Merkez, Osmangazi ilçesi Santral Garaj Mahallesi’nde meydana gelen olayda, kaskı olmayan motosiklet sürücüsü trafikte tek teker üzerinde metrelerce ilerledi.
Trafik magandası ne kendi, ne de başkalarının canını düşünmezken, o anlar trafikteki başka bir motosiklet sürücüsünün cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntüleri izleyen polis ekipler ise trafiği tehlikeye atan sürücü için tahkikat başlattı.
Olay dün saat 17.00 sırlarında Sultangazi Cebeci Mahallesi Eski Edirne Asfaltı üzerinde yaşandı. Bölgede bulunan ve yabancı uyruklu öğrencilerin eğitim gördüğü okuldan çıkan çocuklarını okul çıkışında almaya giden duyarsız baba kucağına aldığı iki çocuğu ile birlikte bisiklete binerek akan trafikte yolculuk yapmaya başladı. Hem kendinin hem de çocuklarının canını tehlikeye atan duyarsız baba araçların arasından ilerlediği esnada ise zaman zaman düşme tehlikesi yaşayınca trafikte seyir halinde olan diğer araçlara tutunarak ilerlemeye çalıştı. Bir süre devam eden tehlikeli yolculuk babanın daha sonra araçların arasından geçerek gözden kaybolması ile sona erdi.
Cep telefonu kamerasına yansıdı
Duyarsız babanın kucağına aldığı iki çocuğu ile birlikte yaptığı tehlikeli yolculuk bir başka sürücü tarafından ise cep telefonu kamerası ile kaydedildi. Görüntülerde bisiklete binen babanın kucağına aldığı iki çocuğu ile birlikte akan trafikte tehlikeli şekilde yolculuk yaptığı, düşmemek için ise trafikteki diğer araçlara tutunarak destek almaya çalıştığı görülüyor.
Van genelinde son zamanlarda artış gösteren ve yaşları 15 ile 17 arasında değişen gençlerin paten tutkusu, tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Araçların arkasına tutunarak muhtemel kazalara davetiye çıkaran gençlere sürücüler tepki gösteriyor.
Trafik yoğunluğu açısından Van’ın en tehlikeli caddesi olan İpekyolu Caddesinde de aracın arkasına tutunan patenli gençler, kazaya davetiye çıkardı. Tehlikeli yolculuk cep telefonu kamerasına yansırken, gençlerin yolculuğu köprülü kavşakta devam etti.
Başka bir görüntüde ise seyir halinde olan ve arka kapıları açılan hafif ticari araca bir genç tutundu. Araca tutunan genç, bir süre tehlikeli yolculuk yaptı.
TSE Baş Müfettiş Mustafa Ekin, Müfettiş Hüseyin Selçuk Selimoğlu ve Müfettiş İlknur Öztürk, 8-9 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirdikleri denetimlerin sonuçlarını Üniversite Yönetimi ile paylaştı. Gerçekleştirilen kapanış toplantısında BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, BUÜ Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Funda Coşkun, Koordinatör Yardımcısı Öğr. Gör. Yasemin Özdemir ve Üniversite Genel Sekreteri Osman Dikmen hazır bulundu.
Çalışmalar aralıksız devam edecek
Toplantıda konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, 2019 yılında başlatılan toplam kalite çalışmalarının 2021 yılında olumlu bir şekilde sonuçlandırıldığını ve Üniversite genelinde ilk kez TSE ISO EN 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi belgesinin alındığını hatırlattı. Rektör Yardımcılığı görevini üstlendiği önceki yönetim döneminde sürecin son derece sağlıklı bir şekilde yürütüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Devlet yönetiminde sürekliliğin esas olduğu inancıyla bizler de aynı şekilde önceki yönetimimizden devraldığımız çalışmalarımızı en iyi şekilde sürdüreceğiz. Bu noktada özellikle Kalite Koordinatörlüğümüzün gösterdiği üstün hizmetlerden dolayı başta Prof. Dr. Funda Coşkun hocamız ve ekibi olmak üzere, burada görev alan müfettişlerimize teşekkür ediyoruz. Yeni dönemde Üniversitemizin kalite çalışmalarının aralıksız sürdürülmesi ve çok daha üst seviyelere getirilebilmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” diye konuştu.
Sistem kusursuz şekilde işleyecek
BUÜ Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Funda Coşkun da göreve geldiği ilk günden itibaren nitelikli bir ekip ile kalite yönetim süreçlerinin kurgulanmasında ve uygulanmasında yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerini vurguladı. 2021 yılında alınan belge sonrasında da kalite yönetim sistemlerinin yaygınlaştırılması ve iyileştirilmesine yönelik faaliyetleri aralıksız devam ettirdiklerini söyleyen Prof. Dr. Funda Coşkun; “Tüm bu çalışma sürecinin en önemli paydaşı olan akademik ve idari personelin katkılarına teşekkür ediyoruz. Üniversitemiz bünyesinde oluşturduğumuz kalite yönetim sisteminin kusursuz şekilde işletilmesi için gerekli tüm altyapı organizasyonunu tamamladık. Bundan sonraki süreçte TSE ISO EN 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi üzerine diğer yönetim sistemlerinin belgelendirilmesi hususunda çalışmalara devam edeceğiz. Son olarak ekibimize bizlere katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz” açıklamasında bulundu.
2023 yılı için kalite yönetim sistem denetimleri başarıyla tamamlayan BUÜ Yönetimi, bu konudaki çalışmaların aralıksız bir şekilde sürdürüleceğini ifade etti.
Asker emeklisi Şair Cengiz Numanoğlu, 82 yaşında hayatını kaybetti. Fatih Sultan Mehmet Cami’nde kılınan cenaze namazına Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, eski milletvekilleri, ailesi ve çok sayıda seveni katıldı. Cengiz Numanoğlu’nun vasiyeti üzerine cenaze namazını eski Bursa İl Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Ay kıldırdı. Namazın ardından şairin naaşı Hamitler Mezarlığında defnedildi.
Sevenlerin yakasında ise, şairin şu mısraları asıldı;
Rütbe var…Yazılır mezar taşına,
Zaman sellerinde, aşınır gider.
Rütbe var… Yazılır cennet arşına,
Sonsuzdan sonsuza, taşınır gider…
Cengiz Numanoğlu kimdir?
Antalya’nın Serik ilçesinde 1941’de dünyaya gelen Cengiz Numanoğlu, ilk ve ortaokul eğitimini Akseki’de, liseyi Bursa Işıklar Askeri Lisesi’nde okudu. Numanoğlu, 1962’de Kara Harp Okulu’nu bitirerek, orduya katıldı. Numanoğlu, 1982’de kendi isteğiyle kıdemli binbaşı rütbesinden emekli oldu.
Sayısız güfte ve besteye imza atan Numanoğlu’nun eserleri bazı ünlü sanatçılar tarafından seslendirildi. Bir kırkbeşlik plağı da bulunan Numanoğlu, 1988’de Kur’an-ı Kerim’le tanıştı ve hayatını değiştirdi.
Cengiz Numanoğlu, 1993’te hac vazifesi için Suudi Arabistan’a gitti. Numanoğlu, daha sonra kendini tamamen şiir kitaplarına verdi ve insanlardaki manevi şuuru uyandırma maksadıyla “Şuur, Beytullah’ta Ben, Daha Kur’an Ne Desin?, Kur’an’ı Kerim’e Sor Da Söylesin ve Kur’an Olmasaydı Ne Yapardım Ben ve Kur’an Şiirleri”nin arasında bulunduğu kitaplar yazdı.
Şair, aynı zamanda 1988-1993 yıllarında TRT 1’de her hafta yayınlanan ‘İnanç Dünyası’ programında kendi şiirlerini okudu.
Tatvan’ın Kıyıdüzü köyünde yaşayan hayvan sahipleri, havaların ısınmasıyla çıktıkları yaylalarda, sonbahara kadar hayvanlarını verimli otlaklarda besliyor. Çobanlar, binlerce koyunu tarlalara ekilen buğdaylara ve ekinlere zarar vermemesi için toprak ve tozla kaplı vadiden götürmek zorunda kalıyor.
Her gün binlerce koyunu süt sağımı için sürüler halinde köye getiren çobanlar, süt sağımından sonra gün batımına doğru sönmüş bir volkanik dağ olan Nemrut Dağı eteklerine doğru 7 kilometrelik tozlu yolculuğa başlıyor.
Koyun sürüleri günde 2 defa Nemrut Dağı’na gidiş geliş yaparak yaklaşık 15 kilometrelik tozlu yolu yürüyor. Koyun sürülerinin tozlu yolda ilerleyişi, çoban ve koyunları zorlarken, gün batımına doğru oluşan kızıl renkler ise güzel görüntüler ortaya çıkarıyor.
Hayatını kaybeden Türk müziğinin usta ismi Nuri Sesigüzel için Teşvikiye Camii’nde öğle namazına müteakip cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, birçok sanatçı ve sevenleri katıldı. Cenazede usta sanatçının ailesi taziyeleri kabul etti.
Cenazeye katılan sanatçı Selahattin Alpay, “Yine büyük mihenk taşlarından ağabeyimi kaybettik. Allah nurlar içinde yatırsın. Her şeyden evvel, sanatının dışında ondan şöyle örnek aldığım bir şey vardır; kişiliği, saygınlığı. Kimseye nasip olmayan bir şöhrete haizdi ama hiçbir zaman şımarmadı maddi ve manevi. Örnek alacağımız insanlardan bir tanesiydi. Hayatını kaybetmeden 15-20 gün önce aramıştım. ‘Biraz rahatsızım’ dedi” ifadelerini kullandı.
Sanatçı Mahmut Tuncer ise, “Bir çınardı, abideydi. Halk müziğinin pirinin öldüğünü söyleyebilirim. Allah nur içinde yatırsın. Urfalı olması dolayısıyla bir hemşehrimizi, bir sanat ustasını kaybettiğimizi söyleyebiliriz. Benim de yakınımdı, ‘dayı’ diyorduk. Biz de dayımızı kaybetmiş olduk. Allah mekanını cennet etsin” ifadelerini kullandı.
Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, “Memlekette sanatçıların, mümtaz isimlerin en çok arandığı ve sevildiği zamanların son büyüklerini uğurluyoruz. Allah rahmet eylesin. Bizim içinde yaşadıkları dönem içinde hassasiyet gösterip çizgisini korumaya çalıştıkları sanat ve şahsiyet içinde çok mümtaz bir isimdi. Çok az insandır bu kadar sene sanat hayatında kalan, aralıksız iyiliklerle anılan” şeklinde konuştu.
Cenazede gazetecilere açıklamalarda bulunan Nuri Sesigüzel’in oğlu Mehmet Sesigüzel, “Evimizin direği yıkıldı, çınarımızı kaybettik. Ailecek çok üzgünüz. Uzun süredir tedavi görüyordu kalp yetmezliğinden. Sabaha karşı vefat etti. Tüm sevenlerin başı sağ olsun. Mekanı cennet olsun. Ben kendim zaten saz çalıyorum. Bizim bütün kardeşlerin sesi güzeldir aslında. Biz hep ailecek basın önüne çıkmayı seven bir aile olmadığımız için geri planda kalmayı tercih ettik. Babam da öyle tercih etti. Bizi hiçbir zaman sanat camiasıyla bir araya getirmedi. Onun için de babam bizleri oturttu hepimizi. Beş tane de torun sahibi, hepsi burada. Babamın evlatları olmaktan gurur duyuyoruz. Başımız sağ olsun. Mekanı cennet olsun” dedi.
Nuri Sesigüzel’in cenazesi defnedilmek üzere Büyükçekmece Mezarlığı’na götürüldü.
Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve üreme döneminde suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara göç eden inci kefalinin engel tanımayan zorlu yolculuğu başladı. Alaska’daki somon balıkları gibi suyun akışının tersine doğru yüzen ve Van Gölü’ne akan tüm tatlı sulara akın eden inci kefallerinin göçü özellikle gece saatlerinde başka bir güzelliğe dönüşüyor. İnci kefali, üreme dönemi olan 15 Nisan-15 Temmuz’da tatlı sulara göç ediyor. Bu yolculukta eşsiz bir görüntü sergileyen inci kefalinin, kaçak avlanan balıkçıların hedefi haline gelmemesi için ilgili kurumlar ve güvenlik güçlerince göl kenarındaki yerleşim birimlerinde ve tatlı su ağızlarında önlem alınıyor. İnci kefalinin yoğun olarak göç ettiği yaklaşık 5 kilometre mesafesi olan Erciş ilçesindeki Deli Çay ile 23 kilometre yol kat ederek Muradiye ilçesi balık bendine geliyor.
“İnci kefalleri fizyolojik uyum süreçlerini tamamladıktan sonra akarsulara girmeye başladı”
15 Nisan tarihinden itibaren akarsu ağızlarında toplanan inci kefalleri fizyolojik uyum süreçlerini tamamladıktan sonra akarsulara girmeye başladıklarını ifade eden YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Şu anda bulunduğumuz nokta Muradiye Bendima köprüsü. Öncü balıklar buraya geldi. havaların yağışlı gitmesinden dolayı sürü halinde girmediklerini düşünüyorum. Ama havanın ilk açtı gün karasuların üst kesimlerine doğru hızlıca girmeye başlayacaklar. Her yıl özlemle beklediğimiz akarsulardaki inci kefallerinin zıplayışlarını görmemize çok az bir zaman kaldı. Çünkü Van Gölü’nde yaşayan inci kefalleri derelere, akarsulara girmeye başladı ve şimdi yukarıya doğru hızla hareket edecekler” dedi.
Olay, Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, iki kafadar motosikletleri ile yüksek hızda canlarını hiçe sayarak seyretti. Daha sonra ise kafadarlar motosikletin üzerine oturarak gitti.
Yürekleri ağza getiren anlar trafikteki başka bir sürücünün kamerasına yansıdı.
Olay, dün akşam saatlerinde Gazi Mahallesi İsmetpaşa Caddesi üzerinde yaşandı. Canını tehlikeye atan patenli genç tutunduğu İETT otobüsü ile kilometrelerce yolculuk yaparken o anları kayıt altına alan bir sürücü “Arkadaş yapışmış otobüsün arkasına ezileceksin ya ezileceksin ya hiç mi canına acımıyorsun kardeşim” diyerek tepki gösterdi. Bir başka sürücü ise “Sultangazi Gazi Mahallesi yine patenli bir genç İETT otobüsünün arkasına yapışmış böyle tehlikeli şekilde yolculuk yapıyor. Allah muhafaza etsin, kaysa bir şey olsa yazık günah. Bak birde el sallıyor çok rahatlar ya” diyerek tepki gösterdi.
Patenli gencin tehlikeli şekilde yolculuk yaptığı o anlar iki ayrı sürücü tarafından cep telefonu kamerası ile kaydedilirken bu duruma aldırış etmeyen gencin ise kaydedildiğini fark edince gülerek el salladığı görülüyor.