Yunanistan, koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadele kapsamında kapatılan sınır kapılarını 1 Temmuz’da tekrar açıyor. Açılan sınır kapıları arasında Türkiye de var.
Yunanistan, koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında kapattığı 14 sınır kapısından 7’sini 1 Temmuz itibariyle açıyor. Açılan sınır kapıları arasında Türkiye-Yunanistan sınır kapısının da olduğu ifade edildi. Yunan medyası, açılan sınır kapılarının Evzones, Kakavya, Kristallopigi, Promachonas, Nimfea, Kestanelik ve Kipi sınır kapıları olduğunu duyurdu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile telefonda görüştü.
İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Erdoğan ile Miçotakis görüşmesinde, turizm, güvenlik ve ekonomi alanlarında iş birliğinin yanı sıra ikili ilişkiler ele alındı.
Kovid-19 ile mücadelede iş birliği yapılabilecek konuların da değerlendirildiği görüşmede, iki ülke arasında iletişim kanallarının açık tutulması hususunda mutabık kalındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Sevgili halkıma hitap ediyorum. Aman ne olur, ihmal etmeyin. Tek çare: Maske, mesafe ve temizlik” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunanistan boş durmuyor, kuru sıkı atıyor. Türkiye’ye laf atılır mı? Sen kiminle dans ediyorsun? Haddini bil! Sen haddini bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan TRT spikeri Sermin Baysal Ata, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu’nun sorularını yanıtladı.
İşte Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
“KORONAVİRÜSLE MÜCADELE SÜRECİ”
Gerçekten koronavirüs musibeti, hakikaten sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyayı etkiledi. Dünya ülkeleri arasında getirdiği zararlar var. Başka ABD, Çin, Rusya olmak üzere ciddi zararlar gördüler. ABD’de 45 milyon işsizden bahsediliyor. Türkiye’de hamdolsun ilk çeyrekte dünyada 1 numarayız. Büyümede 4,5 gibi bir oranı yakaladık.
“AĞAÇLARDAN BİRİSİ SAKURA DİĞERİ ÇAM”
Şu anda Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ni hamdolsun yap işlet devretle bitirdik. Bütün donanımıyla en ileri teknolojiyi bu hastanede görebilirsiniz. Tomografisinden MR’ına varıncaya kadar bütün konularda. Bazı eksikler var. İnşallah bütün çevredeki peyzaj alanlarıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Ağaçlandırma çalışmaları devam ediyor. Sakura ağacı 15 gün ömrü olan bir ağaç. Yeşilini hiç atmıyor. Onu da biz çamla telafi ediyoruz. Çam ise 4 mevsim malum. Sağlık Bakanlığımız da buradaki özellikle doktor, hemşire, sağlık memurları bu konuda çok güçlü bir ekiple burayı donanım altına aldı.
“BİZ BURADA BİR ŞEHİR HASTANESİ YAPACAKTIK”
Yeşilköy’ün belli bir bölümünü kalktık 45 günde yapma sözü verdik. Biz burayı 1800 oda yapalım dedik. Sağolsun yüklenici firma sözü verdi. Dedi ki, 2 hastaneden bir tanesini ben üstleneceğim dedi. Bir tanesini de o üstlendi. Diğerini de Sancaktepe’de yaptık. Orası da askeri havaalanıydı. Oranın yanına 1800 odalı yaptık. Biz burada bir şehir hastanesi yapacaktık. Burada 1800 odalı acil durum hastanesini yaptık. 16’şar ameliyathane var. Diyalizler vesaire hepsi. İstenildiğinde bu odalar yoğun bakıma dönüştürülüyor.
“RAHAT BİR ŞEKİLDE YOLLAR KULLANILABİLECEK”
Maalesef İstanbul Büyükşehir Belediyesi bizde olduğu zaman bu yolları belediyemiz yapacaktı. Şu anda belediye mâlum zihniyete kaptırılınca bunlar ‘bizim paramız yok yapamayız’ dedi. Allah’tan ki işbaşındayız. Ulaştırma Bakanımız sağolsun kısa zamanda yolları bitirdi. Şimdi bir de oraya metroyu yapıyoruz. Bakanlığımız onu da bitirecek. O da bitince hastaneye geliş gidişler çok daha rahat olacak. İstanbul’a bu yakışırdı.
“TEK ÇARE: MASKE, MESAFE VE TEMİZLİK”
Sevgili halkıma hitap ediyorum. Aman ne olur, ihmal etmeyin. Bir kere maskeyi ihmal etmeyin. İki mesafe. 1,5 metre kesinlikle bu mesafeyi koruyalım. Üç temizlik. Elimizi bir yere sürdük, hemen elimizi yıkayalım. Dezenfekte olalım. Yapalım ki, başımıza iş almayalım. Eğer buradaki tedbirlerimiz yerli yerince hakikaten ele alınırsa ben inanıyorum ki, kısa zamanda 65 yaşındaki kardeşlerim, ağabeylerim bu işten zarar görmeyecektir. 18 yaş altı onları da birleştirdik. İki bölümde değerlendiriyorduk. Orada da gençlerimiz de ‘Ben gencim nasıl olsa bana bir şey olmaz’ demesin. Bu hafta sonu maalesef piknik alanlarında, yol kenarlarında, askere gidenler filan yaptıkları işler, doğru şeyler değil. Sen meydana gelen bir olayda bu işi telafi edemezsin. Bu virüs farklı bir virüs. Tek çare Bilim Kurulu hocalarımızın söyledikleri maske, mesafe, temizlik.
“ÜNİVERSİTESİ OLMAYAN ŞEHRİMİZ KALMADI”
Bugünün rakamlarına baktığımızda 989’a düştü. Vefat 18’e kadar inmişti, bu defa 19, fena sayılmaz. Yoğun bakımda 625. Burası artık daha da aşağı insin istiyoruz. Entübe 261 burayı da aşağıda görmek istiyoruz. Bugün iyileşenlerin sayısı güzel. Olumlu bir sinyal. Test 39 bin 361 bayağı yüksek. Ben daha çok vefata da bakıyorum. Ne kadar sıfırlarsak çok daha tabii mutlu olacağız. Gelişmeler bu noktada fena değil. Şu anda dünyada 11. sıradayız. Sayın Trump’a bu rakamları verince ‘Ooo’ dedi. Biz siyasette yola çıktığımızda Türkiye’yi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz demiştik: Eğitim, sağlık, adalet, emniyet demiştik. Bu dört temel taşın üzerine ulaşımı, tarımı, dış politikayı ilave ettik. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. 81 ilin 81’inde üniversitemiz var.
“RAHAT BİR ŞEKİLDE İLAÇLARINI ALABİLİYORLAR”
Avrupa’da, Amerika’da ücretsiz ilaç alabilir misiniz? Bay Kemal zamanında hastanelerin alt katında eczaneler vardı, ilacı bulamıyordunuz. Biz bunu kaldırdık, dedik ki istediğiniz eczaneden ilacını alırsın. Rahat bir şekilde eczaneden ilaçlarını insanlarımız alabiliyor. İnsanlar ölüyor torbalar içerisinde bir yana koydular. Ülkenin adını vermeyelim şimdi. Fransa’yı dinlediğinizde havasından geçilmiyor. Tablo ortada. 100 kişiden 18’i Fransa’da hayatını kaybetmiştir. Hamdolsun biz de çok farklı seyretti. Hala da böyle seyrediyor. Biz vatandaşlarımızda herhangi bir ayrımı yapmıyoruz. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz.
İki tane tersten yapışık yavru. Yaşları 2,5. Türkiye’de bunu kimlere gösterdiysek bir netice alamadık. Dediler ki, ‘Bu ameliyatı İngiltere’de Keşmirli bir doktor yaptı’. Doktor arkadaşlarım resimleri çektiler gönderdiler. Biz bu iki yavrumuzu Antalyalı, bunları İngiltere’ye gönderdik. Doktor Keşmirli. Bizden de iki doktor gönderdik. Doktor Celani adı. Bizim iki doktor da ameliyatı girdiler. Kırk iki kişilik ekiple ameliyat gerçekleşti. Hamdolsun bu yavrularımız şu anda başarılı geçen ameliyattan sonra oradaki belli bir süreyi doldurdular. Belki bir ay, belki 15 gün sonra Türkiye’ye dönüş olacak.
“ORADA BİR TÜRK ARMATÖR VE DOKTOR SAHİP ÇIKTI”
İyi niyetimizle adımı attık. Orada bir Türk armatör, bir de Keşmirli ‘Bedeli ne ise biz ödeyeceğiz’ dediler. Bu bedeli üstlendiler. Öyle olsa da olmasa da biz bu işi üstlenmiştik, yapacaktık. Bu yavruların ameliyatı böylece gerçekleşmiş oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin devleti bu. Bütün vatandaşlarına genç yaşlı sahip çıkmak için elinden geleni yapıyor.
“O GÜN BİZ ELAZIĞ DEPREMİNİN ALTINDA KALIRDIK”
Orada gördüğünüz gibi Elazığ depreminde Fethi Sekin hastanesi olmamış olsaydı, o şehir hastanesi biz orada adeta depremin altında kalırdık. Ama o gün en ufak sıkıntı yaşamadan bütün yaralıları bu hastanemize taşıdık. Bunlar zaten yaşanır, konuşulmaz. Manisa, Kayseri, Eskişehir şehir hastaneleriyle donatılmış yerler.
“MUHALEFETİN BAŞINDAKİ ZAT BU HESAPTAN ANLAMAZ”
Yıl sonuna kadar 5 şehir hastanesi daha yapacağız. Hedefimiz 30 büyükşehirin 30’una da bu şehir hastanelerini inşallah yapacağız. Ana muhalefetin başındaki zat ‘Bunun hesabını ver’ diyor. Bunun hesabını vermekten anlamazsın. Yapılan şey ortada, devletin cebinden 1 kuruş çıkmadan bu hastaneler yapılıyor. Tek şey işleticiyle devletin arasındaki protokoldür.
HEMŞİREMİZ YAVRUSUNU GÖREMEDEN VEFAT ETTİ
Çam ve Sakura Hastanesi’nin finansörü Japonya. Japon Başbakan’la açılışını birlikte yaptık. Buna benzeyen örnekleri çok yapacağız. Şimdi yavruların ismi geldi, Derman ve Yiğit. Çarşamba günü inşallah geliyorlar. Bu arada kaybettiklerimiz için Allah rahmet eylesin. Bir hemşiremiz yavrusunu göremeden vefat etti. Allah rahmet eylesin. Balkondan istiklal marşı çağrısı yaptık. Ben de eşimle birlikte balkondan istiklal marşı okuduk. İnşallah telafi eder aslımıza döner, çalışmalarımıza devam ederiz.
ARKADAŞLARIMIZIN TEKLİFİYLE O İSMİ VERDİK
Yatırımların durması gibi bir şey bizim kitabımızda yazmıyor, yazmayacak. İnşallah bu yıl sonuna kadar 15 kadar daha baraj açılışı yapacağız. Bunlar açılışı yapılacak olanlar. Temelini atacağımız barajlar var. Ilısu’dan yıllık gelirimiz 1,5 milyar olacak. Gerek tabii burada sulama, gerekse enerji bu noktada özellikleri olan bir yer. Malum ülkemizde bir numara, dünyada iki numara. Aynı şekilde Ilısu çok çok önemli. Hakkını teslim edelim. Temelini Veysel Eroğlu hocamızla beraber atmıştık. Arkadaşlarımızın teklifi üzerine Ilısu Barajı’nın adını Veysel Eroğlu verdik.
BUNLAR OLMASAYDI MÜCADELEDE BAŞARILI OLAMAZDIK
Halk siyasetten hizmet bekler. Bu hizmeti yapmayı mecburuz biz. Savunma sanayiinde çok ciddi bir sıçramanın içerisindeyiz. Mesela SİHA’lar, İHA’lar, şimdi Akıncı geliyor. Bunlar olmamış olsaydı terörle mücadelede beklenen mücadeleyi elde edemezdik. SİHA’larla başarıyı elde ettik, İHA’larla koordinatları belirledik F-16’lar indi vurdu. Bir de şimdi aşı ve ilaç çalışması yapıyoruz. İnşallah burada sağlık vadisi kuruyoruz. Sağlık Bakanlığımız ODTÜ’nün çevresinde onun da çalışmasını yapıyor. Aşı ilaç da dışa bağımlılığı bitirmemiz gerekiyor.
EN MODERN VE NİTELİKLİ SAĞLIK YATIRIMLARI
Çalışmalar daha çok kök hücre, gen tedavisi, uzaktan teşhise ilişkin gibi alanlarda araştırma geliştirme yatırımlarımıza önem veriyoruz. İnşallah Türkiye’yi en modern ve nitelikli sağlık yatırımlarına getireceğiz. Biz 5 milyon 500 bin kişiye 1000’er lira o sıkıntılı dönemde destek verdik. Buna bile muhalefet ne verdiniz ki diyor. Bunun dışında bir çalışmamız daha var. Sosyal Dayanışma Vakfı bu tür garip gurebaya, fakir fukaraya Aile Dayanışma Sosyal Bakanlığımıza bağlı, dar gelirlilere maaş veriyor. O ayrı konu. Buna karıştırmıyoruz.
Vefa Sosyal Destek Grubu ev ev dolaşıp ellerinde kolilerle yardım yaptılar. Bütün bunların yanında biz önümüzdeki döneme yönelik de ekonomide yatırımlarımızı artırarak girdiyi aktif pasif dengesinde çok daha iyi noktaya taşıyıp, ikinci çeyrekte belki bir sıkıntılı olacak ama Allah’ın izniyle üç, dörtte bu işi toparlayacağız. Faiz çekildi, enflasyonda düşüşte. Bunlar ekonomimizi olumlu istikamette etkilerken yatırımcıya diyorum ki, faiz aşağı çekildi. Hadi bakalım buyrun yatırıma. Bu sahtekarlara soygunculara karşı başta İçişleri Bakanlığımız olmak üzerine hepsi üzerine gidiyorlar. Denetimler gerçekleşiyor. Vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olanlar için yasal işlemler başlatılıyor. Haksız fiyat artışlarının yapılması durumda MASAK bunlarla ilgili incelemelerini başlatacak. Ülkenin ekonomik güvenliği konusunda gerekli mücadeleyi vereceğiz. Ticaret Bakanlığı bünyesinde Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturuldu. Bu kurul fahiş fiyat ve stokçuluk uygulamalarını denetleyecek
Tespit edilmiş alanların dışında birçok alanları farklı bir şekilde değerlendirerek fırsata dönüştürmeyi hedefliyoruz. Sağlık turizminde Türkiye artık bir çekim alanı haline inşallah gelecek. Geçenlerde sayın Putin’le görüşme yaptım. Vatandaşlarınız Türkiye’yi özlediler, gelmek istiyorlar, önlerini açın onlar Türkiye’ye gelsin, Haber geldi, Türkiye’yi gidilebilecek destinasyonlar içerisine koymuşlar.
Bir defa kimse ben varsam başka kimse yok deme hakkına sahip değil. Sen varsan, senin dışında da 195 tane ülke var. Bir korona virüs yaşıyoruz , ne oluyor, güç müç herhangi bir şey kalıyor mu? Bu dayanışma kültürünü kavrayamadığımız sürece kayıptayız. Biz o dayanışma kültürünü dünyaya biz korona olayında anlattık. 120 ülkeye yardım elimiz uzandı. Bizim kadim tarihimizde böyle bir özellik var. Elimizi tüm insanlığa uzatıyoruz. Tüm insanlık aynı ruhla çalışmaya devam etsin. Dünyada barış özgürlük hakim olsun.
YUNANİSTAN’A ÇOK SERT TEPKİ: SEN KİMİNLE DANS EDİYORSUN?
Yunanistan boş durmuyor, kuru sıkı atıyor. Türkiye’ye laf atılır mı? Sen kiminle dans ediyorsun? Haddini bil! Sen haddini bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir. Güney Kıbrıs’ta iki tane camimizi kimisi sabote edip molotof kokteylle yakmaya, bir tarafta Yunan bayrağını, öbür tarafta paçavra asıyorlar. Siz bunları yaptığınızda karşılıksız kalır mı? Siz uyarılara kulak asmıyorsunuz. Bu sefer de kalkıyorlar ‘Sakın ha! Ayasofya’yla ilgili orayı camiye çevirmeyin’ Türkiye’yi siz mi idare ediyorsunuz, biz mi? Türkiye’nin kurumları var. Parlamentosu var Danıştay’ı var. Karar verilir icra makamı gerekli adamı atar. Bunun için sizden izin almaya, müsaade almaya asla tevessül etmez. Bugün sayın Bahçeli açıklama yaptı. Şimdi bu bir şeyi gösteriyor. Demek ki bu ülkenin dinamiklerinde tutuşan, yanan bir şey var. Biz bir hukuk devleti olarak Danıştay’ın vereceği bekliyoruz. Sonra da atılması gereken neyse ona göre atılır.
Bir de kara var. Karada da atılan ve atılmakta olan adımlar var. Şimdi bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığımızın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile yaptığı çalışma var. O çalışmalar üzerinden de yine bir adım inşallah atılacak..
SİHA’larla ilgili siparişler var. Yetiştiremiyorlar. Akıncılar var. Devletin attığı adımlar var. Gelişmeler inşallah farklı bir zemine doğru kayar. Üretimde inşallah sıkı bir adım atılmış olacak.
F-35 KONUSU
Şu anda o gündeme gelmedi. Şu anda çalışma grupları oluşturduk. Şu anda sayın Trump’la bu akşam yaptığımız görüşmede de onu oluşturduk. Dışişleri Bakanımız, İstihbarat bu çalışmayı yapacak inşallah.
M4 Yolu dediğimiz bu güzergahta zaman zaman bazı sıkıntılar olsa da iş fena gitmedi. Şu an itibarıyle de gidiyor. 200 bin civarında İdlib’li de geri döndü. Özellikle kuzeyde bizim briket evler yapıyoruz. Ev demeyeyim, briket konutlar, konaklar diyeyim. Bir aileyi barındırabilecek 30-40 metrekare kadar. Şu anda bu konutlarda AFAD, Kızılay, STK’larımız yoğun şekilde çalışıyorlar. İlk etapta 20 bin planlamıştık, belki 50 bine çıkaracağız. Bu konuda 50 bini yakalarsak İdlibliye bir rahatlama verecek. Süleyman Bey de dün oralardaydı. Bu konutlarla oradaki rahatlama inşallah özellikle İdlib’i daha rahat hale getirecek. Süleyman Bey’in de bugün anlattığı gibi bu insanların Allah yardımcısı olsun. Allah gösteresin biz ne kadar hamd etsek, şükretsek azdır. Bu insanlar kar kış demeden çok daha zor şartlarda yaşadılar. Şimdi iyi şartlarda briket konutlarını yerleştirmeye çalışıyoruz.
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi açıklarında Yunan Sahil Güvenlik ekiplerinin ölüme terk ettiği düzensiz göçmenleri, Türk Sahil Güvenlik ekipleri kurtardı.
Ayvacık ilçesi Babakale açıklarında Yunan Sahil Güvenlik ekipleri tarafından Türk karasularına itilen ve sonrasında Türk Sahil Güvenlik Ekipleri’nden yardım talebinde bulunan lastik bot içerisindeki 36 düzensiz göçmen, İHA ile tespit edildi. Tespit edilen bölgeye giden ekipler, lastik bot içerisinde 36 düzensiz göçmeni kurtardı.
Kurtarılan göçmenler, Küçükkuyu Sahil Güvenlik Karakolu’na getirildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Avrupa’da minarelerden ezanların yükseldiği ve karşılıklı saygı ilkesinin öneminin anlaşıldığı bir dönemde, başkentinde cami bulunmayan tek Avrupa ülkesi olan Yunanistan’ın Ayasofya’da Kuran-ı Kerim okunmasından rahatsız olması bu ülkenin içinde bulunduğu psikolojinin anlaşılması açısından ibretliktir” dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın Ayasofya’da Kuran-ı Kerim okunmasına ilişkin açıklaması hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi. Aksoy, Ayasofya’da her Kur’an-ı Kerim okunmasından sonra Yunanistan’ın hiçbir sonucu olmayacak açıklamalar yapmaya devam ettiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:
“Avrupa’da minarelerden ezanların yükseldiği ve karşılıklı saygı ilkesinin öneminin anlaşıldığı bir dönemde, başkentinde cami bulunmayan tek Avrupa ülkesi olan Yunanistan’ın Ayasofya’da Kuran-ı Kerim okunmasından rahatsız olması bu ülkenin içinde bulunduğu psikolojinin anlaşılması açısından ibretliktir. Kovid-19 salgınını bahane ederek Batı Trakya’da yüzyıllardır okunan ezanı susturmaya yeltenen çevrelerin çabaları hala hafızalarda tazedir. Türkiye, Ayasofya’nın ne dünya çapındaki abidevi niteliğine ne de 1972 UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’ye aykırı hareket etmiştir. Türkiye’nin bir miras unsuru olan İstanbul tarihi alanlarına gösterdiği titizlik ve özen sayesinde bu eserler bugünün nesillerine ulaşmıştır. Ayasofya, Türkiye’nin ve insanlığın önemli bir değeri olarak kalacak ve korunmaya devam edilecektir. Yunanistan’ı tarihsel komplekslerinden arınmaya davet ediyoruz.”
Yunanistan’da, ülke halkını Kovid-19 hastalığına karşı korumak amacıyla önümüzdeki haftadan itibaren genel verem aşısı yapılacak.Neakriti portalının haberine göre, Yunanistan Ulusal İlaç Ajansı tarafından onay alan aşılama kararı, başta başkent Atina, Selanik ve Patras olmak üzere ülkenin tüm kentlerinde uygulanacak. Haberde, Almanya, Avustralya ve Hollanda’nın da benzer uygulamaya başvurduğu belirtildi.
BU TEDBİR RİSK GRUBUNDAKİ İNSANLARI KORONAYA KARŞI KORUYACAK
Albert Calmette ve Camille Guérin isimli iki Fransız araştırmacı 1920’li yıllarda geliştirdiği ve bu nedenle Bacillus Calmette-Guérin (BCG) adını alan verem aşısının etkinliği, 3 yıl boyunca yapılan bir araştırma sonucu bilim insanları tarafından ispatlandı. BCG aşısı yapılan insanlarda solunum yolu enfeksiyonunun gelişme ihtimalinin 5 kat daha az olduğu ortaya çıkarıldı. Uzmanların görüşüne göre, bu tedbir risk grubundan insanları Kovid-19’a karşı koruyacak.Atina Ulusal Kapodistrian Üniversitesi’nden Prof. Evangelos Giamarellos, “Özel bir aşı olmadığında, verem aşısı gibi genel koruma sağlayan aşılarla kolektif bağışıklık geliştirilebilir” dedi.
AŞININ ETKİSİ HAYAT BOYUNCA DEVAM EDİYOR
Giamarellos, aşı öncesinde vatandaşlara koronavirüs antikor testinin yapılacağını kaydetti. Günümüzde bazı ülkelerde tüm çocuklara doğduklarından hemen sonra BCG aşısı yapılıyor. Aşının etkisi hayat boyunca devam ediyor.Koronavirüs salgını bağlamında, yaygın olarak BCG aşısının yapıldığı ülkelerde vaka ve ölüm sayısının çok daha az olduğu yönünde tahminler yürütülmüştü. BCG aşısının zorunlu olarak uygulandığı ülkeler arasında Rusya da yer alıyor.
YUNANİSTAN’DA SON DURUM
Yunanistan’da yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle şu ana kadar 173 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 892 vaka tespit edildi.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırı oluşturan Meriç Nehri’nde son günlerde yaşanan gelişmeler iki ülke arasında tansiyonun yeniden yükselmesine neden oldu.
Türkiye, Yunanistan’ı sınırın Ferre Kupürü bölgesinde tel çit inşa etme çalışmaları kapsamında “ahdi kara hududunu ihlal etmekle” suçladı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, sınırda “bir oldu-bittiye hiçbir şekilde” izin verilmeyeceği belirtildi.
Son dönemde Yunanistan, Almanya ve İngiltere basınlarında, Ferre Kupürü bölgesinde Türkiye’nin bir kara parçasına asker çıkararak burayı “işgal ettiği” yönünde haberler çıktı.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, söz konusu haber ve iddiaların “kesinlikle yanlış” olduğunu söyledi.
Ancak Dendias, Skai Televizyonuna yaptığı açıklamada, sınırda yapılan çalışmalar sırasında “bir kara bölgesinde Türk güçlerinin varlığını” tespit ettiklerini ve Türkiye’ye bölgede başka bir hareket yapmamasını ilettiklerini belirtti.
TÜRKİYE-YUNANİSTAN SINIRINDAKİ SON GELİŞMELER NELER?
Yunanistan, 15 Nisan’da Türkiye’ye sınırın Ferre Kupürü bölgesinde tel çit inşa edeceğini bildirdi.
Türkiye, 11 Mayıs’ta Yunanistan’a bir nota vererek, kara hududunu ihlal etmemesi gerektiğini belirterek, bunun için de inşaat alanının koordinatlarını paylaşmasını istedi.
Türkiye, Yunanistan’ı kendisiyle görüşmeden ve işbirliği önerisini kabul etmeden 13 Mayıs’ta arazi tesviye çalışmalarına başladığını belirtti.
Söz konusu bölge bataklık bir arazi. Kış aylarında nehir suyuyla kaplı olan bu bölge, yaz döneminin yaklaşması ve suların çekilmesiyle bataklık bir alana dönüşüyor.
Yunanistan, bu alanın sınırdan yasa dışı geçişler için sıkça kullanılan bir yer olmasından dolayı önlem almak istediğini söylüyor.
Başta Yunanistan ve Almanya olmak üzere bazı ülke medyalarında, Türkiye’nin bu bölgeye asker çıkararak, “işgal ettiği” yönünde iddialar yer aldı.
TÜRKİYE YAŞANANLAR KONUSUNDA NE DİYOR?
Dışişleri Bakanlığı, Cumartesi günü yazılı bir açıklama yaparak, Yunanistan’ı sınır ihlaliyle suçladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Yunanistan’dan sınırı ihlal etmemesini, inşaat alanının koordinatlarını paylaşmasını ve sınır komisyonunun toplanmasını talep ettikleri belirtildi.
Açıklamada, “Yunanistan’a aynı zamanda ahdi hududumuzu teşkil eden Meriç Nehri yatağının, hududun belirlendiği tarih olan 1926’dan beri doğal ve yapay nedenlerle önemli ölçüde değiştiği, hududun bu bölgesinde iki ülke arasında mutabık kalınmış hassas koordinatların mevcut olmadığı, bu nedenle iki ülke heyetleri arasında teknik koordinasyon yapılmadan çalışmalara başlanmaması gerektiği bildirilmiştir” denildi.
Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan’ın “ahdi karar hududunu ihlal ettiğini” ve bu ihlalin gerekli tedbirler alınarak “anında önlendiği” ifade edildi.
Açıklamada, “İki ülkenin teknik heyetleri arasında yapılmasını teklif ettiğimiz görüşmeler gerçekleştirildiği takdirde sorun aşılabilecektir. Sınırlarımızda bir oldu-bittiye hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir” denildi.
YUNANİSTAN’DAN HANGİ AÇIKLAMALAR GELDİ?
Yunanistan, Türkiye’nin bu bölgeyi “işgal ettiği” yönündeki haberlerin “kesinlikle asılsız” olduğunu söyledi.
Ancak Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Skai Televizyonuna yaptığı açıklamada, “Yunan ordusunun hazırlık çalışmaları yaptığı karar parçasında Türk güçlerinin varlığı gözlemlendi” dedi.
Nikos Dendias, Türkiye’den bu bölgede başka herhangi bir manevra yapmamasını istediklerini de sözlerine ekledi.
Dendias, “Çitin genişletilmesi çalışmalara devam edeceğiz. Yunan topraklarını korumak bizim anayasal sorumluluğumuzdur” diye konuştu.
TÜRKİYE-YUNANİSTAN SINIRI NASIL BELİRLENDİ?
Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırın Meriç Nehri boyunca çizilmesinin kökeni 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’na dayanıyor.
İki ülke arasındaki sınırın toplam uzunluğu 212 kilometre.
Başlangıç noktasını da Meriç Nehri’nin ağzı oluşturuyor. Sınır, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki Kapıkule Sınır Kapısı’na yakın bir noktada son buluyor.
Bu sınırın, 191 kilometrelik kısmı Meriç Nehri boyunca uzanıyor.
Koronavirüs salgını nedeni ile ekonomik krizin eşiğine gelen Yunanistan’da salgın nedeni ile kapatılan kafe ve restoranlar yeniden açıldı. Yunanistan’da turizm sezonun gelmesi ile ziyaretçi çekmek amacı ile böyle bir karar alındığı düşünülüyor.
Yetkililer, kafe ve restoranlarda salgın nedeni ile sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edileceğini belirtti. Yetkililer, masaların sosyal mesafe kuralına uygun şekilde yerleştirileceğini ifade ederken, çalışanların ise sürekli maske takacağını açıkladı.
Atina Belediye Başkanı Kostas Bakoyannis, yaptığı açıklamada gıda sektörünün yeniden açılmasının yaz sezonu için bir başlangıç olduğunu ifade ederken, “Yunanistan, salgın açısından güvenlidir. Ülkemizde tatil yaparken, aynı zamanda sağlığınızı da koruyabilirsiniz” dedi.
Öte yandan, Yunanistan’da adalara yapılan feribot seferleri yüzde 50 yolcu kapasitesi ile yeniden başlarken, 1 Haziran’da ise otellerin yeniden hizmet vermesi planlanıyor. Atina’da 15 Haziran’da sezonluk oteller yeniden açılması beklenirken, uluslararası uçuşlarında başlaması planlanıyor.
Yunanistan’da toplam korona virüs vaka sayısı 2 bin 878’e, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 171’e ulaştı.
Yunanistan normalleşme sürecinde ilk adımı atıyor. Ülkede sokağa çıkma yasağı kalkıyor. Peki Yunanistan’da hayat ne kadar normale dönecek?
Yunanistan’da hem heyecan hem tedirginlik bir arada. Ülkede 42 gün sonra vatandaşlar sokağa çıkacak. Ancak tüm iş yerleri aynı anda değil, kademeli olarak açılacak. Çünkü Yunan hükümeti, herkesin aynı anda sokakta olmasını istemiyor. İlk olarak kuaförler, spor malzeme satan dükkanlar, kitapçılar ve kırtasiye malzemesi satan işletmeler açılacak. Diğer işletmelerin açılması için 11 Mayıs tarihi uygun bulunurken, kafe ve restaurantların açılması 1 Haziran’ı bulacak.
Turizmde normalleşmenin ise Temmuz ayında başlaması öngörülüyor.