Etiket: yılan

  • Tilki ile yılanın yaşam savaşı

    Tilki ile yılanın yaşam savaşı

    İlçeye 40 kilometre uzaklıkta bulunan Doski Vadisi’nde yer alan Mergezer Yaylası’nda öğlen saatlerinde tilkinin yılanı öldürüp yemeye çalışması Yakup Türfent isimli vatandaş tarafından cep telefonuyla saniye saniye kaydedildi.

    Kendisine saldıran yılanı başından yakalayan tilkinin verdiği zorlu mücadelede yaşadığı zor anları kayda alan Türfent, ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını belirtti.

  • Akrep ve yılan ısırmalarına dikkat

    Akrep ve yılan ısırmalarına dikkat

    Uzman Dr. Sefer Aslan, piknik ve kamplarda ya da tarlada, bağ ve bahçede çalışma alanlarında dikkatli olunması gerektiğini belirterek, vatandaşların kendilerini korumak için, akrep ve yılan yuvalarından, özellikle ağaç kovuğu ya da oyuklardan uzak durmaları gerektiğini ifade etti.
    Akrep ve yılan sokmaları özellikle çocuklar ve 65 yaş üstü yaşlılar için daha ciddi sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Aslan, “Özellikle sıcaklıkların çok yüksek olduğu yaz aylarında yılan ve akreplerin aktif olduğu dönemlerdir. Bu dönemlerde vatandaşlarımızın dikkatli olması gerekmektedir. Vatandaşlarımız kendilerini korumak için, akrep ve yılan yuvalarından, özellikle ağaç kovuğu ya da oyuklardan uzak durmalıdır. Tatil beldelerinde ve köylerde evleri olanlar, akrep ve yılan sokmalarına karşı kapı ve pencerelerini kapalı tutmalıdır. Arazi yürüyüşlerinde kapalı ayakkabı ya da bot giyilmelidir. Akrep ve yılan sokması kişiden kişiye değişebileceği gibi, canlının türlerine göre de farklı reaksiyonlar gösterebilir. Akrep ve yılan sokmaları özellikle çocuklar ve 65 yaş üstü yaşlılar için daha ciddi sonuçlara yol açabilir” dedi.

    Aslan, “Akrep ve yılan sokmalarında vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Akrep ve yılan sokmalarında ısırılan bölgede ödem, ağrı, kızarma, morarma, adale krampları, iltihaplanma, titreme ve karıncalanma gözlenebilir. Böyle durumlarda akrep veya yılanın ısırmış olduğu vücut bölgesi yatar bir pozisyonda tutulmalı ve hareket ettirilmemelidir. Sonrasında hemen ısırılan bölgeye soğuk uygulama yapılır ve kişinin kan dolaşımının engellenmemesi sağlanarak yaralı bölgeye bandaj sarılır. Turnike uygulanmamalıdır. Tüm yılan ısırmalarının yüzde 20’si hiçbir belirtiye neden olmayan ve kuru ısırık diye nitelendirilen ısırmalardır. Yılan sokmalarında ise lokal ve genel belirtiler görülür. Yılan ısırığının olduğu bölgede ağrı, morluk ve iltihaplanma görülebilir.

    Ayrıca karın ağrısı, kusma, ishal gibi sindirim sistemi bozuklukları; baş ağrısı, aşırı susuzluk, kanama, psikolojik bozukluklar, kalpte ritim bozukluğu, solunum düzensizliği ve şok gibi belirtiler görülebilir. Yılan sokmalarında; öncelikle hasta sakinleştirilmeli ve dinlenmesi sağlanmalıdır. Bölge su ile yıkanarak yaraya yakın bölgede baskı yapabilecek eşyalar (yüzük, bilezik vb.) çıkartılmalıdır.
    Eğer yılan kişinin baş ya da boyun bölgesini sokmuş ise hemen yaranın çevresine baskı uygulanmalı kol ve bacaklarda ise yara üstünden dolaşımı engellemeyecek şekilde bandaj uygulaması (turnike uygulanmaz) ve soğuk uygulama yapılır. Ekstremitelerde kompartman sendromu gelişebilir.
    Kompartman sendromları his kusuru, ağrı, solukluk, kas felci, nabızsızlık, basınç artışı görülebilir. Bu durum hastada ekstremite kayıplarına kadar gidebilir. Toplumda doğru bilinen bazı yanlış durumlar var. Yanlışlar ise yarayı emmek, yarayı kesmek, yaraya turnike uygulamak, yarayı yakmak, yaraya bitkisel karışımlar sürmek. Doğrular ise ekstremiteyi sabitlemek, yara yerini sabunlu su ile yıkamak, hastaya tetanos profilaksisi, acil müdahale yapılabilecek bir hastaneye mümkün olan en kısa zamanda naklini sağlamak önemlidir” şeklinde konuştu.

  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kene vakaları arttı

    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kene vakaları arttı

    Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşayan insanların yaz aylarında tarlalarda sık çalışmasıyla yılan ısırması, akrep sokması, kene teması gibi şikayetlerle hastaneye başvurularının çok olduğunu belirten Uzm. Dr. Hividar Altan, özellikle Siirt’te vatandaşlar bağ, bahçe tarla işiyle uğraşmakta ve doğal olarak temas artmakta olduğunu söyledi.

    Vatandaşların bağ, bahçe gibi bir yere gittiği zaman uzun kollu, paçası uzun kıyafetler giymesi gerekmekte olduğunu dile getiren Dr. Altan, “Giydiği kıyafetin paçasını çorabın altına sokması gerekiyor. Çünkü kene, aşağıdan yukarıya yürüyerek çıkan bir canlıdır. İş bitiminde eve dönüldüğünde yapılması gereken ilk iş kıyafetlerin çıkarılıp kendimizi baştan aşağı tırnağa kadar incelemek. Ve herhangi bir temasın olmadığını görmek. Çünkü kene klinik vermeden günlerce orada yapışıp kalabilmekte” dedi.

    “Yılan ve akrep sokmalarında halkta genelde bilinen şey ısırılan yeri hızlıca sarılıp bantlanıp ya da yaraya diş macunu, yoğurt gibi bir maddeyi koyup var olan mikrobun çıkarılması amaçlanmakta ama aslında bu tıbben çok yanlış bir uygulama” diyen Altan, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Yapmanız gereken ısırılan bölgeyi sıkmak değil. O bölgeyi soğuk sabunlu bir suyla yıkamak sonrasında en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak. Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesinde antivenom dediğimiz akrep ve yılan sokmalarının antikoru dediğimiz belli durumlarda serum bulunmakta ve hekimlerimiz tarafından uygunluk durumuna göre biz bu tedaviyi uygulamaktayız. Takibi ve tedavisi doktorlar tarafından yapılmaktadır.”
    Yılan ısırmaları, akrep sokmaları ve kene temasında meydana gelen bulgular ve neler yapılması gerektiğine değinen Altan, öncelikle ısırmanın ve temasın olduğu yerde kızarma, kaşıntı, ağrı gibi yakınmaların olabileceğini dile getirdi.

    Hastaların büyük bir kısmında bu yakınmaların olup, zamanla geçmekte ancak bazı zehirlerin fazla olduğu, çok zehirli akrep ve yılan sokmalarında bu kızarıklık şişme kola kadar ilerler ya da bacağı ısırmışsa daha yukarıya uzva kadar ilerleyebilmekte olduğuna dikkat çeken Altan, “Bu tür durumlarda muhakkak hekim desteği alınmalı. Bu tür durumlarda hekimler uygun tedavi ve takip planlamakta ve uygun adımı atmaktadır. Kişiye düşen şey ise oradaki ağrıyı ve kızarıklığı takip etmek. Ateş, bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi bir yakınmanın olup olmadığını takip edilmeli. Özellikle kene temasında ilk iki hafta hastanın kendisini takip etmesi ve ateş, bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi bir yakınmanın olması veya vücutta kızarıklık gibi bir durumda hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor” diye konuştu.

     

  • Zehirli yılanı eliyle yakaladı

    Zehirli yılanı eliyle yakaladı

    Bursa’nın İznik İlçesine bağlı Karatekin Mahallesinde, çiftçi Kadir Bay tarlasına dadanan zehirli engerek yılanını bir hamle ile eliyle yakaladı. Yılana zarar vermeyen ve cesareti ile herkesi şoke eden çiftçi Bay, yakaladığı zehirli dev yılanı plastik bidona koymayı başardı. Yılan daha sonra ormana salındı.

    Keles ilçesi Çaybaşı köyünde ise itfaiye ekipleri evin çatısına giren yılanı yakalayıp doğal yaşam alanına bıraktı.

    Çatıdan ses geldiği ihbarı üzerine Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri harekete geçti. Yaklaşık bir saatlik bir çalışmanın sonucunda itfaiye ekipleri yılanı sağ bir şekilde yakalayıp tekrar ormana bıraktı.

  • Yerleşim alanları bozuldu

    Yerleşim alanları bozuldu

    Dünyada sıcaklık rekorlarının kırıldığı Temmuz ayında, özellikle deprem bölgesi Elazığ’da son dönemlerde yılanların çok fazla görülmesiyle ilgili bilgi veren Fırat Üniversitesi (FÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İbrahim Akın Temizer, “Ekolojik dengenin değişmesinden ve bu depremlerden dolayı piton ve boğa yılanların yerleri bozuldu” dedi.
    Yaz aylarının gelmesi ve sıcaklıkların artmasıyla birlikte yılanlar yuvalarından çıkmaya başladı.

    Doğaya akın eden yılanlar zaman zaman insan yaşamına dahil olurken, uzmanlar bölge halkına önemli uyarılarda bulundu. FÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İbrahim Akın Temizer, yaşanan depremler sonrası ve hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte yılan vakaların daha da artacağını belirterek bölgede yaşayanları yılan saldırılarına karşı tedbirli olunması konusunda uyardı.

    “Afetler, yılanların yerleşim alanlarını bozdu”
    Yağmurun dinip havaların ısınması ile birlikte yılanların da dışarı çıktığını kaydeden Dr. Temizer, “Havanın ısınmasından dolayı kızgınlık dönemi artıyor. Ekolojik dengenin değişmesinden dolayı ve aslında birkaç sene önceye göre daha çok ortaya çıkmasının sebeplerinden biri de toprak kaymaları, depremler, afetler yılanların yerleşim alanlarını bozdu.

    Piton ve boğa yılanların yerleri de bu depremlerden dolayı bozuldu. Otomatik olarak yılanlar dışarıya çıkıp çoğalmaya ve görünmeye başladılar. Vatandaşlar öncelikle bulundukları yerleri temiz tutsunlar. Otları temizlemeleri gerekiyor” diye konuştu.

    Ekolojik dengenin bozulmasının yılan türlerinin artmasına etki ettiğini ifade eden Dr. Temizer, “Bir bölgede yılan popülasyonu fazla ise kirpilere kesinlikle karışmamak lazım. Ancak yılan popülasyonunun azalması da fare popülasyonunun da bir kısım artmasına etki eden sebeplerden biridir.

    Ekolojik dengenin bozulması yılan popülasyonlarının artmasına, depremlerin olması yaşam alanlarının toprak altındaki delhizlerin kapanmasına neden olmuştur. Aşırı yağmurlar sonrası hafif güneş açması sonrası bu yılan popülasyonu tekrardan dışarı çıkıyor. Sıcaktan kızgınlaşan yılanlar eş seçimi yaparak çiftleşmeye başlamışlardır. Bu yılanlardaki dans, sıcak havaların artması ve kendi aralarındaki çiftleşmeden ortaya çıkmıştır” şeklinde konuştu.

     

  • Yılanlar yerleşim alanına indi

    Yılanlar yerleşim alanına indi

    Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınının yaşandığı Manavgat’ta sığınacak gölge bulamayan yılanlar havalar ısınmasıyla birlikte yerleşim yerlerine indi. Ulukapı Mahallesi’nden gelen ihbarı değerlendiren itfaiye ekipleri, merdiven boşluğunda 2 metreden uzun yılanı yakaladıktan sonra ormanlık alana bıraktı. Son günlerde sık sık yılan ihbarı geldiğini belirten yetkililer, bugüne kadar görülmeyen engerek yılanına rastlanıldığını söyleyip vatandaşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.

    Ulukapı Mahallesi Kümeevleri Alibazlı mevkiinde Osman Yılmaz’a ait evin önünde büyük bir yılan görüldüğü ihbarı Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimine bağlı kurtarma ekiplerini harekete geçirdi.

    Verilen adrese gelen ekipler, yılanın en son merdiven boşluğuna girdiğinin belirlenmesi üzerine yılanı yakalamak için çalışma yaptı. Merdiven boşluğundaki yılan kısa sürede ekipler tarafından yakalanarak çuvala konurken, çevredekiler 2 metreden daha uzun olan yılanı görünce hayretlerini gizleyemedi.

    Yılanı yakalayarak çuvala koyan itfaiye görevlileri yılanı ormanlık bir bölgede doğal hayatına geri bırakırken, son günlerde yılan ihbarlarının arttığı, Sarılar Mahallesi’nde Manavgat’ta bugüne kadar görülmeyen engerek yılanı ile karşılaşıldığı belirtilerek, vatandaşlardan dikkatli olmaları istendi.

     

  • Baskın yapılan villadan aslan ve piton çıktı

    Baskın yapılan villadan aslan ve piton çıktı

    Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesinde bir villada yurda yasa dışı yollardan getirildiği belirlenen yavru aslan, maymun ve piton yılanı ele geçirildi.

    İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, yaptıkları çalışma sonrası Kamaradere Mahallesi’nde bir eve operasyon düzenledi.

    Evde yapılan aramada ele geçirilen aslan, maymun ve piton yılanı Tekirdağ Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Olayla ilgili M.C. İ.K. ve S.M. gözaltına alındı.

     

  • Ağrı’da yılanlar paniğe neden oldu

    Ağrı’da yılanlar paniğe neden oldu

    Ağrı’nın merkeze bağlı Küpkıran Mahallesi’nde bulunan vatandaşlar, mahallelerinde bir süredir yılanlara rastlayınca panik oldu. Yolda yürürken yılana rastlayan bir vatandaşın kaydettiği görüntülerde, köpeğin etkisiz hale getirdiği yılanı alıp uzaklaştığını görüldü.

  • Yılanların ‘çiftleşme dansı’

    Yılanların ‘çiftleşme dansı’

    Muğla’nın Menteşe ilçesinde, iki yılanın çiftleşme dansı vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
    Menteşe’nin Göktepe Mahallesi’nde bir vatandaş, yolda yürüdüğü esnada birbirine sarılmış iki yılan olduğunu görünce paniğe kapıldı. Yaklaşık 2 metre uzunluğundaki iki yılanın çiftleşme dansı yaptığını fark eden vatandaş, cep telefonu kamerası ile o anları görüntüledi. Yılanlar daha sonra birbirlerinden ayrılarak gözden kayboldu.

  • Ulu Cami’deki yılan figürü

    Ulu Cami’deki yılan figürü

    Merkez Sur ilçesinde bulunan tarihi Ulu Camii, 639 yılında Hazreti Ömer’in halifeliği döneminde Diyarbakır’ın fethi gerçekleştirildikten sonra Müslümanlara kazandırılan önemli yapılardan biri olarak ayakta duruyor. Tarihi cami, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odaklarından biri olmaya devam ederken, birçok hikayesiyle dikkat çekiyor.

    Ulu Cami ile ilgili çok sayıda hikaye ve efsanenin anlatıldığı konulardan biri olan yılan hikayesidir. Diyarbakır Ulu Cami’de Diyanet İşleri Başkanlığının görevlendirdiği gönüllü rehberlik yapan Yaser Aydın, cami içerisinde bulunan yılan figürünün 4 farklı hikayesinin olduğunu söyledi.
    Cami içerisinde bulunan Mesudiye Medresesinde zamanında tıp bilimiyle uğraşıldığından dolayı yılan figürünün 4 farklı yorum arasında en mantıklısının eczacılığı işaret ettiğini dile getiren Aydın, “Halk arasında yaygınlık kazanan, bizim de dikkatini çektiğimiz önemli bir hikayenin Diyarbakır’da Ulu Caminin olduğunu söyleyebiliriz. Gelen yerli turistler özellikle Ulu Camiyi ziyaret ettiklerinde hemen avluda ilk baktıkları yerlerin başında yılan figürünün olduğu yeri söyleyebiliriz. Tabi yerli turistler bir hikayeyle dikkatlerini metal yılan figürüne yönlendirirler. Hikayeye odaklanacak olursak, zamanını tam olarak tarihlendiremiyoruz” dedi.
    4 farklı yorumu açıklayan Aydın, şunları kaydetti:

    “Birinci yorum; bir velinin Ulu Cami avlusu içerisinde namaz kıldığını ve bu esnada iblisin yılan suretine girip kendisine zarar vermek istediği sırada o yılanın demire dönüştüğü hikayesiyle ziyaretçilerin Diyarbakır Ulu Camine geldiklerini görüyoruz. İkinci yorum, demirin dışarıdan görünen kısmı paratoner görevi görmüş olması, şimşek savar görevini üslendiğini söyleyenler var. Tabi demirin toprağa uzanan bir yönünün olduğu, şimşek çaktığı zaman toprağa iletildiğini söyleyenler var. Üçüncüsü, Diyarbakır sert ve karasal iklime sahiptir. Yaz mevsimi yağışların az olması hasebiyle kurak olur kurak olmasıyla birlikte akrepler çok olur. Bir âlimin buradaki ibadet yapanlara akreplerin zarar vermemesi adına onu tılsımlayıp oraya bıraktığı yorumu da yapılır. Dördüncü tutarlı olan yorum ise bu olduğunu düşünüyorum; Artuklular döneminde açılan Mesudiye Medresesini görüyoruz. Diyarbakır Ulu Cami avlusunda. Medresede birçok ilimlerin eğitimlerinin verildiğini görüyoruz. Astronomiden, coğrafyaya, tıp, eczacılık gibi birçok ilim dallarını burada verildiğini görüyoruz. Bu eğitimler verilirken birçok bitkide ne tür faydalar olduğuyla alakalı dip notlar paylaşılır. Bununla beraber yılanın panzehrinden ilaç üretilir. Buraya konulan figürün ise onu tanıtan bir sembol olduğu vurgusu daha tutarlı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

    Ziyaretçilerin de dördüncü hikayeyi en tutarlı bulduğunu ifade eden Aydın, “Genelde ziyaretçilerimizi gördüğümde yanlarına gidip bu son görüşü onlarla paylaşıyorum. Bahsedildiği şekilde üç yorumun doğru olduğunu kabul edecek olursak o figürün orada bulunmaması gerekiyor. Daha özenli daha hassas bir yerde muhafaza edilmesi gerekiyor. Bu anlamda sizce bu doğru olabilir mi? Böyle bir şey olsaydı devletimiz onu en hassas müzede korurdu. Sonuçta önemli bir olay ve hikaye. Ancak esaslı önemli yorum burada medresenin eğitim verdiği süreç içerisinde Artuklular döneminde 1183’te tıp alanında ve eczacılık ilimleri verildiğinde yılanın panzehrinden ilaç üretildiği ve yılanın da onu tanıtan bir sembol veya simge olduğu vurgusunu yaptıktan sonra ‘evet bu daha sağlıklı ve mantıklı yorum’ diyen ziyaretçilerimiz çok oldu” ifadelerinde bulundu.