Etiket: yılmaz tunç

  • Adalet Bakanı Tunç ‘Avukatlar Buluşması’ iftar programına katıldı

    Adalet Bakanı Tunç ‘Avukatlar Buluşması’ iftar programına katıldı

    AK Parti İstanbul Seçim İşleri Başkanlığı tarafından Beyoğlu’nda AK Parti İstanbul İl Başkanlığında ‘Avukatlar Buluşması’ iftar programı düzenlendi. Programa Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, AK Parti İstanbul Seçim İşleri Başkanı Muammer Birdal’ın yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.
    Programdaki konuşmasında seçimlerin demokrasi bayramı olduğunu ve bu süreçte vatandaşın oylarına sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Adalet Bakanı Tunç, “Saatler kuruldu ve İstanbul muradına kavuşmayı bekliyor. 10 gün gibi bir zaman kaldı ve bu zamanı çok güzel bir şekilde değerlendireceğiz ve hem İstanbul’umuzda hem diğer Türkiye’mizde 31 Mart’ta tekrar gerçek belediyecilik anlamında tüm ilçe ve illerimizde büyük bir başarıyla yolumuza devam edeceğiz. Seçimlerde sandıklara sahip çıkmak milli iradeye de sahip çıkmaktır. Bunu sadece AK Parti için söylemiyorum, tüm siyasi partiler sandıklara sahip çıkmalı. Tüm siyasi partiler avukatlarını görevlendirmeli ve milletimizin tek bir oyunun dahi zayi olmaması için o emanete sahip çıkmalı” ifadelerini kullandı.

    “Yeni ve özgür bir anayasa ile milletimize borcumuzu ödeyeceğiz”

    AK Parti iktidarında geçen 22 yılda Türkiye’de hak ve özgürlükleri genişletip askeri vesayeti ve darbeci anlayışı da bitirmek için çalıştıklarını belirten Adalet Bakanı Tunç, “Anayasamızda gerçekleşen sayısız, sessiz devrim sayılacak reformlarla demokrasimizin standardını yükselttik. 22 yıldan bu yana 17 seçim geçirdik 10 gün sonra da 18. sandık önümüze gelecek. 22 yıldan bu yana milletimizin seçimi AK Parti’den ve Recep Tayyip Erdoğan’dan yana kullanmasının sebebi Türkiye’nin fiziki kalkınmasının yanında Türkiye’nin demokratik kalkınmasını da sağlamasıdır. 1994’te İstanbul’da başlayan gerçek belediyecilikten doğan AK Parti’miz 2001’de kuruldu, 2002’den bu yana da o gerçek belediyecilik anlayışı tüm ülke sathına eser ve hizmet siyaseti olarak yayıldı ve bir ekol haline geldi. Sadece bu fiziki hamlelerle kalmayıp ülkemizde yüksek standartlı demokrasi için çalıştık. Ülkemizin yüksek standartlı demokrasiye kavuşması için, bir daha bu darbeci, vesayetçi anlayışın ortaya çıkmaması için önemli yapısal reformlar gerçekleştirdik. Anayasa değişiklikleri yaptık. Anayasamızda hak arama yollarını genişlettik. Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık. Kamu denetçiliğinin kurulmasından tutun da kişisel verilerin korunmasına kadar, bilgi edinme hakkından tutun da bireysel başvuru hakkına kadar hak arama yollarını genişleten önemli reformları hayata geçirdik. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir hüküm vardı kaldırdık. Anayasamızda gerektiğinde sıkıyönetim ilan edilebilir diye bir madde vardı kaldırdık. Anayasadaki vesayetçi, darbeci ruhu azaltan önemli reformları milletimizin desteğiyle hayata geçirdik. Türkiye Yüzyılı’nın başında bu darbeci anayasadan da kurtulmak durumundayız. Bunun için de inşallah TBMM’de bir uzlaşma sağlanır ve milletimize olan borcumuzu yerine getiririz. Demokratik, katılımcı, sivil, temel hak ve özgürlükleri ele alan bir toplumsal sözleşme hürriyetinde yeni bir anayasayı da inşallah yapar ve milletimize olan borcumuzu ödemiş oluruz” ifadelerini kullandı.

    “İstanbul para kuleleri ile değil hizmet ve eserle anılacak, kayıp yıllar telafi edilecek”

    Adalet Bakanı Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum’un işin erbabı olduğunu belirterek, “31 Mart’ta belediye başkanlarımızı seçeceğiz ve onlar şehirleri yönetecekler ama o şehirleri yönetecek belediye başkanlarımız eğer gerçek belediyecilikle eser siyaseti yapar, yerel kalkınmayla ülke kalkınması bir arada olursa o zaman milletimizin yaşadığı şehirlerin hem müreffeh olması hem de onların daha refah içinde yaşayabilmesi noktasındaki çabalarımızı daha hızlı sonuçlandırırız. Tabi bu seçimde İstanbul çok güzel bir karar verecek. İstanbul her zaman lider bir şehir, dünya kenti ve Fatih’in emaneti ve İstanbul’da inşallah bu kayıp yılları telafi edeceğimiz süreç 1 Nisan’dan itibaren başlayacak. Sayın Murat Kurum belediyecilik, yerel yönetim, kentsel dönüşüm gibi alanlarda da zaten bu işin erbabı ve İstanbul için büyük bir fırsat. İstanbul’un sorunlarını da çok kısa sürede çözecek bir başkan adayımız. İstanbullular bu fırsatı kaçırmayacaklar ve İstanbul’da 94’te başlayan gerçek belediyecilik ruhu 31 Mart’ta İstanbulluların vereceği kararla 1 Nisan’da tekrar başlamış olacak. İstanbul’un kayıp yıllarını inşallah hızlı bir şekilde telafi edeceğiz ve İstanbul icraat ile anılacak. İstanbul para kuleleriyle anılmayacak. İstanbul o çirkin görüntülerle anılmayacak. İstanbul’da eser konuşacak, İstanbul’da icraat konuşacak. İstanbul’da hizmet konuşacak. Hükümet ile belediye uyumunun çok önemli olduğunu hep vurguluyoruz.

    Bunu vurguladığımız zaman şu söyleniyor; siz belediyelere ayrımcılık mı yapıyorsunuz diyorlar. Hayır böyle bir durum söz konusu değil. Her belediyenin vergilerden aldığı bir pay var, nüfusa göre ama sadece o pay o şehrin imarı için hele hele İstanbul için yeterli mi? İstanbul için ekstra projelerin üretilmesi lazım. İstanbul için yeni yeni projelerin üretilmesi lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın o suları akmayan, çöpleri toplanmayan, çöp dağlarının patladığı, çöp, çukur, çamurdan anılan İstanbul’u CHP’den devralıp şiir okuduğu için mahkum edildiği güne kadar, o kısa dönemde yaşanılır hale getirdiği gerçek belediyecilik anlayışı maalesef son 5 yıl içerisinde durdu. Şimdi bu kayıp yılları telafi etmenin zamanı ve İstanbullu da bunu bekliyor. İnşallah başa baş falan değil büyük bir farkla bu kararı vermemiz lazım” şeklinde konuştu.
    Konuşmasının ardından AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe tarafından Adalet Bakanı Tunç’a katılımından dolayı hediye takdim edildi.

  • Futbolculara adli soruşturma yok

    Futbolculara adli soruşturma yok

    Adana’nın Kozan ilçesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tunç, Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanan olaylar ile ilgili soru üzerine, spor müsabakalarında bu tür görüntüleri kabul etmenin mümkün olmadığını söyleyerek, “Spor kardeşliktir. Spor barıştır, dostluktur. Dostluğa ve kardeşliğe vesile olması gerekirken düşmanlığa vesile olması kabul edebileceğimiz bir durum değil. O nedenle dünkü Trabzonspor-Fenerbahçe maçından sonra çıkan olayları da kabul etmek mümkün değil. Tabii 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair kanunumuz var. Bu kanun 2011 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde o dönemde ben de Adalet Komisyonu Üyesi olarak parlamentoda görev yaparken birlikte çıkardığımız bir kanun. Yani bu kanun amacı spor müsabakaları öncesinde esnasında, sonrasında spor sahalarında ya da spor müsabakalarına gidiş, geliş güzergahlarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesini amaçlayan önemli bir kanunumuz. Tabii bu kanunumuzun uygulanması çerçevesi içerisinde bugüne kadar uygulama devam etti” diye konuştu.

    “38 kişinin kimlikleri tespit edildi, gözaltı süreçleri devam ediyor”

    Spor müsabakasından sonra gözaltıların gerçekleştiğini kaydeden Bakan Tunç, “Sahaya inen taraftarlar, futbolculara yönelik saldırılar sonrasında adli soruşturma hemen başlatıldı. Şu ana kadar 38 kişinin kimlikleri tespit edildi. 12 kişi gözaltına alınmıştı. Kimlikleri tespit edilen kişilerle ilgili de gözaltı süreçleri devam ediyor. Kamera görüntüleri de izlenerek burada kimler bu konuda kusurluysa gerekli adli soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığımızın yapacağı soruşturma neticesinde ortaya çıkacaktır. Bu tür görüntülerin bir daha olmaması temennimiz. Sporun kardeşlik olduğunu unutmamamız lazım. Dolayısıyla hepimiz bu noktada özellikle sporda bu tür şiddet olaylarının olmaması anlamında sorumlu kişilerin sorumlu davranması noktasındaki düşüncelerimizle tekrar ediyoruz. Futbolcularla ilgili bir soruşturma söz konusu değil. Burada sahaya giren taraftarların futbolculara saldıran 38 kişinin ismi tespit edildi. Bunlarla ilgili adli süreç devam futbolcularla alakalı herhangi bir soruşturma söz konusu değil. Bazı sosyal medya hesaplarında futbolculara yönelik de soruşturma yapılacakmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmış. Kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. Futbolculara yönelik bir soruşturma, adli soruşturma söz konusu bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

    “Futbolculara yönelik soruşturma açıldığına ilişkin bir beyanımız söz konusu değil”

    Fenerbahçe’nin sosyal medya üzerinden Bakan Yılmaz Tunç’un açıklamalarına karşı yaptığı paylaşımların sorulduğu Tunç, “Fenerbahçe kulübümüzün böyle bir açıklaması olmuş. Bizim futbolculara yönelik soruşturma açıldığına ilişkin bir beyanımız söz konusu değil. Sosyal medyadaki birtakım yanlış paylaşımlar sonrası oluşan bir yanlış anlamadan kaynaklandığını düşünüyoruz” dedi.

  • “Yeni mevzuat düzenlemeleri gerçekleşiyor”

    “Yeni mevzuat düzenlemeleri gerçekleşiyor”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çeşitli programlar ve ziyaretler için dün Rize’ye geldi. Dün yaptığı ziyaretlerin ardından Bakan Tunç, bugün sabah saatlerinde Rize Personel Eğitim Merkezi’ni ziyaret etti. Bakan Tunç, burada 3. grup yeni atanan zabit katiplerine yönelik hizmet içi eğitim programı ile 6. grup İdari İşler Müdürlüğünde görev yapan personele yönelik hizmet içi eğitimin kapanış programına katıldı. Programda açılış konuşmalarının ardından Bakan Tunç, adliyede çalışacak yeni personele belgelerini takdim etti.
    Bakan Tunç, yaptığı konuşmada yeni mevzuat düzenlemeleri gerçekleştirildiğini belirterek, “Mevzuatımızı da sürekli olarak yeniledik. Temel kanunlarımızın tamamı yenilendi. Yargı paketleriyle ihtiyaçlara göre yeni mevzuat düzenlemeleri gerçekleşiyor. Sadeleştirmeler, yargı hizmetlerinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik mevzuat değişiklikleri Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından devam ediyor. En önemlisi de insan unsuru. Hakim ve savcılarımızın daha donanımlı olması noktasında gerek hukuk fakültesindeki eğitimleri ve sonrasındaki sınavlar, hakim savcı yardımcılığı sistemiyle de kürsümüz artık daha da güçleniyor. Tabii o kürsüye güç verecek, destek verecek olan personeldir. Sizler vatandaşlarımızın yargı hizmet memnuniyetini en üst noktaya çıkaracak kişilersiniz. Bir taraftan hakim ve savcılarımıza yazı işleri personeli olarak hizmet ederken, diğer yandan da adliyeye adalet için gelen, hakkını alabilmek için gelen vatandaşlarımıza da o güler yüzünüzle, o güzel davranışlarınızla gerçekten adalet personeli, gerçekten örnek personel olacak kişilersiniz. Ben şimdiden bu güzel çalışmalarınızda, bu kutlu çalışmalarınızda hepinize üstün başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

  • “Adalet sarayı sayımızı yüzde 99 artırdık”

    “Adalet sarayı sayımızı yüzde 99 artırdık”

    Giresun ziyareti kapsamında Giresun Valiliği, Giresun Adliye Sarayı, Giresun Belediyesi ile AK Parti ve MHP İl Başkanlıklarını ziyaret eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ardından Teyyaredüzü Mahallesi’nde eski E Tipi Cezaevi’nin bulunduğu alana yapılacak olan Giresun Adalet Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Tunç, Türkiye’nin son 22 yılda almış olduğu mesafeye dikkat çekerek, “Adaletin tecellisi hukuk devletinde mümkündür. Hukuk devleti olabilmek için de tarafsız ve bağımsız yargı şarttır. Tabii tarafsız ve bağımsız yargının da adaleti tecelli edebilmesi için önemli unsurlara ihtiyacı vardır. Tabii bunlardan en başı insan kaynağı hakim, savcı ve avukat, etkin çalışan kaliteli meslek mensuplarımız ve yine o meslek mensuplarının çalışacağı fiziki mekanlar ve bu fiziki mekanların donanımı, teknolojik imkanlar ve tabii burada uygulanacak olan mevzuatın ihtiyaca cevap veren mevzuat kanunları olması. Bu noktada tabii üç noktayı ele aldığımız zaman özellikle fiziki mekanlar bakımından Türkiye’nin 22 yılda nereden nereye geldiği hepimizin malumu” ifadelerini kullandı.

    Yeni adalet sarayında 34 hakim ve 39 savcı görev yapabilecek

    Açıklamasında yeni yapılacak adalet sarayıyla ilgili detaylara da yer veren Tunç, “Bugün Giresun’da 35 bin metrekare kapalı alana sahip olan ve teknolojinin tüm imkanlarının içerisinde bulunacağı ve içerisinde özellikle 34 hakim ve 39 savcının görev yapabileceği, icra müdürlükleriyle, adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri ile denetimli serbestlik birimleriyle, 33 adet duruşma salonuyla bodrum, zemin kat üzerine 4 kat ve yemekhane katıyla beraber ve muhteşem bir mimarisi var. Özellikle özenerek yapılmış bir mimari ve geçmiş dönem milletvekillerimizin, yeni dönem milletvekillerimizin, başsavcılığımızın, komisyon başkanlığımızın, bakanlığımızın, özellikle Giresun adalet teşkilatımıza yakışır bir mimaride olması ve Giresun’u en güzel şekilde temsil etmesi açısından önemli bir eseri bugün yargımızın hizmetine sunuyoruz” şeklinde konuştu.

    “Adalet sarayı sayımızı yüzde 99 artırdık”

    AK Parti iktidarı öncesi Türkiye genelinde 78 olan müstakil adalet sarayı sayısının 366’ya çıkarıldığının altını çizen Tunç, “Türkiye genelinde 2002’de 78 tane müstakil adalet sarayı vardı. Bugün baktığımız zaman 366 adet müstakil adalet sarayı var. Tabii bu adalet saraylarımızda mahkeme sayılarımızda da yüzde 99’luk bir artış sağlandı. İdari yargıda da yine yüzde 51’lik artış sağladık. Bölge adliye mahkemelerini kurarak ülkemizde 3 dereceli bir sistemi yürürlüğe koyduk. İstinaf mahkemelerimiz de yürürlüğe girmiş oldu. Tabii yargı teşkilatımızın fiziki mekanları dendiğinde sadece mahkemelerimiz değil, adli tıp teşkilatımız, sadece 25 ilde adli tıp teşkilatımız varken bugün 81 vilayetimizde adli tıp hizmetleri, bilirkişilik hizmetleri vermeye devam ediyor. Yine ceza infaz sistemimiz de özellikle adaletin tecellisi dediğimiz zaman bu soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamasında meydana geliyor. Yani suçun unsurlarının araştırılması, suçlunun ortaya çıkarılması, yargılama aşaması ve sonrasındaki infaz aşaması. Hepsi de ceza adaletinin sistemi içerisinde olan hususlar. Dolayısıyla ceza infaz sistemi, ceza infaz koşulları, bunlarda da önemli ilerlemeler sağlandı” dedi.

    “Gelecek vaat eden yargı mensuplarımız mevcut”

    2002 yılından bugüne hakim ve savcı sayılarında artış olduğunu açıklayan Bakan Tunç, ”2002 yılında 9 bin civarında hakim-savcımız varken, bugün bu sayı 24 bine ulaştı. Sayımızı giderek artırıyoruz. Genç bir kadromuz var. Yüzde 70’i 10 yılın altında kıdeme sahip, yüzde 45’i de 5 yılın altında kıdeme sahip. Gelece vadeden bir yargı teşkilatımız söz konusu. Bu teşkilatımızı daha da güçlendirmenin yollarını aramaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Önemli mevzuat değişiklikleri yaptık bu konuda. Yargı reformu strateji belgelerinde düzenlediğimiz özellikle kürsüdeki kardeşlerimizi daha donanımlı hale getirecek uygulamaları başlattık. Hukuk mesleklerine giriş sınavı bunlardan bir tanesi. Hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesinin artırılması noktasındaki çalışmalarımız, kontenjanlarla ilgili, YÖK ile ilgili devam eden görüşmelerimiz, hem hukuk eğitiminin kalitesi hukuktan mezun olan kardeşlerimizin bir ön elemeye tabi tutularak hukuk mesleklerine giriş sınavını kazananların avukatlık stajına başlayabilmesi ve hakimlik ve savcılık sınavına girebilmesi noktasındaki sınavı da 2024 yılından itibaren uygulamaya koyuyoruz. Yürürlüğe giriş tarihi 2024. İnşallah eylül, ekim gibi bu ilk sınavı gerçekleştirmiş olacağız” diye konuştu.

    Giresun’un birçok ilçesine adalet sarayı kazandırıldı

    Giresun’un birçok ilçesine adalet sarayı kazandırdıklarını belirten Tunç, “Bugün burada temelini attığımız adalet sarayımız, 700 gün gibi bir sürede inşallah inşaatı tamamlanacak. Görele adalet binası kazandırmıştık. Tirebolu ilçemize kazandırmıştık. Espiye ilçemizde kazandırmıştık. Bulancak ilçemizde kazandırmıştık. 2018 yılında Espiye’ye 79 bin 595 metrekare kapalı alana sahip bir cezaevi kazandırmıştık. Şimdi Şebinkarahisar’da ihalesini 22 Nisan’da gerçekleştiriyoruz. Oranın da önemli bir ihtiyacını inşallah karşılamış olacağız. Dereli’de sel afetinden sonra hükümet binamızın içerisinde inşa edilen adalet binamıza ayrılan yer var. Onun da inşaatı bitmek üzere” diye konuştu.
    Yeni yapılacak adalet sarayının yanı sıra burada görev yapacak hakim ve savcılar için konut yapımı müjdesi de veren Tunç, “Giresun’a boş gelmedik. Sadece bir temel atma olmasın dedik. Mübarek Ramazan’da Giresunlu hemşehrilerimize 116 milyon lira değerinde 36 tane hakim savcı konutumuzu Giresun’umuza kazandırdık” şeklinde konuştu.
    Programın ardından yıkımına başlanacak eski cezaevinin duvarına sembolik balyoz vurma işlemi gerçekleştiren Bakan Tunç, karayolu ile Giresun’dan Rize’ye hareket etti.

  • “Kara para varsa ortaya çıkacaktır”

    “Kara para varsa ortaya çıkacaktır”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’nın Beypazarı ilçesini ziyaret etti. Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan ile bir araya gelen Bakan Tunç, Beypazarı Adalet Sarayı ile Kaymakamlığı ziyaret etti. Burada vatandaşlarla hasbihal eden Bakan Tunç yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

    “ABD Adalet Bakanlığından bize yazı geldi”

    İstanbul’da oğlunun karıştığı kaza sonrası önce Mısır’a ardından Amerika Birleşik Devletlerine (ABD) kaçan Eylem Tok hakkında soruşturmanın sürdüğünü belirten Bakan Tunç, “Amerika Birleşik Devletleri’yle adli yardımlaşma kapsamında biz yazışmalarımızı gerçekleştirdik. 7 Mart tarihinde de Amerika Birleşik Devletleri’nden iade talebinde bulunduk. İade dosyamızı ilettik ve geçici tutuklama evrakımızı da gönderdik. Bugün itibariyle de Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığından bize yazı geldi. İstenen bazı belgeler var. Bu belgeleri de tamamladık. Burada süreci takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “ABD iade konusunda talebimizi olumlu karşılasın”

    Söz konusu olay ile ilgili adli süreci takip ettiklerini aktaran Bakan Tunç, “Önce Mısır’dan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nden talep ettik. Hem diplomatik yollardan talep ediyoruz hem de Interpol aracılığıyla bunlar gerçekleşiyor. Umut ediyoruz ki Amerika Birleşik Devletleri iade konusundaki talebimizi olumlu karşılasın ve buradaki yargılama süreci de devam etsin” diye konuştu.
    Soruşturma dosyası çerçevesinde iki gözaltının gerçekleştiğini aktaran Bakan Tunç, “Kaza sonrası olay yerine gelen ve sonrasında havaalanına anne ve oğlunu bırakan kişi gözaltına alındı. 18 yaşından küçük sürücünün babasının şoförü oradaki mağdurlardan birinin telefonunu emniyete teslim eden kişiyle ilgili olarak da yine gözaltı kararı verildi. Onlar şu anda gözaltında soruşturmaları devam ediyor. Adli süreci titizlikle takip ediyoruz” ifadesini kullandı.

    “Cumhurbaşkanının 5’de 3 çoğunluk durumunda tekrar adaylık yolu açılır”

    Bakan Tunç’a TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ’ın “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim yoluyla tekrar aday gösterilebilir” sözleri hatırlatıldı. Tunç, verdiği cevapta şunları kaydetti:
    “Anayasamızın 101. maddesine göre Cumhurbaşkanı 5 yıllığına seçilir ve 2 dönem seçilebilir. Ama 116. maddenin 3. fıkrasında da eğer TBMM Cumhurbaşkanının 2. döneminde seçimleri yenileme kararı alırsa 5’te 3 çoğunlukla o durumda 3. dönem için tekrar adaylık yolu açılır.”

    “Bu sayılan paraların kaynağı nedir?”

    Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen desteler halindeki para sayma görüntüleri ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının adil soruşturma başlattığına dikkati çeken Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi:
    “Bu sayılan paraların kaynağı nedir? Tabii bir açıklama yapıldı. Bunların partiye yapılan bir bağış olduğu söylendi. Tabii bu bağış neticede bunların da kuralları var. Siyasi partiler kanununa göre bağışın şekli bellidir. Miktarı da bellidir. Yapılan kampanyada verilen hesap numaraları var. Bu hesap numara yatan paralar mıdır? Acaba bir başka kaynaktan mı geliyor? Yani savcılık bu paraların kaynağını elbette ki soracaktır, sorgulayacaktır.”

    “Kara para varsa ortaya çıkacaktır”

    Sayılan paralar ile ilgili kamuoyunda büyük bir tereddüt ve tepki olduğunu söyleyen Bakan Tunç, “Eğer bir suç ve kara para, suçtan kaynaklanan bir gelir varsa tüm bunlar ortaya çıkacaktır. Artık çağımız banka hesabıyla paraların gönderildiği bir çağdayız. Yani böyle elden on beş milyon gibi bir paranın şimdi tapu kayıtlarına bakıyoruz. Tapu kayıtları, tapunun geçtiği tarihle o belgedeki tarih farklı. Tüm bunları değerlendirecek olan elbette ki Cumhuriyet Başsavcılığı’dır” açıklamasında bulundu.

  • Bakan Tunç’a engelli gençten “Binali Yıldırım” sürprizi

    Bakan Tunç’a engelli gençten “Binali Yıldırım” sürprizi

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Saltukova beldesinde seçim ofisi açılışını gerçekleştirdi. Bakan Tunç konuşması esnasında kürsüye yaklaşan bir engelli genç, cep telefonunu Bakan Tunç’a gösterdi. Engelli genç, Binali Yıldırım ile birlikte çekildiği videosunu gösterdi. Engelli genç, bir süre sonra Bakan Tunç’un elini sıkarak, kürsünün bulunduğu bölgeden uzaklaştı. İlgiyle videoyu izleyen Bakan Tunç ise, “Çok şey anlatmaya çalışıyor. Önceden Başbakanımız ile birlikte çektirdiği videoyu gösteriyor. İnşallah yola devam. Durmak yok. Görüyorsunuz, gözlerimizle, işaretle bile anlaşabiliyoruz” diye konuştu.

    “Yasakçı zihniyeti ortadan kaldırdık”

    Terörle mücadelenin süreceğini belirten Bakan Tunç, “Yasakçı zihniyeti ortadan kaldırdık. Her türlü düşünce özgürlüğüne açığız. Yeter ki teröre bulaşmasın, şiddete bulaşmasın. Bulaşırsa zaten hukuk devleti gereğini yapar. Terörün her türlüsü ile mücadele ettik. Bundan sonra da terörün her türlüsünün kökünü kazıyınca kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu
    Bakan Tunç, AK Parti Saltukova Belediye Başkan Adayı Adil Düzlü’nün adına da gönderme yaparak, “Adalet Bakanı’nı onun için çağırdı. Adil, adaletli olan. Değil mi” diye esprisini yaptı
    Çaycuma seçim ofisinin de açılışını yapan Bakan Tunç, Çaycuma ve Saltukova’daki esnafları da gezdi.

  • “Değişiklikler vesayetçi ruhun azalmasını sağladı”

    “Değişiklikler vesayetçi ruhun azalmasını sağladı”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Karabük Belediye Başkan Adayı Özkan Çetinkaya’nın proje tanıtım toplantısına katıldı. Kabinede yer aldığını ve bir köprü görevi görmeye söz veren Bakan Tunç, “Bölgenin bir evladı olarak sizlerin hemşerisi olarak kabinede hükümetimizde sayın Cumhurbaşkanımız da bir köprü vazifesi görmeye bir kere buradan söz veriyoruz. Milletvekillerimize el ele vererek inşallah Özkan kardeşimizi il belediyeleri arasında en genç başkan olarak inşallah başarılı olmasını sizler seçtikten sonra Karabüklü hemşerilerimizin takdiriyle inşallah bu projeleri hayata geçireceğiz. Bu güzel projeleri ne kadar süre içerisinde hayata geçirebilirsiniz dedim. İlk 5 yıl dedi yani ilk 5 yılda eğer bu projeler hayata geçerse gerçekten Karabük bambaşka bir Karabük olur” dedi.

    “Karabük’te yeni bir dönem başladığını hep beraber görüyoruz”

    AK Parti’nin adayı Özkan Çetintaya’nın adaylığı ile birlikte Karabük’te yeni bir dönem başladığını ifade eden Tunç, “Bu heyecan Özkan kardeşimizde var. Artık Karabük’te yeni bir dönem başladığını hep beraber görüyoruz Karabük’müze bugüne kadar çok önemli hizmetleri geçen değerli milletvekillerimiz oldu. Onlara buradan çok teşekkür ediyoruz, bir kısmı aramızda. Mehmet Ali Şahin başkanımız da aramızda. Diğer aramızda bulunan milletvekillerimize varıncaya kadar hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Hükümet yatırımları konusunda çok önemli mesafeler aldı. Hayatını kaybeden milletvekillerimiz Burhanettin hocamız, Ali Öğüten milletvekilimiz Allah’tan rahmet diliyoruz. Yine bugüne kadar bu teşkilata emek veren teşkilat mensuplarımızla hayatını kaybedenlere de Cenabı Allah’tan rahmet diliyoruz. Kastamonu’da büyük bir heyecan var oradan Kastamonu Taşköprü ye geçtik. Seçim irtibat bürosunu açmak için gittik. Ama bir mitinge dönüştü, büyük bir heyecan olduğunu gördük. Oradan Sinop’a gittik Sinop’ta da adayımızın projelerinin tanıtım toplantısına katıldık. Adayımızın Sinop’a değer katacak o güzel Karadeniz’in incisine yükseltecek projeleri dinledik. Bugün de biraz gecikmeli olarak bu toplantıya katıldık. Karabükümüzün önünün açık olduğunu ve inşallah Karabüklülerin bu fırsatı vererek Karabük’te gerçek belediyeciliğe başlatacaklarını yürekten inanıyorum” diye konuştu.

    “Karabük’ü Karadeniz’e bağlayan yol projenin takipçisiyiz”

    Karabük’ü Karadeniz’e bağlayan yol projesini hayata geçirmek için önümüzdeki süreçte yoğun çaba sarf edeceklerini belirten Tunç, “Karabük demir çeliğin başkenti. Karabük, Zonguldak, Bartın daha önce tek bir vilayetti. Sonrasında ayrı ayrı yollarımıza devam ettik ama gönüller bir oldu. Ortak projelerimiz var bu ortak projelerin hayata geçmesi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. En başta Karabük’ü Karadeniz’e bağlayan yol projemiz. Yatırım programımızda inşallah Karabük, Safranbolu-Bartın duble yolunun yapılmasıyla ilgili olarak hem Özkan kardeşimiz Belediye Başkanı olduğunda daha çok bastıracak inşallah. Hem de milletvekillerimizle beraber biz o projenin takipçisiyiz. Çünkü Karabükümüzü sahile ulaştıracak Amasra ile Karabük’ü ve Safranbolu’yu bütünleştirecek önemli bir yol projesi. İnşallah onu hayata geçirmek için de önümüzdeki dönemde yoğun bir gayret göstereceğiz. Yine Karabük’te Garpark çok güzel bir proje. O zaten tek başına o hayata geçse Karabük’te Karabük bambaşka bir güzelliğe kavuşacak. ve o gar parkın hemen yanında da Adalet Bakanlığı’na tahsis edilen 21 bin metrekare alan var ve orada bir proje çalışmalarını başlattık. İnşallah önümüzdeki günlerde proje tekliflerini alacağız ve Karabük’e yakışır ve o gar parkla bütünleşecek o meydanla bütünleşecek mimaride adaletin de vatanına yakışır bir adalet sarayına inşallah kazandıracağız” dedi.

    “Cumhurbaşkanımız İstanbul’u yaşanılır hale getirdi, o başarı dalga dalga yayıldı”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndaki başarısının Anadolu’da dalga dalga yayıldığını milletin de “AK Parti’yi kurt, sorunları sen çözersin” dediğini anlatan Tunç, şöyle devam etti:
    “1994’te Cumhurbaşkanımızın Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetimindeki o yaşanılmaz hale getirilen İstanbul’u devralarak 4,5- 5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde yaşanılır hale getirmiş olması işte orada gerçek belediyeciliğinin temellerinin atıldığı dönemdir. Havası soluna olmayan çöpleri toplanamayan sıla ve akmayan Haliç’in kenarından kokudan geçilmeyen İstanbul’u devraldı Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminden 94 te sayın Cumhurbaşkanımız ve tek bir dönemde kısa bir süre içerisinde İstanbul’u yaşanılır hale getirdi ve o başarı Anadolu’da dalga dalga yayıldı AK Parti’nin kurulmasını sağladı adeta milletimiz o başarıyı gördü İstanbul’u bu kısa süre içerisinde o çözülemeyen sorunlarını çözdü ve İstanbul’da yaşanır hale getirdin dedi bütün milletimiz Anadolu’da. ‘Sen bir parti kur, seni Başbakan yapalım. Türkiye’nin de çözülemeyen sorunlarına sen çözersin’ dedi ve adeta onun bir parti kurmasını zorladı, Yani AK Parti’nin kuruluş sebebi gerçek belediyecilikten gelir. Gerçek belediyecilik o dönemde uygulanan ve AK Parti’nin kurulmasıyla beraber de bütün ülke genelinde eser ve hizmet siyasetine dönüşen ekolün adıdır.”

    “17 seçimde milletimiz tercihini yaptı. Şimdi 18. Sandık geliyor”

    AK Parti’nin 22 yıldan bu yana iktidarda olduğunu 17 seçimde milletin tercihini AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan yaptığını belirten Tunç, “Şimdi Karabük inşallah yeni bir dönemi 1 Nisan’dan itibaren o ruhu burada başlatacak inşallah. Bundan hiç şüphemiz yok. O başarı AK Parti’nin kurulmasını sağladı ve 14 ay gibi kısa bir süre içerisinde milletimiz söz verdiği gibi tek başına iktidara getirdi. 22 yıldan bu yana da iktidardayız. 17 seçim geldi geçti, 17 seçimde de milletimiz tercihini AK Parti’den Recep Tayyip Erdoğan’dan Cumhur İttifakı’ndan yana kullandı. Şimdi 18 sandık geliyor. Muhalefetin içinde bulunduğu durumu görüyorsunuz. 10 ay önce yapılan seçimlerde bir ittifakları vardı, şimdi dağıldılar altılı masa dediler. Masanın orta hakları vardı. Cumhurbaşkanı adaylarını şimdi kendi partilerine genel başkanlığına bile layık görmediler. Sonrasında o Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak kişiler de şimdi hepsi birbirine düştü. Demek ki Allah korusun bunlar bir iktidara gelmiş olsalardı; iktidarı nasıl paylaşacaklarını nasıl paylaşamayacaklarını işte şimdi içinde bulundukları duruma baktığımız zaman görüyoruz. Nasıl bir tehlikeden geçmişiz ama milletimiz gerçekten kadirşinas ve izan sahibi. En doğru kararı verdi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde kabinemizin ikinci dönemini başlattı. Şimdi 31 Mart’ta vereceğimiz kararla da yerel seçimleri yapacağız. Yerel seçimler önemli. Şehirlerimizi yönetecek olan belediye başkanları önemli. Gerçek belediyecilik önemli. Gerçek belediyecilik dediğimiz zaman kalkınmacı belediyeciliktir. Şehrini geliştiren büyüten üretken belediyeciliktir. Yeni projeler üretir, vaat ettiği projelerin de ötesine geçen uygulayan sürekli hükümetten isteyen, proje üretip bakanından milletvekilinden o projelere destek isteyen belediyeciliktir. Gerçek belediyecilik şefkatli belediyeciliktir. Biraz önce örneklerini gördüğümüz. Fakir fukaranın yardımına koşan hastayı evinde hasta bakımını yapan, yaşlının ayağına giden, belediyecilik hizmetlerinde özellikle kimi kimsesi olmayanları gözeten belediyeciliktir. Gerçek belediyecilik ulaşılabilir belediyeciliktir. Erişilebilir belediyeciliktir. Bir problem için telefonu açtığınızda belediyeye orada karşınızda muhatap bulabilmektir. Gerçek belediyecilik hem fiziken ulaşılabilen hem de dijital yolla da ulaşılabilen işte biraz önce Özkan Bey’in projeleri tüm bu ilkelere ihtiva eden çok güzel hazırlanmış düşünülmüş, taşınmış ve uygulanabilir belediyeciliktir. Adil belediyeciliktir. Herkese eşit hizmet götürür, her mahalleye eşit hizmet götürür. Ayrım yapmaz mahalle ayrımı yapmaz, dolayısıyla adaletlidir, güvenilirdir. İnşallah tüm bu ilkelere uygun işte biraz önceki gördüğümüz projeler de hayata geçtiğinde Karabüklü hemşerilerimiz yaşamaktan gurur duyduğu onur duyduğu ve çocuklarımızın da Karabük’te yaşamaktan mutlu olduğu bir şehri inşallah imar edecek ve gönülleri de ihya ederek yoluna devam edecek” dedi.

    “Ülkemizi istikrarlı kalkınma hamleleriyle ileriye taşıdık”

    “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyerek eğitimden sağlığa sosyal politikalardan kültüre her alanda insanı güçlendirmek için çalıştıklarını belirten Tunç, “22 yıldan bu yana hep önce insan dedik insanı yaşat ki devlet yaşasın dedi. Bunu derken biz sadece bunu parti programımıza yazmakla ya da bir slogan olarak kullanmadık bunu uygulamamızla, icraatımızla gösterdik. Eğitimden, sağlığa, sosyal politikalardan kültüre her alanda insanımızı güçlendirmek için çalıştık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insanı güçlendiren insanı önemseyen politikalara ağırlık verdik. Bu nedenle zaten 22 yıldan bu yana iktidarda kalabildik. İnsanı önemsemeye öncelemeye devam edeceğiz. Hep önce insan demeye devam edeceğiz. Kadınıyla genciyle yaşlısıyla işçisiyle memuruyla emeklisi ile çocuğuyla hep insan diyeceğiz. Önce insan diyeceğiz, insan güçlü olacak ki aile güçlü olsun. Aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun, millet olarak güçlü olalım. İstikrarlı kalkınma hamlelerini kesintisiz sürdürdük. Bugüne kadar 81 vilayetimizin eserlerle donattık. Hiçbir ayrım yapmadan bunu gerçekleştirdik. 81 vilayetimizde gerçekleştirdiğimiz o icaratlarla ülkemizi o istikrarlı kalkınma hamleleriyle ileriye taşıdık. Enerjide bağımsız savunma, sanayinde bağımsız, yabancıya muhtaç olmayan bir Türkiye olsun diye hem çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık. Özgürlük alanını genişlettik. Üniversitelere alınmayan kız çocuklarımızı hatırlayalım. O birinci olan kürsülerden yaka paça aşağıya indirilen kızlarımızı hatırlayalım. İşte 28 Şubat’ın yıl dönümünü daha yeni geride bıraktık. O karanlık günlerden bugünlere geldik. Temel hak ve özgürlüklerin önüne engel koymak isteyen vesayetçi darbeci anlayışla mücadele ede ede bugünlere geldik demokrasimizi güçlendirdik. Ülkemizde yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşabilmesi için mücadelesine milletimizle beraber yaptık. Türkiye’yi huzurlu bir geleceğe kavuşturmak için çocuklarımızın gençlerimizin daha huzurlu bir geleceğe kavuşması için terörün her türlüsüyle mücadele ettik ve kökünü kazıyıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz inşallah. Karabüklü hemşerilerimiz bu mücadelede hep yanımızda oldu. Genel seçimlerde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, referandumlarda rekor oranda destek verdiniz. O nedenle biz Karabüklü hemşerilerimize borcumuz var ve inşallah belediyeyi de kazandıktan sonra şu projeleri çok hızlı bir şekilde hayata geçirerek hem yerelde hem genelde bu borcumuzu biz Karabüklü hemşerilerimize ödemek istiyoruz. İnşallah bunu gerçekleştireceğiz, Karabüklü hemşerilerimiz bu fırsatı verecek” şeklinde konuştu.

    “Vesayetçi anlayış bir daha devreye giremesin diye önemli yapısal reformları hayata geçirdik”

    Türkiye’nin demokrasisini güçlendirmek için çalıştıklarını, bunları yapmaya çalışırken de her türlü engellemelerle karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Tunç, Anayasa’daki vesayetçi anlayışın bir daha devreye girememesi için önemli yapısal reformları hayata geçirdiklerini kaydetti. 15 Temmuz hain darbe girişimine de değinen Tunç şöyle devam etti:
    “Türkiye’nin demokrasisini güçlendirmek için çalıştık. Bakınız 22 yıldan bu yana ülkemiz ekonomide 3-4 kat büyürken dünya projelerine adım atarken milletimizin refahını artırmaya yönelik icraatları yapmaya çalışırken, her türlü türlü engellemelerle karşı karşıya kaldık. 367 krizleri, e muhtıralar, parti kapatma davaları, gezi olayları ki Türkiye’nin enflasyonun yüzde 5’e düştüğü faizlerin yüzde 5’e düştüğü dünya projelerini konuştuğumuz, dünyanın en büyük hava alanlarını konuştuğumuz köprülerini konuştuğumuz nükleer santralini konuştuğumuz enerjide bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz savunma sanayinde yüzde 80’lere varan yerlilik oranını yakalamaya çalıştığımız ve İMF defterini kapatarak bize artık dünyaya ekonomide de kimseye muhtaç değiliz diye ilan ettiğimiz bir dönemde o gezi olaylarını başlattılar. Sokakları ateşe vererek adeta bir sokak darbesiyle hükümeti değiştirmeye çalıştılar. Başaramadılar sonrasında 17-25 Aralık emniyet-yargı darbesiyle başarabileceklerini zannettiler. Orada da başaramadılar. Terörü azdırmaya çalıştılar. Hendekler kazdılar başarılı olamadılar. Son darbeyi 15 Temmuz karanlık gecesinde vurabileceklerini ve Türkiye’nin yönetimini birilerine küresel güçlere devredebileceklerini düşündüler ama milletimizin şanlı direnişiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla karşı karşıya kaldılar. O darbecileri o karanlık geceyi darbecilere darbe yaparak aydınlığa çevirmeyi milletimizle başardı. Şimdi tabii ondan sonraki süreçte bir yönetim reformu yaptık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek Cumhuriyetimizi güçlendiren demokrasimizi güçlendiren halkın yürütmeyi doğrudan belirlediği istikrar sistemine adım attık. O istikrarsız yönetim koalisyonlar devri olan parlamenter sistemi bırakarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtik. Anayasamızda önemli bir yönetim reformuydu. Bunun dışında anayasamızda temel hak ve özgürlükleri genişleten, hak arama yollarını artıran kadın hakları çocuk hakları dezavantajlı kesimlerde dediğimiz engellilerimiz şehit, gazilerimiz tüm bunlara pozitif ayrımcılık getiren düzenlemeleri hayata geçirdik. Anayasamızda vesayetçi ve darbeci ruhu taşıyan maddeleri ortadan kaldırmaya ve anayasamızı vesayetçi ruhtan arındırmaya çalıştık. Milletimizin desteğiyle bunları yaptık. Anayasamızda bir daha bu ülkede darbe olmasın vesayetçi anlayış bir daha devreye giremesin diye önemli yapısal reformları hayata geçirdik.”

    “İnşallah parlamentomuz da bu uzlaşma sağlanır”

    YAŞ, MGK, HSK, Anayasa Mahkemesi’nin yapısına varıncaya kadar demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirdiklerini belirten Yılmaz Tunç, “Yüksek Askeri şuranın yapısından, Milli Güvenlik Kurulunun yapısına varıncaya kadar, hakimler savcılar kurulunun yapısından Anayasa Mahkemesi’nin yapısına varıncaya kadar tüm bunları demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirdik. Devlet Güvenlik Mahkemelerini kaldırdık. Özel yetkili mahkemeleri kaldırdık. Askeri mahkemeleri kaldırdık. Askeri, Yargıtay’dan. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne varıncaya kadar, tüm bunlar anayasamızda temizlendi. Darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı anayasamızda kaldırdık. Sıkıyönetim gerektiğinde ilan edilebilir diye bir madde vardı anayasamızda kaldırdık. Anayasamızın vesayetçi ruhunu azalttık ama tabii tüm bu değişiklikler önceki dönemlerde yapılan değişikliklerde anayasadaki vesayetçi ruhun azalmasını sağladı. Tamamen ortadan kalkmasını o maddelere sinen ruh bakımından tam diyemeyiz. O zaman şimdi önümüzdeki hedefimiz Türkiye vizyonunun başında, ülkemizi milletimizi demokratik, sivil, katılımcı, temel hak ve özgürlükleri öne alan yeni bir anayasaya kavuşturmak inşallah parlamentomuz da bu uzlaşma sağlanır ve özellikle temel hak ve özgürlükleri insan haklarını güvenceye alan bir anayasayla yolumuza inşallah Türkiye vizyonunda devam ederiz” diye sözlerini tamamladı.

  • Kirada zam sınırı kalkıyor

    Kirada zam sınırı kalkıyor

    Konuyla ilgili açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “1 Eylül’den itibaren kira davalarında arabuluculuk dönemini başlattık. Yüzde 25 kira artışı durumunun sürmesine gerek kalmayacak.” dedi.

  • “Ülkemiz şer odaklarından temizlenerek bu günlere geldi”

    “Ülkemiz şer odaklarından temizlenerek bu günlere geldi”

    Zonguldak’ın Devrek ilçesinde AK Parti’nin seçim bürosunun açılışı gerçekleştirildi. Burada toplanan kalabalığa AK Parti Devrek İlçe Başkanı, İl Başkanı Mustafa Çağlayan, Zonguldak Milletvekilleri Muammer Avcı, Saffet Bozkurt ve Ahmet Çolakoğlu hitapta bulundu.

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç seçim koordinasyon merkezinin hayırlı olmasını temenni ederken seçime kalan 37 günün ardından sandık başına gidileceğini vurguladı. Özcan Ulupınar ile 26. Dönemde parlamentoda birlikte görev yaptıklarını ifade eden Bakan Yılmaz Tunç, “37 gün kaldı. Hep beraber milletçe sandık başına gideceğiz. Belediye Başkanlarımızı, il genel meclis üyelerimizi, belediye meclis üyelerimizi, muhtarlarımızı seçeceğiz. Yerel yöneticilerimizi seçeceğiz. En doğru kararı bugüne kadar milletimiz 2023 Mayıs seçimlerinde verdiler. İnşallah o karar doğrultusunda da yerel seçimlerde de inşallah vereceklerdir. Devrek’in bir hemşerisi evladı olarak mutlaka burada açılışta bulunmam lazım dedim. Bartın’daki programlara giderken inşallah bu davet nedeniyle de Özcan Ulupınar’a da teşekkür ediyorum. Özcan Ulupınar hepinizin yakından tanıdığı bir isim. Ben kendisini eskiden beri tanıyorum. Parlamentoda beraber görev yaptık. Önemli belediye hizmetlerine Devrek’te imza attı. Bir buçuk dönem, iki dönem belediye başkanlığı yaptıktan sonra parlamentoda milletvekilliği görevi yaptı. Ara dönemdeki kayıp yılları inşallah 31 Mart’ta vereceğiniz karar sonrası süratli bir şekilde telafi edeceğiz” dedi.

    “AK Parti’nin kurulma sebebi belediyecilikteki başarısıdır”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994 yılında CHP’den devraldığı İstanbul’u 4,5 yılda yaşanabilir bir şehir haline getirdiğini hatırlatan Bakan Yılmaz Tunç, AK Parti’nin kurulma sebebinin belediyecilikteki başarısı olduğuna dikkat çekti. Tunç şöyle devam etti:
    “Gerçek belediyecilik diyoruz. AK Parti’dir. AK Parti’nin kurulma sebebi belediyecilikteki başarısıdır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 1994 yılında CHP’den devraldığı belediyecilik nasıl bir belediyecilikti. Havası solunamayan, suları akmayan, çöpleri toplanamayan, yaşanılamaz hale getirilmiş bir İstanbul’du. O İstanbul’u CHP yönetiminden devraldı. 4.5 yıl gibi çok kısa bir süre içerisinde suları akan, Haliç’i temizlenen, yaşanılabilir hale getirilen, dünya projelerine adım atan bir İstanbul ortaya çıktı. İşte İstanbul’daki o başarı ne yaptı Anadolu’dan görüldü. Bu başarı Anadolu’ya dalga dalga yayıldı. CHP’nin yaşanılamaz hale getirdiği İstanbul’u yaşanılır hale getirdi dedi. 28 Şubat’ta temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasından mustarip olan, demokrasi standardının çok aşağıya düşürüldüğü, siyasi krizlerin, terör olayların, faili meçhullerin zirveye çıktığı o 90’lı yılların sıkıntılarından kurtulmak isteyen milletimiz çareyi İstanbul’u kurtaran Türkiye’yi de kurtarır dedi. Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Artık sen şu partiyi kur da seni Başbakan yapalım’ dediler. Adeta AK Parti’nin kurulmasını millet zorladı. AK Parti masa başında Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının bir parti kuralım da milletten oy isteyelim diye kurduğu bir parti değil. Bir siyaset mühendisliğinin neticesinde kurduğu bir parti değil. Bu parti millet hareketi. Erdoğan’a ‘Sen İstanbul’da 4.5 yıl öyle başkanlık yaptın ki Türkiye’ye Başbakan olursan bu ülkeyi sıkıntılardan kurtarırsın’ diyerek AK Parti’nin kurulmasını zorladı. 14 ay gibi kısa süre içerisinde iktidara geldi. Bütün partiler sandığa gömüldü.”

    “Milletimiz pişman olmadı, 17 sandıkta da tercihi AK Parti’den yana kullandı”

    AK Parti’nin iktidara gelmesinin üzerinden 22 yıl geçtiğini, milletin pişman olmadığını ve önüne konulan 17 sandıkta da tercihini AK Parti’den, Cumhur İttifakı’ndan yana kullandığını vurgulayan Bakan Yılmaz Tunç sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Milletimiz AK Parti’yi iktidara getirdikten sonra aradan 22 yıl geçti. Milletimiz pişman olmadı. Önüne konulan 17 sandıkta da tercihini AK Parti’den Recep Tayyip Erdoğan’dan yana ve son seçimlerde de Cumhur İttifakı’ndan yana kullandı. Neden? Bir sebep olmalı? Bu muhalefet partilerinin söylediği doğru olsaydı tekrar tekrar hem yerel seçimlerde hem genel seçimlerde hem referandumlarda hem Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tekrar tekrar her sandığa gittiğinde tercihi Recep Tayyip Erdoğan’dan yana kullanır mıydı? 22 yılda Türkiye’nin kronikleşmiş sorunlarını teker teker çöze çöze bugünlere geldik. Hep siyasetimizin merkezine insanı koyduk. İnsanı güçlendirmek lazım dedik. İnsanlarımız eğitimden sağlığa, kültürden sosyal politikalara, adalete. Güvenliğe varıncaya kadar her alanda güçlü insan için çalıştık. İnsan güçlü olacak ki aile güçlü olsun, aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun dedik. İstikrarlı kalkınma hamleleriyle ülkemizin 81 vilayetini eser ve hizmet siyaseti vizyonuyla icraatlarla eserlerle donattık. Eser deyince Devrek’te aklımıza Veysel Atasoy aklımıza geliyor. Yine daha eskiye gidince Vedat Ali Özkan aklımıza geliyor. İşte o çizgi, o hizmet eser siyaseti 2001’den itibaren AK Parti bu siyaseti markalaştırdı. Ve istikrarlı kalkınma hamleleriyle ülkemizin her bir köşesini yatırımlarla donattık. Dünya projeleriyle milletimizi tanıştırdık. Enerjide bağımsızlığımızı ilan ediyoruz. İşte nükleer enerji, işte doğalgaz keşfi. Burada bu doğalgaz yok muydu? Vardı. Hemen karşımızda Karadeniz’de doğalgaz vardı. Ama arayan yoktu. Aramak için yabancı şirketlere ihaleler yapılıyordu. O gemiler gidiyordu oralara. Gittik ama bulamadık deniliyordu. Ne zaman yerli ve milli gemilerimizle sismik araştırma imkanlarımızı yerlileştirdiğimizde Karadeniz’de doğalgazı keşfettik. Gabar’da dağları teröristlerden temizledik petrol fışkırdı.”

    “Enerjide bağımsız olmadığımız müddetçe bu ülkenin kalkınması mümkün olmaz”

    Cari açığın büyük bir kısmını oluşturan enerji giderini azaltmanın yolunun milli enerji olduğunu aktaran Bakan Yılmaz Tunç, “Milletin alım gücünü artırmak mümkün olmaz. Cari açığımızın büyük bir kısmını oluşturan enerji giderini azaltmanın yolu milli enerji. İşte doğalgazıyla petrolüyle nükleeriyle bunu sağlamanın gayreti içerisindeyiz. Yine savunma sanayimiz yüzde 80 yabancılara muhtaçtık. Terörle mücadelede o nedenle zaafiyet oluyordu. Ama şimdi yüzde 80 yerlilik oranına ulaştı. O sayede terörle mücadele de başarılı oluyoruz. Bakın güneyimizde bir terör devleti kurdurmaya çalıştılar. Buna müsaade etmedik. 30 kilometre dışarıda güvenli bölge oluşturmak için mücadele ettik. Bu uğurda şehitler verdik. Şehitlerimize buradan rahmet diliyoruz. İnşallah onların emanetlerine sahip çıkabilmek için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. İnsanımızı güçlendirmeye, istikrarlı kalkınma hamleleriyle milletimizin refahını artırmaya devam edeceğiz. Demokrasinin standartlarını artırmaya devam edeceğiz. Hep hukukun üstünlüğüne inanmaya ve adaletin tesisi ve güvenilir adalet için çalışmaya hep beraber devam edeceğiz. Dünyada hakkaniyeti savunmaya mazlumu savunmaya insan haklarını savunmaya devam edeceğiz. İç politikada dengeli hakkaniyetli dış politikamızda da Türkiye eksenini oluşturmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi terörden arındırarak her türlü şiddetten arındırarak kadınlarımızı, çocuklarımızı koruyarak huzurlu bir geleceğe çocuklarımızın gençlerimizin daha huzurlu daha müreffeh bir geleceğe taşımanın gayreti içinde olacağız. Milletimize hizmet ederken bu hizmetleri hazmedemeyen Türkiye’nin gelişmesini kalkınmasını bölgesinde lider dünyada bir lider konuma yükselmesini istemeyen şer odaklarıyla mücadele etmeye onlara fırsat vermemeye devam edeceğiz. Gezi olaylarıyla sokakları karıştırmak isteyenler, sokakta darbe arayışına girmek isteyenler başarılı olamayınca masa başında emniyet yargı darbesiyle bunu başaracaklarını zannettiler ama başaramadılar. Sonrasında terörü azdırmaya çalıştılar yine başaramadılar. Yine 15 Temmuz hain darbe kalkışmasına giriştiler milletimizin şanlı direnişiyle, Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla karşı karşıya kaldılar ve ülkemiz o şer odaklarından temizlene temizlene bu günlere geldi. Bundan sonra da bu şer odaklarına ve onların maşaları tutan ellere hiçbir zaman fırsat vermeyeceğiz. 37 gün sonra sandık başına giderken öncelikle şehrimizi en güzel kim yönetir ona bakacağız” cümlelerine yer verdi.

  • Bakan Tunç’tan Can Atalay kararı açıklaması

    Bakan Tunç’tan Can Atalay kararı açıklaması

    Devrek ilçesinde açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay’ın milletvekilliğiyle ilgili kararına dair gerekçeli kararın henüz yayınlanmadığını belirtti. Anayasa Mahkemesinin “karar verilmesine yer olmadığı” yönünde bir karar verdiğini aktaran Tunç, gerekçeli kararın yayınlanmasının ardından yorum yapmanın daha doğru olacağını ifade etti.

    Anayasa’nın 84. maddesine atıfta bulunan Bakan Yılmaz Tunç, “Anayasa mahkemesinin gerekçeli kararı henüz yayınlanmadı. Gerekçeli karar gördükten sonra yorum yapmak daha doğru olur. Tabii Anayasa Mahkemesi’nin yok hükmünde değil de karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini öğrendik. Gerekçeli karar yayınlandığında da bunun hangi gerekçeyle verildiğini öğrenmiş olacağız. Burada Anayasamızın 84. Maddesi açık. 84. maddede milletvekilliğinin düşme sebepleri yazar. Orada devamsızlık nedeniyle, milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir iş yaptığında ya da kesin hüküm nedeniyle milletvekilliği düşer. İstifa ve ölüm nedeniyle düşer. Tabii bu düşme sebeplerinden kesin hüküm nedeniyle düşme durumunda Anayasanın 85. maddesine göre Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılamaz. Anayasamızın açık hükmüdür bu. Can Atalay’ın milletvekilliği de kesin hüküm nedeniyle mecliste kesin hükmün okunması nedeniyle milletvekilliği düşmüştür. Bu durumda tabii Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmıştır. Burada Anayasa Mahkemesi’nin henüz daha gerekçeli kararını görmedik ama karar verilmesine yer olmadığına şeklinde değil de burada yetkisizlik nedeniyle ret kararı verilmesi gerekir. Çünkü anayasanın açık hükmü söz konusu. Karar verilmesine, yer olmadığına karar vermenin gerekçesini ancak gerekçeli kararda görebileceğiz. Eğer Anayasa Mahkemesi’nin bu yöndeki kararı mecliste okunan kesin hükmün tartışılması nedeniyle ise burada bu doğru değildir. Kesin hüküm kalkmamıştır” dedi.

    “Kesin hüküm mecliste okunmuştur”

    TBMM genel kurulunca alınan bir karar olmadığı sürece kesin hükmün okunduğu ve milletvekilliğinin de kendiliğinden düştüğünü ifade eden Bakan Yılmaz Tunç şöyle devam etti:
    “Kesin hüküm mecliste okunmuştur. Ama karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar eğer ilgili bu konuda Anayasa’nın 85. Maddesi gereğince Anayasa Mahkemesi’ne gidemeyeceği ve ortada Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından alınan bir karar olmadığı sadece çünkü kesin hüküm okunuyor ve milletvekilliği kendiliğinden düşüyor. Milletvekilleri bir oylama yapmıyor. Dolayısıyla böyle bir işlem olmadığı için karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilse durum farklıdır. Dolayısıyla burada Anayasa Mahkemesi’nin önceki içtihatları söz konusu önceki başvurularda bu tür başvurularda ret kararı vermiştir. Ama burada farklı bir durum söz konusu. Gerekçeli karar ortaya çıktıktan sonra göreceğiz. Anayasamızın milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen 83. maddesi açık. 83. maddesinde seçimden önce soruşturmasına başlanmış olan anayasal düzene ilişkin suçlar terör suçları dokunulmazlık kapsamın dışındadır. Dokunulmazlığın istisnasıdır. Burada da bir yargı süreci gerçekleştirmiştir. Seçimden önce başlayan Gezi olayları nedeniyle başlayan bir ceza soruşturması vardır. Yerel mahkeme istinaf ve Yargıtay bu suçu değerlendirmiştir. Ve bir kesin hükme ulaşmıştır. Dolayısıyla bu kesin hüküm de ortadan kaldırılmış değildir. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bireysel başvuru neticesinde verdiği ihlal kararıyla ilgili olarak da Yargıtayımız Anayasanın 83. ve 14. maddelerinin uygulanamaz hale getirilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması yönünde karar vermiştir.”

    “İki yüksek mahkeme arasındaki görüş farkı nedeniyle bugünlere gelmiş bulunuyoruz”

    İki yüksek mahkeme arasındaki görüş farkı nedeniyle sürecin bu günlere geldiğini ifade eden Bakan Yılmaz Tunç “Burada iki yüksek mahkeme arasındaki görüş farkı nedeniyle bugünlere kadar gelmiş bulunuyoruz. Tabii bunun çözümü var. Bunun çözümü de yine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılacak olan yasal ve anayasal değişikliklerdir. Anayasa değişikliği bir uzlaştırma, uzlaşma gerektirir. Tabii eğer bu yapılamıyorsa bu sorunun çözümü yine kanunlarımız da yapılacak değişikliklerledir. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararları, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılır. 311. Maddeye göre. Ama Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ilgili olarak farklı bir düzenleme vardır. Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararları Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş kanununun 50. maddesinde yeniden yargılamaya karar verir ve yapılacaklara da hükmeder şeklinde bir düzenleme söz konusudur. Burada tabii adliye mahkemelerinin görev alanı ve bir kesin hükmün ortadan kaldırılması usulü yargılamanın yenilenmesiyle mümkün olabilecek bir husustur. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu’nun 50. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinde yapılacak olan değişikliklerle bu sorun ortadan kaldırılabilir. Bu takdirde tabii Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin elindedir” ifadelerine yer verdi.

    8. Yargı Paketi önümüzdeki hafta TBMM’de

    Sekizinci Yargı Paketi’nin Adalet Komisyonu’nda görüşmelerinin tamamlandığını ve kabul edildiğini önümüzdeki hafta meclis genel kurulunda görüşmelerinin gerçekleştirileceğini ifade eden Bakan Yılmaz Tunç, yargı hizmetlerinin etkinliğinin arttırılması, yargının hızlandırılması, hak arama yollarının genişletilmesi ve kişisel verilerin korunmasıyla ilgili önemli düzenlemelerin bu pakette yer aldığını açıkladı
    Meclisin çalışma takvimi nedeniyle seçim sonrası getirilecek düzenlemelerin de olacağını ifade eden Bakan Yılmaz Tunç şöyle devam etti:
    “Sekizinci Yargı Paketi adalet komisyonunda görüşmeleri tamamlandı ve kabul edildi. Önümüzdeki hafta meclis genel kurulunda görüşmeleri gerçekleştirilecek. Burada yargı hizmetlerinin etkinliğinin arttırılması, yargının hızlandırılması, hak arama yollarının genişletilmesi ve kişisel verilerin korunmasıyla ilgili önemli düzenlemeler var. Tabii paket seçim takvimi nedeniyle meclisin çalışma takvimi nedeniyle ikiye ayrıldı. Seçim sonrası da getireceğimiz düzenlemeler var. Özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu’nda cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik önemli çalışmalar var. Bunların da bu süreçte seçim sonra değerlendirileceğini umut ediyoruz. Tabii şu anda Adalet Komisyonu’nda görüşmeleri tamamlanan, 41-42 maddelik kanun teklifi komisyonda görüşmeleri tamamlandı. Genel kurulda görüşmeleri yapılacak. Burada ana hatlarıyla özellikle yargıyı hızlandıracak, sadeleştirmeye yönelik önemli düzenlemeler var. İstinaf, temyiz ve itiraz sürelerinin çok farklı farklı süreler, yedi günlük, sekiz günlük, on beş günlük bir haftalık süreler var. Tüm bunları ortadan kaldırıyoruz. Artık istinaf, itiraz ve temyiz süreleri bütün dava iki hafta olarak belirliyoruz. Yüze karşı okumadan mı yoksa tebliğ edildiğinden sonra mı başlar süre? Bu tartışmaları da ortadan kaldırıyoruz. Bütün davalar bakımından itiraz, istinaf ve temyiz süreleri iki hafta olarak belirlenecek. Yine uzun yargılamalardan dolayı vatandaşlarımız tazminat talebinde bulunuyorlardı. Anayasa Mahkemesi’ne gidiyorlardı. Tabii hem Anayasa Mahkemesi’nin buradaki dosya sayısını fazlalaştıran bir durum söz konusuydu. Hem uzun süren bir süreçti. Bunu da kısaltan vatandaşlarımızın özellikle hak arama hürriyetini genişleten Adalet Bakanlığı bünyesindeki tazminat komisyonuna müracaat edip hakkını öncelikle oradan arayabilmesiyle ilgili bir düzenleme var. Yine Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki koruma tedbirleriyle ilgili eğer gözaltı süresinin uzatılması ya da beraat etmiş ve öncesinde tutuklu kalmışsa, buna yönelik tazminat taleplerinin de yine tazminat komisyonu ve Ağır Ceza Mahkemesi’nden talep edilmesiyle ilgili düzenlemeler var. Yine kişisel verilerin korunmasıyla ilgili, özel hayatın korunmasıyla ilgili biliyorsunuz 2010 anayasa değişikliğiyle, kişisel verilerin korunması, anayasal güvenceye kavuşmuştur. Sonrasında yasal düzenlemeler yapmıştı. Tabii bu yasal düzenlemelerin özellikle Avrupa Birliği veri koruma tüzüğüne uyum sağlaması bakımından bir takım düzenlemeler yapılıyor. Burada özellikle vatandaşlarımızın kişisel verilerin işlendiği durumda bunların özellikle kişisel verilerin başka birilerinin eline geçmemesi anlamında birtakım müeyyideler getiriliyor. Veri sorumlularına yeni sorumluluklar ve cezai müeyyideler getiriliyor.”

    “Küresel şirketlerden alışveriş vatandaşlarımızın kişisel verilerini korumayı amaçlayan düzenlemeler var”

    Özellikle küresel şirketlerden alışveriş yapan vatandaşların kişisel verilerinin bu şirketlerce işlenebildiğine değinin Bakan Yılmaz Tunç, söz konusu yargı paketinde vatandaşların kişisel verilerini korumayı amaçlayan düzenlemelerin de olduğunu belirterek şöyle devam etti:

    “Özellikle küresel şirketler var. Bunlardan alışveriş yapan vatandaşlarımız var. Vatandaşlarımız o şirketlerden alışveriş yaptığında kişisel verileri oralarda işlenebiliyor, bu şirketlerle yapılan sözleşmelerde. Tüm bunlarda sorumlulukları belirleyen veri sorumlularının yükümlülüklerini belirleyen bir düzenleme ve vatandaşlarımızın kişisel verilerini korumayı amaçlayan düzenlemeler var. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz müessesesi getiriyoruz. İstinaf sürecine. Yine özellikle terörle mücadele açısından hassasiyetimizi korumaya devam ediyoruz. Bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin Türk Ceza Kanunu 220 örgüt suçları ve 314-2 silahlı örgüt suçları bakımından terör örgütü üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleyen örgüt üyesi gibi cezalandırılabileceği hükmünü Anayasa Mahkemesi iptal etmişti. Şimdi burada bir boşluk doğmaması lazım. Eğer örgüt üyesi değil ama örgüt adına suç işliyorsa ceza kanunundaki o boşluğu doldurarak örgüt üyesi olmasa bile örgüt adına suç işleyen kişilerin cezasının müstakil bir suç olarak düzenlenmesini Ceza Kanunu’nda sağlayarak terörle mücadele konusunda bir zafiyetin oluşmaması noktasındaki yasal düzenleme ihtiyacını meclisimizle paylaşmıştık. Sağ olsun milletvekillerimiz de bunu teklife dönüştürdüler. Ve Adalet Komisyonumuzda görüşmeleri buna benzer usulü bir takım değişiklikler var. İşte vasi tayini bir yıldan fazla cezaevinde bulunan hükümlülere otomatik vasi tayin ediliyordu. Burada kişinin isteğine bırakılacak. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda bir düzenleme söz konu su oluyor. Yine tasarruf mevzuatı sigorta fonunun terör örgütlerine yardım yataklık yapan şirketler bakımından kayyum tayini mümkündü. Bunun özellikle organize suç örgütlerinin işlediği suçlar bakımından da kayyum tayini imkanını getiren düzenlemeler var. Çok sayıda usulü düzenlemeler de var. Tüm bunların yasalaşması durumunda hem hak arama hürriyetinin genişletilmesi hem de yargı hizmetlerinin etkinliğinin arttırılması ve kişisel verilerin korunması anlamında önemli iyileştirmeler sağlanmış olacak. Tabii önceki yargı paketlerinde de yine çok önemli Yapmıştık. İnşallah seçim sonrasında yargı reformu strateji belgemiz ve insan hakları eylem planımızla Cumhurbaşkanımız tarafından seçimden sonra kamuoyuyla paylaşacak. Orada ortaya konulan uygulamadan bizlere gelen, vatandaşlarımızdan bizlere gelen adaletin tecellisi ve güvenilir adaletin tesisi anlamında gerekli olan gerek yasal düzenlemeler gerek idari uygulamalarla ilgili yargı reformu strateji belgesi, seçim sonrası açıklanacak belgede de önemli hedefleri ortaya koyacağız ve o hedefler doğrultusunda da yeni düzenlemeleri inşallah hayata geçireceğiz.”

    “Erzincan’daki soruşturma tüm detaylarıyla, titizlikle devam ediyor”

    Erzincan İliç’te meydana gelen toprak kaymasında 9 işçinin toprak altında kaldığı olaya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Yılmaz Tunç, hem işçilerin kurtarılması hem de yargılama sürecinin devam ettiğini söyledi. Kusurlu olduğu düşünülen kişilerin tutuklandığını ve adli sürecin de devam ettiğini belirten Bakan Tunç sözlerini şöyle tamamladı:
    “Erzincan İliç’te meydana gelen toprak kayması, maden sahasındaki kaymağı hepimizi derinden üzdü. Tabii orada kaybolan dokuz madencimizin, işçimizin arama çalışmaları uzun süredir devam etti. Tabii oradaki toprak kayma tehlikesi ve arama kurtarma çalışmalarındaki risk nedeniyle de bir süre ara verildi. İnşallah temennimiz bir an önce o dokuz vatandaşımıza ulaşmak. Ailelerin acısını bir kez daha paylaşıyorum. Onlara sabır diliyorum tabii bu kazanın sebepleriyle ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir Araştırma Komisyonu kuruldu. Bu tür kazaların bundan sonra olmaması için alınması gereken tedbirler noktasında da kurulan araştırma komisyonu önemli. Hem bu kazanın nedenlerini araştıracaklar hem de bu tür kazalar meydana gelmemesi için gerekli tedbirleri yasama üyelerimiz, milletvekillerimiz araştıracaklar. Ama diğer yandan konunun adli boyutu var tabii. Hemen olay olur olmaz. İliç Cumhuriyet Başsavcılığımız soruşturma başlattı. Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’mızın koordinasyonunda dört cumhuriyet savcımız görevlendirilmişti. Sekiz bilir kişi görevlendirdik. İnşaat, iş güvenliği, çevre, kimya ve bütün o alanı ilgilendiren konularla ilgili sekiz bilirkişi de olay yerinde incelemeler yaptılar. Bir ön rapor hazırladılar. Ve bu ön rapora göre kusurlu olduğu düşünülen kişiler oldu. İlk etapta sekiz kişinin kusurlu olduğu belirlendi. Bunlardan altısı tutuklamaya sevk edildi ve tutuklandılar. İkisi de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma devam ediyor. Tabii şirketin yabancı şirketin yabancı temsilcisiyle ilgili de tutuklama kararı verildi. Sonrasında 6 Şubat tarihi itibariyle şirketin Türkiye yöneticisi olarak atanan kişiyle ilgili olarak da ifadeleri alındı. O da adli kontrol şartıyla şu anda soruşturma kapsamında ve bu soruşturma neticesinde kusurlu olan kimlerse bu kazaya sebebiyet veren olaylar, nedenler, kişiler kimse bu tabii ki yargımız tarafından bağımsız ve tarafsız yargımız tarafından ortaya çıkarılacaktır. Bunun tabii tüm teknik boyutları incelenerek bu kazada kimler kusurlu? Bunun tespitini yargımız yapacaktır. Soruşturma şu anda tüm detaylarıyla tüm titizlikle devam ediyor. Hep beraber biz de süreci Erzincan Cumhuriyet Başsavcımız ve Cumhuriyet Başsavcımız koordinasyonunda takip ediyoruz. İlgili bakanların Enerji bakanımız, Çevre Şehircilik Bakanımız, İçişleri Bakanımız konuyla ilgili gerekli açıklamaları da zaten zaman zaman yapıyorlar. Adli süreçle ilgili de biz bilgilendirme, hem Cumhuriyet Başsavcılığımız, hem bizler yaptık. Bundan sonra da inşallah temennimiz o dokuz vatandaşımıza ulaşılması ama bundan sonra bu kazaların meydana gelmemesi için alınması gereken tedbirleri belirlemek ve bu kazaya neden olan kişileri de tabii yargımız ortaya çıkarıp soruşturma neticesinde yargılama süreci elbette ki başlayacak ve kimler sorumluysa, kimler bu kazaya sebebiyet verdiyse yargı huzur elbette ki hesabını verecektir.”