar, şöyle devam etti:
    “Yemeğimizi kendimiz yapmaya başladık. Daha önce bin kişilik yemek varken bugün 6 bin kişi faydalanıyor. Gördüğünüz gibi çok kalabalık bir ortam. Daha da artacak. Güzel bir şey. Hem ucuz hem kaliteli. Aynı zamanda öğrencilerimizin menüsünü seçerken ikinci bir yemek istekleri olduğu zaman ya da fazla isterlerse ücretsiz veriyoruz. Tabii onların mutlu olması bizi de mutlu ediyor. Öğrencilerimiz, bizlerin çocukları. Biz üniversite olarak onları kendi evlatlarımız gibi görüyoruz. Onların mutlu olması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu yemek de bunlardan bir tanesi. İnşallah buna kaliteyi arttırarak ve fiyatı da sabit tutarak devam etmek istiyoruz.”
    Gazetecilik Bölümü 4. sınıf öğrencilerinden Ekin Kırarslan, okulda başlatılan proje kapsamında öğrencilerin seçtiği yemeklerin menüye konulduğunu belirterek, “Bugün öğrenci menüsü yemeye geldik, 14 lira ve çok ucuz. Bu bizi memnun etti. Dışarıda bir yemek 100 liradan başlıyor. Bizim için masraflı olduğundan yemekhanede 14 liraya güzel yemek yemek çok daha uygun oluyor” diye konuştu.
    Öğrencilerden Ömer Dağ ise fiyatların gayet uygun olduğunu ve bu durumun kendilerini mutlu ettiğini dile getirerek, uygulamanın devam etmesini öğrenciler olarak istediklerini kaydetti.

  • 3 çeşit yemek 14 TL

    3 çeşit yemek 14 TL

    Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, öğrencilere eşlik ettiği yemekte 14 TL olan ücrete zam yapılmayacağını, ayrıca doymayan öğrencinin de ücretsiz ek yemek alabileceği müjdesini verdi.
    MEÜ Rektörlüğü tarafından ‘yemek bizden menü seçimi sizden’ sloganıyla hayata geçirilen proje kapsamında, aylık yemek listesine bir gün öğrenciler, bir gün de personel tarafından en çok oy alan menü eklenmeye başlandı. Yapılan oylamada tavuk, kısır, çorba ve sütlaçtan oluşan öğrencilerin seçtiği menü yemekhanede çıkarıldı. Kampanyayı destekleyen MEÜ Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar, yemekhanede öğrencilerle yemek yiyerek sohbet etti, 14 TL’lik menüye zam yapılmayacağını söyledi.

    “Kaliteli ve ucuz şekilde, zam yapmadan sunmaya devam edeceğiz”

    Prof. Dr. Yaşar, 1 Ocak’tan itibaren yemekleri kendilerinin çıkarmaya başladığını söyledi. İlk etapta öğrenci ve personel için bin kişilik yemek kapasitesi varken, gelinen noktada 5 bin öğrenci ve bin personel için toplam 6 bin kişilik yemek çıkarıldığını belirten Yaşar, “Biz onlara en iyi şekilde, hem ucuz hem de kaliteli şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz. Ayda bir defa personelimize, bir defa da öğrencilerimize menüyü seçme şansı verdik. Gerçekleştirilen anket sonucunda da bugün öğrencilerimizle birlikte bugün buradayız. Bugün onların menüsü. İnşallah bu hizmeti öğrencilerimiz ve personellerimiz için kaliteli ve ucuz şekilde, zam yapmadan sunmaya devam edeceğiz” dedi.
    Yemeğin öğrenciler için 14 TL, personel için de 37 TL olduğunu vurgulayan Yaşar, bunu da ocak ayına kadar ellerinden geldiğince sürdürmeye devam etmeyi planladıklarını ifade etti.

    Doymayan öğrenciye ikinci yemek ücretsiz

    Öğrencilerden olumlu dönüşler aldıklarını dile getiren Yaşar, şöyle devam etti:
    “Yemeğimizi kendimiz yapmaya başladık. Daha önce bin kişilik yemek varken bugün 6 bin kişi faydalanıyor. Gördüğünüz gibi çok kalabalık bir ortam. Daha da artacak. Güzel bir şey. Hem ucuz hem kaliteli. Aynı zamanda öğrencilerimizin menüsünü seçerken ikinci bir yemek istekleri olduğu zaman ya da fazla isterlerse ücretsiz veriyoruz. Tabii onların mutlu olması bizi de mutlu ediyor. Öğrencilerimiz, bizlerin çocukları. Biz üniversite olarak onları kendi evlatlarımız gibi görüyoruz. Onların mutlu olması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu yemek de bunlardan bir tanesi. İnşallah buna kaliteyi arttırarak ve fiyatı da sabit tutarak devam etmek istiyoruz.”

    Gazetecilik Bölümü 4. sınıf öğrencilerinden Ekin Kırarslan, okulda başlatılan proje kapsamında öğrencilerin seçtiği yemeklerin menüye konulduğunu belirterek, “Bugün öğrenci menüsü yemeye geldik, 14 lira ve çok ucuz. Bu bizi memnun etti. Dışarıda bir yemek 100 liradan başlıyor. Bizim için masraflı olduğundan yemekhanede 14 liraya güzel yemek yemek çok daha uygun oluyor” diye konuştu.
    Öğrencilerden Ömer Dağ ise fiyatların gayet uygun olduğunu ve bu durumun kendilerini mutlu ettiğini dile getirerek, uygulamanın devam etmesini öğrenciler olarak istediklerini kaydetti.

  • Yüksekova Belediyespor Kadın Futbol Takımı yemekte bir araya geldi

    Yüksekova Belediyespor Kadın Futbol Takımı yemekte bir araya geldi

    Bölgede son dönemin en iyi takımı olarak ön plana çıkan Yüksekova Belediyespor Kadın Futbol Takımı, iş adamları tarafından ağırlanmaya devam ediyor. Kadınlar 2’nci Ligi D grubunda haftayı hükmen galip kapatan ve takipçilerinin puan kaybetmesiyle en yakın rakibi ile arasındaki puan farkını 4’e çıkaran Yüksekova Belediyespor, moral yemeğinde bir araya geldi.
    Yüksekova Belediye Başkan Yardımcısı ve Yüksekova Belediyespor Kulüp Başkanı Fevzi Yıldırım, tüm kadın sporculara başarılar diledi.

    Bu hafta hükmen galip geldiklerini vurgulayan teknik direktör Bayram Yıldırım, “3 puanı hanemize yazdırdık. Grupta 2’nci sırada olan Batman ekibi, 3’ncü sıradaki Megapol Spor ile 1-1 berabere kaldı. Rakiplerimizin puan kayıpları bize yaradı. Gelecek hafta sahamızda Silopi ekibini ağırlayacağız. Bu maçta 3 puan alıp, liderliği sağlamlaştırmayı hedefliyoruz. Play-off elemelerine lider olarak girmek için önemli bir maç olacak. Taraftarlarımızın her zamanki gibi bizi destekleyeceklerine inanıyoruz” şeklinde konuştu.
    Yemeğe Yüksekova Belediye Başkan Yardımcısı Fevzi Yıldırım ve Yüksekova Belediye Başkan Yardımcısı Kerim Bulut da katıldı.

  • Yemek ücretlerine yüzde 400 zam yapıldı

    Yemek ücretlerine yüzde 400 zam yapıldı

    Bilecik Belediyeler Birliği Başkanı Mustafa Yaman, 185 çalışanın maaşlarına yüzde 85 zam yapıldığını açıkladı. Yaman, ayrıca yine aynı çalışanların yemek ücretlerine de yüzde 400 oranında zam yapıldığını belirterek, emeğin ve emekçinin her zaman yanında olduğunu söyledi.

  • ‘Güvenli Gıda’ için ortak hareket çağrısı

    ‘Güvenli Gıda’ için ortak hareket çağrısı

    Tüm dünyada artan gıda fiyatları sonrasında tağşiş tehdidinin ortaya çıktığını belirten Coşkun Dönmez, bu konuda topyekûn mücadele için çözüm önerilerini sundu. Başkan Dönmez, çalışma ruhsatını “endüstriyel yemek üretimi” olarak almayan firmaların daha sıkı denetlenmesini ayrıca bu ruhsata sahip olmayan işletmelerden toplu yemek alınmamasını istedi. Coşkun Dönmez, tehlike veya kusurlar oluşmadan önlem almanın, bunlar yapılmadığı için ortaya çıkan sorunları çözmekten çok daha kolay ve risksiz olduğunu belirterek, toplum sağlığını ilgilendiren çalışmaların devlet tarafından şartsız desteklenmesi toplu yemek tüketen işletmelerin de dikkatli olması uyasında bulundu.
    “Endüstriyel yemek ruhsatı neden önemli”
    Başkan Dönmez, çalışma ruhsatını “endüstriyel yemek üretimi” olarak almayan tüm işletmelerin “merdiven altı” işletme olduğunu belirterek, “Çünkü ‘endüstriyel yemek üretimi’ ruhsatına sahip olan işletmelerin yerine getirmesi gereken kurallar var. Almaları gereken belgeler var. Kullandığı gıdalar, deterjan ve diğer temizlik malzemeleri ile ambalajlarda uyulması gerekli standartlar kanun ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Üretim aşamalarında ve taşıma sırasında bir dizi hijyen ve sanitasyon kuralına uyulması zorunludur. Tüm personel eğitimlere tabidir. Özetle bu ruhsata sahip olan işletmeler çiftlikten sofraya kadarki her aşama haberli ve habersiz denetlenirken diğer işletmeler denetlenmiyor” dedi.

    Toplu yemek üretme işine soyunan ancak hiçbir denetine olmayan kimi lokantalardan sırf ucuz olduğu için tabildot yemek almayı tercih edenleri uyaran Dönmez, “Bu çok riskli. Çünkü hiçbir denetime tabi değiller. Uygunsuz şartlarda üretim yapıp, uygunsuz ambalajlarda ve uygunsuz şartlarda yemek taşıyorlar. Kullandıkları gıda hammaddelerinde tağşiş riski de var. Medyada neredeyse her gün toplu tüketilen gıdalardan zehirlenen insanların haberlerine rastlıyoruz. Bazı vakalar ölümle bile sonuçlanıyor. Bu nedenle diyoruz ki; işletme ruhsatını endüstriyel yemek işletmesi olarak almayan yerlerden asla toplu yemek satın almayın. Aksi halde sizin ve çalışanlarınızın sağlığına zarar gelebilir” dedi.

    Coşkun Dönmez, satın aldıkları menülerden en küçük şüphe duyanların mutlaka akredite kurumlarda bu menüleri analiz ettirmelerini konusunda da uyardı. Günümüzde kırmızı et ve yağ fiyatlarının yüksek olması nedeniyle bu ürünlerde daha fazla tağşişe rastlanılabileceğine de dikkat çeken Dönmez, aşırı düşük fiyatlı menülerin sağlıklı olamayacağının bir kez daha altını çizip, sektörde doğru iş yapan işletmelerin desteklenmesi ve müşterilerin bilinçli tercihler yapması gerektiğine de vurgu yaparak, “Tüketicilerimizden, sağlıklı ve güvenilir yemek hizmeti sunan işletmelere öncelik vermelerini rica ediyoruz. Kimse maliyetinin altında satış yapamaz” ifadelerini kullandı.
    Bursa’da gıda güvenliğine dikkat çekmek ve tüketicilerin güvenli gıdaya ulaşması için BUYSAD’ın bir dizi eğitim, seminer, bilgilendirme toplantıları yaptığını söyleyen Coşkun Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü;
    “Endüstriyel yemek sektöründe faaliyet gösteren üyelerimiz ve diğer işletmelerden toplum sağlığını her menfaatin üzerinde tutan, daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale getirmek için çalışan BUYSAD’ın çalışmalarını yakından takip etmelerini tavsiye ediyorum. Tüketicilerimizden de bilinçli bir şekilde alışveriş yapmalarını ve sağlıklarına önem vermelerini önemle rica ediyorum. Sağlıklı bir toplum için güvenli gıda tüketmek çok önemlidir.”

  • Çalışanlarınızın sağlığını riske atmayın

    Çalışanlarınızın sağlığını riske atmayın

    Başkan Coşkun Dönmez, tağşiş tehdidi ile mücadele için çözüm önerilerini de sıraladı. Toplu tüketim yerlerine yemek üreten endüstriyel yemek firmalarının devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini belirten Dönmez, bu desteklerin vergi indirimi, yatırım teşviki ve denetimlerin artırılması şeklinde olması gerektiğini söyledi. Dönmez, endüstriyel yemek sektörü müşterilerine de seslenerek, satın aldıkları menüleri analiz ettirmelerini de önerdi. Bugünkü maliyetlerle anormal düşük fiyatlı menülerin sağlıklı olamayacağını belirten Başkan Dönmez, “Lütfen ne yediğinize dikkat edin. Kendiniz ve çalışanlarınızın sağlığını riske atmayın. Anormal düşük fiyat teklifleri tağşiş tehlikesine yol açabilir. Size anormal düşük fiyatla gelen işletmelerin yemeklerini mutlaka analiz ettirin” dedi.
    Başkan Dönmez, sektörde işini doğru yapan işletmelerin varlıklarını süründürmeleri için kâr etmek zorunda olduklarını hatırlatarak, müşterilerinin bilinçli tercihler yaparak sektöre destek olmalarının önemine vurgu yaptı. Başkan Dönmez, “Tüketicilerimizden, sağlıklı ve güvenilir yemek hizmeti sunan işletmelere öncelik vermelerini rica ediyoruz. Ancak bunu yaparak sağlıklı ürünler tütebilirsiniz. Kimse maliyetinin altında satış yapamaz. Size çok düşük fiyatla menü sunanların da bunu yapamayacağını bilmenizi isterim” şeklinde konuştu.

    Son olarak, sektörde faaliyet gösteren işletmeler arasında dayanışma ve bilgi paylaşımının önemine de değinen Dönmez, “Birbirimizle işbirliği içinde olmalı, sektörümüzü daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale getirmek adına çaba göstermeliyiz. Tüketicilerimizden de bilinçli bir şekilde alışveriş yapmalarını, sağlıklı yemek tercihlerine öncelik vermelerini rica ediyoruz” dedi.

  • İki bin yıllık lezzet mirası

    İki bin yıllık lezzet mirası

    Gaziantep’in vazgeçilmez lezzeti olan alaca çorbası et ürünleri tüketmeyen vatandaşların ilgisini çekiyor. Tamamen bakliyattan yapılan çorba yoğun ilgi görüyor. Alaca çorbası, dövme, yeşil mercimek, nohut, salça, soğan, tarhun ve kırmızı biber gibi malzemelerden oluşuyor. Gaziantep mutfağına ait olan alaca çorba, hem doyurucu hem de besleyici özellik taşıdığı için vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor.

    “Tamamen şifa deposudur”

    Gaziantep’in yöresel çorbası olan alaca çorbasının sağlık açısından önemine değinen Yusuf Pektaş, “Alaca çorbası bizim özel ve yöresel bir çorbamızdır. Sabah kahvaltılarında anneleriz yapar. Tamamen şifa deposudur. Bakliyat ve tahıllar var içerisinde. İçine şu ürünler girer; börülce, aşurelik buğday, nohut, soğan, salça ve kurutulmuş antep biberi var. Üzerinin sosu için tarhana otu ve yağ vardır. Günün 24 saat tüketilir. Gelen misafirlerimiz alaca çorbasını çok beğeniyor. İçinde bakliyat olduğu için şifa deposu daha da fazla oluyor. Daha önce Alaca çorbası içmeyenler bu lezzete hayran kalıyor” dedi.

    “Vejetaryen müşterilerimizin vazgeçilmez çorbası”

    Dünyanın en önemli lezzet duraklarından biri olan Gaziantep’ten gastronomi alanında pek çok etli yemeklerin bulunmasının vejetaryenler için dezavantaj olması nedeniyle vejetaryenler için alaca çorbasının vazgeçilmez lezzet olduğunu belirten Pektaş, “Gelen vejetaryen müşterilerimiz alaca çorbasının içinde et olmadığı için çok fazla tercih ediliyor” dedi.
    Günde en az 20 adet alaca çorbası sattıklarını ve fiyatı hakkında bilgi veren Pektaş, “Fiyatımız 70 TL’dir. Günde 20 tabak alaca çorbası satmaktayız” diye konuştu.

  • Kediyle tilkinin yemek mücadelesi

    Kediyle tilkinin yemek mücadelesi

    Çevredekiler, tilkiyi o an buldukları peynir, zeytin, ekmekle besleyerek açlığını gidermek istediler. O anları gören kedi ise yemeğini tilkiyle paylaşmak istemedi. Tilkiye patileriyle vurarak yemeğine ortak olan kedi tilki mücadelesini cep telefonuyla kaydeden vatandaşın o görüntüleri yüzlerde tebessüm oluşturdu.

    Tilki ve kedinin sevimli yemek kavgasında kedi geri adım atmayarak aç tilkiyi patileriyle hırpalayarak yemek kavgasının kazanan ismi oldu.

  • Yaptığı yemekler geçim kaynağı oldu

    Yaptığı yemekler geçim kaynağı oldu

    Onikişubat ilçesinde bulunan sosyete pazarında evinde yaptığı yemekleri satışa sunan Gülcan Erdemir, hem aile ekonomisine katkıda buluyor hem de evde oturan hanımlara örnek oluyor.

    Deprem sonrasında pazara gelip yemekleri müşterilere sunduğunu söyleyen Erdemir, “Ben 16 yıldır ev yemekleri yapıyorum. Deprem sonrasında ise sosyete pazarına gelmeye başladım. Burada esnaflara yemekler hazırlıyorum. Sıcak sıcak ikram ediyoruz. Esnaflarımız da bu durumdan çok memnun. Evde pişiriyorum, öğlen saatlerinde ise buraya getiriyorum. Bu aylarda en çok Kahramanmaraş yemeği olan tirşik sezonu açıldığı için tirşik yapıyoruz. Kavurma yemeği yapıyorum. Müşterilerimize ise sıcak sıcak sunuyorum. Evde oturan hanımlara tavsiyem evde boş boş oturmasınlar, bir şeylerle uğraşsınlar. Ev yemeği olmasa dahi örgü olabilir, ev işleri olabilir bunlarla ilgilensinler. Kendilerine katkıda bulunsunlar, çalışmak çok güzel bir şey. Ben şu an çok memnunum” ifadelerini kullandı.