Etiket: yerli aşı

  • Yerli aşıda Faz-3 çalışması: Hiç yan etki görülmedi

    Yerli aşıda Faz-3 çalışması: Hiç yan etki görülmedi

    Kayseri Şehir Hastanesi’nde yerli koronavirüs aşısı TURKOVAC’ın uygulandığı 36 kişide herhangi bir yan etki görülmedi. Faz-3 çalışmasının devam ettiği 5 merkezden biri olan Kayseri Şehir Hastanesi’nde gönüllüler aşılanmaya devam ediyor.

    Şimdiye kadar 36 kişinin aşılandığını Kayseri Şehir Hastanesi’nde 650 kişi ise gönüllü olmak için başvuruda bulundu. Aşının uygulandığı 36 kişide herhangi bir yan etki görülmezken, Kayseri Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ayşin Kılınç Toker, sürecin güzel bir şekilde devam ettiğini dile getirdi.

    Toker, “TURKOVAC aşılamasına faz-3 çalışması şeklinde devam ediyoruz. Türkiye’de birçok merkezde de eş zamanlı olarak başladı. Şu ana kadar 650 başvurumuz mevcut. E-nabız üzerinden aşı randevusu alır gibi başvuru yapılabiliyor. Biz bu kişilere tek tek dönüş yapıyoruz.

    Kişilerin bu süreçte Covid geçirip geçirmediği ya da başka bir aşıyla normal aşı takviminde aşılanıp aşılanmadığı sorgulanıyor. Akabinde herhangi bir kronik hastalığı olup olmadığı, aşı için bir engeli olup olmadığı planlanıp, randevu vererek hastanemize çağırıyoruz.

    Şu ana kadar 36 gönüllümüzü TURKOVAC aşısı ile aşıladık ve herhangi bir yan etki görmedik. Süreç gayet güzel bir şekilde devam etti ve gönüllülerimiz gelmeye devam ediyor” diye konuştu.

    “VATANDAŞLARIMIZI AŞI GÖNÜLLÜSÜ OLMAYA DAVET EDİYORUM”

    Ayşin Kılınç Toker, “Pandemi uzun bir süredir devam ediyor ve edecek gibi de görünüyor. Bu nedenle aşılar devam eden ve tekrarlayan dozlarda gerekecek. Bu da ülke ekonomileri için önemli bir sıkıntı. Yabancı menşeili aşıların temini Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz bir şekilde yapılıyor ama eğer ülkemizde üretilen aşımızı aktif bir şekilde güven içerisinde kullanılabilir hale getirirsek bu ülke ekonomisi için güzel bir katkı oluşturacak.

    Ayrıca, kendi ürettiğimiz aşının tüm dünya çapında geçerlilik alabilmesi, faz-3 ve faz-4 aşamalarının güzel bir şekilde tamamlanabilmesi için bilime katkı amaçlı vatandaşlarımızı aşı gönüllüsü olmaya davet ediyorum” diye konuştu.

    TURKOVAC gönüllüsü 45 yaşındaki Erhan Çetin de, “1.5-2 senedir TURKOVAC aşısının gelmesini bekledim. Kendimi risklerden korudum. Sosyal mesafe, temizlik ve maske kurallarına dikkat ettim. Şimdiye kadar hastalanmamış herkesi TURKOVAC aşısı için gönüllü olmaya davet ediyorum” dedi.

  • Yerli aşı mı Çin aşısı mı? 168 gün sonra belli olacak

    Yerli aşı mı Çin aşısı mı? 168 gün sonra belli olacak

    Yerli Kovid-19 aşısı “Turkovac” için geçtiğimiz ay başlatılan Faz 3 çalışmasının ardından, bir yandan da Ankara ve İstanbul’da toplam 4 merkezde “üçüncü dozda Sinovac -Turkovac karşılaştırması” için Faz 2 araştırmalarına başlandı. İstanbul’da ilk gönüllülerin bu hafta kabul edildiği çalışmaya, 18-59 yaş arası iki doz Sinovac yaptırmış ve daha önce hiç Kovid-19 geçirmemiş kişiler kabul ediliyor. 220 katılımcının alınacağı çalışmada, üçüncü dozda hangi aşının daha güvenli ve etkin olduğunun belirlenmesi amaçlanıyor. Gönüllülere, üçüncü doz aşıları yapıldıktan sonra belli periyotlarla antikor düzeyleri ve olası yan etkileri yakından izlenecek, çalışmaya giren tüm gönüllüler 168 gün boyunca gözetimde tutulacak. “Çift kör” prensibine göre yürütülen çalışmada, kime hangi aşının yapıldığını ise 84. gününe kadar kimse bilmeyecek.

    Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ve Erciyes Üniversitesi iş birliği ile geliştirilen Türkiye’nin yerli Kovid-19 aşısı Turkovac’ın piyasaya çıkması için son viraj yürütülen iki çalışma ile aşılacak. Bunlardan biri, geçtiğimiz Haziran ayında 29 merkezde başlanan ve 40 binden fazla gönüllünün dahil edileceği Faz 3 araştırması. Bu çalışmaya hiç aşı olmamış 18-59 yaş arası kişiler kabul ediliyor. Gönüllülerin bir kısmına yerli aşı, bir kısmına diğer inaktif aşı Sinovac (Coronavac) uygulanıyor. Ancak burada, sadece Turkovac’ın etkinlik ve güvenliği değerlendirilecek.

    Diğer bir çalışma ise bu hafta İstanbul’dan da ilk gönüllülerin dahil edildiği “üçüncü dozda Sinovac-Turkovac” karşılaştırmasının yapılacağı Faz 2 araştırması. Her iki çalışma da yerli aşının piyasaya çıkabilmesi için önemli veriler sağlayacak. İstanbul’daki Faz 2 klinik araştırması, Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi, Kartal Şehir Hastanesi ile Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere üç merkezde yürütülüyor. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Fatma Yılmaz Karadağ, Sinovac-Turkovac etkinlik araştırması hakkında merak edilenleri anlatırken, çalışmada en çok 18-40 yaş arası genç yaş gönüllülere ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Başhekim Prof. Dr. Nurettin Yiyit ise yürütülen bu iki ayrı çalışma ile yerli aşının piyasaya çıkmaya bir adım daha yaklaşacağını belirtti.

    “AMAÇ İKİ AŞI ARASINDA FARK VAR MI BUNU TESPİT ETMEK”

    Doç. Dr. Karadağ, bu çalışmanın amacının Sinovac ile Turkovac arasında etkinlik, güvenlik ve antikor yanıtı açısından bir farkı olup, olmadığının belirlenmesinin amaçlandığını söyleyerek “Faz 2 çalışması şeklinde planlandı. Bu aşımızı neden BioNTech ile değil de Sinovac ile kıyaslıyoruz? Çünkü Sinovac da Turkovac da inaktif aşı. İki inaktif aşıyı kıyaslamak daha doğru. 220’ye yakın gönüllü dahil edilecek çalışmaya. Her merkezin en az 50 gönüllü alması yeterli dense de gönüllü sayısı ne kadar artarsa, çalışmamızın vereceği değerler de daha anlam ifade edecek” dedi.

    İKİ DOZ SİNOVAC AŞISINI OLANLAR KATILABİLECEK

    Doç. Dr. Fatma Yılmaz Karadağ, gönüllü olma kriterlerini ise şöyle özetledi:

    “Gönüllülerde aranan ilk şart, iki doz Sinovac aşısını yaptırmış olması ve daha önce Kovid hastalığı geçirmemiş olması. Ama başka kriterlerimiz de var. Örneğin altta yatan bir kanser öyküsü, uzun süreli bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanımı, gebelik, emzirme, kronik bazı hastalıklar örneğin MS gibi, başka bir aşı çalışmasına girmişse, gönüllü de olsa bu kişiler maalesef çalışmaya dahil edilmeyecekler. Ama diyelim ki gönüllü olduğu sırada kişi akut bir enfeksiyon geçiriyor. Ateşi var vs. Enfeksiyonu geçtikten sonra, bu kişiler çalışmaya dahil edilebilecek. Gönüllerimize geldikleri zaman ilk olarak kadınsa gebelik testi yapıyoruz. Ardından her gönüllüye aktif Kovid hastalığının olup olmadığının tespiti için PCR testi uygulanıyor. Her ikisinde de negatif sonuç alınmasıyla aşı uygulamamıza geçiyoruz.”

    “TÜM GÖNÜLLÜLER 168 GÜN BOYUNCA YAKINDAN İZLENECEK”

    Gönüllülere aşı uygulanmadan önce tansiyon, oksijen satürasyonu, ateş ölçümü gibi vital bulguların da kontrol edildiğini anlatan Doç. Dr. Karadağ, sürecin devamını şu şekilde anlattı:

    “Aşılamanın sıfırıncı gününde antikor düzeylerine de bakılıyor. Gönüller daha önce iki doz Sinovac aşısı olduğu için kanda yeteri kadar antikor var mı yok mu önce ona bakmamız gerekiyor. Aşı uygulandıktan sonraki birinci saatte, bu vital tablolar tekrar kontrol ediliyor. Herhangi bir problem yoksa evine gönül rahatlığı ile gönderiliyor. Ancak gönüllerimizi ilk 1 hafta boyunca her gün arıyoruz. Aşı olduktan sonra meydana gelebilecek herhangi bir olumsuz etki bizim için yan etki kategorisine giriyor ve bunların kaydedilmesi gerekiyor. İlk haftadan sonra ise haftada bir gün düzenli olarak aranıyorlar bir sıkıntıları var mı yok mu kaydetmek için. 168 gün boyunca bu şekilde izleniyor. Ayrıca acil bir durumda 7/24 bize ulaşabilmeleri için bir numara da veriliyor. Daha sonra gönüller 28, 84 ve 168. günde mutlaka hastaneye yüz yüze vizite davet ediliyor. Aynı tarihlerde tekrar antikor kontrolü de yapılıyor.”

    “KİME HANGİ AŞININ YAPILDIĞINI İLK ÜÇ AY KİMSE BİLMEYECEK”

    Aşı çalışmasının çift kör prensibiyle yürütüldüğüne de dikkat çeken Doç. Dr. Karadağ, “Yani kişi de, aşıyı uygulayan hemşire de, çalışmayı yapan hekim de hangi aşının kime uygulandığını bilmiyor. Aşılar kodlarla sisteme kaydediliyor. 84. güne kadar bu kodlar kırılmıyor. Dolayısıyla hangi gönüllüye Sinovac, hangisinde Turkovac uygulandığını hiç kimse bilmiyor. 84. gün kodlar açılıyor ve hem gönüllüler, hem de çalışmayı ekip hangi aşının kime uygulandığı öğreniyor. Bundan sonra da kıyas analizlerine başlanıyor. Bu çalışmaya gönüllü olarak girmenin en büyük avantajlarından birisi, aşılanmadan sonraki antikor düzeylerinin düzenli olarak ölçülmesi. 1 ay sonraki antikor düzeyi, 84. gün yani 3 ay sonraki antikor düzeyi, bunlara düzenli olarak bakılacak. Antikor titrelerindeki artış trendini görmek ya da hiç antikor geliştirmemişse bunu kaydetmek çalışma açısından önemli veriler sağlayacak” diye konuştu.

    “BU ÇALIŞMALAR YERLİ AŞININ PİYASAYA ÇIKMASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

    Başhekim ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nurettin Yiyit ise Turkovac aşısı ile ilgili iki ayrı faz çalışmasının yürütüldüğüne işaret ederek, “İki farklı çalışma aynı anda yürüyor. Bunlardan birisi, hiç hasta olmamış ve hiç aşı olmamışların dahil edildiği iki merkezde yürütülen Faz 3 klinik araştırması. Burada aşının etkinliği üzerine sonuçlar elde edilecek. Ankara Şehir Hastanesi ve Çam Sakura Şehir Hastanesi’nde yürütülüyor bu çalışma. Bizim merkezimiz, Kartal Şehir Hastanesi, Ümraniye Eğitim ve Araştırma ile yine Ankara Şehir Hastanesi’nde devam eden bu çalışma ise iki doz Sinovac olmuş, üzerine üçüncü doz aşısını olacaklar için yapılan çalışma. Buradan gelecek bilgilerle aşımızın tescillenmesi ve Faz 3’ün tamamlanması adına önemli kazanımlar elde edilecek” dedi.

    “E-NABIZ’DAN MESAJ GELDİ KATILDIM”

    Çalışmaya e-Nabız’dan gelen SMS üzerine dahil olarak İstanbul’un ilk gönüllülerinden biri olan tekstil işçisi Ramazan Ülkü (53), “İkinci doz aşımı olduktan sonra bana mesaj geldi. Çalışmaya katılmak üzere üçüncü doz aşımı olabileceğim şeklinde. Ben de hem üçüncü doz aşımı olmak, hem de bu çalışmaya katkıda bulunmak için gönüllü oldum. Kovid’e yakalanmamak için herkesin aşı olması gerekiyor.” diye konuştu.

  • Yerli VLP aşısında 2. doz uygulaması başladı

    Yerli VLP aşısında 2. doz uygulaması başladı

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Yerli VLP aşısı çalışmaları kapsamında Faz 2’de 1’inci doz aşılamalar tamamlandı, 2’nci dozlar uygulanmaya başlandı” dedi.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, SATEM Sinop Biyokütle Enerji Santrali açılışı ve Sinop Su Ürünleri İşletme, Şoklama ve Depolama Tesisi’nin temel atma, Keten müzesi projesi imza törenine katıldı. Ardından bir tekstil fabrikasına giden Bakan Varank burada işçilerle sohbet etti. Bakan Varank ziyaret sırasında ütü de yaptı.

    ‘ŞU ANA KADAR HERHANGİ BİR YAN ETKİ GÖZLENMEDİ’

    Törende konuşan Bakan Varank, “Bildiğiniz üzere TÜBİTAK Kovid-19 Türkiye Platformu aracılığıyla tüm Türkiye’den bilim insanlarımızın katkıları ile aşı geliştirme çalışmaları yürütüyoruz. Bunlardan bir tanesi de oldukça yenilikçi bir teknolojiye dayanan VLP aşı adayımız. Biliyorsunuz VLP aşısının ilk insan denemelerinde ben de gönüllü oldum. 26 Haziran’da VLP aşısında Faz 2 aşamasına geçmiştik. Faz 2’de 1’inci doz aşılamalar tamamlandı, 2’nci dozlar uygulanmaya başlandı. Hamdolsun şu ana kadar herhangi bir yan etki gözlenmedi. İkinci dozlar da uygulanıp gönüllülerden alınacak sonuçlar değerlendirildikten sonra inşallah son aşama olan Faz-3’e geçeceğiz. Tüm süreçler olumlu tamamlanırsa da yerli VLP aşımıza kavuşacağız. Covid-19 belasıyla mücadeleye Türkiye’den tüm dünyaya şifa olabilecek bir katkı sunmuş olacağız” dedi.

  • Yerli aşıda Faz-3 için gönüllü endişesi

    Yerli aşıda Faz-3 için gönüllü endişesi

    Koronavirüse karşı geliştirilen ve Faz-2 çalışmaları süren virüs benzeri parçacık (VLP) temelli yerli Covid-19 aşısında eylül ayında üretim ve Faz-3 aşamasına geçilecek. Aşıyı geliştiren Prof. Dr. İhsan Gürsel, Türkiye’de aşılama oranının artmasının Faz-3’te gönüllü bulmayı zorlaştırabileceğini söyledi.

    Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde öğretim üyesi Prof.Dr. İhsan Gürsel’in, eşi Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Prof. Dr. Mayda Gürsel ile TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında geliştirdiği yerli VLP aşısının Faz-2 çalışmaları sürüyor. Turcovac’tan sonra Türkiye’nin yaygın kullanıma en yakın ikinci aşısı olan VLP’de, 26 Haziran’da başlayan Faz-2 çalışmasında şimdiye kadar 200’ü aşkın gönüllüye ilk doz aşıları uygulandı. Prof. Dr. İhsan Gürsel, çalışmanın ilk ara sonuçlarını Ağustos ayının ortasında almayı planladıklarını söyledi. Prof. Dr. Gürsel, VLP aşısında Faz 3 aşamasının çok önemli olduğunu ve çalışmalara eylül ayında başlanabileceğini kaydetti.

    ‘FAZ-3’E EYLÜL’DE BAŞLAYABİLİRİZ’

    Prof. Dr. Gürsel, “Faz-3 çalışmasında karşılıklı bir çalışma yapmanız lazım. Etkinlik karşılaştırmanız lazım. Aşısız, antikor negatif gönüllüler olması lazım. Ya da tasarıma göre ilk başlarda hasta olmuş antikor yanıtları olan ya da olmayan hastalık veya aşı almış gönüllüler de dahil edilebilir. O zaman tek doz enjeksiyonla yeniden hatırlatma dozu da test edilebilir. Ancak bunların tasarlanması lazım. Bence üst yöneticilerin bu konuda bir an evvel yol haritasını hazırlayıp, bizim de bunu işletmeye koymamız lazım. Faz-3’e teorik olarak eylülde başlayabiliriz, hazırlıklarımız o yönde ve umudumuz o. Dediğim gibi ara sonuçlarımızın durumu bunu hem ürettiğimiz aşıyı hem elde ettiğimiz sonuçları hem bağımsız veri izleme komitesinin sunacağı raporu bir araya getirip, bunu Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na sunmak zorundayız. Süreç böyle. Denetçi kurum bütün bu verileri denetleyip uygunluk vermesi koşuluyla Faz-3’e başlayabileceğiz” diye konuştu.

    ‘ZORLAYICI OLACAK’

    Prof. Dr. İhsan Gürsel, VLP aşının Faz-3 çalışmalarında 30-40 bin gönüllü bulunması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:

    “Birçok kişi aşılanırsa Faz-3 için gönüllü miktarı yetersiz kalırsa Faz-3 çalışmalarını yapmanın değişik yöntemleri var. Aşılama bizim açımızdan sevindirici bir durum; çünkü pandeminin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Herkesin aşılanmasını ben de istiyorum. ‘Lütfen aşınızı olun’ diyorum. Hızla Türkiye’de aşılamanın devam etmesi çok sevindirici ancak bu durum bizim bu tip çalışmaları götürmemiz için engel ya da birazcık zorlayıcı durum olacak. Eğer Türkiye’de bu mümkün olmazsa uygun gönüllü bulunamazsa ve çoğu kişi aşılanırsa Faz-3 çalışmalarında aşıya bizler kadar ulaşamamış değişik ülkelerde de tasarlayıp yapmak mümkün.”

  • VLP temelli yerli aşıda Faz-2 aşaması başladı

    VLP temelli yerli aşıda Faz-2 aşaması başladı

    Covid-19’a karşı yerli olarak geliştirilen VLP temelli aşının Faz-2 aşaması İstanbul’da gönüllülere uygulanmaya başlandı.

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Covid-19’a karşı yerli olarak geliştirilen VLP temelli aşının Faz-2 aşaması için daha önceden başvurup kayıt yaptırmış olan gönüllüler aşılanmaya başladı.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK tarafından desteklenen, dünyanın en yenilikçi aşılarından olan VLP temelli aşının Faz-1 çalışması daha önce başarı ile sonuçlandırılmıştı. VLP aşısının Faz-2 aşamasının Ankara, İstanbul ve Kocaeli olmak üzere 3 merkezde yapılacağı duyurulmuştu. Ankara Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi ve Kocaeli Üniversitesi Hastanesinin ardından bugün Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nde de aşılama çalışmalarına başlandı. Aşılamaya 18-59 yaş arasında, ciddi kronik hastalığı olmayan, daha önce Covid-19 geçirmemiş ve başka bir Covid-19 aşısı yaptırmamış gönüllüler alınıyor.

    “VİRÜS BENZERİ PARÇACIKLARI VERİP HASTADA ANTİKOR OLUŞTURUYORUZ”

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Halit Çınarka, VLP aşışınım detaylarını anlattı. Çınarka, “Türkiye’nin aşısı. Yerli aşı geliştirme çalışmaları içerisinde. Öne çıkan aşılar Erciyes Üniversite’nin Turkovac aşısı, onlar 3’üncü fazdalar. TÜBİTAK’ın da şu an 2’nci fazını bugün yapacağımız VLP aşısı. VLP aşısı nedir dediğimizde bu yeni bir teknoloji. Virüsün parçacıklarını, proteinlerini alarak biz de bunu üretip gönüllüye verdiğimiz aşı da hastada antikor oluşturduğumuz bir yapıyı veriyoruz hastaya. Yani virüs benzeri parçacıkları verip hastada antikor oluşturuyoruz. Böylelikle virüsün bize geldiği zaman hücrelerin yapışacağı yerleri antikorun kapatması sayesinde hasta olmamayı sağlayacak bir teknoloji olarak söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

    “SONBAHARDA TÜRKİYE’NİN YERLİ AŞISINI TÜM DÜNYANIN KULLANIMINA SUNACAĞIMIZI İNŞALLAH MÜJDELEYELİM”

    Bugün 12 gönüllünün aşılanacağını belirten Doç. Dr. Çınarka, “1’inci fazı 38 gönüllü ile başarılı bir şekilde bitmişti. Şimdi 2’nci fazdayız. Buna Ankara’da başlanmıştı ilk. Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nde devam etti. Şimdi İstanbul’da 3’üncü ve son ayağındayız. Bugün 12 gönüllü ile başladık. Devam edeceğiz. Bize düşen gönüllü sayısı 60-70 kişi. Bazen 100 hastaya çıkabiliyoruz duruma göre. İnşallah Yedikule’deki bu Faz- 2 çalışmalarının tamamlanmasıyla başarılı bir şekilde Faz- 3’e geçebileceğimizi, sonbaharda da Türkiye’nin yerli aşısını tüm dünyanın kullanımına sunacağımızı inşallah müjdeleyelim. Normal şartlarda Temmuz ayının içerisinde Faz-2’nin bitmesini, Faz-2’nin başarısını gördüğümüz zaman Faz-3’e de Ağustos ayı içerisinde geçmeyi planlıyoruz. Yaklaşık 15 bin civarı bir gönüllü ile Faz-3’ü halledeceğiz inşallah” diye konuştu.

    “GÖNÜLLÜ OLMAK İÇİN DAHA ÖNCE KORONAVİRÜS HASTALIĞI GEÇİRMEMİŞ OLMAK VE HERHANGİ BİR AŞININ YAPILMAMIŞ OLMASI GEREKİYOR”

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dekanı ve Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Şefi Prof. Dr. Erdal Çetinkaya, daha önce hastalık geçirmemiş ve aşı olmamış vatandaşları yerli aşıya gönüllü olmaya davet etti. Çetinkaya, “Gönüllü olmak için daha önce Koronavirüs hastalığı geçirmemiş olmak ve herhangi bir aşının yapılmamış olması gerekiyor. 18 yaşından büyük herkes gönüllü olabilir. Başvurular direkt bize de yapabilirler ya da internet sayfasından başvurabilirler. Buradan herkesi aşıyı olmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “İNANCIM ÇOK YÜKSEKTİ, ÇOK ŞÜKÜR Kİ BAŞARDILAR”

    Yerli aşı olmak için Hadımköy ‘den gelen 39 yaşındaki Bayram Eskiköy ise, “Yerli aşıyı zaten Covid çıktığından beri bekliyordum. İlla ki bizim bilim insanlarımız, doktorlarımız, mutlaka başaracaklarına inanıyordum, inancım çok yüksekti. Çok şükür ki başardılar. Zaten duyar duymaz da katılma isteğinde bulundum. Çok şükür de kabul oldu yani. İlk olduğum için de çok sevinçliyim” dedi.

  • Yerli aşı Turkovac ne zaman kullanılacak? Merak edilen soruya yanıt

    Yerli aşı Turkovac ne zaman kullanılacak? Merak edilen soruya yanıt

    Türkiye’de koronavirüse karşı bağışıklık sağlayacak 14 yerli aşı projesinde çalışmalar sürerken, Faz-3 çalışmaları süren Turkovac’ın sonbahar öncesi kullanıma alınması hedefleniyor. Faz-2 aşamasındaki virüs benzeri parçacıklara dayalı (VLP) aşısında da yine sonbaharda üretim aşamasına geçilmesi amaçlanıyor. Diğer aşı projelerinde ise hayvan deneyleri ve klinik çalışmalar sürüyor.

    Türkiye, koronavirüse karşı yerli aşı geliştirme çalışmalarını sürdürüyor. 7’si Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB), 7’si Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) desteğinde toplam 14 yerli aşı projesi bulunuyor.

    TÜSEB tarafından desteklenen Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aykut Özdarendeli’nin yürütücülüğünde geliştirilen inaktif Covid-19 aşısında Faz-1 ve Faz-2 aşamaları başarıyla tamamlandıktan sonra Faz-3 aşmasına geçildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Turkovac’ olarak duyurduğu inaktif aşıda Faz-3 çalışması, 22 Haziran’da başladı. TÜSEB tarafından gerçekleştirilen Faz-3’te 40 bin 800 gönüllü aşılanacak. Türkiye’nin ilk yerli Covid-19 aşısı olan Turkovac’ın, sonbahar öncesi yaygın bağışıklamada kullanılması hedefleniyor.

    HAYVAN DENEYLERİ SÜRÜYOR

    TÜSEB tarafından desteklenen diğer aşı geliştirme projelerinde ise hayvan deneyleri ve Ar-Ge çalışmaları devam ediyor. Atatürk Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde devam eden 3 adet rekombinant teknoloji temelli Covid-19 aşı projeleri, hayvan deneyleri aşamasına geçti. Hayvan deneylerinin başarılı olması halinde yıl sonuna kadar Faz-1 aşamasına geçilmesi hedefleniyor. Marmara Üniversitesi bünyesinde yürütülen rekombinant teknoloji temelli aşı adayı ve Hacettepe Üniversitesi yürütücülüğünde devam eden peptit-protein teknoloji temelli 2 adet projede ise temel laboratuvar araştırması sürüyor. Formülasyonun başarılı olması durumunda hayvan deneyleri aşamasının planlanacağı belirtildi.

    Bunun yanı sıra Nanografi A.Ş. tarafından geliştirilen, nazal sprey aşı adayının ise Faz-1 aşamasında kullanılacak aşı serilerinin üretim çalışmaları ise sürüyor.

    VLP AŞIDA SONBAHARDA ÜRETİM

    TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında çalışmaları süren 7 aşı projesi arasında yaygın kullanıma en yakın olanı VLP Covid-19 aşısında Faz-2 aşamasına geçildi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Prof. Dr. Mayda Gürsel ile eşi Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. İhsan Gürsel tarafından geliştirilen VLP aşının Faz-2 çalışması, Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile birlikte 3 merkezde yürütülüyor. Toplam 330 gönüllü üzerinde yürütülecek Faz-2’nin ardından sonbaharda Faz-3 ile birlikte üretim aşamasına geçilmesi planlanıyor. VLP aşısının İngiliz mutasyonunu karşı etkili olacağı belirtildi. TÜBİTAK çatısı altındaki diğer aşı projelerinde ise hayvan deneyleri ile Ar-Ge ve klinik öncesi çalışmaların sürdüğü kaydedildi.

  • Yerli aşı ‘Turkovac’ın Faz-3 çalışması başladı

    Yerli aşı ‘Turkovac’ın Faz-3 çalışması başladı

    Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde (ERÜ) geliştirilen yerli Covid-19 aşısında Faz-3 çalışması başladı. Faz-3 kapsamında, ilk gönüllüye aşı uygulamasına video konferansla katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerli aşının adının ‘Turkovac’ olduğunu açıkladı.’ Turkovac’ın Faz-3 çalışmalarının Azerbaycan, Macaristan, Polonya ve Özbekistan’da da yürütüleceği öğrenildi.

    ERÜ bünyesindeki Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından koronavirüse karşı geliştirilen ve Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı tarafından desteklenen Covid-19 yerli aşısının Faz-1 çalışması 44, Faz-2 çalışması ise 250 gönüllü üzerinde yapıldı. Faz-2’nin raporlama aşamasının tamamlanmasının ardından yerli aşının Faz-3 çalışması başladı.

    KOCA: BU GURUR MİLLETİMİZE AİT

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli aşının üçüncü fazının ilk doz uygulamasına video konferans yöntemiyle katıldı. Ankara Şehir Hastanesi’nden aşılama programına katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bugün önemli bir ana tanıklık ediyoruz. Özellikle Türk aşısı çalışmalarının başlaması ile birlikte ilk virüsün izole edilmesi ile birlikte aşı çalışmaları ülkemizde başladı ve devamında Erciyes Üniversitesi’nden Aykut Özdarendeli hocamızın laboratuvarında aşı çalışması başlamış oldu. Faz-1 ve Faz-2 safhalarını geçti. Faz-1 ve Faz-2 safhaları ile birlikte aşının güvenirliğini, immun yanıtını görmüş olduk. Bugün ise Faz-3 safhasına gelen bir aşımız artık var. Bu milletimizin gururu, bu gurur milletimize ait. Bundan sonraki safhada Faz-3 döneminde gönüllülere yapılıp etkinliğini görmüş olacağız. Faz-3 safhasına gelen aşıda özellikle etkinliğini biz görmek istiyoruz, devamında yaygın kullanıma geçilmiş olacak” dedi.

    ERDOĞAN: TÜRKİYE YENİ DÖNEMİN KAPILARINI ARALAMAKTA

    Cumhurbaşkanı Erdoğan da ‘hayırlı olsun’ dileklerinde bulunarak, “Bu aşı hali hazırda ülkemizde en ileri düzeye ulaşmış bir çalışmadır. İlk yerli aşımızın bu seviyeye gelmesinde emeği geçen bilim insanlarımıza teşekkür ediyorum. Diğer aşı çalışmalarını yürüten bilim insanlarımızın çalışmalarının da en kısa sürede neticelenmesini diliyorum. 3’üncü fazının ilk uygulaması gerçekleştirilecek aşımız ile birlikte Türkiye artık bu hususta yeni bir dönemin kapılarını aralamaktadır. Salgın ile mücadelede dünyada bilinen en etkili ve yaygın araç aşılardır. Türkiye Çin ve Almanya başta olmak üzere somut neticeye ulaşan tüm aşıların tedariki ve uygulamasında oldukça ileri bir düzeydedir. İnşallah birkaç hafta içinde ülkemizdeki 18 yaş üzeri nüfusun tamamını aşılama kapsamına almış olacağız” diye konuştu.

    ‘SON DÖNEMECE GİRMİŞ BULUNUYORUZ’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın ile mücadele ve aşılamada mesafe katedildikçe kısıtlamaları da kaldırdıkları veya azalttıklarını belirterek, şunları söyledi:

    “Haziran ayı başı ile birlikte pek çok alanda milletimize rahat nefes aldıracak açılımları zaten başlatmıştık. Dün de kabine toplantımızın ardından temmuz ayı ile birlikte sokağa çıkma kısıtlamaları başta olmak üzere pek çok konuya ilişkin mücadelemizi ve müjdelerimizi milletimiz ile paylaştık. Dışarıdan tenin ettiğimiz aşılar önemli olmakla birlikte asıl olan kendi aşımızı üretmektir. Bu salgının daha ne kadar süreceği, daha ne kadar mutasyon geçireceği belirsizdir. Ülkemizi salgın cenderesinden bir an önce kurtarmak, milletimizin sağlığını ve refahını güvence altına almak için kendi aşımıza sahip olmamız kritik öneme sahiptir. Üçüncü faza geçilen bu çalışma ile artık kendi aşımıza sahip olma konusunda artık son dönemece girmiş bulunuyoruz. Bu aşamanın da ön görülen sürede tamamlanarak aşımızın seri üretimine ve yaygın kullanıma geçilmesini temenni ediyorum. Vatandaşlarımızı bir an önce aşılarını olarak kendilerini ve sevdiklerini bu musibetten koruma hususunda sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum. Bir kez daha bu çalışmanın hayırlı olmasını diliyorum, bilim insanlarımıza ve 3’üncü faz uygulamasına katılacak vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.”

    ADINI ERDOĞAN DUYURDU

    Bakan Koca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yerli aşının ismine dair görüşlerini sordu. Erdoğan, “Benim şahsen gönlümden geçen, hem ülkemizin tamamında dil noktasında kolaylık açısından ‘Turkovac’ ismi uygundur derim” dedi. Koca ise “Çok uygundur efendim. Hayırlı olsun. Biz de bu çerçevede hazırlıklarımızı hızlandıracağız” diye konuştu.

    Yapılan konuşmaların ardından Faz-3 kapsamında ilk doz uygulaması, gönüllüye yapıldı.

    ‘DÜNYA TIBBINA KAZANDIRMIŞ OLACAĞIZ’

    Bilim Kurulu üyesi olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal da “Türkiye’de böyle bir aşı yapmaktan, gelişmesine katkıda bulunmaktan biz de çok gurur duyuyoruz. Çin aşısının Faz-3’ünü Türkiye büyük bir başarıyla gerçekleştirdi ve dünyanın saygın bir dergisinde yayımladı. İnşallah en kısa süre içinde bu çalışmamızı da bitirip bu aşımızı iyi bir yayınla dünya tıbbına kazandırmış olacağız. Milletimize, dünyamıza hayırlı olsun” dedi.

    ‘YATIRIMIN MEYVELERİNİ TOPLUYORUZ’

    ERÜ Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aykut Özdarendeli de “2013 yılında devletimizin yaptığı yatırımın meyvelerini topluyoruz. Sadece pandemi döneminde değil aynı zamanda gelecekte ortaya çıkabilecek hastalıklar açısından da çok iyi bir deneyim ve altyapıya sahip olduğumuzu söylemek isterim” diye konuştu.

    Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkan Prof. Dr. Erhan Akdoğan ise aşı çalışmalarına gerekli desteği sağladıklarını kaydetti.

    4 ÜLKEDE DAHA FAZ-3 ÇALIŞMASI

    Öte yandan ‘Turkovac’ın Faz-3 çalışmalarının Azerbaycan, Macaristan, Polonya ve Özbekistan’da da yürütüleceği öğrenildi.

  • Erdoğan duyurdu: Tüm insanlıkla paylaşacağız

    Erdoğan duyurdu: Tüm insanlıkla paylaşacağız

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nda konuştu. “Dünya 5’ten büyüktür” ifadesini yenileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “8 milyar insanın kaderi BM Daimi Üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamaz” açıklamasını yaptı. Koronavirüs aşısına erişimdeki probleme de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli koronavirüs aşısı tamamlanınca tüm insanlıkla paylaşılacağının altını çizdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

    Dünyaca ünlü Antalyamızda sizleri Türk misafirperverliği ile ağırlamanın bahtiyarlığı içindeyim. Foruma Antalya’nın ev sahipliği yapması tesadüf değildir. Antalya insanlık tarihine yön vermiş, kıtaların kavşak noktası Akdeniz’in en güzel şehirlerinden biridir. Farklı kültürlerin ortak yurdudur. Buradan vereceğimiz dostluk, diyalog mesajları bölgemizle birlikte tüm dünyaya dalga dalga yayılacaktır. Hem Antalya’nın güzelliklerini görme hem de güvenli turizm sertifikası programının uygulamalarına şahitlik etmiş olacaksınız. 2020’de 16 milyon turisti sorunsuz şekilde ağırladık. 2021’de sistemin kapsamını daha da genişleterek, misafirlerimizin huzurla tatil yapabilmelerini mümkün kıldık.

    “İŞ BİRLİĞİ, YERİNİ KORUMACI POLİTİKALARA BIRAKTI”

    Dijital diplomasi de bu dönemin kazanımlarından biri. Sıcak çatışmaların yıllarca devam ettiği günümüzde diplomasinin açtığı kulvarlara ihtiyaç artıyor. Uluslararası toplum salgının yıkıcı etkilerini yönetmede iyi bir imtihan veremedi. Tropik adalardan Sibirya’ya kadar en ücra yerleri dahi etkileyen salgın karşısında işbirliği, yerini korumacı politikalara bıraktı. Afrikalı kardeşlerimiz, Asyalı, Latin Amerikalı dostlarımız kaderlerine terk edildi. Birçok ülkede toplumsal huzursuzlukların nüksetmesi, Akdeniz’de ölümlerin artması bunun en çarpıcı örneklerinden.

    “YERLİ AŞIMIZI TÜM İNSANLIKLA PAYLAŞACAĞIZ”

    Türkiye olarak ‘dost kötü günde çağrılmadan gidendir’ inancı ile imdada koşmaya çalıştık. 158 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa sağlık malzemesi gönderdik. Yerli aşı tamamlanınca tüm insanlıkla paylaşacağız.

    “DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR”

    Küresel sistemin inşa edildiği ana yapılar mevcut hali ile çözümün değil sorunun bir parçasıdır. Bu kurumsal yapılarla 21. yüzyıl yolculuğumuzu devam ettiremeyiz. “Dünya 5’ten büyüktür” sancağı altında yürüttüğümüz mücadelenin gayesi yeniyi kucaklamaktır. 8 milyar insanın kaderi BM Daimi Üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamaz. Adaletin bulunmadığı yerde, çatışma, gerilim ve zulüm eksik olmaz. Hem vatandaşlarımızın hem evlatlarımızın hem de insanlığın geleceği adına hakkı ve adaleti savunmaya devam ediyoruz. Bunun uzun, yorucu ve çetin bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Sabrın acı, meyvesinin ise tatlı olduğunu gayet iyi biliyoruz. Siz dostlarımızın bu konuda aynı hissiyatı taşıdığına inanıyoruz.

    “DEAŞ’IN VARLIĞINA SON VERDİK”

    DEAŞ’ın Suriye’deki varlığına son vererek, Avrupa ve dünyanın güvenliğine de katkı sağladık. DEAŞ’ın 4500 mensubunu biz etkisiz hale getirdik. Bugüne kadar 430 bin Suriyelinin topraklarına dönüşünü temin ettik. İdlib’de briket ev inşası projeleri ile destek veriyoruz. Onları çadırlardan kurtarıyoruz. Karşılaştığımız sıkıntıları buradaki pek çok dostumuz yakinen biliyor. Güney sınırımız boyunca terör devleti kurulmaya çalışıldı. Birkaç göstermelik operasyon dışında hiçbir kararlı adım atılmadı. Terörün her türlüsüyle mücadele, dünyaya hukuk dersi verenler başta olmak üzere herkesin görevidir. Suriye’de barış ve istikrar sadece Türkiye’nin değil, hepimizin sorumluluğudur. Libya hükümeti ile dayanışmamız ülkede yeni başlangıca giden yolu açtı. Libya’da kalkınmaya yönelik desteğin bu kritik süreçte artırılması önem arz ediyor.

    “DOĞU AKDENİZ KONFERANSI TEKLİFİMİZ HALA GEÇERLİ”

    Doğu Akdeniz Konferansı teklifimiz hala geçerlidir. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının işbirliğine vesile olması bizlerin elindedir. Yunanistan’la son dönemde yakaladığımız ivmeden memnuniyet duyuyoruz.

    Türkiye 2200 yılı aşan mazisi ile dünyanın en köklü devlet geleneğine sahip devletlerden biridir.

  • TÜBİTAK yerli aşı için tarih verdi

    TÜBİTAK yerli aşı için tarih verdi

    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, koronavirüse karşı Türkiye’de geliştirilen VLP aşısının, Kasım ayında kullanılır hale geleceğini açıkladı. Ağustos ayında Faz 3 çalışmalarına başlayacaklarını ifade eden Prof. Dr. Mandal, yerli aşının hem orjinal Vuhan virüsüne hem de İngiliz varyantına karşı etkili olacağını belirtti.

    Türkiye Covid-19 Platformu tarafından, TÜBİTAK’ta virüse karşı yerli aşı üzerine çalışmalar devam ediyor.

    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, sürdürülen aşı çalışmalarıyla ilgili aktardığı bilgide, virüse karşı 7 aşı çalışmasının devam ettiğini, 436 araştırmacı ile 49 farklı kuruluşun güçlerini birleştirdiğini aktardı.

    VLP aşısının kasım ayına kadar kullanıma hazır olmasının beklendiğini belirten Prof. Dr. Mandal, VLP’de varyasyonlara karşı aşı çalışması yaptıklarını, İngiliz varyantına karşı aşı geliştirildiğini vurgulayarak, “Faz- 2 çalışmasında hem orijinal Vuhan virüsü ile hem de İngiliz varyantı ile beraber çalışılacak. Dolayısıyla ülkemizde kullanılan aşılardan birinde, İngiliz varyantına da göre geliştirilmiş aşı da eş zamanlı olarak Faz- 2’de kullanılmış olacak.

    480 gönüllü var, gönüllülerimize teşekkürler, sağ olsunlar. Kasım- aralık aylarında her şey planlanmış şekilde ilerlerse, acil kullanım izni verildiği takdirde ülkemizin kendi milli ve yerli aşısını kullanır hale getirmiş olacağız. İki aşı adayımız daha var. Bunlardan biri yenilikçi inaktif aşı adayı, o da şu an Faz- 1 çalışmalarını tamamlamak üzere. Diğeri de vektör tabanlı, adenovirüs tabanlı virüs aşımız. O da Faz- 1 çalışmalarına başlama aşamasında”

    “BİZİM İLK YAPIYOR OLMAMIZIN ÇOK KRİTİK BİR ÖNEMİ VAR”

    Prof. Dr. Hasan Mandal, Mart 2020 sonu itibarıyla Türkiye’deki aşı ve ilaç çalışmalarında yetkinlikleri bir araya getirdiklerini ve Covid -19 Türkiye Platformu altında çalışma başlattıklarını hatırlattı.

    Prof. Dr. Mandal, “Yoksa bu kadar kısa sürede aşı çalışmalarının hücreden klinik aşamaya gelmesi, Faz- 2 aşamasına gelmesi çok güçtü. 7 aşı çalışmasından 3’ünde Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank ve benim de gönüllü olarak yer aldığımız, virüs benzeri parçacıklar (VLP) aşımızda Faz- 1 çalışmaları tamamlandı.

    Şu an elde edilen tüm sonuçların son tetkikleri yapılıyor ve Sağlık Bakanlığımızın ilgili kuruluşuna Faz- 2 için başvuru bu ayın hafta sonu itibarıyla gerçekleşmiş olacak. Planımız yine 10 Haziran tarihi itibari ile Faz- 2 çalışmasına başlamak. VLP aşısı dünyada oldukça yenilikçi bir aşı türü. Dünyada sadece 4 tane araştırma çalışması var. Daha hiçbiri kullanıma dönüşmedi. Bizim ilk yapıyor olmamızın çok kritik bir önemi var. Hedefimiz ağustos ayında Faz 3’e başlanılması” diye konuştu.

    “TÜRKİYE AŞI ÜRETEN VE SUNAN BİR ÜLKE HALİNE GELECEK”

    Dünyada onaylanan ilk koronavirüs aşısını geliştiren Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin ile sadece pandemi sürecine yönelik değil, farklı konulardaki aşı araştırmalarıyla ilgili de görüşmeyi sürdürdüklerini dile getiren Prof. Dr. Hasan Mandal, “Uğur Hocamızla Nisan 2020 yılından beri iletişim halindeyiz. Uğur Hocamızın yetkinlik alanı kanser aşıları, o konuyla ilgili de görüşüyoruz.

    Çok kıymetli bilim insanlarımız var, kendilerine teşekkür ederiz. Türkiye aşı ithal edecek bir ülke değil, aşıyı geliştiren, üreten ve dünyaya sunan bir ülke haline gelecek. Pandemide daha yönetebilir bir durumdayız. Farklı ihtiyaçlara yönelik aşı çalışmalarında da Türkiye’nin merkez bir ülke olması hedefindeyiz. Bu kapsamda da Uğur Hocamızla geleceğe yönelik çalışacağız. Araştırma temelli görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.

  • Yerli aşı için gönüllü aranıyor

    Yerli aşı için gönüllü aranıyor

    VLP teknolojisiyle üretilen yerli Covid aşısının Faz 2 aşaması için gönüllü arandığı duyuruldu.

    Covid-19’a karşı geliştirilen ve en yenilikçi aşı yöntemlerinden biri kabul edilen virüs benzeri parçacıklara dayalı (VLP) aşısında insan denemelerinin Faz 2 aşaması yakında başlıyor. TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformu çatısı altında çalışmaları süren yerli VLP temelli aşının yeni aşaması için en az 480 gönüllü aranıyor.

    VLP aşı adayının klinik araştırma Faz 1 çalışmasında gönüllü olarak aşı olan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Faz 2 için çağrı yaptı.

    Bakan Varank, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “En yenilikçi aşı adayımızda Faz 1 aşamasını başarıyla tamamladık. Benim de gönüllüsü olduğum VLP aşısının Faz 2 aşaması için şartları sağlayan gönüllüler arıyoruz. Aşımızın dünyaya şifa olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.