Etiket: yerli aşı

  • Yerli aşıda yeni gelişme: Rapor bakanlıkta

    Yerli aşıda yeni gelişme: Rapor bakanlıkta

    Türkiye’de corona virüse karşı geliştirilen yerli aşılar arasında insan deneylerine başlanan ilk aşının çalışmalarının yürütüldüğü Kayseri Erciyes Üniversitesi (ERÜ) İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (İKUM) Faz-2’nin rapor sonuçları Sağlık Bakanlığı’na teslim edildi.

    ERÜ bünyesindeki Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERAGEM) ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKUM) tarafından corona virüse karşı geliştirilen ve Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nca (TÜSEB) desteklenen Covid-19 yerli aşısının Faz-1 çalışması, 44 gönüllü üzerinde yapıldı.

    İnaktif aşının Faz-2 çalışması, 10 Şubat’ta 250 gönüllü üzerinde başladı ve 9 Mart’ta tamamlandı.

    Faz-2 çalışmasında elde edilen sonuçların raporlanması süreci tamamlandı.

    Elde edilen raporların sonuçları Sağlık Bakanlığı’na teslim edildi. Raporlanan verilerin sonuçlarının Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanacağı öğrenildi. Ardından ise, Faz-3 aşamasına başlanacağı belirtildi.

    Konuyla ilgili açıklama yapan ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, şu ifadeleri kullandı:

    “Yerli aşıda faz-2 çalışmamız bitti. Çok şükür ki, çok güzel sonuçlar elde ettik. Nisan ayı sonu itibariyle Sağlık Bakanlığımıza raporlayacağımızı ifade etmiştik ve raporladık. Çok güzel sonuçlar elde ettik. Yerli aşı çalışmamız Sağlık Bakanlığı ve TUSEB’in desteğiyle yürüttüğümüz bir çalışmadır. Sağlık Bakanlığı ve TUSEB koordinasyonunda Faz-3 çalışmaları da başladı. İnşallah en kısa zamanda Faz-3 çalışmaları da tamamlanır ve bir an önce yerli aşımıza kavuşuruz.

    Faz-3 çalışmaları sonucunda dozlamalarda yapıldıktan sonra hastaneye yatma oranı, hasta olma oranı gibi birçok oranlara bakılacak” diyen Çalış, “Faz-1 çalışmaları daha çok yan etkiyle alakalı çalışmalardır. Orada ciddi bir yan etki görülmedi ve daha sonra faz-2 çalışmasına geçmiştik. Faz-1’de etkinliğe bakılmıştı ama asıl yan etki bakımından ve güvenlik bakımından çok önemliydi. Faz-2 aşaması etkinlik aşamasından çok önemliydi. Faz-2’de beklediğimizin üstünde çok daha iyi sonuçlar elde ettik. Çok gururlandık ve bizi çok mutlu etti. Bunu da Sağlık Bakanlığı’na raporlamış olduk. Faz-3 çalışmaları sonucunda dozlamalarda yapıldıktan sonra hastaneye yatma oranı, hasta olma oranı gibi birçok oranlara bakılacak. Sonrasında da inşallah kısa sürede faz-3 çalışması da başarılı geçer diye ümit ediyoruz ve bir an önce yerli aşımıza geçeriz.”

  • Yerli aşının Faz-3 aşamasında yeni karar

    Yerli aşının Faz-3 aşamasında yeni karar

    Türkiye’de koronavirüse karşı geliştirilen yerli aşılar arasında insan deneylerine ilk başlanan ve Faz-1 ile Faz-2 aşaması tamamlanan Covid-19 aşısının Faz-3 aşamasında plasebo (boş aşı) yerine Sinovac aşısı kullanılacak. Böylece, Kayseri Erciyes Üniversitesi’nce (ERÜ) koronavirüse karşı geliştirilen yerli aşının etkinliğinin yanında Çin aşısına göre de koruyuculuğu karşılaştırılmış olacak.

    ERÜ bünyesindeki Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERAGEM) ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKUM) tarafından koronavirüse karşı geliştirilen ve Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından desteklenen Covid-19 yerli aşısının Faz-1 çalışması, 44 gönüllü üzerinde yapıldı. İnaktif aşının şubat ayında başlayan Faz-2 çalışması ise 9 Nisan’da tamamlandı. 250 gönüllü üzerinde yapılan Faz-2’nin raporlama çalışmasında ise son aşamaya gelindi. Bu ay sonunda yerli aşının Faz-3 çalışmasının başlaması planlanıyor.

    SİNOVAC KULLANILACAK

    Yerli aşının Faz-3 aşamasında gönüllülerin bir kısmına plosebo yerine Türkiye’de yaygın kullanımda olan Çin’in Sinovac aşısı kullanılacak. Çalışmada gönüllü olacak benzer gruptaki kişilerin bir kısmına yerli aşı bir kısmına ise Sinovac aşısı uygulanacak. Böylece yerli aşının etkinliğinin yanında aynı şekilde inaktif olan Sinovac aşısına karşı da koruyuculuğu karşılaştırılmış olacak. Aynı zamanda Faz-3 aşamasında gönüllü olan herkesin aşılanması da sağlanacak.

    ‘KABUL EDİLEBİLİR BİR YÖNTEM’

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Sağlık Bakanlığı’nın bu kararını  değerlendirdi. Yapılan bu çalışmanın normal bir şey olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ceyhan, “Biz neticede Sinovac benzeri bir inaktif aşı yapıyoruz. Başka bir inaktif aşı ile karşılaştırmak kabul edilebilir bir yöntem. Hatta elinizde aşı var ise bir gruba da Biontech aşısı verebilirsiniz. Faz-3 çalışmalarında on binlerce vaka kullanmak zorundasınız, her gruba 30-40 bin aşı uygulamanız lazım. Vaka sayısının azalması güvenilirliğini azaltır” diye konuştu.

    ‘BEN OLSAM İLK PLASEBO İLE KARŞILAŞTIRIRIM’

    Prof. Dr. Ceyhan, öte yandan kişisel fikrinin yeni çıkan bir aşının daha çok plasebo ile karşılaştırılması gerektiği yönünde olduğunu da vurgulayarak, “Yani bir aşı geliştirdiniz ve ilk defa kullanılacak. Burada sizin önce ispatlamanız gereken bu aşının etkin olup olmadığı. Biz önce yeni çıkmış bir üründe plasebo ile yapılmış çalışmaları tercih ederiz; çünkü etkinliği bilinmiyor. Ancak bir süre kullandıktan sonra ‘Sinovac mı etkili bu mu etkili, etki farkı var mı’ diye merak ediyorsak, Sinovac ile karşılaştırarak bir çalışma yaparız. Ben olsam ilk Faz-3 çalışmasını plasebo ile karşılaştırarak yaparım. Kullanıma başlayıp, ruhsat aldıktan sonra başka bir aşıyla karşılaştırılabilir. ‘İki soruya aynı anda cevap bulalım’ diye Faz-3 çalışmasını Sinovac ile yapmak çok doğru değil” dedi.

    ‘YETERLİ OLMAZ’

    Prof. Dr. Ceyhan, üretilen aşının etkinlik oranını tespit etmek ve hangi aşının daha etkin olduğunu belirlemek için plasebo, Sinovac ve yerli aşı grubu şeklinde 3 grup da oluşturulabileceğini belirtti. Ceyhan, “Sonuçların güvenilir olması için, 100 binin üzerinde gönüllü olması lazım” diye konuştu. Prof. Dr. Ceyhan, yerli aşının seri üretime geçip, başka ülkelere satılması yönünde bir hedef varsa Sinovac ile yapılan araştırmaların yeterli olmayacağını kaydetti.

    Yerli aşının, Faz-3 aşaması tamamlandıktan sonra sonbahar gibi acil kullanım onayı alarak yaygın kullanımına başlanacağı belirtildi.

  • TÜBİTAK Başkanı’ndan gönüllü olun çağrısı

    TÜBİTAK Başkanı’ndan gönüllü olun çağrısı

    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, yerli aşıya güvenilmesini, faz 2 ve faz 3 aşamasında gönüllü olunmasını isteyerek, “Ben Türkiye’deki vatandaşlarımızı ülkemizde geliştirilen aşılarda gönüllü olmaya davet ediyorum” dedi.

    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, geliştirilen yerli aşının koruma ve antikor oluşturma boyutunun çok yüksek olduğunu söyledi. Geliştirilen aşıda yan etki olmadığını belirten Prof. Dr. Mandal, “TÜBİTAK tarafından koordine edilen 17 proje var. 7 aşı çalışmasından 3 tanesi daha ön planda geldi. Bunlardan bir tanesi yakın zamanda yer alan virüs benzeri parçacık ve bunun en belirgin özelliği de dünyada henüz Covid-19 tedavisinde kullanılan bir VLP aşısı yok. Türkiye’nin buradaki yeniliği sadece kendi ülkemiz için değil, dünya için de bir yenilik noktasında ve bu da Dünya Sağlık Örgütü listesine girmiş durumda. VLP aşısının özelliği virüsün 4 proteinine karşı geliştirildi. Dünyadaki diğer 4 VLP aşısından 3’ü sadece bir bölgesine yönelik geliştirilen, bizdeki ise güvenirliliği ve etkisi noktasında koruma ve antikor oluşturma boyutu çok yüksek. 1 ay içerisinde de İngiliz varyasyonuna karşı tasarım hemen yenilendi. Faz 1 çalışmalarında bu hafta sona ulaşılıyor. Yan etki olmadı. Bu da güzel bir gelişme” dedi.

    ‘SÜRECİN ŞEFFAF YÖNETİLMESİ ÖNEMLİ’

    Yerli aşıya güvenilirlik konusunda vatandaşları gönüllü olmaya davet eden Prof. Dr. Mandal, şöyle konuştu:

    “Sürecin şeffaf yönetilmesi önemlidir. ‘Bu aşı nedir?’ ‘Bununla ilgili gerekli bilgi var mı?’ ‘Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde yayınlanabilecek boyutta mı?’, Sayın Bakanımız ve ben kamuoyunda paylaşıyoruz. En önemli güven noktası faz 1, en riskli boyut ve bu aşı hiç test edilmemiş ve güvenirliliği test edilecek ortamda biz gönüllü olduk. Ben şunu söylüyorum; yeterince verileri şeffaf paylaşıldığı sürece biz bunu yaptığımızı ve yapacağımızı söylüyoruz. Ben aşılara güvenilmesini ve özellikle faz 2 aşamasında gönüllüler olacak, faz 3 de yine aynı inşallah. Dolayısıyla ben Türkiye’deki vatandaşlarımızı ülkemizdeki geliştirilen aşılarda gönüllü olmaya davet ediyorum.”

    ‘KENDİMİZİN ÖNCÜ OLABİLECEĞİ TASARIMLARIN YAPIYORUZ’

    Sadece dünyayı takip etmediklerini, öncü olabilecek tasarımlar yaptıklarını da ifade eden Prof. Dr. Mandal, “Biz şu an Covid-19 Türkiye Platformu olarak aşılarımızın tümü, yani 7’si de dünyada bir kopyası olarak tasarlanmadı. İsmi aynı olabilir. Biz yenilikçi diyoruz. İçerisinde kullandığımız etkilerini arttıran madde sadece bizim kendi aşılarımızda var. Biz sadece dünyayı takip etmiyoruz. Kendimizin öncü olabileceği tasarımlarımızı yapıyoruz. Klinik öncesi çalışmalarımızda bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini gösterdi. Faz çalışmalarında da o şekilde ilerliyoruz” ifadelerini kullandı

  • Yerli aşı için tarihi açıkladı

    Yerli aşı için tarihi açıkladı

    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, VLP aşısıyla ilgili yaptığı açıklamada “Bu ayın sonunda da inşallah her bir çalışma doğru gittiğinde Faz 2 çalışmasına geçmiş olacağız” dedi.

    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü’ndeki yerli aşı çalışmalarıyla ilgili açıklama yaptı.

    VLP aşısıyla ilgili çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Hasan Mandal’ın sözleri şu şekilde:

    Biliyorsunuz pandemi ilk başladığı dönemlerinde başlatılmış olan Türkiye’deki aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarına yönelik, 436 araştırmacının bir araya geldiği ilaç ve aşı platformu oluşturmuştuk.

    Bugün yine geldiğimiz aşamalarda 17 projemizin, 7 tanesi aşı projemiz. 3’ü ön planda giden aşılarımız. Bunlardan birincisi olan VLP aşımızla ilgili yakın zamanda sayın Bakanımız da paylaştılar. Ben ve kendileri faz 1’de gönüllü olmuştu. İnşallah bu haftanın sonunda biz de ikinci dozlarımızı olacağız. Bu ay sonunda da faz 2’ye geçmiş olacağız. Sonrasında da Ağustos aylarında faz 3 çalışmalarına başlayabilmeyi ve yıl sonunda da insanlığın kullanımına açmayı planlıyoruz.

    VLP aşımızın yenilikçi özelliği var. VLP aşısındaki özellik, virüsü taklit ediyor ama insanlarımızı bu enfeksiyona karşı koruma amaçlı olarak.
    Bu sürecin diğer aşaması olan ilaç ve diğer tedavi yöntemlerinde de iki yeni molekül, başka hastalıklarda kullanılan molekül, koronavirüs tedavisinde faz 2 çalışmalarına başlıyor.

    VARYANTA KARŞI ETKİLİ

    Özellikle VLP aşımızda mutantlara karşı etkililiği, tasarımı buna göre yağıldı. faz 2’de İngiliz varyantına karşı geliştirildi. Biz bir yılda 10 yıllık çalışmayı bir yıla indirdik. Geliştirdiğimiz aşılar Vuhan virüsüne karşı değil hem ingiliz hem de diğer mutantlara karşı geliştirilmesi çok muhtemel aşılar.

    YERLİ KORONAVİRÜS İLACI İÇİN TARİH VERDİ

    Birisi, Ankara Üniversitesi’nde geliştirilen ilaç tedavisi. Diğeri Bahçeşehir Üniversitesi’nde geliştirilen bir ilaç. Bu ilaçların da mevcut tedavi yöntemlerine göre çok daha etkili olduğunu gözlemledik.

    Hedef Ağustos ayında iki ilacı da insanlarımızın kullanımına sunulmuş olmasını bekliyoruz.

  • Yerli aşıda son aşamaya gelindi

    Yerli aşıda son aşamaya gelindi

    Türkiye’de koronavirüse karşı geliştirilen yerli aşının Faz-3 çalışmaları, nisan ayının sonunda başlayacak. Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çalış, “İnşallah nisan ayının sonunda Faz-3 aşamasına geçeriz diye ümit ediyoruz” dedi.

    Türkiye’de yerli koronavirüs aşısının Faz-3 çalışmaları için başlangıç tarihi belli oldu.

    Erciyes Üniversitesi tarafından Covid-19’a karşı geliştirilen aşı adayı ile ilgili olarak çalışmaların aralıksız olarak sürdürüldüğünü söyleyen Rektör Prof. Dr. Çalış konuya ilişkin açıklamada bulundu.

    Çalış, açıklamasında “Aşı adayımızda Faz-1 aşaması daha çok güvenlik aşaması ile ilgiliydi ve başarı ile tamamlandı. Faz-2 aşamasında birinci ve ikinci doz çalışmaları bitti ve gönüllülerden aldığımız kan örneklerinin sonuçlarını değerlendiriyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “FAZ-3 ÇALIŞMALARI, NİSAN AYININ SONUNDA BAŞLAYACAK”

    “Özellikle kan örneklerinde etkinlik parametrelerinde antikor oluşumu ve diğer parametrelere bakılarak, inşallah nisan ayının sonunda etkinlik sonuçlarını Sağlık Bakanlığı ile Denetleme Kurulu ve Etik Kuruluna raporlayacağız. Sonrasında da inşallah Faz-3 aşamasına geçeriz diye ümit ediyoruz” diyen Rektör Çalış, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Sanayi Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın ziyaretinin araştırmacılar için büyük bir moral olduğunu söyledi.

    Bakan Akar ve Bakan Varank’a aşı çalışmaları ile ilgili olarak bilgiler aktardıklarını ifade eden Rektör Çalış, “Kendilerine İyi Klinik Araştırma Merkezimiz, faz çalışmalarının yapıldığı merkezimiz, burayı gezdirdik ve bilgiler verdik. Bu ziyaret hem bize hem de çalışmaları yürüten akademisyenlerimize moral oldu” ifadesini kullandı.

    İyi Klinik Araştırma Merkezi hakkında bilgi de veren Rektör Çalış, “İyi Klinik Araştırma Merkezimizde Prof. Dr. Aykut Özdarendeli hocamızın başkanlığında 8 öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi bulunuyor. 8 kişilik çekirdek ekip Covid-19 aşı çalışmalarını yürütüyor. İyi Klinik Araştırma Merkezimizde yaklaşık 30 kişilik ekip var. Araştırmacı öğretim üyesi hocalarımız ile birlikte 38 kişilik bir ekip gece gündüz çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

  • Yerli aşıda Faz-2’nin ilk sonuçları

    Yerli aşıda Faz-2’nin ilk sonuçları

    Türkiye’de koronavirüse karşı ilk Erciyes Üniversitesi’nde geliştirilen yerli Covid-19 aşı adayının 250 gönüllü üzerinde uygulanan Faz-2 çalışmasında raporlama süreci devam ediyor. Raporlama çalışmasında görev alan ERÜ Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Yıldız, “Yaptığımız ilk incelemelerde Çin aşısında gördüğümüz klasik yan etkileri yerli aşıda da görüyoruz; aşı yapılan yerde ağrı, kızarıklık, şişlik olabiliyor” dedi.

    ERÜ bünyesindeki Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERAGEM) ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKUM) tarafından koronavirüse karşı geliştirilen ve Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nca (TÜSEB) desteklenen Covid-19 yerli aşısının Faz-1 çalışması ardından Faz-2’de de gönüllü uygulaması tamamlandı. 250 gönüllü üzerinde yapılan uygulamaya ilişkin raporlanma süreci devam ediyor. Yerli aşı adayının raporlama çalışmasında görev alan Prof. Dr. Orhan Yıldız, aşılama yapılan gönüllülerde kapsamlı değerlendirme yapıldığını belirterek, “Aşılama yapıldıktan sonra gönüllülerin 2-3 hafta takip edilmesi gerekiyor. Bu kişilerde herhangi bir yan etki çıkacak mı? Aşılama yapılanlarda ne gibi etki olacak? Hepsinin bütün olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Faz-2’nin değerlendirmesini Ramazan Bayramı ya da biraz daha erken şekilde bitirebiliriz” diye konuştu.

    ‘GÖNÜLLÜLER TAKİP EDİLİYOR’

    Prof. Dr. Orhan Yıldız, aşılanan gönüllülerin takip edildiğini kaydederek, “Aşılama işleminin sona ermesinin ardından gönüllüleri telefonla arayıp, ‘Sorunları var mı’ diye takiplerini yapıyoruz. Testlerinde sorun tespit ettiklerimizi hemen çağırıyor, yüz yüze görüşmeler yapıp, incelemelere başlıyoruz. Genel olarak aşı olduktan sonra gönüllü önce haftalık daha sonra da aylık olarak takip ediliyor. Faz-1 ve Faz-2 gönüllülerinde yaptığımız incelemelerde yaklaşık 100 parametreye bakılıyor. Bu parametreler aşının etki yapabileceği, büyük ihtimalli bulgulardır. 250 gönüllünün aşılama öncesi ve sonrasındaki tüm değerleri inceleniyor. Gönüllüler hem genel muayene hem de testlere tabi tutuluyorlar. Faz-2 raporu tamamlanıp Faz-3 dönemine geçilse bile biz gönüllüleri aramaya devam ediyoruz. Şu ana kadar yapılan incelemelerde Çin aşısında gördüğümüz klasik yan etkileri yerli aşıda da görüyoruz; aşı yapılan yerde ağrı, kızarıklık, şişlik olabiliyor” dedi.

    Prof. Dr. Yıldız, üniversitenin aşının haklarını Sağlık Bakanlığı’na devretmiş durumda olduğunu vurgulayarak, “Faz-3 çalışmasında birçok aşı merkezi çalışmaya dahil edilecektir. Yurt dışından da bağlantı gelirse uluslararası bir şekilde Faz-3 çalışması başlayacaktır” diye konuştu.

  • Yerli aşıda Faz-2 uygulamaları tamamlandı

    Yerli aşıda Faz-2 uygulamaları tamamlandı

    Türkiye’de insan denemelerine ilk geçilen Covid-19 aşı adayının geliştirildiği Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde (ERÜ), 250 gönüllü üzerindeki Faz-2 çalışmalarında, ikinci doz uygulaması tamamlandı.

    ERÜ bünyesindeki Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERAGEM) ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKUM) tarafından koronavirüse karşı geliştirilen ve Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nca (TÜSEB) desteklenen Covid-19 aşı adayının Faz-1 çalışması, 44 gönüllü üzerinde yapılarak, 14 Aralık’ta tamamlandı. İnaktif aşının Faz-2 çalışmaları ise 250 gönüllü üzerinde 10 Şubat’ta başladı. Gönüllülere Faz-2’de ilk doz uygulaması, 13 Mart’ta tamamlandı ardından ikinci doz uygulamasına başlandı. 250 gönüllü üzerindeki Faz-2 çalışmalarında ikinci doz uygulaması ise bugün tamamlandı. Faz-2 çalışmalarında gönüllülerden elde edilen sonuçların Sağlık Bakanlığı’na bildirilmesinin ardından nisan ayının sonunda Faz-3 aşamasına geçileceği öğrenildi.

  • Yerli aşıda yeni gelişme! Bugün tamamlanacak

    Yerli aşıda yeni gelişme! Bugün tamamlanacak

    Türkiye’de insan denemelerine geçilen ilk Covid-19 aşı adayının geliştirildiği Kayseri’deki Erciyes Üniversitesi’nde (ERÜ), Faz-2 aşamasında 250 gönüllüye ikinci doz uygulaması, bugün tamamlanacak. Rektör Prof. Dr. Mustafa Çalış, Nisan ayının sonunda Faz-2 aşaması bitmiş olacağını ve Faz-3 aşamasına geçilebileceğini söyledi.

    ERÜ bünyesindeki Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERAGEM) ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKUM) tarafından Covid-19’a karşı geliştirilen ve Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nca (TÜSEB) desteklenen yerli aşı adayının Faz-1 çalışması, 44 gönüllü üzerinde yapıldı ve 14 Aralık itibarıyla tamamlandı.

    İnaktif aşının Faz-2 çalışmaları ise 250 gönüllü üzerinde 10 Şubat’ta başladı. Gönüllülere Faz-2’de ilk doz uygulaması, 13 Mart’ta tamamlandı ardından ikinci doz uygulama başladı. Faz-2’de ikinci doz çalışmalarında sona gelindi. Aşının son gönüllülere uygulanması da bugün tamamlanacak. Faz-2 ikinci doz uygulaması yapılan aşı gönüllüsü, ilk dozda hiçbir yan etki görülmediğini belirterek, aşı çalışmasına katılmaktan mutlu olduğunu söyledi.

    ‘BUGÜN İKİNCİ DOZLAMA TAMAMLANMIŞ OLACAK’

    ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, Faz-2 çalışmalarının ikinci doz uygulamasının bugün itibarıyla sona ereceğini belirterek, “Faz-2 aşamasını 250 gönüllü üzerinde gerçekleştirmekteyiz. Üniversitemiz tarafından geliştirdiğimiz yerli aşımızın 10 Şubat 2021 tarihi ile Faz-2 aşamasını geçmiştik. Faz-2 aşamasını da birinci dozlama ve ikinci dozlama şeklinde uygulamaya devam ediyoruz. Bugün gönüllülerimizin ikinci dozlamasını da yapmış olacağız ve bugün itibarıyla da Faz-2 aşamamızın ikinci dozlaması tamamlanmış olacak. Tabi ki Faz-2 aşamasında özellikle etkinlik ile ilgili veriler ortaya çıkacak. Etkinliği araştırmacılarımız birinci dozlama uygulamasından itibaren takip ediyorlar” dedi.

    ‘NİSAN SONUNDA FAZ-3 AŞAMASINA GEÇİLECEK’

    Gönüllülerden alınan kan örneklerinin değerlendirileceğini kaydeden Prof. Dr. Çalış, “İkinci dozlamadan sonra ise özellikle 2 veya 3 hafta sonra gönüllülerden aldığımız kan örneklerindeki antikor oluşumu ve diğer parametrelere bakılarak etkinliği ortaya koymuş olacağız. Şu ana kadar etkinliğin iyi olduğunu düşünüyoruz çünkü elimizdeki ilk veriler öyle gösteriyor. Faz-2 aşamasının ikinci dozlamasının 2-3 hafta içerisinde etkinliğinin ortaya konulmasının ardından Faz-2 aşamasının sonuçlarını Sağlık Bakanlığı’mıza bildireceğiz ve raporlayacağız sonrasında inşallah nisan ayının sonunda Faz-2 aşaması bitmiş olacak ve Faz-3 aşamasına geçilebilecektir” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yerli aşı mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yerli aşı mesajı

    D-8 Teşkilatı 10. Zirve Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak insan deneylerini yaptığımız yerli aşımızı kimsenin geride bırakılmaması ilkesiyle tüm insanlığın hizmetine sunacağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, D-8 Teşkilatı 10. Zirve Toplantısı’na canlı bağlantıyla katıldı.

    Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    “Son bir yıldır koronavirüs nedeniyle bir imtihanla karşı karşıyayız. 3 milyon insanın hayatına mal olan salgın birçok çarpıklığı gün yüzüne çıkardı. Mali zenginliğin adalet ve refahı oluşturmaya kafi olmadığı acı bir şekilde görüldü.

    Vatandaşlarımıza en ileri sağlık hizmetlerini sunarken dost ve kardeş ülkeleri de kaderlerine terk etmedik. Dayanışmamızı açıkça ortaya koyduk. En yoksul ülkelere yönelik borç ertelemesinin başlamasını ve sürelerinin uzatılmasını destekledik.

    IMF ve Dünya Bankası’nda başlatılan çalışmalara katkı sağladık.Türkiye olarak insan deneylerini yaptığımız yerli aşımızı, süreçler tamamlandıktan sonra, kimsenin geride bırakılmaması ilkesiyle tüm insanlığın hizmetine sunacağız.

    Ülkelerimizin en prestijli üniversitelerinin dahil olduğu ‘D-8 Araştırma ve İnovasyon Öncüleri Ağı’ girişimini memnuniyetle karşılıyoruz. Yenilenebilir enerji, yapay zeka, robotik, nesnelerin interneti, büyük veri, blok zincir ve nanoteknoloji gibi yenilikçi alanlarda üniversitelerimiz ve araştırma kurumlarımız arasında bilgi paylaşımını mümkün kılan bu ağ, ülkelerimizin hak ettiği yere ulaşması bakımından kritik önemdedir.

    “YEREL PARA İLE TİCARETE AĞIRLIK VERMELİYİZ”

    Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranları için yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek üretime ağırlık vermek mecburiyetindeyiz. Ülkelerimizi kur kaynaklı risklerden korumak için yerel parayla ticarete ağırlık vermemiz şarttır.

    “D-8 YENİLENMELİ”

    D-8’i günümüzün ihtiyaçlarına göre yenilemeli, proje ve sonuç odaklı bir yapıya dönüştürmeli, karar alma süreçlerini hızlandıracak adımlar atmalıyız.

    İSLAMİ MEGABANK

    İslami finans kurumlarının likidite ihtiyaçlarını ve Müslüman coğrafyanın artan altyapı finansman ihtiyaçlarını aynı anda karşılayacak ve online platforma dayalı bir İslami Megabank fikrinin de yapılabilir olduğuna inanıyoruz.

    2017 yılındaki İstanbul Zirvemizde, yerel paralarımızla ticaret yapma çağrısında bulunduğum hatırlanacaktır. Geçtiğimiz dört yılda yaşananlar, bu çağrının isabetini ispatladı.”

  • Bakan duyurdu: İnsan denemeleri başlayacak

    Bakan duyurdu: İnsan denemeleri başlayacak

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, İntranazal aşı için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) onayı beklediklerini belirterek, “Eğer onayımızı alırsak İnşallah nisan ayında insanlı denemelere başlamış olacağız“ dedi.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Nanografi firmasının Grafen Seri Üretim Tesisi Açılışı törenine katıldı. Bakan Varank, konuşmasında Nanografi firmasının çatısı altında devam eden Türkiye’nin ilk intranazal yerli aşı geliştirme çalışmalarına değindi. Bakan Varank, intrazanal aşıların klasik aşılardan farklı olarak burundan sprey olarak uygulandığından da bahsetti. Bakan Varank ayrıca, Grafen maddesinin önemine ve açılışı yapılan tesisin Grafen’i seri şekilde üretmesinin önemine değindi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında yapılan basın açıklamasında İntrazanal aşıların önemine şu şekilde değinmişti:
    “Aşıda yeni bir teknik söz konusudur. Bu yeni teknikte aşının burundan sprey olarak uygulanması amaçlanmaktadır. İntranazal Covid aşısı denilen bu aşının da çok yakında Faz 1 çalışmalarına başlanacak. Türk bilim insanlarının bu girişimi sonuçlanırsa, bu, dünyadaki ilk İntranazal Covid aşısı olacak. Üretim verimliliği son derece yüksek olan bu aşıdan sadece 1 tesiste, yılda 250 milyon doz üretilebilecek.”

    “Türkiye’nin ilk intranazal yerli aşı geliştirme çalışması şu anda hızla devam ediyor”

    Nanografi firmasının çatısı altında faaliyet gösteren bilim insanları, klasik aşılardan farklı olarak burundan sprey olarak uygulanacak yenilikçi bir aşı türü geliştirdiklerini belirten Bakan Varank, “Üniversitelerin altyapı, bilimsel beceri ve akademik tecrübelerinin katkılarıyla Türkiye’nin ilk intranazal yerli aşı geliştirme çalışması şu anda hızla devam ediyor. Bu aşı mRNA ve inaktif aşı teknolojisinden farklı olarak protein temelli olarak tasarlandı. Burundan uygulanan aşı, virüsün insanları enfekte ettiği yolu takip ettiği için bu teknolojinin virüs ile daha etkin mücadele edeceği öngörülüyor” dedi.

    “Bu yeni aşı türünün yıl içinde kullanıma sunulmasını hedefliyoruz”

    Bakan Varank, söz konusu aşı türünün mutasyon durumunda çok hızlı bir şekilde yeniden modelleme ve salgının olası ilerleyen seyirlerinde Türkiye’nin elini güçlendirme potansiyeline sahip olduğunu açıklayarak, “Preklinik aşamaları başarıyla tamamlanan ilk intranazal yerli aşı adayımız için çok kısa bir süre sonra Faz-1 insan denemelerine başlanacak. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) onayı bekliyoruz. Eğer onayımızı alırsak inşallah nisan ayında insanlı denemelere başlamış olacağız. Tüm klinik aşamaların hızlıca başarıyla tamamlanmasından durumunda bu yeni aşı türünün yıl içinde kullanıma sunulmasını da hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

    Grafen malzemesinin önemine ve özelliklerine değinen Bakan Varank, şunları kaydetti:

    “Grafen, çelikten 200 kat daha mukavemetli, bakırdan yüzlerce kat daha iletken, bir o kadar esnek ve hafif bir malzeme. Sergilediği mukavemet, esneklik, termal ve elektriksel iletkenlik özellikleriyle çok farklı sanayi alanında kullanılabiliyor.”

    Bakan Varank, Grafen sayesinde daha uzun ömürlü malzemelerin, ultra hızlı şarj edebilen bataryaların, daha hızlı ve hafif uçaklar, vücuttaki nöronlara bağlanabilen biyonik cihazlar üretebileceğini belirterek, “Vücut elektriğini okuyup değiştirerek gerçek zamanlı tedavi sağlayan bioelektronik tıbbi teknolojiler geliştirilebilecek, korozyon, ısınma ve iletim sorunlarına da çözümler getirilebilecek” diye konuştu.

    Bakan Varank, Grafen malzemesinin üretiminin kolay olmadığının altını çizdi. Nanografi firmasının, Grafen malzemesinin hem özgün bir yöntemle hem de standartlara uygun bir şekilde seri üretimini gerçekleştirdiğini belirtti.

    “Kendi kaynaklarımızla grafeni üretebiliyor olmamız, ülkemiz adına gurur verici”

    Bakan Varank, çevre dostu yöntemlerle, düşük maliyetli ve endüstriyel boyutta üretim yapacak Grafen Seri Üretim Tesisi’nin kapasitesi ile dünyanın en büyük grafen üretim merkezlerinden biri olacağını vurgulayarak, “Yabancı bir şirketin üretim lisansına bağlı olmadan, kendi kaynaklarımızla grafeni üretebiliyor olmamız, ülkemiz adına gurur verici” ifadelerine yer verdi.

    Bakan Varank’ın konuşmasının ardından Grafen Serü Üretim Tesisi’nin açılış kurdelesi kesildi. Varank ayrıca fabrikanın çalışması için “start” düğmesine de bastı.