Etiket: yıllık izin

  • Yargıtay’dan yıllık izin kararı

    Yargıtay’dan yıllık izin kararı

    İşten çıkarılan vinç operatörü, İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. Fazla çalışma yapmasına, ulusal bayram ve genel tatiller ile hafta tatillerinde çalışmasına rağmen karşılığının ödenmediğini ve yıllık izin alacağının bulunduğunu ileri sürdü.

    Davacı işçi, kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti ve bakiye ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı avukatı, davacının alacaklarının eksiksiz ödendiğini, bu hususun banka kayıtları ve özlük dosyası içeriğindeki belgelerle sabit olduğunu savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme; davacıya ihbar süresini kullandırdığını ispat edemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Taraf avukatları kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, hesaplamaların bordrolar nazara alınarak yapıldığından tespit edilen alacak kaleminden hakkaniyet indirimi yapılmasının yerinde olmadığı, davacıya yapılan ödemenin hesaplanan izin alacağından mahsubu gerektiği gerekçeleriyle davacı ve davalının istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne hükmetti. Karar her iki taraf avukatı tarafından temyiz edilince devreye bu kez Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Haftalık izin oyununa dikkat

    Emsal nitelikteki kararda, kullandırılmayan haftalık izinlerin yıllık izin süresinden düşürülemeyeceğinin vurgulandığı kararda; 4857 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi hâlinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlandığı hatırlatıldı. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshinin şart olduğunun dile getirildiği kararda şöyle denildi:

    “İş sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığının imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Dosyada, davacının imzasının bulunduğu 15’er günlük izin talep formları bulunmaktadır. Yargılama sırasında davacı asılın izin talep formuna karşı beyanı alınmış, davacı beyanında bu izinlerin biriken hafta tatilleri için verildiğini belirtmiştir. Davacının ayrıca hafta tatili alacağını talep etmesi ve bu alacağının hüküm altına alınmış olması da dikkate alındığında imzasının bulunduğu bu yıllık izin belgelerinin dikkate alınarak yıllık izin alacağının yeniden hesaplanması gerekmektedir. Hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması bozma nedenidir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.”

  • Yargıtay’dan emsal yıllık izin kararı

    Yargıtay’dan emsal yıllık izin kararı

    Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, milyonlarca özel sektör çalışanını ilgilendiren emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Ağır vasıta şoförü olarak çalışan işçi, İş Mahkemesi’ne başvurarak, iş sözleşmesinin herhangi bir sebep bildirilmeden feshedildiğini ancak yasal haklarının ödenmediğini öne sürdü. Fazla çalışmalarının karşılığının kendisine ödenmediğini, çalıştığı sürece yıllık izin kullanmadığını ve iş sözleşmesinin feshinde hak etmiş olduğu yıllık izin alacaklarının da kendisine ödenmediğini ileri süren işçi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve fazla çalışma alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etti.

    Davalı şirket ise iddiaları reddetti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı davalı şirket istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, işverenin itirazını reddetti. Davalı şirket bu kez kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan 9. Hukuk Dairesi, işçinin yıllık iznini kullanıp kullanmadığının ispatının işveren sorumluluğu altında olduğuna dikkat çekti. Kararda, işverenin yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlaması gerektiği hatırlatıldı. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işverenin işçiye yemin teklif edebileceği dile getirildi.

    Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretin işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği vurgulanan kararda şöyle denildi:

    “Böylece iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zaman aşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti talep etmesi mümkün değildir. Bu nedenle işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini talep etmesinde hukuki menfaati vardır. Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 5 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 100 gün olduğu belirtilmiş ve yıllık izin ücreti alacağına yönelik talep, davacının hiç izin kullanmadığı kabulü ile hüküm altına alınmıştır. Ne var ki 5 yıl boyunca yıllık ücretli izin kullanılmadan çalışılması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacı asil çağrılarak yıllık izinlerle ilgili beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya çerçevesine göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

  • Yıllık izin biriktiren işçilere kötü haber

    Yıllık izin biriktiren işçilere kötü haber

    16 sene boyunca çalıştığı şirketten emekli olan işçi, yıllık izin ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle dava açtı. 2000 ile 2016 tarihleri arası sürekli ve kesintisiz şekilde araç ve nakliye dağıtım elemanı olarak çalıştığını belirten işçi, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının kendisine ödenmediğini öne sürdü. Kıdem tazminatının ödenmesini istediğini, ihtarnameye rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istedi.

    Davalı şirket iddiaları reddetti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Davalı şirket kararı istinaf etti. Bölge Adliye Mahkemesi de itirazı reddetti. Davalı şirket kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Yargıtay; bir işçinin 16 yılı aşkın bir süre çalışmasına rağmen yıllık izin kullanmasını hayatın olağan akışına ters buldu.

    Kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça belirsiz alacak davası açılmıştır. 4857 sayılı İş Kanununun 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.

    Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde çalışması boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığını iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre 09.02.2000- 02.09.2016 tarihleri arasında fiilen çalışmasına esas 16 yıl 18 günlük hizmet süresi üzerinden 296 gün izin hakkı bulunduğu tespit edilerek hesaplanan yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.

    Davacının on altı yılı aşan süre ile çalışmasına rağmen izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacının çalışma süresi boyunca herhangi bir zamanda yıllık ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün kullandığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

  • Yargıtay’dan milyonlarca işçiyi ilgilendiren karar

    Yargıtay’dan milyonlarca işçiyi ilgilendiren karar

    Milyonlarca işçiyi yakından ilgilendiren emsal nitelikteki karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nden geldi.

    Yüksek Mahkeme; işçiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğunu öne süren işverenin fazladan kullanılan iznin parasal karşılığını isteyemeyeceğine hükmetti.

    Fazla mesai ve yıllık izin ücretlerinin ödemesi konusunda ihtilaf yaşayan işçi ile işveren İş Mahkemesi’ne müracaat ederek karşılıklı alacak davası açtı. Davacı karşı davalı işveren; davalı karşı davacı işçinin, haklı neden olmaksızın işyerini terk ettiğini, davalının doktora sınavlarına hazırlanmak üzere haftada bir gün izin istediğini, fakat davalının yerine çalışacak personel olmaması ve yıllık izin hakkının da bulunmadığından bu talebinin reddedildiğini öne sürdü.

    Davalının kurban bayramından sonra işe gelmediğini, hakkında tutanak tutulduğunu, davalı işçinin noter ihtarnamesi ile taleplerde bulunduğunu ileri sürerek, ihbar tazminatı ve fazla kullandırılan 7 günlük izin ücretinin yasal faizi ile birlikte davalı işçiden tahsiline karar verilmesini talep etti.

    Davalı karşı davacı işçi ise müşteri temsilcisi olarak işe başladığını, ancak sigorta bildiriminin geç yapıldığını iddia etti. Bu durumun düzeltilmesini talep ettiğini, ancak düzeltme yapılmadığını, ayda 10-15 gün fazla çalışma yaptığını, çalışmasının karşılığının ödenmediğini, iş akdini haklı nedenle feshettiğini savunarak asıl davanın reddini istedi. Karşı dava yönünden ise kıdem tazminatı, ikramiye, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacağının davacı karşı davalı işverenden tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürdü. Tarafları dinleyen İş Mahkemesi; davalı işçinin 2 yıl kıdemi karşılığında yıllık ücretli izin hakkının 28 gün olduğu, ancak 34 gün izin kullandığı, dolayısıyla hak ettiği yıllık izin süresini 6 gün aştığı, bu durumda davacı işverenin davalı işçiden 6 günlük yıllık izin ücreti almaya hak kazandığına hükmetti.

    Davalı karşı davacı işçi yönünden ise iş akdinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini ispat yükünün davacı işverene ait olduğu, davacı işverenin bunu ispatlayamadığına dikkat çekti.

    Mahkeme; davalı işçinin işe giriş bildiriminin geç yapıldığı, bu durumda davalı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı doğduğu, davalı karşı davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne ihbar tazminatı ve fazla kullanılan yıllık ücretli izin alacağının davalı işçiden alınarak davacı karşı davalı işverene verilmesine karar verdi. Karşı davanın ise kısmen kabulüne kıdem tazminatı ve ikramiye alacağının davacı karşı davalı işverenden alınarak davalı karşı davacı işçiye verilmesine hükmetti. Kararı hem işçi hem de işveren temyiz etti. Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Daire; işverenin fazla kullandırdığını öne sürdüğü yıllık iznin parasal olarak işverence talep edilemeyeceğine dikkat çekti.

    Kararda; “Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere iş sözleşmesi, davalı karşı davacı işçinin haklı feshi ile sona ermiştir. İş sözleşmesi işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğine göre, davacı karşı davalı işverenin talep ettiği ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır. İşverenin işçiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmenin yasal bir dayanağı yoktur. Bu nedenle davacı karşı davalı işverenin davalı karşı davacı işçiye fazladan kullandırdığı 6 gün için talep ettiği alacağın reddi gerekirken kabulü de ayrıca hatalıdır. Temyiz olunan kararın, bozulmasına oy birliği ile hükmedildi.”

  • Yıllık izin bu sene nasıl kullanılacak? İşte detaylar…

    Yıllık izin bu sene nasıl kullanılacak? İşte detaylar…

    Yıllık izin en az kaç gün olur? İşyeri değişikliğinde süreç nasıl işler? İzin tarihini kim belirler? Konuyla ilgili merak edilenleri, NTV’den Prof.Dr.Cem Kılıç yazdı.

    Çalışanların uzun süre emek verdikleri işyerinden başka bir işyerine geçmeleri halinde işverenler farklı ise yıllık izin süreleri baştan işlemeye başlıyor. Dolayısıyla çalışan ilk dönemlerde daha az izin kullanabiliyor. Çalışanın bir süre çalıştıktan sonra tekrar eski işyerine dönmesi halindeyse yıllık izin hakkının tekrar baştan başlayıp başlamayacağı tartışma konusu oluyor.

    Yıllık ücretli izin süreleri İş Kanunu’nda belirlenmiştir. Bu konudaki kanun maddesi nisbi emredici hukuk kuralı şeklindedir. Yani bir alt sınır vardır, fakat bir üst sınır yoktur. Kanunda belirlenen izin sürelerini kullanabilmenin temel koşulu o işyerinde en az bir yıldır çalışıyor olmaktır.

    14 günden az olmaz

    Bazen işverenler bir yılını doldurmayan çalışanlarına da avans izin kullandırır. Bu tamamen işverenin inisiyatifinde olan bir konu. İş Kanunumuz’a göre; 1 yıldan 5 yıla kadar çalışmış işçiye 14 günden, 5 yıldan fazla 15 yıldan az çalışmış işçiye 20 günden, 15 yıl ve daha fazla çalışmış işçiye 26 günden az izin verilemez.

    Bu süreler asgari sürelerdir. İşveren isterse hedefi tutturan işçiye ilave izin verebileceği gibi, toplu iş sözleşmesiyle daha uzun izin belirlenebilir. 18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçilere ise 20 günden az izin verilemez.

    Tamamı mı yoksa parça parça mı?

    İşçilerin işyerleriyle anlaşmazlık yaşadığı bir konu da izinlerin ne zaman, ne şekilde kullanılacağı konusu. Bu konudaki karar yetkisi kural olarak işverene aittir. Çalışanın itirazı sonucu değiştirmez. Fakat işverenin bu yöndeki yönetim hakkı ancak yıllık iznin tamamını kullandıracaksa mümkün.

    Eğer yıllık izni parçalara bölmek istiyorsa işçiden onay alması gerekiyor. Dolayısıyla işveren parçalara bölmek istediğinde çalışan bir bölümünü kendisine uygun zamanda kullanmaya işvereni zorlayabilecektir. Konuyu bu şekilde bilmeyen çalışanlar işverenleriyle anlaşmazlık yaşayabiliyor.

    Bununla birlikte yıllık izinlerin bütün olarak kullandırılması esas. Yıllık iznin bölünebilmesi ancak işçi ile işverenin anlaşması halinde mümkün. Örneğin işveren yıllık izninin 10 gününü şubatta kalan 4 gününü temmuzda kullanabilirsin diyemiyor. Tek taraflı karar verecekse, iznin 14 gününü de kullandırmak zorunda. Ancak işçi ile işveren anlaşırsa iznin bir parçası 10 günden az olmamak üzere, hak edilen yıllık izin süresi bölünebiliyor. Bu da işçinin bölmeye onay vermesiyle birlikte yıllık iznini kullanacağı dönemleri belirlemesine imkan tanıyor.

    Önceki çalışma kaybolur mu?

    Yıllık izne hak kazanma ve hak kazanılacak sürenin hesabında işverenin aynı veya değişik işyerlerinde aralıklı geçen sürelerin birleştirilmesi yıllardan beri tartışma konusuydu.

    İşçi işverenin işyerinden ayrıldıktan bir süre sonra tekrar aynı işverenin yanında çalışmaya başlarsa, önceki hizmet süresinin, yeni çalışmaya başladığı süreye dahil edilip edilmeyeceği net belirlenmemişti.

    Yargıtay…

    Yargıtay yakın tarihli bir kararında önceki görüşlerini değiştirerek, önceki dönemin, hak kazanılacak yıllık izin süresinin hesabında muhakkak dikkate alınacağını belirtti.

    Yargıtay’ın kararına göre; “Aralıklı çalışmalarda önceki fesih sebebi feshe bağlı alacaklar bakımından etkili ise de hizmet süresi hesabının her iki çalışmanın birleştirilerek yapılması, … yıllık iznin buna göre hesaplanması gerekirken, ikinci dönem çalışmasının başlangıcı dikkate alınarak son yıllık izin ücretini kazanmadığının kabulü” hatalıdır.

    Bu nedenle aralıklı çalışmalarda önceki dönem dikkate alınmalıdır.

    Ayrıca Yargıtay başka bir kararında; işçinin “ilk dönem yaklaşık 4 aylık çalışma süresi için yıllık izin hakkı dolmamış olup belirtilen dönemin yıllık izin ücreti bakımından tasfiyesi söz konusu olmaz. Her iki dönem çalışması birleştirilmek suretiyle toplam çalışma süresi 1 yılı aşmış olmakla İş Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca yıllık izin ücretine hak kazandığını” açıkça ifade etmiştir.

    Hak devreder

    İş yerlerinin büyük bölümünde yıllık izinler birikiyor. İzinlerin yanması söz konusu değil. İşçi hak ettiği yıllık izinleri kullanmamışsa, ilerleyen dönemde kullanabilir.

    Eğer yıllık izinlerini kullanmadan ayrılırsa birikmiş bu izinlerin parasını işten ayrıldığı tarihteki ücreti üzerinden alabilir.

  • Hamile kamu personeli için yeni idari izin kararı

    Hamile kamu personeli için yeni idari izin kararı

    İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve tüm bakanlıklara gönderilen tedbirler arasında; servis araçlarından bina girişine, ofis ortamında maske kullanımından yemekhane düzenine kadar birçok madde yer alıyor.

    Normalleşme sürecinde kamu kurum ve kuruluşlarında alınacak önlemler şöyle:

    SERVİS ARACI SAATİNE YOĞUNLUK ÖNLEMİ

    • Servis araçları ile hizmete mahsus tüm araçların taşıma kapasitesi sosyal mesafe kuralları gözetilerek belirlenecek.
    • Araçlarda el antiseptiği ve tek kullanımlık maske bulundurulacak.
    • Olası yığılmaların önüne geçilmesi için servis hareket saatleri yeniden belirlenecek.
    • İş yerlerine girişlerde tüm çalışanların temassız ateş ölçer ile vücut sıcaklıkları kontrol edilecek. Geçiş kontrol sistemi bulunan işyerlerinde bulaşma riskine karşı temassız sistemler kullanılacak.
    • Sosyal mesafeyi sağlamaya dönük kurum girişlerinde geçiş işaretlemeleri yapılacak.
    • Bina girişleri ile asansör kabini ve katlarda bilgilendirme panolarına yeni tip corona virüs salgınından korunma yöntemlerine ilişkin güncel bilgiler paylaşılacak.
    • Ofisler ve toplantı odaları ile tuvaletler, asansör, merdiven trabzanları, kapı kolları ve elle sık temas edilen çalışma ortamındaki ekranlı araçlar ile bilgisayar klavyeleri, fare ve telefon gibi ekipmanlar dezenfekte edilecek.

    HAMİLE PERSONELE İDARİ İZİN

    Kamu kurumlarında görev yapan hamile personel, gebeliğinin 24. haftasından 32. haftasına kadar olan süre içinde idari izinli sayılacak.

    TOPLANTILAR TELEKONFERANS YÖNTEMİYLE YAPILACAK

    • Ofisler sık aralıklarla doğal yollarla havalandırılacak. Havalandırma sistemleri yeniden gözden geçirilecek.
    • Toplantı, görüşme ve eğitimler de çevrimiçi veya telekonferans görüşmesi yoluyla yapılacak.
    • Sosyal mesafenin sağlanamadığı ofis ortamlarında çalışanlar için yeniden düzenlemeye gidilecek. Tüm personel çalışma müddetince maske kullanacak.
    • Yemekhanelerde yeni dönemde düzenlemeye gidilecek. Daha az sayıda kişinin bir arada bulunmasını sağlayacak şekilde yemek saatleri ve masa düzeni ayarlanacak.
    • Yemekhane girişlerinde uygun zemin işaretlemeleri yardımıyla sosyal mesafe korunacak. Tek kullanımlık ürünlerle kumanya verilecek. Ortak kullanım alanındaki su sebilleri ve çay makinaları kullanılmayacak.
  • Tüm çalışanları ilgilendiriyor! Bayramda ödemeler yapılacak

    Tüm çalışanları ilgilendiriyor! Bayramda ödemeler yapılacak

    Ramazan Bayramı’nda 4 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bayram tatilinde sokağa çıkma yasağı da olması çalışanların kafasında soru işaretleri yarattı. Kimileri bayram tatilinin yıllık izinden düşülüp düşülmeyeceğini, kimileri sokağa çıkma yasağında işverenin maaş ödeyip ödemeyeceğini soruyor. Kısa çalışma ödeneği alan çalışanlar da bayram tatilinde ödeme yapılıp yapılmayacağını merak ediyor. İşte, sokağa çıkma yasağı ilan edilen bayram tatilinde çalışanların izin ve ücret hakları.

    Çalışan yıllık izin almışsa ve bu izin bayram tatiline denk geliyorsa, bayram tatili yıllık izinden düşülür mü?

    – Ulusal bayram, hafta tatili günleri izin süresinden sayılmaz. Bayram tatili, yıllık izin süresine dahil edilemez, yıllık izinden düşülemez.

    Bayram tatilinde sokağa çıkma yasağı uygulanacak, bu günler yıllık izinden düşülür mü?

    – Sokağa çıkma yasağı uygulandığı günlerin yıllık izinden düşülüp düşülmemesi konusu net değil. Çünkü İş Kanunu yıllık izinden hangi durumların düşüleceğini belirtiyor ancak bunların içinde sokağa çıkma yasağı bulunmuyor.

    Ancak yıllık izin şartları da aynı kanunda belirtilmiş ve bu şartların dışında farklı bir uygulama yapılamaz. Bu kapsamda sokağa çıkma yasağı nedeniyle işe gelinemeyen günler yıllık izinden düşülemez. Sokağa çıkma yasağı olduğu günler için işveren telafi çalışması yaptırabilir. Telafi çalışmasının süresi 4 aydır.

    Bayram tatilinde evden çalışanların haklarında farklılık olur mu?

    – Uzaktan çalışmanın tam olarak sınırları çizilmemiştir. Uzaktan çalışmayla ilgili çalışan ile işveren arasında yeni bir sözleşme yapılmamışsa mevcut iş sözleşmesindeki şartlar aynen devam eder; buna ücret ve izin şartları da dahil.

    Dolayısıyla çalışan uzaktan, bayramda da çalışıyorsa, mevcut iş sözleşmesindeki ücret uygulamasına tabidir; fazla mesai ödenir. Bu kapsamda da işverenin isteği ya da işin gereği yapılacak fazla çalışma İş Kanundaki fazla çalışma şartlarına tabidir.

    Sokağa çıkma yasağında işveren maaşı öder mi? Sokağa çıkma yasağı bayram gününe denk gelmişse bu durum maaşı etkiler mi?

    – Sokağa çıkma yasağı uygulandığı dönemde ister işveren çalışanı ücretsiz izne çıkarsın isterse yasak nedeniyle çalışan işe gelemesin, işveren maaşı tam ödemek durumunda. Bu durum bayram tatiline denk gelse de bir şey değişmez.

    Kısa çalışma ödeneği alan çalışana bayram tatilinde de ödeme yapılacak mı?

    – İşyeri faaliyetini tamamen durdurmuş ve kısa çalışma ödeneğine müracaat etmişse, bu kapsamda da çalışan ödenek alıyorsa bayram tatili de olsa kısa çalışma ödeneği verilir.