Tunceli’de valilik öncülüğünde yaban keçilerini kaçak avcılardan korumak için başlatılan çalışmalara aralıksız devam edilirken, koruma altındaki keçiler, karlı zirvelerde yiyecek ararken kameralara takıldı.
Yavrularıyla sürü halinde görüntülenen yaban keçilerinin, kayalıklara tırmanırken gösterdikleri çevik hareketler göz kamaştırdı.
Çerkezköy OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin duyarlı öğrencileri, gıda israfını önlemek ve sokak hayvanlarına destek olabilmek adına atık yemeklerden ürettikleri mamalar ile farkındalık oluşturdu. Arzu Nur Durmaz, “Çevremizde gıda israfının çok fazla olduğunu gözlemledik. Arkadaşım ile birlikte bu konuda bir farkındalık oluşturmak istedik. Önce ne yapabileceğimiz hakkında tartıştık.
Gerçekleştireceğimiz farkındalık projesinde sokak hayvanlarına da yer vermek istedik. Gıda atıklarını geri dönüştürerek sokak hayvanlarına destek olmak, bu alana da dikkat çekebilmek için projemizin hedef ve amaçlarını belirlemiş olduk“ ifadelerini kullandı. Irmak Kılıç, “Arkadaşımla birlikte proje üstüne biraz çalıştıktan sonra konuyu bölüm öğretmenimize taşıdık. Kendisinin de öneri ve tavsiyeleri ile projemizi geliştirme fırsatı bulduk. Hayata geçirdiğimiz proje, Ar – Ge çalışması olarak hayata geçirilmiş bir farkındalık projesi. Projemizle diğer arkadaşlarımıza da örnek olmak, herkesin hem gıda israfı konusunda bilinçlenmesi hem de sokak hayvanlarına yardım eli uzatması adına bir vesile olmak istiyoruz” dedi.
Farkındalığı yaymak isteyen Durmaz ve Kılıç atık gıdalarla hazırladıkları mamaları fırınlarda pişirerek poşetleme işlemini gerçekleştirdi ve ardından önce kendi okullarında ardından ise bölgedeki diğer okullarda tanıtımını gerçekleştirdi. Temsili olarak belirli sayıda üretilen mamalar, bir kap ile sokak hayvanlarının beslenebilmesi için belirli noktalara bırakıldı. Öğrencilerin gerçekleştirdiği bu davranış birçok kesiminin de takdirini topladı.
Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, yazılı olarak yaptığı açıklamada, 2024 yılının ilk 3 ayında, hijyen ve sanitasyon standartlarına uygun üretilen, yenilebilir ve sektör işletmeleri açısından sürdürülebilir 4 kap yemek fiyatının en az 80-90 lira olacağını söyledi. Bu menüye ekmek, yoğurt, salat barın dâhil olmadığını, bu fiyatın altında satılan yemeklerin güvenilir olmayacağını vurgulayan Başkan Dönmez, endüstriyel yemek sektörün kar marjının düşük olduğunu ve bu nedenle fiyatların 3 ayda bir eridiğini de ifade etti.
Coşkun Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün enflasyonist ortama ayak uydurabilmek için fiyatlarını 3’er aylık periyotlar ile güncellenmek zorunda kaldığını belirtti. 2024 yılında beklenen asgari ücret artışının maliyetlerine yüzde 15 civarında etki edeceğini ifade eden Dönmez, sektörlerinde işçiliğin giderlerinin yüzde 30’unu oluşturduğunu belirterek, son üç aydaki yüzde 12’lik enflasyon farkının da eklenmesiyle yemek fiyatlarının kolaylıkla hesaplanabileceğini ifade etti.
Başkan Dönmez, bazı temel gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının çok iyi incelenmesi gerektiğini belirterek, yeni sezon ürünler çıkana kadar depolarda bekleyen gıdalarda maliyetler değişmediği halde fiyatlarının sürekli artmasına bir türlü anlayamadıklarını söyledi.
Yemek sektöründe kayıt dışı ekonominin sektörü olumsuz etkilediğine de dikkat çeken Coşkun Dönmez, özellikle “gece döneri”, “geve pilavı” gibi farklı isimlerle ortaya çıkan ürünlerde yeterli denetimin olmadığını belirtip, bakanlık ve yerel yönetimlerin denetimlerini sıklaştırılması gerektiğini vurguladı. Coşkun Dönmez, Bursa’da şehrin doğu ve batısında olmak üzere iki gıda sanayi bölgesine ihtiyaç duyulduğunu da ifade etti. Bu bölgelerin oluşturulmasıyla sektörün atıklarının daha etkili bir şekilde yönetilebileceğini kaydeden Dönmez, aynı zamanda bu bölgelerde kurulacak gıda kontrol laboratuvarları ile sektörün sürekli denetim altında tutulmasının mümkün olacağına vurgu yaptı.
Adana’nın en ünlü yemeği olan, coğrafi işaretli ‘Adana kebabı’, uzun yılardır neredeyse tüm restoranlarda mevsim, soğan, ezme, kaşık ve tablacı salatasının yanı sıra kaşarlı mantar, cacık, humus, pişmiş soğan, biber, domates, fındık lahmacun, fındık pide, çiğ köfte gibi ürün ve mezelerle servis ediliyor. Adana kebabı, yanında servis edilen salatalar ile birlikte vücuda sağlık açısından ciddi katkılar sağlıyor.
Adana kebap, glutatyon seviyesini de arttırıyor
Vücudun ürettiği en güçlü antioksidan olan ve hastalıklara karşı direnç sağlayan glutatyon, belli yaşlardan sonra vücutta artık üretilmiyor ve birçok kişi dışarıdan glutatyon takviyesi alıyor. Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Sorumlusu Uzman Diyetisyen Dilek Doğan, glutatyon seviyesinin Adana kebap ve yanındaki salatalar sayesinde arttığını söyledi.
“Glutatyon seviyesi yaşla birlikte azalıyor”
İhlas Haber Ajansı’na konuşan Uzman Diyetisyen Dilek Doğan, “En güçlü antioksidan glutatyondur. Yaşla birlikte maalesef doğal olarak sentez edilen glutatyon seviyesi azalmaktadır. Özellikle 20 yaşından sonra her 10 yılda bir glutatyon seviyesinin yüzde 10 azaldığı literatürde yer almaktadır. Adana kebabın ham maddesi kırmızı ettir. Tarım ve Orman Bakanlığı Ulusal Gıda Kompozisyonu veri tabanına göre kırmızı et, glutatyonun öncüsü olan ve temeli olan aminoasitlerden, proteinlerden zengin olduğu için seviyeyi arttıran besinlerdendir” dedi.
“Adana kebap glutatyon seviyesini arttırıyor”
Adana kebabı ve salatalarının sağlığa çok ciddi faydası olduğunu vurgulayan Doğan, “Ayrıca Adana kebabın yanında servis edilen salatalarda, glutatyonun seviyesini arttıracak kükürt ve sülfürden zengin besinler vardır. Bunlar bizim çiğ tüketmeyi tavsiye ettiğimiz soğan, şalgam, turp ve teredir. Bunlar da zaten Adana kebabın yanında vardır. Adana kebap ve salataların yaşla birlikte azalan glutatyon seviyesini arttırabileceği ve sağlığımızı korumada, hastalıklara yakalanma riskini azaltacağını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Adana kebap yiyenler bağışıklık kazanıyor”
Kentte uzun yıllardır kebapçılık yapan Cihangir Korkmaz ise kebabın birçok vitamini barındırdığını belirterek şunları söyledi:
“Adana kebabımız ve yanında servis ettiğimiz biberler, soğan, sarımsak ve turp inanılmaz şekilde vücudu destekliyor. Adana kebap yiyenler bağışıklık kazanıyor. Kışın kebap yiyenler daha fazla C vitamini alıyor ve hastalığa karşı korunuyor.”
Eskişehir’de hizmete başlayan Çağyemek, kurulduğu günden bugüne yemek sektöründe adından söz ettiriyor. Klasik fabrikasyon ve tabldot yemekçiliğe yeni bir boyut kazandıran Çağyemek, hazırladığı menüleriyle ofis çalışanlarının takdirini kazandırıyor. İtalyan mutfağından Macar mutfağına, Türk lezzetlerinden Fransız lezzetlerine kadar çeşitli yemekleri ofis çalışanlarıyla buluşturan Çağyemek; yemeklerin taze, sağlıklı ve fit olmasına özen gösteriyor. Ofis çalışanları, memnun kalmadıkları yemek şirketlerinin ardından Çağyemek ile tanıştıklarına memnun olduklarını söylerken, Çağyemek sorumlusu Kemal, aldıkları geri dönüşlerden çok memnun olduklarını söyledi. Ofis çalışanlarının sağlıklarına ve damak tadına çok önem verdiklerini ifade eden Kemal, “Şirket olarak fabrika yemeğinden ziyade daha temalı olan yemekler sunuyoruz. Ayrıca her yemeğe kendi mutfağımızda yaptığımız kemik suyunu ilave ederken, tuz kullanımını minimum seviyeye düşürüyoruz ve hiç şeker kullanmıyoruz. Bizim Çağyemek olarak sağlıklı ve lezzetli yemek hizmeti sunuyoruz” dedi.
“Lezzetli yemek mutlu çalışanlar oluşturuyor”
Çağyemek’in hizmet verdiği ofislerden olan bir diş kliniğinin genel koordinatörü Ayça Alanoğlu, yemek molasının çalışanlar için çok önemli olduğunu, lezzetli yemeklerin çalışanları daha çok motive ettiğini, bu sebeple yemek şirketi seçiminin çok önemli olduğunu söyledi. Çağyemek’in konsept menülerinin çalışanlar tarafından çok beğenildiğini ve bir sonraki gün hangi dünya mutfaklarına ait lezzetlerin geleceğini heyecanla beklettiğini ifade eden Alanoğlu, “Bizim gibi kalabalık çalışan ekipler için yemek süreci çok sıkıntılı olabiliyor çünkü takdir edersiniz ki günün büyük bir bölümünü çalışarak geçiriyoruz ve bir insan için yemek arası o günün ödül ve dinlenme saati gibi oluyor. Bu noktada biz çok fazla firma değiştirdik çünkü ekip kalabalıklaştıkça herkesin damak tadına, seçimlerine uygun bir karar vermek gerçekten zorlaşıyor. Biz, Çağyemek ile tanıştıktan sonra çok uzun süredir bu sıkıntılarımızın hepsinin sona erdiğini gördük çünkü biz sadece Türk yemekleri yemiyoruz, dünya mutfağı yiyoruz. Ekip arkadaşlarım her gün heyecanla bir gün sonra neyin geleceğini bekliyorlar. Lezzetli yemek mutlu çalışanlar oluşturuyor. Bizleri mutlu ediyor. Takdir edersiniz ki dünya mutfaklarının ismi yabancı dilde yazılıyor, menüler geldiğinde dünya mutfaklarının herkes internete giriyor ve ürünün ya da o yemeğin ne olduğunu araştırıyor. Bence Çağyemek şunu yapmış; dünya mutfağının Türk damak tadına yakın lezzetlerini seçmiş ve bizim kültürümüzde dünya mutfağını bir tabakta buluşturmuş. Aslında bir Fransız yemeği yiyorsunuz ama bir Türk olarak asla mutsuz olmuyorsunuz. Aksine bu kadar değişik lezzetleri bugüne kadar neden deneyimlemenizi sorguluyorsunuz. Çok keyifli bir süreç oluyor bizim için” ifadelerini kullandı.
“Fabrika yemeğinden ziyade temalı olan yemekler sunuyoruz”
Çağyemek’in kurulduktan kısa bir süre sonra oluşturduğu temalar ile dikkat çeken ve talep gören bir şirket olduğunu dile getiren şirket sorumlusu Kemal Özbek; sağlıklı, lezzetli ve farklı kültürlere ait yemeklerin beğeni topladığını söyledi. Türk ve Osmanlı mutfağından Fransa, Macar, İtalyan ve Meksika mutfağına kadar çeşitli ülke lezzetlerinin ofis çalışanlarıyla buluşturulduğunu ifade eden Özbek, “Eskişehir’in butik mutfağı olarak kısa bir sürede birçok firmaya hizmet vermeye başladık. Aldığımız olumlu geri bildirimlerle de işimizi başarılı bir şekilde yaptığımızı görmüş oluyoruz. Menülerimizi hazırlarken, dünya mutfaklarını tercih ediyoruz ve her güne bir tema belirliyoruz. Pazartesi günleri Türk mutfağı, salı günleri dünya mutfağı oluyor ve dünya mutfağı içerisinde İtalyan, Macar, Meksika gibi mutfaklar var. Menümüzde, çarşamba günleri Osmanlı mutfağı veriyoruz, perşembe günleri Fransız, cuma günleri de sokak lezzetleri var. Dikkat ettiğimiz konulardan bir tanesi, çorbalarda ve yemeklerde mutlaka kendi mutfağımızda kaynattığınız kemik sularını kullanıyoruz. Mutlaka marka ürünler olmasına dikkat ediyoruz. Haftanın 3 günü et yemeği çıkartıyoruz ve bu etler firmamıza gelirken frigolu araçlarla geliyor. Sağlık açısından menülerimiz de şekerden dolayı tatlı kullanmıyoruz ve tuz oranını da minimum tutmaya çalışıyoruz. Yemeklerimiz üretilmeden önce menüler belirlenirken uzman kişiler tarafından kontrol edilip, ona göre üretiliyor. Genel geçer yemekler ya da çok kolay yapılan yemeklerden ziyade biraz daha üst seviye yemekler, yani firmalara yönelik yemekler hazırlıyoruz. Çünkü mühendislik ofisleri, diş klinikleri ve hukuk büroları gibi ofislerle çalışıyoruz. Hizmet vermiş olduğumuz büyük firmalarda var ama yine büyük firmalarda bu tarz fabrika yemeğinden ziyade daha temalı olan yemekler sunuyoruz. Geri dönüşler bize daha olumlu geliyor” dedi.
Karaköy’de farklı noktalardaki çöp konteynerlerinin yanında bekleyen yabancı uyruklu kadın dilenciler, yanlarında getirdikleri yiyecek dolu poşetleri açarak içindekileri yemeye başladı. Dilenci kadınların, yemekleri çöpten çıkarmış gibi gösterip duygu sömürüsü yaptıkları ve bu şekilde haksız kazanç elde ettikleri tespit edildi.
Konuya ilişkin çevredekilerin ihbarıyla harekete geçen Beyoğlu Zabıta Müdürlüğü Huzur Ekibi ve Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri dilencilerin bulunduğu yere geldi. Suçüstü yakalanan 4’ü çocuk 8 dilenci, cezai işlemleri yapılmak üzere Kasımpaşa’daki Zabıta Müdürlüğü’ne götürüldü. Dilencilerden birinin kucağında 1 aylık bebeğinin olduğu öğrenilirken, dilencilere 617’şer lira cezai işlem uygulandı.
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine bağlı kırsal Çıkrık Mahallesi’nde yaşandı. İddiaya göre, taşımalı eğitim verilen Şehit Orhan İkralı İlkokulu ile Şehit Hamit İris Ortaokulunda okuyan öğrencilerde öğle vakti yedikleri bulgur pilavı, patatesli bezelye ve turşudan sonra karın ağrısı ve ishal şikayeti başladı. Okul yönetiminin haber vermesi üzerine olay yerine giden sağlık ekipleri, öğrencilerin zehirlendiğini belirledi. Ambulanslar, minibüsler ve özel araçlarla Siverek Devlet Hastanesine getirilen öğrenciler tedavi altına alındı. Siverek Devlet Hastanesinde yaşanan yoğunluk nedeniyle bazı ailelerin hastalarını kendi imkanlarıyla Diyarbakır’a götürdüğü öğrenildi.
Alınan ilk bilgiye göre en az 150 öğrencinin yedikleri yemekten etkilendikleri gerekçesiyle hastanelere sevk edildiği belirtilirken yemeklerin Siverek Öğretmenevinde hazırlandığı öğrenildi.
Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Bölgede son dönemin en iyi takımı olarak ön plana çıkan Yüksekova Belediye Spor Kadın Futbol Takımı, iş adamları tarafından ağırlanmaya devam ediyor. Son haftalardan büyük başarılar elde eden kadın futbolcular, iş adamı Ferit Atmaca tarafından bir kafede yemekte ağırlandı. Yemeğin ardından iş adamı Fuat Erdil de oyunculara tatlı ikram etti.
Yüksekova Belediye Başkan Yardımcısı ve Yüksekova Belediyespor Kulüp Başkanı Fevzi Yıldırım, tüm kadın sporculara başarılar diledi.
Yemeğe Yüksekova Belediye Başkan Yardımcısı Fevzi Yıldırım ve Yüksekova Belediye Başkan Yardımcısı Kerim Bulut da katıldı.
Amasya Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesinde dün akşam personel ve hastalar içinde fasulye yemeği de bulunan menüden yedi. Çalışanlardan birisi yemeğin piştiği kazandan salyangoz çıktığını iddia ederek fotoğrafını çekip Türk Sağlık-Sen Amasya Şubesi yöneticilerine bildirdi. Yemeğin fotoğrafı sendikanın sosyal medya hesabından paylaşıldı.
“Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benziyor”
Tepki gösterdiği konuyla ilgili araştırma yapılmasını isteyen Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Şemsettin Dümen, “Bu Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benziyor. İdareciler daha önce de hiçbir önlem almamışlardır. Bu son noktadır” dedi.
Bin 800’ü personel olmak üzere yaklaşık 2 bin 500 kişinin hastane yemekhanesinde çalışanlar tarafından günlük yapılan yemeklerden yediğini anlatan Şemsettin Dümen, “Önlem alınmazsa konuyu sağlık çalışanları olarak yargıya taşıyacağız. Bu durum sadece çalışanların değil bütün Amasya’nın sağlığını etkiliyor. Aynı yemekten hastalarımız da, refakatçiler de yiyor” diye konuştu.
Amasya İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç ise yaptığı yazılı açıklamada, “Gerekli soruşturma yapılıp sonucunda kusuru ve ihmali olanlara gerekli cezai işlemler yapılacaktır. Adli ve idari tüm soruşturmalar yapılacak ve gerekli önlemler alınacaktır” ifadelerini kullandı.
Kars’ın sporuna verdiği destekle dikkatli üzerine çeken Selim’in AK Partili başarılı Başkanı Coşkun Altun, Doğubayazıt Spor karşılaşması öncesinde yeşil beyazlı ekiple yemekte buluştu. Altun, Kars 36 Spor’a 3. Lig yolunda başarılar diledi.
Selim ilçesinde bir kafeterya da Kars 36 Spor ağırlayan Başkan Altun, yeşil beyazlı ekibi ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Selim Belediye Başkanı Coşkun Altun, “Sizlerin başarısı ebetteki bizlerin başarısıdır. Tabi gönül isterdi ki imkanlarımız daha fazla olsun. Sizlerin gayretleri ile Kars 36 Sporumuzun daha üst liglere çıkacağına inanıyoruz. Selim Belediyesi olarak bizlerin verdiği destekler gibi Kars’taki ve Kars dışındaki her hemşerimizin de sizlerin bu emeği karşısında yanınızda olacağına canı gönülden inanıyoruz” dedi.
Altun, “Sizlerin gayretleri takdire şayandır. Sizlere başarılar diliyorum. İnşallah Kars 36 Spor’u daha üst liglerde görmek istiyoruz. Bunun içinde elimizden geldiğince yanınızda olmaya devam edeceğiz” dedi.
Kars 36 Spor yönetimi de Selim Belediye Başkanı Coşkun Altun’a nazik davetinden dolayı teşekkür etti. Sohbet ortamında geçen yemekte spor konuşuldu.