Etiket: YÜKSEL GÜRAN

  • Narin Güran cinayeti davasında ek 9 tanık dinlendi

    Narin Güran cinayeti davasında ek 9 tanık dinlendi

    Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde önceki gün görülmeye başlayan davanın 3’üncü gününde tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin’in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi’ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu.

    Duruşmada tanık olarak dinlenen Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında araba satışıyla ilgili sorun olduğunu ileri sürerek, “Araba Nevzat’ındı. Arif bu arabayı almıştı. İkisini de dinledik. ‘Nevzat araba senindir’ dedik. ’30 bin Arif, 50 bin de Nevzat ödeyecek’ dedim. Nevzat önce ‘Ben ödemiyorum’ dedi. ‘Haksızsın, sen ödeyeceksin’ dedim. Nevzat sonra ödemeyi kabul etti” dedi.

    Duruşmada tanık olarak dinlenen Veysel Subatan da Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında yaşandığı belirtilen araç alım satımıyla ilgili sorunu nasıl çözdüklerine ilişkin şunları söyledi:
    “Nevzat araba satmıştı, araba çalıntı çıkmıştı. Konuştuğumuzda Nevzat, ‘Ben bu parayı vermiyorum’ dedi. Biz de ‘Araba senindir, Arif’e haksızlık yapıyorsun’ dedik. Yan köydekileri de çağırdık, onlar da Nevzat’a ‘Haksızsın’ dediler. Orta yolu bulmaya çalıştık. Nevzat’a haksızlık olmasın diye 30 bini Arif ödesin dedik. Arif bana tepki gösterdi. ’10 bini de Salim ödeyecek’ dedik. Nevzat zorla bunu kabul etti.”

    Mahkeme başkanının, “Nevzat, ‘Bu paranın size hesabını sorarım’ gibi tehdit içeren cümleler kullandı mı” sorusunu Subatan, “Hayır. Problemi çözdük” diye yanıtladı.

    “Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar aileleri arasında bir olaya şahit oldunuz mu” sorusu üzerine Subatan, “Hayır” dedi.

    Duruşmada, tanık olarak dinlenen Arif Güran’ın kardeşi İbrahim Halil Güran, olay günü Enes’i görmediğini belirtti.

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın, “Narin’in kaybolduğu gün mahallede miydiniz” sorusu üzerine Güran, sabah çıktığı mahalleye 16.00-17.00 gibi döndüğünü ileri sürdü.

    Avukatın, “Salim Güran sizi yönlendirdi mi” sorusu üzerine Güran, “Salim Güran bizi yönlendirmedi” dedi.

    Savcının, “Bakkala gittiğinizde bizzat bakkalın kendisi mi vardı” sorusunu Güran, “Kendisi bizzat oradaydı” diye yanıtladı.

    Güran ailesi avukatlarından Yılmaz Demiroğlu’nun, “Narin’e ait olduğu değerlendirilen bir yazma bulunmuştu, bunun hakkında Narin’in kaybolduğu dönemde röportaj verdiniz mi” sorusu üzerine Güran, şunları söyledi:

    “İlk gün yengeme yazmayı gösterirken bu kız tepeye çıkma ihtimali varsa da evin içine girmemiş, kaçırılmış dedim. Bizim ailede Narin’in öldürüldüğüne dair bir şey yoktu, kim yapmışsa yazmasını bırakmış ve Narin’i kaçırmıştır diye düşündük.”

    Tanık olarak dinlenen Süleyman Kaya mahkeme başkanının, “Narin’in kaybolduğu gün bakkaldan enerji içeceği mi aldınız” sorusu üzerine, “Evet, bakkala gittik, enerji içeceği aldık” dedi.
    Duruşmada tanık Muhammet Yağmur, “Arabayı yıkıyordum, Enes yanıma geldik, sohbet ettik. Ardından Muhammet Kaya da geldi sonra Enes’i camiye bıraktım, eve gittim. Saati hatırlamıyorum ama 17.00 gibiydi” şeklinde beyanda bulundu.

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın, “Enes ile görüştüğünüzde Enes’in hal ve hareketlerinde bir değişiklik var mıydı” sorusu üzerine Yağmur, “Hayır, her zamanki gibiydi” dedi.

    Tanık Muhammet Kaya, olay günü ikindi ezanından sonra Muhammet Yağmur ve Enes Güran ile dışarıda sohbet ettiklerini, sonra Enes ile Muhammet Yağmur’un araçla caminin bulunduğu yere gittiklerini, kendisinin de eve döndüğünü dile getirdi.

    Mahkeme başkanının, “Enes’in yüzünde morluk var mıydı, tedirgin miydi, Kolunda ısırık izi var mıydı?” sorusu üzerine Kaya, “Hayır.” dedi.

    Tanık Hasan Özdel, Çarıklı Mahallesi’nde esnaf olduğunu belirterek, “Saat 16.00 gibi Salim Güran ile tarlada görüştük. Elektrik işleri vardı gidip o işleri yaptık. Orada Mehmet Atasoy ve R.A. vardı. Yaklaşık 15 dakika oturduk, karpuz yedik. Daha sonra elektrik işi olan yere gittik” beyanında bulundu.

    Mahkeme başkanı, “Salim’in giydiği kıyafetleri hatırlayıp hatırlamadığı” yönündeki sorusu üzerine Özdel, hatırlamadığını söyledi.

    Güran ailesi avukatlarından Onur Akdağ’ın, “Salim Güran ile görüştüğünüzde herhangi bir tedirginliği var mıydı” sorusunu Özdel, “Hayır, her zaman gördüğümüz gibiydi” diyerek yanıtladı.

    Duruşmada, tanık olarak dinlenen Abdulsamet Yeşildağ, olay gününe ilişkin şunları söyledi:

    “Öğle saatleri gibi Mehmet Şerif Güran bana telefon etti, elektrik işi olduğunu söyledi. Tarlaya gittim, Salim Güran da oradaydı. Karpuz yedik. Arıza için 3 bin liraya anlaştık. 15.45 gibi tarlaya gittik. İşimi yaptıktan sonra 17.30’da ayrıldık.”

    Mahkeme başkanı, “Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musunuz” sorusuna Yeşildağ, “Hatırlamıyorum” dedi.

    Duruşmada, tanık olarak dinlenmesi istenen M.T.K. 15 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle şimdilik dinlenilmesinden vazgeçildi.

    Ardından, duruşmada dün tanık olarak Adli Gözlem Odasında dinlenilmek istenen ve ağladığı için ifadesine başvurulamayan Narin’in kardeşi E.G.’nin daha sonra kameraya alınan ifadesi salonda dinletildi.

     

  • Narin’in babası sessizliğini bozdu: “Katil, Nevzat Bahtiyar”

    Narin’in babası sessizliğini bozdu: “Katil, Nevzat Bahtiyar”

    Diyarbakır’da yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran, 21 Ağustos’ta kaybolmuş, cansız bedeni 19 gün sonra dere yatağında bulunmuştu.

    Cinayete kurban gittiği belirlenen küçük kızın amcası Salim, annesi Yüksel, ağabeyi Enes Güran ile cesedi taşıdığını itiraf eden komşu Nevzat Bahtiyar tutuklanmıştı.

    Duruşmaya sayılı günler kala baba Arif Güran, sessizliğini bozdu.

    Arif Güran, bu vahşeti kimin yaptığı belli olduğunu söyleyerek, cinayeti net aydınlatacak iki kamera olduğunu öne sürdü. Bu kameraların ortaya çıkmasıyla her şeyin ortaya çıkacağını iddia eden baba Güran, “Burada önemli olan tek şey, bu cinayeti işleyen kim. Bu cinayete kanıt olan iki kamera var ve iddianamede yok.” dedi.

    Evin karşısındaki ve askeri üs bölgesindeki kamera görüntülerinin iddianamede olmadığını söyleyen Arif Güran, “İlk günden beri demişim kızım yukarı çıkmamış. Bunun tespiti için, karşımda kuş bakışı 800 metre kamera var. Havaalanı mobesesi kamerası var. Evim karşısında Dara-2 askeri üs bölgesi kamerası var. Orada 3 kamera var.” iddiasında bulundu.

    Narin’in evin önündeki rampadan çıkmadığını iddia eden Arif Güran, “İlk günden beri kızımın bu patikayı aşmadığını söylüyorum. Karşımızda havalimanı mobesesi var, yüz tanıması 20 kilometre. Buradan kuşbakışı 5 kilometre ölçümüdür. Şu rampayı görüyor. Kızım çıktı mı, çıkmadı mı. Bizden ne istiyorsunuz” diye konuştu.

    Arif Güran, sözlerine şöyle devam etti:

    “Diyorlar ki HTS, tamam HTS var, doğrudur. Nevzat, bırakmadı kızım rampadan çıksın. Vahşi adam bırakmadı kızım çıksın. Şuraya gelseniz HTS iki metre kaysa benim oturma odama geliyor. Buraya gelseniz mutfağımın içine atıyor. Şuraya gelseniz salonuma atıyor. Bir nokta bu kadar mı şaşmaz. Bu nasıl bir tespittir. Benim için bir kanıt değil. Bugün hepsinin müebbet yemesi benim için önemli değil. Kızımın cinayetini işleyen belli değil. Dara-2’nin iddianameye alınmasını istiyorum. İddianameye girerse cinayet çözülecek. Katil ya da katiller belli olacak.”

    “KATİL NEVZAT BAHTİYAR”

    Katilin Nevzat Bahtiyar’dan başka kimse olmadığını ileri süren Güran, “İftira atıyor. Bir katilin lafını dinleyerek bir anne cezaevinde. Bir ağabey, bir amca cezaevinde. Delili, tespiti varsa durdursun. Ona bir şey demiyorum. Gözümde benim ailemdir, devletin gözünde şüpheli ise cezaevindedir.” ifadelerini kullandı.

    Tutuklu 4 sanık, 7 Kasım’da hakim karşısına çıkacak.

     

     

  • Narin’in cinayetten önceki son görüntüleri ortaya çıktı

    Narin’in cinayetten önceki son görüntüleri ortaya çıktı

    Merkez Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustosta kaybolan ve 19 gün sonra 8 Eylülde Eğertutmaz deresinde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklu 4 sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamenin kabul edildiği Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tensip zaptı hazırlanırken, Narin ile ilgili bir görüntü de dava dosyasına girdi. Canice katledilen Narin Güran’ın, Kur’an kursuna gitmeden önceki son görüntüleri de delil olarak dava dosyasında yerini aldı. Narin, 21 Ağustosta saat 14.02’de yürüdüğü güvenlik kamerasında görülürken, yaklaşık 2 buçuk dakika sonra aynı yerde ters yöne doğru koşarak gittiği kameralara yansıyor.

    Olaya ilişkin ilk duruşma 7 Kasımda görülecek.

  • Narin Güran cinayetinde duruşma tarihi belli oldu

    Narin Güran cinayetinde duruşma tarihi belli oldu

    Merkez Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklu 4 sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Tutuklu sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes, amca Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

    Tutuklu 4 sanık, 7 Kasım’da hakim karşısına çıkacak.

  • Narin babaevinde öldürüldü iddialarına yanıt

    Narin babaevinde öldürüldü iddialarına yanıt

    Narin’in babası Arif Güran ile Ali Rıza Güran, Hüseyin Güran, Erhan Güran, Mehmet Şerif Güran adına yapılan yazılı açıklamada, 6 Ekim tarihinde bazı yayın organlarında ve sosyal medyada “Narin Güran’ın babaevinde öldürüldüğü kesinleşti. DNA incelemesi ve daraltılmış HTS kayıtlarına ilişkin raporun soruşturma dosyasına geldiği” şeklinde haberlerin yer alması üzerine kamuoyunu bilgilendirme gereği doğduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    Popüler olmak için gerçek dışı haberler yapılıyor

    “21.08.2024 tarihinde öldürülen Narin kızımın katil veya katillerinin bulunarak en yüksek ceza ile cezalandırılması ve adaletin tecellisi öncelikli amacımızdır. Narin kızımı menfur bir hadise sonucu kaybetmenin derin üzüntüsü ve yası içerisindeyken sosyal medya ve basın aracılığıyla hiçbir temele dayanmayan, tamamen gerçek dışı yayınların yapıldığı, başta kadınlarımız olmak üzere ailemizin onuruna yönelik acımasız saldırılar devam etmektedir. Ailemizin yaşadığı derin ve tarif edilmez acı görmezden gelinerek bazı sosyal medya fenomenlerinin takipçi ve izlenme sayısını artırma, bir gazetecinin ise bu acı olay üzerinden popüler olma hevesi ile insafsızca gerçek dışı haberler üretmeye ve yaymaya devam ettiği tespit edilmiş olup, bu kişiler hakkında gerekli suç duyurularında bulunulmuştur. Bu bağlamda Narin kızımızın kaybolması ve öldürülmesi olayı ile ilgili aile fertlerinden alınan bir kısım ifadelerin ve yapılan röportajlar gerçek bağlamından koparılarak kamuoyu yanlış yönlendirilmiştir.”

    “Narin kızımızın öldürülmesi üzerine diğer aile bireylerimize yönelik benzer saldırıların olmaması ve önleyici olması açısından Narin kızımızın kaybolmasından sonra aile bireylerimizden bir kısmı evlerine 02.09.2024 tarihinde önlem amaçlı güvenlik kamerası taktırdığı bilinmesine rağmen kamuoyunda yanlış algı oluşturma kastıyla kamera kayıtlarının geçmişe dönük silindiği şeklinde asılsız haberler yapıldı” ifadelerine yer verilen açıklama şöyle devam etti:

    “Keza sabah çamaşırları yıkamak için Hediye Güran’a çamaşır teslim edildiğini belirten anne Yüksel Güran’ın ifadesi çarpıtılarak tüm halı ve nevresimlerin yıkandığı şeklinde asılsız haberler yapıldığı, Enes Güran’ın yanındaki iki kişinin sigara içtiğini söyleyen annesinin RTÜK kuralları gereği bu ifadesinin sansürlenmesi sonucunda ifadesi yine çarpıtılarak Enes’in uyuşturucu bağımlısı olduğu yönünde asılsız haber yapıldığı tespit edilmiştir. Narin kızımın olay günü en son görüldüğü yeri gören çevre köylere ait kamera kayıtlarının incelenmesi ve buna ilişkin raporların tamamlanması halinde cinayetin şüpheye yer verilmeyecek şekilde görüntüleri ile birlikte tespit edileceği veya olayın aydınlatılacağına ilişkin inancımız tamdır.

    Bu aşamada soruşturma makamlarının çalışmalarının sonucunu beklemek, hukuka olan güven ve inancımızı kaybetmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Ailemiz dahil toplum vicdanının tatmini ve adaletin tecellisi için ‘Narin kızımızın kim veya kimler tarafından öldürüldüğü, neden öldürüldüğü’ sorularının şüpheye yer bırakılmayacak şekilde somut delillerle açığa kavuşturulması ve olayın fail ve/veya faillerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği kuşkusuzdur. Narin kızımızın katledilmesi nedeniyle ailemizin yaşadığı acıya ortak olan, Narin’i tıpkı kendi kızları gibi benimseyip acısını yüreğinde yaşayan ve soruşturmayı takip eden, iyi niyetle olayın aydınlatılması için fikir beyan eden herkese şükranlarımızı sunarız. İnfiale neden olan bu insanlık dışı cinayetin aydınlatılması beklentisi ile toplumun her ferdi öfkesini hukuki ve ahlaki sınırlar dahilinde dile getirme, kendi vicdanını tatmin etme, düşüncelerini ifade etme ve cinayetin neden işlenmiş olabileceğine ilişkin olası senaryolar hakkında fikir ileri sürme hakkına haiz olmakla birlikte yazılı ve görsel medyada bu maksadı aşan, soruşturmanın selametine ve gizliliğine gölge düşüren, yargı otoritesini ve bağımsızlığını zayıflatmaya dönük lekelenmeme hakkını hiçe sayan, somut delile dayanmayan ön yargılarla birilerini peşinen suçlu ilan etme ve hakaret içerikli ölçüsüz ifadelerin sürekli kullanıldığı sosyal medya ve basın aracılığıyla soruşturma dosyasının yönlendirilmeye çalışıldığı delilsiz, soyut senaryoların üretildiği gözlemlenmiştir.”

    Şeref ve haysiyetimize yönelik saldırılar yapılıyor

    Bu kapsamda ailenin kadınlarının iffetine yönelik kabul edilemez ithamlarda bulunulduğu belirtilen açıklamada, “Çocuğunu kaybeden bir ailenin acısına ilaveten acımasız bir şekilde kirli bilgilerle yazılı, görsel basın ve sosyal medya aracılığıyla kişilerin şeref ve haysiyetine yönelik yapılan saldırılar telafisi mümkün olmayan mağduriyet oluşturmuş, haksız üretilen senaryoların toplum nezdinde gerçekmiş gibi algılanmasına neden olunmuştur. ‘Masumiyet karinesi’ gereğince suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz. Bağımsız yargının kuracağı kesin hükme kadar kişilerin lekelenmeme hakkına saygın duyulması, ön yargılarla suçlu ilan edilmemesi, şeref ve haysiyetine yönelik saldırılardan kaçınılması gerekmektedir. Ceza soruşturması dosyasındaki işlemler gizli olmasına karşın soruşturma konusu suçun islenme nedenine ilişkin ortaya atılan muhtemel senaryoların gerçekmiş gibi sosyal medya ve basın yoluyla kamuoyuna aktarılarak kamuoyunda yanlış algıların oluşmasına sebebiyet verildiğini, masumiyet karinesinin hiçe sayıldığını, islenen bu vahim suçun asıl mağduru ve suçtan doğrudan zarar göreni, en derin acıyı yaşayan kişinin de yine Narin’in ailesi olduğu gerçeğinin görmezden gelindiğini üzülerek gözlemlemekteyiz” denildi.

    Açıklamada şunlar kaydedildi:

    “Bu nedenle kamuoyunu tamamen yanlış yönlendirme ve gerçek dışı algı oluşturma maksatlı Narin Güran cinayeti ile ilgili ailemizin şeref ve saygınlığına saldırı mahiyetinde asılsız haber ve paylaşım yapan, soruşturmanın gizliliğini ihlal eden ve adil yargılamayı etkilemeyi hedefleyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Gerçekmiş gibi algılanasına neden olunmuştur. 06.10.2024 tarihli ‘Narin Güran’ın babaevinde öldürüldüğü kesinleşti. DNA incelemesi ve daraltılmış HTS kayıtlarına ilişkin raporun soruşturma dosyasına geldiği’ seklindeki haberlerin gerçek dışı olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığı ile avukatlarımız arasında gerçeklesen görüşmede yetkililer tarafından ifade edilmiştir. Dezenformasyonun önlenmesi için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına avukatlarımız aracılığıyla yaptığımız başvuruda kamuoyunun yetkili makamlar tarafından bilgilendirilmesi hususundaki talebimize olumlu yanıt verilmesi beklentimiz ile doğrudan yetkili makamlar tarafından yapılmamış dayanaksız haber ve paylaşımlara itibar edilmemesi kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

     

  • Narin Güran cinayetinde tutuklu Nevzat Bahtiyar’dan itiraf

    Narin Güran cinayetinde tutuklu Nevzat Bahtiyar’dan itiraf

    Merkez Bağlar ilçesindeki Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolan, 8 Eylül günü cansız bedeni mahalleye 2 kilometre uzaklıktaki Eğertutmaz Deresi’nde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin soruşturma sürüyor.

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu 12 kişi arasında yer alan ve daha önce verdiği ifadede Narin’in cansız bedenini dereye taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar, tutuklu bulunduğu cezaevine yazdığı dilekçe adliyede ifade vermek istediğini bildirdi. Yoğun güvenlik önlemleri altında Diyarbakır Adliyesi’ne dün akşam saatlerinde getirilen Nevzat Bahtiyar, Narin’in cinayetini yürüten savcılar tarafından 4 saat sorgulandı. Nevzat Bahtiyar’ın savcılığa verdiği ifadede, amca Salim Güran’ın, Narin’in annesi olan Yüksel Güran ile cinsel ilişki yaşadığını Narin’in görmesinden dolayı öldürdüğünü ileri sürdü.

    Bahtiyar, daha önce verdiği ifadelere ilişkin, bazı olayları olayın sıcaklığı ve Salim Güran’ın tehditlerinden dolayı farklı anlattığını öne sürerek 21 Ağustos günü yaşananları anlattı.

    Narin’in öldürüldüğü 21 Ağustos günü saat 15.08’de Salim Güran’ı su meselesi yüzünden aradığını aktaran Bahtiyar, daha sonra Salim’in de kendisini ağabeyi Arif Güran’ın evinin bulunduğu tepeden seslenerek yanına çağırdığını söyledi.

    Salim ile Arif Güran’ın evine girdiklerini ileri süren Bahtiyar, şunları söyledi:

    “Yüksel’le birlikte olduğumuzu gördüğü için öldürdüm”

    “Bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalıydı. Evin içinde anne Yüksel ile Enes, Eren ve Muhammed Güran dahil hiç kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığım için odalarda olup olmadıklarını da bilmiyorum. Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin’in yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin’in ağzında köpük şeklinde bir sıvı vardı. Salim bana, ‘Yüksel’le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sen de benim suç ortağımsın. Bu olaya tanık olduğun için bu cesedi yok edeceksin. Yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırır, kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da sana 200 bin lira vereceğim’ dedi.”

    Salim’in, Narin’in cesedini battaniyenin içine bıraktığı öne süren Bahtiyar, cesedi kucağına aldıktan sonra evden ayrıldığını söyledi.

    Kapı önünde Narin’in terlikleri olduğunu söyleyen Bahtiyar, Salim’in söylemesi üzerine onları da alıp battaniyenin içine koyduktan sonra aracına bırakmak için evine doğru gittiğini, ilk önce kendisine ait ahıra pencereden cesedi bıraktığını dile getirdi.

    Ardından ahırdaki çuvalı aceleyle cesedin başından geçirdiğini anlatan Bahtiyar, çuvalı bağlamadan, cesedi kendi aracının arka koltuk paspasına bıraktığını ve battaniyeyi de arkadan aracıyla gelen Salim’e verdiğini öne sürdü.

    “Cesedi gerekirse parçala, sonra da Eğertutmaz Deresi’ne at”

    İfadesinde, “Salim battaniyeyi kendi aracına bıraktı. Bana da, ‘Cesedi gerekirse parçala, sonra da Eğertutmaz Deresi’ne at’ dedi” diyen Bahtiyar, “Bu sırada yukarı doğru yani Arif Güran’ın evine doğru baktığımda Narin’in annesi Yüksel’in yüzünü ellerinin arasına alarak ağlayarak baktığını gördüm. Cesedi Eğertutmaz Deresi’ne götürdüm ve daha önce yer gösterme yaptığım yere bıraktım. Üzerine de dikkat çekmemesi için büyük bir taş bıraktım” diye konuştu.

    Narin’in bir ayağı çuvalın dışında kaldığını söyleyen Bahtiyar, telaşlı olduğu için olay yerinden hemen uzaklaştığını öne sürdü. Olaydan sonra Salim’le yüz yüze veya telefonla görüşmediğini anlatan Bahtiyar, birkaç gün sonra yolda karşılaşınca kendisiyle kaş göz işareti yaparak selamlaştığını söyledi.

    Narin’in cansız bedenini bıraktığı yeri Salim’in görüp görmediğini bilmediğini ifade eden Bahtiyar, ancak Eğertutmaz Deresi köyün yüksek yerlerinden açıkça görüldüğüne dikkat çekti.
    Salim’in kendisini arkadan izleyerek cesedi nereye bıraktığını görmüş olabileceğini söyleyen Bahtiyar, olayın tamamen bu şekilde yaşandığın, Narin’i kesinlikle öldürmediğini, sadece Salim’in cesedi kendisine teslim etmesi nedeniyle Eğertutmaz Deresi’ne bıraktığını öne sürdü.

    Nevzat Bahtiyar ifadesinin ardından tekrar tutuklu bulunduğu cezaevine gönderildi.

     

  • 8 yaşındaki Narin’in ölüm nedeni belli oldu

    8 yaşındaki Narin’in ölüm nedeni belli oldu

    Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor.

    ÖLÜM NEDENİ BELLİ OLDU

    Adli Tıp, 8 yaşındaki Narin’in ölüm nedenini açıkladı.

    TRT Haber’in haberine göre, küçük Narin’in boğularak öldürüldüğü tespit edildi.

    91 ÖRNEK ALINMIŞTI

    Narin’in otopsi işlemlerinde 91 örnek alınmıştı. Ön otopsi belgesine göre, 91 doku örneği, istismar dahil her türlü suçu ortaya çıkaracak şekilde alındı.

    Adli tıp uzmanlarının ilk izlenimlerinde, çocuğun cesedinde ciddi anlamda çürüme başlamış olduğu tespit edildi.

    Raporda, “Gözle görünür bir kesici-delici alet veya ateşli silah yaralanması yok.” denildi.

    Ayrıca iç kanama bulgusu elde edilmediği belirtildi.

    ÇÜRÜMEDEN DOLAYI SAPTANAMADI

    Cesetteki çürüme nedeniyle ölüm zamanına ilişkin bir beyanda da bulunulamayacağı vurgulandı.

    Doku örneklerinin bir kısmı, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

    Kesin ölüm nedeninin, Diyarbakır ve İstanbul adli tıp kurumlarındaki incelemelerle belirlenebileceği ifade edildi.

    Narin’in nasıl ve ne zaman öldürüldüğü, kaç gün suyun altında kaldığı, öldürülmeden önce cinsel istismara uğrayıp uğramadığı, vücudundaki kemiklerin nasıl kırıldığı soruları ise otopsi raporuyla ortaya çıkacak.

    YENGE DE TUTUKLANDI

    Soruşturma kapsamında, tutuklu bulunan amca Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran da gözaltı işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

    Yenge Hediye Güran, “kasten öldürmeye iştirak” suçundan tutuklandı.

    HTS kayıtlarına göre yenge, cinayetin işlendiği düşünülen dakikalarda Narin’in yaşadığı eve iki kez girip çıktı. Tutuklu anne de ifadesinde “Ben o saatlerde Hediye Güranla beraberdim.” demişti.

    Hediye Güran’ın sorgusunda verdiği bilgilerin ardından yeni gözaltılar oldu. Gözaltına alınan 2 kişi de Narin’in akrabası.

    Şüpheliler, soruşturmanın seyrini değiştirmek için sahte ihbarlarla görevlileri farklı yerlere yönlendirdikleri gerekçesiyle gözaltına alındı.

    ANNENİN DİŞ YAPISININ ÖRNEKLERİ ALINDI

    Tutuklu anne Yüksel Güran’ın ağız ve diş yapısına ilişkin örnekler alındı.

    İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilen örnekler, tutuklu ağabey Enes Güran’ın kolundaki ısırık izleriyle karşılaştırılacak.

    ABİSİNDEN BAŞVURU

    Şüpheli olmayan tek ağabeyi Baran Güran, kardeşinin cinayetiyle ilgili destek için Diyarbakır Barosu’na başvurdu.

  • Narin’in yengesinden itiraf: ‘Boğuştuklarını gördüm’

    Narin’in yengesinden itiraf: ‘Boğuştuklarını gördüm’

    Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolduktan sonra cansız bedeni 8 Eylül günü Eğertutmaz Deresi’nde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin soruşturma sürüyor.

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca sürdürülen soruşturma kapsamında “Suç delillerini yok etmek” suçundan tutuklanan Narin’in amcası Fuat Güran’ın eşi H.G., İ.K. ve Ş.K., jandarmadaki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi.

    Narin’in cinayetine ilişkin aralarında annesi, ağabeyi, amcaları ve yakınlarının da bulunduğu 11 kişi tutuklanmıştı.

    Narin’in yengesi Hediye Güran’dan itiraf: ‘Boğuştuklarını gördüm’

    Hediye Güran, ifadesinde Narin’in annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran’ın ahırda boğuştuğunu anlattı.

    Anne Yüksel Güran’ın, oğlu Enes’i dövdüğünü ve Enes’in kolundaki ısırık izlerinin de anneye ait olduğunu belirtti. Hediye Güran, “Narin bu ahırda öldürülmüş olabilir” diyerek şüpheleri artırdı.

    Olayın arka planıNarin Güran’ın amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran tutuklu bulunurken, anne Yüksel Güran da cinayetle ilgili olarak gözaltında. Yenge Hediye Güran’ın verdiği bu kritik bilgilerle birlikte, güvenlik ekipleri çalışmalarını ahır bölgesinde yoğunlaştırdı.Türkiye bu cinayeti konuşuyorTüm Türkiye’yi dehşete düşüren bu cinayette, 8 yaşındaki Narin’in vahşice öldürülmesi büyük yankı uyandırdı. Soruşturma derinleşirken, katillerin bir an önce adalet önünde hesap vermesi isteniyor.Narin Güran cinayetiyle ilgili yeni gelişmelerin, yenge Hediye Güran’ın ifadesi doğrultusunda devam etmesi bekleniyor.

    2 kişi savcılıktan serbest bırakıldı

    Diyarbakır’da Narin Güran cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında jandarmadaki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edilen 3 kişiden 2’si savcılıktan serbest bırakıldı.

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülen soruşturma kapsamında “Suç delillerini yok etmek” suçundan tutuklanan Narin’in amcası Fuat Güran’ın eşi H.G., İ.K. ve Ş.K., jandarmadaki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edilmişti.

    İ.K.ve Ş.K., savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. H.G’nin savcılık ifadesi sürüyor.

    Cinayete ilişkin aralarında Narin’in annesi, ağabeyi, amcaları ve yakınlarının da bulunduğu 11 kişi tutuklanmıştı.

    Yenge için tutuklama talebi

    Narin Güran cinayeti soruşturmasında Tutuklu Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran, “kasten öldürmeye iştirak” suçundan savcılık ifadesinin ardından tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.

     

  • Narin cinayeti soruşturmasında son durum

    Narin cinayeti soruşturmasında son durum

    Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor.

    YANLIŞ İHBARLA ŞAŞIRTMA ÇABASI

    Narin’i arama çalışmalarında, birçok asılsız ihbarın yapıldığı ortaya çıktı. Ekipleri yanlış yönlendiren o ihbarlar, JASAT tutağında yer aldı. Tutanağa göre, Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu iddia edilerek, jandarma bu tarafa yönlendirilmeye çalışıldı.

    Arama çalışmaları sırasında köyde yangın çıkarıldı, olağan dışı elektrik kesintileri yaşandı. İki kişinin bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbar da ekipleri yanlış yönlendirmek içindi.

    Bu gibi eylemlerle, jandarma personeli, Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldı. Narin cinayeti ile ilgili hazırlanan ön otopsi raporunun önümüzdeki günlerde savcılığa ulaşması bekleniyor.

    Soruşturma kapsamında, tutuklu bulunan amca Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran da gözaltına alındı. HTS kayıtlarına göre yenge, cinayetin işlendiği düşünülen dakikalarda Narin’in yaşadığı eve iki kez girip çıktı.

    Tutuklu anne Yüksel Güran da ifadesinde “Ben o saatlerde Hediye Güran’la beraberdim.” demişti. Öte yandan annenin ağız ve diş yapısına ilişkin örnekler de alındı.

    2 YENİ GÖZALTI

    Hediye Güran’ın sorgusunda verdiği bilgilerin ardından yeni gözaltılar oldu. Gözaltına alınan 2 kişi de Narin’in akrabası.

    Şüpheliler, soruşturmanın seyrini değiştirmek için, sahte ihbarlarla görevlileri farklı yerlere yönlendirdikleri gerekçesiyle gözaltına alındı.

    Soruşturmada tutuklanan 11. isim, amca Salim Güran’ın 15 yaşındaki işçisi R.A. Amca ve işçisinin Narin son görüldüğü 15.15’ten sonra 5 kez görüştüğü ortaya çıkmıştı.

    Ancak 15 yaşındaki işçi, Narin’in kaybolduğu 21 Ağustos’ta patronu Salim Güran’ın tüm gün yanında olduğunu söyledi.

    “DAHA ÖLMEMİŞ” MESAJINI HATIRLAMADI

    R.A., Salim Güran’a “Tamam henüz bende değil, tamam daha ölmemiş.” dediğini de hatırlamadığını iddia etti, sadece saat 14.00’te kıyafet değiştirmek için yanından kısa süreliğine ayrıldığını anlattı.

    AMCA SUÇLAMALARI REDDETTİ

    Soruşturma kapsamında, 2 Eylül’de tutuklanan amca Salim Güran’ın soruşturmayı yürüten 3 savcı tarafından yeniden ifadesi alındı. Güran, savcılıkta, olay günü yaptıklarına ilişkin daha önce jandarma ve savcılıkta verdiği ifadeleri tekrarladı, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Aracına farklı çocukların bindiğini savunan Güran, “Sadece Narin’in DNA’sının çıktığına ilişkin herhangi bir diyeceğim yoktur.” dedi.

    “HAYAT KADINLARIYLA GÖRÜŞÜYORUM, ONDAN SİLDİM”

    Savcılığın, “Sizden ele geçirilen cep telefonuna ilişkin yapılan Dijital Materyal İnceleme Raporu’nda 23 Ağustos gününden önceki tüm normal arama ve WhatsApp arama kayıtlarını sildiğiniz anlaşılmıştır. Neden arama kayıtlarını silme ihtiyacı duydunuz?” sorusu üzerine Güran, “Ben hayat kadınları ile görüşme sağladığımdan ve bu hususun açığa çıkmaması adına kayıtları sildim Sürekli telefonumda bulunan dijital verileri siliyorum. Narin’in ölümüne ilişkin herhangi bir delili yok etme amacı taşımıyorum.” ifadelerini kullandı.

    “Sizin ailenin birçok üyesinin 21 Ağustos gününe ilişkin telefonunda bulunan arama, mesajlaşma, WhatsApp kayıtlarını sildikleri tespit edilmiştir. Neden böyle bir şey yapma ihtiyacı hissetmişlerdir?” sorusu üzerine amca Güran, aile üyelerinin neden bu verileri sildiklerini bilmediğini ileri sürdü.

    İTİRAFÇI NEVZAT BAHTİYAR’DAN ÇELİŞKİLİ İFADELER

    Narin Güran’ın cansız bedenini dereye gizlediğini itiraf eden ve tutuklanan Nevzat Bahtiyar ifadesinde amca Salim Güran’ın “Arif’in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm.” şeklinde kendisini tehdit ettiğini öne sürdü.

    Nevzat Bahtiyar, “Daha önce ifademde bu durumdan bahsetmemiştim çünkü Salim Güran’dan korkmuştum.” dedi.

    İlk ifadesinde cesedi amcayla birlikte çuvala koyduklarını söyleyen Bahtiyar, mahkemede bu ifadesini değiştirerek “Daha sonra ben kendi ikametimde Narin’in cesedini tek başıma çuvalın içerisine yerleştirdim.” dedi.

    11 KİŞİ TUTUKLU

    Soruşturmada, aralarında anne Yüksel ve ağabey Enes Güran’ın da bulunduğu 11 zanlı tutuklanmıştı.

    Amca Fuat Güran’ın 13 Eylül’de gözaltına alınan eşi Hediye Güran ile onun sorgusunda verdiği bilgilerin ardından gözaltına alınan 2 şüphelinin jandarmadaki işlemleri sürüyor.

     

     

    NTV

     

  • Sahte ihbar ve hedef saptırma: Narin bulunmasın diye yapılanlar

    Sahte ihbar ve hedef saptırma: Narin bulunmasın diye yapılanlar

    Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcılığın talebi üzerine yeniden gözaltına alınan R.A. (15), çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

    Narin Güran’ın tutuklu amcası Salim Güran’ın işçisi R.A, savcılıktaki ifadesinde, olay günü sabah 05.00-06.00 gibi uyandığını, o gün sondajın başında uyuduğunu, aşağı tarlanın ardından yukarı tarlanın da suyunu değiştirdiklerini, Salim Güran’ın yukarı tarlaya geldiğini ifade etti. Sondajın başında kahvaltı yaptıklarını, Salim Güran’ın 1 buçuk-2 saat yanlarında kaldığını, Güran’ın saat kaçta yanlarından ayrıldığını hatırlamadığını öne süren R.A, şunları söyledi:

    “Babam 13.00 sıralarında diğer tarlalarda çalışan işçileri almaya gitti. Sonra saat 14.00-15.00 sıralarında muhtar (Salim Güran) tekrar yanıma geldi ve babamın nerede olduğunu sordu. Ben de ‘İşçileri almaya gitti’ dedim. Yanımda babamı arayıp ‘Neredesin?’ diye sordu. Saat kaçta aradığını hatırlamıyorum. Babam da, ‘İşçileri dağıtıyordum’ dedi. Bu görüşmeden sonra muhtar yanımda oturdu. Birkaç dakika sonra muhtar tekrardan babamı aradı ve yine ‘Neredesin?’ diye sordu. Babam da ‘Köyde yemek yiyorum’ dedi. Bu sırada muhtarla çay içiyorduk. 16.00-16.30 sıralarında babam da geldi, bizimle çay içmeye başladı. Babam aşağı tarlaya 16.00-16.30 sıralarında gitti. Ben muhtar ile yukarı tarlada kaldım. Ben bulaşıkları yıkıyordum. 5-10 dakika muhtar burada oturduktan sonra bana ‘Ben eve gidip üstümü değiştirip geleceğim.’ dedi.

    Muhtar yanımdan ayrılmasından sonra ben de suyu değiştirmeye gittim. Muhtar saatini hatırlamadığım zaman diliminde yanımdan ayrılmıştı. 5-10 dakika içinde ben suyu değiştirene kadar muhtar tekrardan sondajın başına gelmişti. Bir süre sonra babam da aşağı tarla suyunu değiştirip geldi. Akşam yemeğini hazırlayıp yedik. Muhtar hiç yanımızdan gitmedi, hep beraber oturduk. Sadece 5-10 dakikalığına muhtar üzerini değiştirip gelmişti. Muhtar akşam yemeğinden sonra bizimle otururken telefonu çaldı. Telefon görüşmesinde muhtara Narin Güran’ın kaybolduğu bildirildi. Bu şekilde Narin’in kaybolduğunu öğrendik. Salim Güran üstünü değiştirmek dışında saat 14.00’ten sonra yanımdan ayrılmadı. Tarladan da ayrılmadık.”
    Savcılıkta, tutuklu amca Salim Güran’ın olay günü öğleden sonraya ilişkin “R.A ile kanal bölgesine geldik. Kayınbabama ait çiftliğe gittik, bu çiftlikte pislikler kanala akıtılıyor, bu sebeple fıskiyeler tıkanıyor, M. de oradaydı, çiftlikte bize kazma kürek getirdiler, saati hatırlamıyorum, M. ile birlikte kazdık, hanımı bize çay getirdi, epey burada kaldık, kazma kürek ile hat açtık, çayımızı içtikten sonra R.A. ile tekrardan tarlaya döndük.” beyanı hatırlatılarak, “Salim Güran ile sizin ifadeniz arasındaki çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?” sorulması üzeri R.A, “Bu çelişkiye ilişkin söyleyecek bir şeyim yoktur” ifadesini kullandı.

    Salim Güran ile 21 Ağustos’ta saat 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52, ve 18.54’te yaptığı görüşmelerin içeriğinin sorulması üzerine R.A, hiçbir konuşmayı hatırlamadığını savundu.
    Tutuklu amcanın eşinin ifadesinde “Salim ile 14.30’da eve geldiklerini, evde beraber yemek yediklerini, Salim’in bir süre evde dinlendiğini, bir süre sonra evden ayrıldığını” söylediği, Salim Güran’ın da “evden sonra H.G’nin evine gittiğini, sonra sondajın oradaki tarlaya geçtiğini” anlattığı hatırlatılan R.A, “Bu çelişkilere diyecek bir şeyim yoktur” dedi.

    R.A’ya savcılıkta, “Cep telefonlarında yapılan imaj çalışmasında Salim ile aralarında yapılan görüşmede Salim’in ‘O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta, yamacın köşesi taş’ şeklinde mesajına karşılık sizin ise ‘eeee’ diye cevap verdiğiniz, Salim’in de, ‘Biri yerde’ şeklinde cevap verdiği, sizin de tekrar, ‘tamam henüz bende değil/tamam daha ölmemiş’ diye cevap verdiğiniz bu konuşmaya ilişkin diyecekleriniz nelerdir?” sorusu da yöneltildi. R.A, soruya “Valla ben böyle bir şey hatırlamıyorum” cevabını verdi.

    Salim Güran’ın pamuk tarlasındaki kurtlanmayla ilgili M.Ş.G. ile görüştüğünü, tarlaya gittiğini beyan ettiğinin anımsatılması, kendisinin ise tarladan ayrılmadıklarını söylemesiyle ortaya çıkan çelişkinin sorulması üzerine R.A, “Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı olay günü gerçekleşmemişti” dedi.

    Salim Güran’ın, “R.A’nın kız kardeşlerini tarladan köylerine götürdüğü” yönündeki ifadesine ilişkin soruya karşılık da R.A, “21 Ağustos 2024 tarihinden 1 veya 2 gün önce kız kardeşlerim tarlaya gelmişlerdi. Onları Salim arabası ile köye götürmüştü ancak olay günü kardeşlerim tarlaya gelmemiştir” ifadesini kullandı. R.A, savcılıktaki sorgusunda, soruşturma kapsamında tutuklu olan Nevzat Bahtiyar’ı tanımadığını, o köyde sadece muhtarı tanıdığını söyledi. Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleri de sorulan R.A, “Bu hususta diyecek hiçbir şeyim yoktur. Konu ile ilgili bilgim yoktur” cevabını verdi.

    “Tüm bu çelişkiler ışığında neden Salim Güran isimli kişiyi korumaya çalıştığına ilişkin soru yöneltilmesi üzerine de R.A, “Ben Salim’i korumuyorum, Salim saat 14.00’ten sonra kıyafet değiştirmek için gitmesi dışında yanımdan ayrılmadı. Beyanım bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, suçsuzum” savunmasında bulundu. R.A. sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde de savcılıktaki beyanlarını tekrar etti.

    Salim Güran’ın olay günü tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki hiçbir delille tam olarak örtüşmediği konusunun hatırlatılması üzerine R.A, “Salim Güran belirttiğim saatlerde tarlada benim yanımdaydı, hatırladığım kadarıyla sabah 08.00’den itibaren 1-1 buçuk saat yanımızdaydı, daha sonra yanımızdan ayrıldı, 14.00-14.30 arası geldi, ondan sonra yanımızda Narin’in kaybolduğu haberini alana kadar kaldı, bu sürede bir defa üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı” dedi.

    “Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı”

    Tutuklulardan Birsen Güran’ın 12 Eylül 2024 tarihli beyanlarının hatırlatılması üzerine R.A, “Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı. Beni kimse tehdit etmiyor, Salim Güran’dan korkacağım herhangi bir durum yoktur” şeklinde konuştu.

    Hakimliğin, R.A’nın tutuklanma gerekçesinde şunlar yer aldı:

    “Suça sürüklenen çocuk R.A’nın üzerine atılı ‘Çocuğu Kasten Öldürmek’ suçunu işlediğine dair, 21 Ağustos 2024 günü kaybolan maktul Narin Güran’ı bulmak için gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarının bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, buna göre dosyadaki JASAT tutanağına göre, ‘Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu’ iddia edilerek jandarma personelinin bu kısma yönlendirilmeye çalışıldığı, köyde yangın çıkarıldığı, arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintilerinin yaşandığı, iki şahsın bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbarda bulunulduğu, yanlış ifadelerle güvenlik birimlerinin yanlış yönlendirildiği, bu gibi eylemlerle jandarma personelinin Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, bu eylemlerin bir kısmının Güran ailesinin bazı üyeleri tarafından yapıldığı, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 Eylül 2024 tarihli kararıyla bir kısım şüphelilerin tutuklanmasına karar verildiği, R.A’nın şüpheli Salim Güran’ın tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki HTS kayıtlarıyla, diğer şüpheli beyanlarıyla ve dahi şüpheli Salim Güran’ın kendi beyanlarıyla çeliştiği, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, taraflar üzerinde baskı kurulma ihtimalinin eldeki dosya bakımından somut olarak varlığı ve dosyadaki diğer tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 Anayasası’nın 19. maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK 100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, delilerin tamamen toplanmamış olması, verilmesi beklenen cezaya göre R.A’nın kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğuna dair kanaat ve tutuklama tedbirinin ölçülü olması, bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından R.A’nın CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verildi.”