Etiket: yüz yüze eğitim

  • Yüz yüze eğitim açıklaması

    Yüz yüze eğitim açıklaması

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Malatya’da. İlk olarak Malatya Valisi Aydın Baruş’u ziyaret eden Özer, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Özer, 6 Eylül 2021’den itibaren 2021-2022 eğitim-öğretim yılının başladığını hatırlatarak, “Kararlılıkla yüz yüze eğitime devam ediyoruz. 7 Şubat itibariyle de ikinci döneme başladık. Şu ana kadar hiçbir kesinti olmadan eğitim öğretime yüz yüze devam ettik. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun koordinasyonuyla süreci başarılı bir şekilde devam ettiriyoruz” dedi.

    Bu sürecin en büyük kahramanlarının öğretmenler olduğunu dile getiren Bakan Özer, şunları söyledi:

    “Öğretmenlerimiz hem maskeyle ders anlatma fedakarlığı gösterdiler hem de aşılanma oranlarıyla gerçekten Türk toplumuna ülkemizde müthiş bir örneklik oluşturdular. Sade Türkiye’de değil çoğu gelişmiş ülkede de yüz yüze eğitime kesintisiz bir şekilde devam eden ülkelerdeki öğretmenlerin aşılanma oranlarının çok üzerinde bir orana sahip oldular. Türkiye’nin 81 ilinde fedakarlıkla görevini sürdüren öğretmenlerimize de teşekkürlerimi arz ediyorum. Öğrencilerimiz de sürekli kurallara uyarak, maskeleriyle dersleri dinlediler. Bu fedakarlıklarından dolayı da hem öğrencilerimize hem de onları destekleyen ailelerimize çok teşekkür ederim.”

    Bakan Özer, daha sonra Malatya Valiliği’nde düzenlenen ‘İl Eğitim Değerlendirme’ toplantısına katıldı.

  • Yüz yüze eğitim açıklaması

    Yüz yüze eğitim açıklaması

    Antalya’da konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Bu 2 haftalık yarıyıl tatilinden sonra da aynı kararlılık ile yüz yüze eğitime devam edeceğiz. En sık sorulan sorular; acaba tatil uzayacak mı? Ben de bu soruyu soranlara şöyle cevap vermek istiyorum. Neden herhangi bir kapanma olacağı zaman ilk başlanacak yerler okullardır? Neden kafeler, restoranlar ve AVM’ler değildir?” sözlerine yer verdi.

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Antalya’da düzenlenen Geleneksel Eğitim Sempozyumuna katıldı. Bakan Özer sempozyumda yaptığı konuşmada, “Covid sürecinin kahramanları öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerimiz yaklaşık 5 ay boyunca maske ile ders anlattılar. Aşılama oranlarında sadece Türkiye ortalamasının üzerinde değil kıta Avrupası’nda, Amerika’da gelişmiş ülkelerde yani yüz yüze eğitime kararlı bir şekilde devam eden tüm ülkelerdeki öğretmenlerin aşılama oranlarının üzerinde aşılama yakaladık. Öğretmenlerimizi bu süreçte gösterdikleri çabadan ötürü kutluyorum. Bu 2 haftalık yarıyıl tatilinden sonra da aynı kararlılık ile yüz yüze eğitime devam edeceğiz. En sık sorulan sorular; acaba tatil uzayacak mı? Ben de bu soruyu soranlara şöyle cevap vermek istiyorum. Neden herhangi bir kapanma olacağı zaman ilk başlanacak yerler okullardır? Neden kafeler değil de okullar? Biz eğer 21. Yüzyılda iddialı bir ülke olmak istiyorsak beşeri sermayemize sürekli yatırım yapmak zorundayız. Eğitimde fırsat yüksekliğini sürekli yükseltmek zorundayız” sözlerine yer verdi.

    “Türkiye’nin Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren en başarılı olduğu noktalardan bir tanesi eğitim ve ilköğretimdir”

    Türkiye’nin son 20 yılda eğitimde çok önemli bir dönüşümü hayata geçiren nadir ülkelerden biri olduğunun altını çizen Bakan Özer, “Okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm eğitim kademelerinde okullaşma oranları inanılmaz derecede yükseldi. Çok sayıda okullar ve derslikler yapıldı. Öğretmen sayısı arttı. An itibariyle 18 milyon öğrencinin 1.2 milyon öğretmenin olduğu devasa bir eğitim sistemine sahip olduk. Burada özel öğretim kurumlarının da önemli payı var. Biz sizleri ayrı olarak değerlendirmiyoruz. Sizleri beraber yol yürüdüğümüz arkadaşlarımız olarak değerlendiriyoruz. Sizlerin sorunlarını çözmek içinde imkanlarımızı sonuna kadar kullanmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren en başarılı olduğu noktalardan bir tanesi eğitim ve ilköğretimdir” dedi.

    “Önemli olan beşeri sermayemizin kapsayıcılığı arttırmak içim eğitimi ulaşılır kılmaktır”

    2000’li yıllarda ortaöğretimde okullaşma oranlarının yüzde 44’lerde iken bugün yüzde 89’lara ulaştığını aktaran Özer, “Yükseköğretimde yüzde 14’lerden yüzde 44’lere ulaştı. Önemli olan beşeri sermayemizin kapsayıcılığı arttırmak içim eğitimi ulaşılır kılmaktır. Okullar arası başarı farkını azaltmak için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz. Eğitimde fırsat eşitliğini arttırmak için 3 tane ana konu üzerinde ağırlık veriyoruz. Birincisi okul öncesi eğitime erişimi arttırmak, ikincisi okulların imkan farklılığını azaltmak ve son olarak öğretmenlerimize çok yönlü mesleki gelişimleri için destek vermektir. Bu hedeflere ulaşmak için öncelikle okul öncesinde 3 yaştaki okullaşma oranını yüzde 14’den yüzde 50’ye 4 yaştaki okullaşma oranını yüzde 35’lerden yüzde 70’lere ve 5 yaştaki okullaşma oranını ise yüzde 78’nden yüzde 100 çıkarmayı hedefledik” açıklamasına yer verdi.

    “2022 yılında 3 bin tane yeni anaokulu 40 bin tane de anasınıfı yapacağız”

    Okul öncesi eğitime erişimde kapasiteyi maksimuma çıkarmak mümkün olduğu kadar, okul dışı faktörlerin okula etkisini azaltmak için 2022 yılında 3 bin tane yeni anaokulu, 40 bin tane de anasınıfı yapacaklarını kaydeden Özer, konuşmasına şöyle devam etti: ” Bunu ağırlıklı olarak İstanbul’da gerçekleştireceğiz. Bin tane anaokulu yapacağız. İstanbul’a çok daha fazla yatırım yapmak istiyoruz. Tüm okullarımızın mümkün olduğu kadar aynı imkanlara sahip olması için tüm kaynaklarımızı seferber ettik. Kütüphanesiz okul kalmayacak. 2 ay gibi kısa bir sürede 16 bin 361 tane kütüphane yaptık. Her ay 5 milyon kitabı kütüphanelerimize dağıtacağız. Okullarımızın tüm imkanlarını iyileştirmek için çok ciddi fon ayırdık. Şubat ayı gibi illerimize göndereceğiz. Öğretmenlerimizin mesleki girişimlerini destekleyeceğiz. 2022 yılında öğretmenlerimizi çok boyutlu desteklemek için çalışmalarımızı yaptık.”

    “Öğretmenlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz”

    Bakan Özer konuşmasında, “2020 yılında Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği eğitimlerine katılan öğretmenlerimiz sayısı 1.1 milyon iken 2021 yılının sonunda bu sayı 2.50 milyona çıktı. Bir öğretmen birden fazla eğitime katıldı. Öğretmen başına düşen eğitim saati son 10 yılın en yüksek rakamına ulaştı. 93.4 saat oldu. Bir önce 40 saatlerindeydi. Öğretmenlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Okul bazlı öğretmen eğitimine geçeceğiz. Okulun bir tarafta fiziki imkanlarını iyileştirirken diğer taraftan okullarımız mevcut öğretmenlerin eğitim taleplerini bize bildirilecek biz de finansman sağlayacağız. 31 Aralık 2021 tarihi itibariyle öğretmenlik meslek kanunu hazırlanarak tüm paydaşların görüşleri alınarak meclise teklif olarak verildi. Mecliste genel görüşmeler başladı. 60 yıllık nihayete ermiş olacak. Öğretmenlik meslek kanunun ile tartışmalara baktığımıza zaman herkesin farklı görüşleri var. Bir başlangıç yapılması gerekiyordu. Bu asgari bir uzlaşı metnidir” ifadelerine yer verdi.

    Antalya Vali Ersin Yazıcı ise yapmış olduğu açıklamada şu sözlere yer verdi: ”Sayenizde okullarımız Covid süreci devam etmesine rağmen açık ve açık kalmaya devam edecek. AHENK projesi kapsamında tüm ilçelerimizde her hafta en az 2 okulda program yapılıyor. Ben 24 okulda program yaptım. Bir okul program yaklaşık 2.5 saat sürüyor. Öğretmen arkadaşlarımızın motivasyonunu arttırmak için gayret içerisindeyiz. Haftada 40 dakika okuma projesi hayata geçirdik. Değerler eğitimini çok fazla önemsiyoruz. Projemiz ile sürekli okullarımıza kurum dışından arkadaşlarımızı kabul ediyoruz. Okullarımızın her hafta en az bir konuğu oluyor. Okullarımıza bir farkındalık oluşturmak istiyoruz”.

  • YÖK Başkanı’ndan üniversitelerde yüz yüze eğitim açıklaması

    YÖK Başkanı’ndan üniversitelerde yüz yüze eğitim açıklaması

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Üniversitelerimizin tüm bileşenlerinin aşı olmasını bekliyoruz. Eğer aşı konusunda hassasiyet gösterirlerse, öğrencilerimiz aşılarını olurlarsa, maske, mesafe ve temizlik kurallarına dikkat ederlerse bizler üniversitelerde yüz yüze eğitim öğretimi çok daha rahat çok daha sağlıklı bir şekilde yürütebiliriz” dedi.

    YÖK Başkanı Özvar, 2021-2022 akademik yılında üniversitelerde yüz yüze eğitimin başlatılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Özvar, üniversite kayıtlarının tamamlanmasının ardından boş kontenjanlar için iki kez daha ek yerleştirme yapılacağını anımsatarak “İlk yerleştirme işlemleri neticesinde herhangi bir programa yerleşemeyen gençlerimizin de asla morallerini bozmamalarını, ek yerleştirmeler konusunda dikkatlice çalışmalarını, aileleriyle, yakınlarıyla istişareler yapmak suretiyle tercihlerini yapmalarını vurgulamak isterim. Merkezi yerleştirmede kendisine bir yer bulamayan öğrencilerimiz de inşallah bu ek yerleştirmelerde başvurularını tamamlayacaklar ve böylelikle yükseköğretim hayatında gelecekleri için program tercih etme şansı yakalayacaklar” dedi.

    ‘ÖRGÜN EĞİTİMDE ASIL OLAN YÜZ YÜZE EĞİTİMDİR’

    Özvar, üniversitelerde 1,5 yıldır öğrencilerin uzaktan eğitim yoluyla derslerine devam ettiklerini, bu sürecin kolay olmayan bir süreç olduğunu söyledi. Üniversitelerin bu süreci başarılı yönettiğini belirten Özvar, “Öğrencilerimiz de sabırla derslerine devam ettiler. Uzaktan eğitim, yükseköğretimin bir parçasıdır, kendisi değil. Uzaktan eğitimin yükseköğretimde yüz yüze eğitimin yerini alması veya onu ikame etmesi beklenemez. Örgün eğitimde asıl olan yüz yüze eğitimdir. YÖK olarak bütün üniversitelerimizde yüz yüze eğitimin esas olduğunu, kural olduğunu düşünüyoruz. Ama tabii şartlar bazen örgün eğitimde olduğu gibi yüz yüze eğitimin yapılmasına imkan vermeyebilir. Nitekim geçtiğimiz 1,5 yıl boyunca Covid-19 salgını nedeniyle eğitimi bütünüyle uzaktan öğretim usulüyle yapmaya çalıştık ve başardık. Şimdi 2021-2022 akademik yılında bütün üniversitelerimizde aldığımız karara göre eğitim ve öğretim yüz yüze yapılacaktır. Biz artık eğitim ve öğretimin üniversitelerde yüz yüze, yani öğrencilerimizin arkadaşlarıyla beraber, öğretim üyeleriyle beraber, kampüsün içerisinde, fakültelerde bütün sosyal alanlarda yapılmasını arzu ediyoruz. Bu fevkalade önemli bir konu. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Covid-19 salgın süreci devam ediyor. Bu gerçek; ancak bu gerçekle yükseköğretimde eğitim ve öğretimin devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

    ‘ÖĞRENCİLERİMİZİ HEYECANLA ÜNİVERSİTELERİMİZE BEKLİYORUZ’

    Özvar, üniversitelerde salgın sürecinde sağlıklı kampüs uygulamaları konusunda YÖK, Türk Standartları Enstitüsü ve Sağlık Bakanlığı ile birlikte geçen yıl hazırlanan rehberin güncellenerek yeni duruma uyarladıklarını söyledi. YÖK’ün çerçeve kararlarını içeren iki rehberin, uygulamalarda üniversite yönetimlerine yol gösterici mahiyette olduğuna değinen Özvar, şunları kaydetti:

    “Üniversitelerimizin kampüs ve derslik binalarında maske ve mesafe kurallarına uyulması, tıbbi danışmanlık verilebilmesi, dersliklerin mümkün mertebe havalandırılması, ders saatlerinin sınırlı tutulması, blok derslerin yapılmaması, mutlaka ara vererek dersliklerin havalandırılmasının sağlanması basit gibi görünen ancak salgının yayılmasını azaltmada büyük önem taşıyan önlemlerdir. Havalandırma koşulları iyi olmayan amfi ve dersliklerle laboratuvarlarda maksimum kişi sayısı ve kapasitenin aşılmaması, öğrencilerin gruplara bölünmesi de yine önemli uygulamalardır. Rehberde, Covid-19 tedbirlerinin yanı sıra eğitim öğretim süreçlerine ilişkin detaylar da yer alıyor. Üniversitelerimizde artık eğitim öğretim yüz yüze yapılacak. Üniversitelerde derslerin bir kısmını uzaktan eğitim usulleriyle yapabilmeleri için gerekli mevzuat çalışmalarını da tamamladık ve üniversitelerimizle paylaştık. Üniversitelerimizde, derslerin yüzde 40’ı veya herhangi bir dersin yüzde 40’ı uzaktan eğitim yoluyla yapılabilecek. Yani bu şekilde üniversitelerimizde yüz yüze eğitim devam ederken bir taraftan da öğrencilerimiz dersin bir kısmını uzaktan eğitim usulleriyle alabilecekler. Böylece üniversitelerimizde harmanlanmış (hibrid) eğitim usulleri ile eğitim öğretim faaliyetleri yürütülebilecek. Harmanlanmış eğitim, yüz yüze eğitimin yanı sıra bir dersin veya derslerin bir kısmının internet yoluyla yapılması. Uzaktan eğitim her zaman online olmayabilir, derslere ait notlar, konuşmalar gibi materyallerin bir kısmı sisteme önceden yüklenebilir. Dolayısıyla öğrenciler, diledikleri zaman canlı dersler olmadan bu derslere ve notlara ulaşabilirler. Üniversitelerimiz uzaktan eğitim usulünü iyi bildikleri için derslerin bir kısmını yüz yüze verirken senkron dediğimiz aynı anda online olarak da bu dersleri öğrencilerine ulaştırabilirler. Üniversitelerimiz, asenkron yani derslerin video kayıtlarının alınıp öğrenciler tarafından izlenmesinin önünü açan uygulamalar yapabilirler. Böylece yüz yüze eğitimin yanı sıra online, senkron ve asenkron gibi uzaktan eğitim yöntemleri ile öğretimin daha zengin şekilde yürütülmesine imkan sağlanacak. Covid-19 süreci içinde üniversitelerimiz, bu öğretim yöntemlerinden diledikleri şekilde istifade edebileceklerdir. Dolayısıyla 1,5 yıl öncesinde üniversitelerimizde nasıl yüz yüze eğitim yapıyorsak bu sene de eğitim öğretim bu şekilde başlatılacaktır. Öğrencilerimizi heyecanla üniversitelerimize bekliyoruz.”

    ‘AŞI’ ÇAĞRISI

    Özvar, üniversitenin çok büyük bir ekosistem olduğunu belirterek, “Bu ekosistemde, öğretim elemanlarımız, idari personelimiz, öğrencilerimiz, üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde yakın temasta olan firmalar, tedarikçi kurumlar gibi pek çok paydaş bulunur. Bu ekosistemin her bir parçasından hepimiz birbirimize sorumluyuz. Üniversitelerimizdeki öğretim elemanlarımıza, idari personelimize ve öğrencilerimize aşı konusunda seslenmek istiyorum; üniversitelerimizin tüm bileşenlerinin aşı olmasını bekliyoruz. Eğer aşı konusunda hassasiyet gösterirlerse, öğrencilerimiz aşılarını olurlarsa, maske, mesafe ve temizlik kurallarına dikkat ederlerse bizler üniversitelerde yüz yüze eğitim öğretimi çok daha rahat çok daha sağlıklı bir şekilde yürütebiliriz” ifadesini kullandı.

    ‘COVİD-19 VERİLERİ, HES KODU ÜZERİNDEN TAKİP EDİLECEK’

    Özvar, öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve idari personelle ilgili Covid-19 verilerinin HES kodu üzerinden takip edileceğini belirterek, “Bildiğiniz gibi kampüslere, yerleşkelere kimlik ibraz etmek suretiyle girilebilir. Üniversitelerimiz de bu konuda HES kodu çalışmalarını Sağlık Bakanlığı ile birlikte yürütmektedir. Bu konuda çok gelişmiş bir iletişim alt yapımız bulunuyor. YÖK’ün koordinasyonunda üniversitelerimiz, Sağlık Bakanlığı ile şu anda protokol yapmış durumdalar. Üniversitelerimiz, Covid-19 ile ilgili anlık dijital verileri güncellenmiş bir şekilde Sağlık Bakanlığından alabilecekler. Böylece üniversiteler, kendi öğretim elemanları, idari personel ve öğrencileriyle alakalı Covid-19 risk, enfekte ya da karantina gibi durumlara ait dijital bilgileri Sağlık Bakanlığından takip edebilecekler. Böylelikle üniversitelerimiz, kendi öğrenci ve öğretim elemanı nüfusu ile ilgili salgının seyrini yakından izleyebilecekler. Bu fevkalade önemli bir düzenlemedir. Bu dijital verilerle bizler aslında Covid-19’u üniversite ölçeğinde, kampüs ölçeğinde takip etme imkanına sahip oluyoruz. Aslında Covid-19 ile alakalı dijital yönetim usulünü üniversitelere getirmiş oluyoruz. Bu sistemle üniversitelerimiz, salgın şartlarında çok daha etkin bir yönetime kavuşmuş olacaklar” dedi.

    ‘REHBERE GÖRE HAREKET EDİLECEK’

    Özvar, kampüslerde pozitif vaka halinde yapılması gerekenlere ilişkin ise, “Sağlık Bakanlığı, sosyal alanlarda, kapalı alanlarda bir vaka ortaya çıktığında hangi tedbirlerin alınacağını bizlerle paylaşmaktadır. Bu durumda Sağlık Bakanlığının yayımladığı rehbere göre hareket edilecek. Bunun somut adımlarını üniversitelerimiz eğitim öğretim dönemi başlamadan hemen önce bütün öğrencileri ile paylaşacaklar. Bütün pozitif vaka durumları karşısında nelerin yapılacağı masada şu anda bulunmaktadır” ifadesini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı’ndan yüz yüze eğitim açıklaması

    Cumhurbaşkanı’ndan yüz yüze eğitim açıklaması

    2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüz yüze eğitimi devam ettirmekte kararlıyız” dedi. “Hastalığın seyrini yakından izliyoruz, izleyeceğiz” diyen Erdoğan, “Aşı ile ilgili sosyal medya mecralarında yayılan bilgi kirliliğine vatandaşlarımız itibar etmemeli” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı, “Sırası gelmiş tüm vatandaşlarımı, en başta da eğitim camiamızı ve velilerimizi aşılarını olmaya davet ediyorum” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Programı’na katıldı.

    Programda konuşan Erdoğan, “Yüz yüze eğitimi devam ettirmekte kararlıyız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk defa bu eğitim sezonunda okulla tanışmanın heyecanını yaşayan yavrularımıza başarılar diliyorum” diye konuştu.

    ‘EĞİTİMİ KESİNTİSİZ SÜRDÜREBİLEN BİRKAÇ DEVLETTEN BİRİ OLDUK’

    “Salgının yol açtığı sıkıntılara rağmen eğitim faaliyetlerini kesintisiz sürdürebilen birkaç devletten biri olduk” diyen Erdoğan, “Aşının etkinliğine dair bilimsel verilerin açıklanması yüz yüze eğitim konusunda bizi daha çok cesaretlendirdi” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aşılamada toplam doz sayısı 100 milyon sınırına doğru gidiyor” derken, “Aşı ile ilgili sosyal medya mecralarında yayılan bilgi kirliliğine vatandaşlarımız itibar etmemeli” şeklinde konuştu.

    ‘HASTALIĞIN SEYRİNİ YAKINDAN İZLİYORUZ, İZLEYECEĞİZ’

    Erdoğan, “Milli Eğitim Bakanlığında kurduğumuz dijital altyapı ile okullarımızdaki süreçleri, hastalığın seyrini yakından izliyoruz, izleyeceğiz” derken, “Sırası gelmiş tüm vatandaşlarımı, en başta da eğitim camiamızı ve velilerimizi aşılarını olmaya davet ediyorum” diye konuştu.

    ‘İMAM HATİP VE MESLEK LİSELERİNİ DİĞER OKULLARLA EŞİT HALE GETİRDİK’

    Erdoğan konuşmasında, “Yıllarca ötelenen, haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kalan imam hatip okullarını ve meslek liselerini diğer okullarımızla eşit hale getirdik” derken, “28 Şubat zihniyetinin sırf imam hatiplerin önünü kesmek amacıyla eğitim sistemimizde açtığı bu derin yarayı, bir an önce tamamen kapatmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

  • Üniversitelerde yüz yüze eğitim başlayacak

    Üniversitelerde yüz yüze eğitim başlayacak

    Üniversitelerde yeni eğitim-öğretim yılıyla birlikte yüz yüze eğitim başlayacak.

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde, “Yükseköğretim Kurulunun geleceğe dair yeni vizyonunu” açıkladı.

    Kampüslerin tüm ülkede kapanmanın yaşandığı günler hariç açık kaldığını, uygulamalı eğitimlerin bir kısmı ile Ar-Ge çalışmalarının üniversitelerde devam ettiğini aktaran Özvar, hibrit yani karma eğitim modeliyle, çevrim içi uygulamalarla birlikte tedbirler alınarak yüz yüze uygulamalı eğitimlerin de sağlık programları başta olmak üzere çeşitli programlarda yapılabildiğini dile getirdi.

    Yine de küresel salgının eğitim ve öğretim süreçlerinde hasarlar oluşturduğunun bir gerçek olduğunu kaydeden Özvar, şöyle devam etti:

    “Bu yıl, yani 2021-2022 eğitim ve öğretim yılında salgının gelişme seyri ve ilgili kurum ve kuruluşların uyarıları da dikkate alınarak üniversitelerde örgün eğitim yüz yüze başlayacaktır. Bununla birlikte yükseköğretim kurumlarımızla koordinasyonun sağlanabilmesi için salgının seyrine göre harmanlanmış eğitim modeli de örgün programlarda halen olduğu gibi kullanılmaya devam edebilecektir. Özellikle uygulamalı eğitimlerin gerekli tüm tedbirler alınarak yüz yüze yapılmasının sağlanması program kazanımlarının elde edilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Teorik derslerin ise salgının seyrine göre yüz yüze veya belirli bir oranda uzaktan öğretimle verilebileceğini hatırlatmakta yarar görmekteyim.”

    KAMPÜS VE YERLEŞKELERDEKİ COVİD-19 ÖNLEMLERİ

    Erol Özvar, yüz yüze eğitime hazırlanırken akademik ve idari personel ile öğrencilerin aşılanmalarının tamamlanmasının teşvik edilmesinin, ayrıca sosyal ve ortak kullanım alanlarında alınması gereken tedbirlere riayet edilmesinin son derece önemli olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

    “Kampüs ve yerleşkelerde maske ve mesafe kurallarına uyulması, yurtlarda mümkünse aşılı kişilerle aşısız kişilerin ayrı yerlerde kalmasının sağlanması, aşısız bireylerin PCR takiplerinin yapılması, belirti gösterenler için izolasyon odalarının bulundurulması ve hem yurt hem de yerleşkelerde tıbbi danışmanlık verilebilmesi, dersliklerin mümkün mertebe havalandırılması, ders saatlerinin sınırlı tutulması blok derslerin yapılmaması, mutlaka ara vererek dersliklerin havalandırılmasının sağlanması basit gibi görünen ancak salgının yayılmasını azaltmada büyük önem taşıyan önlemlerdir. Havalandırma koşulları iyi olmayan amfi ve dersliklerle laboratuvarlarda maksimum kişi sayısı ve kapasitenin aşılmaması, öğrencilerin gruplara bölünmesi de yine önemli uygulamalardır.”

    “GENELGELERLE NETLİĞE KAVUŞACAK”

    Kampüslerin geçen senelerde olduğu gibi yine açık olduğunu, kütüphane ve diğer imkanlardan üniversite yönetimlerinin belirleyeceği usullerle öğrencilerin istifade etmeye devam edeceğini aktaran Özvar, “Salgınla mücadele ve mahallinde yükseköğretimi bağlayacak kararlar ilgili bakanlıkların bugüne kadar aldığı kararlar ile kısmen açıklığa kavuşmuştur ve ilgili diğer hususlar da birkaç gün içinde yayınlanmasını beklediğimiz genelgelerle netliğe kavuşacaktır” dedi.

  • Bakan Özer’den yüz yüze eğitim açıklaması

    Bakan Özer’den yüz yüze eğitim açıklaması

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer yüz yüze eğitim konusunda yaptığı açıklamada, “Okullarda yüz yüze eğitimin bir kez daha aksamaması için maske, mesafe ve hijyen kurallarından asla taviz vermeyeceğiz.” diyerek yeni yol haritasını açıkladı.

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer açıklamasında, “Okullarda yüz yüze eğitimin bir kez daha aksamaması için maske, mesafe ve hijyen kurallarından asla taviz vermeyeceğiz. Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve diğer eğitim çalışanlarımız; okula maske takarak gelecekler. Öğrenci ve personelimizin okul içinde maskeye ihtiyaç duymaları durumunda okul idarelerimiz ücretsiz maske temin edecek. Kurum personeli ve öğrenciler dışındaki kişilerin okula giriş ve çıkışları okul yönetimleri tarafından sınırlandırılacak.” ifadelerini kullandı.

    TAM ZAMANLI YÜZ YÜZE EĞİTİM

    Bakan Özer dün yaptığı açıklamada “6 Eylül 2021 tarihi itibarıyla tüm kademelerde haftada 5 gün ve yüz yüze eğitime başlıyoruz. Hedefimiz, sağlık koşulları aksini gerektirmediği sürece salgın öncesinde olduğu gibi okullarımızda tam zamanlı yüz yüze eğitimi devam ettirmek” demişti.

  • Bursa’da kodlamada yüz yüze eğitim başlıyor

    Bursa’da kodlamada yüz yüze eğitim başlıyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin çocukların bilim ve teknolojiyi sevmeleri maksadıyla başlattığı ‘Robokod Kodlama ve Yazılım Eğitimleri’ 24 Ağustosta yüz yüze olarak başlıyor.

    Robokod Kodlama ve Yazılım eğitimleri pandemi dolayısıyla online yapılırken, normalleşme sürecinde pandemi kurallarına uygun olarak yüz yüze eğitimlere geçildi. Ücretsiz olan eğitimler, Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezinde yüz yüze yapılacak. Eğitimlere 7-10 ( 2014-2011 doğumlu) ve 11-17 yaş arasındaki (2004-2010 doğumlu) öğrenciler katılabilecek. Eğitimler yaz kursu kapsamında 24 Ağustos- 17 Eylül tarihleri arasında 4 hafta süreyle yapılacak. Kodlamaya Giriş Eğitimi (Code.org), Arduino Robotiğe Giriş ve Algoritma Eğitimi, Microsoft Small Basic Eğitimi olmak üzere 3 ana başlıktan oluşuyor.

  • Uzmanlar peş peşe önderdi: Mutlaka aşı olmalılar

    Uzmanlar peş peşe önderdi: Mutlaka aşı olmalılar

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, yüz yüze eğitimin zamanında başlayabilmesi ve sürdürülebilmesi için öğretmenler ile okul çalışanlarının mutlaka aşı olması gerektiğini belirtti. Akın, “Gördüğümüz kadarıyla çocuklardaki enfeksiyonlar erişkinlerden bulaşıyor. O nedenle öğretmenlerin öğrencilerini hastalıktan korumaları için muhakkak korunmuş hale gelmeleri lazım. Aşıyla ilgili yapılan spekülasyonlara itibar etmesinler” dedi.

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Akın, yüz yüze eğitimin başlayabilmesi için öğretmenlere ve okul çalışanlarına aşı çağrısında bulundu. Okuldaki eğitimin sürdürülebilmesi için personelin tamamının çaba harcaması gerektiğini belirten Akın, “Okulda çalışanların muhakkak koruyucu önlemlere itibar etmesi, aşı olması gerekiyor. Zorunlu aşı olabilir mi? Bu çok bambaşka bir konu esasında. Bu konu çok tartışılıyor. Şu anda bazı ülkelerde sağlık personeline zorunlu aşı kavramı getirildi. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Fransa’da, İtalya’da, Kuzey ülkelerinde ve Uzak Doğu’nun bazı ülkelerinde buna ait uygulamalar var ama şu andaki hedefimiz toplumdaki herkesin isteyerek, bilerek kendi toplumlarına katkı sağlamak amacıyla aşı olmalarını sağlamak. Bunlara öğretmenler ve sağlık personeli de dahil. Öğretmenlerin aşı olmasının zorunlu hale getirilmesi şu anda belki gündemde değil ama gördüğümüz kadarıyla çocuklardaki enfeksiyonlar öğretmenlerinden çalışanlardan ya da toplumdan bulaşıyor. Öğretmenler pek çok konuda öğrencilerini koruyorlar; yangınlarda, depremlerde onların rehberliklerini yapıyorlar. Hastalıktan da korumak için öğretmenlerin muhakkak korunmuş hale gelmeleri lazım. Aşıyla ilgili yapılan spekülasyonlara itibar etmesinler. Şu anda bilimsel çalışan ve doğru düşünen tüm uzmanlık dernekleri, sivil toplum örgütleri ve Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığı’yla aynı şeyi söylüyor; ‘Lütfen aşınızı olun” diye konuştu.

    ‘AŞIYA TEŞVİK EDİCİ UYGULAMALARA İHTİYACIMIZ VAR’

    Aşıyı zorunlu hale getirmek yerine aşının insanlara daha iyi tanıtılması ve uygulanması konusuna önem verilmesi gerektiğini dile getiren Akın, şunları söyledi:

    “Aşının zorunlu hale gelmesi için bıçağın kemiğe dayanması lazım. Bıçak şu anda kemiğe dayandı mı; onu bilemiyorum ama hala aşılama oranlarının hızının fena gitmediğini ama bunun biraz daha hızlanması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden toplumun gönüllü olarak aşı olmaya gitmesi lazım. Muhakkak aşılama hızımızı artırmamız lazım. Daha fazla kişiye aşı yapacak fırsatları vermemiz ve bu konuda teşvik edici uygulamalara ihtiyacımız var. Öncelikle insanların teşvik edilmesi lazım. Bu teşvikin sonuçlarını gördükten sonra belki zorunlu aşı uygulamaları ile ilgili tartışmalar olabilir ama şu anda teşvik politikaları ya da teşvik uygulamalarını görelim; aşının bu insanlar üzerindeki etkisini yayalım. Aşılama hızlarını görelim, ondan sonra tekrar tartışabiliriz. Zorunlu hale geldiği zaman daha fazla tereddüt yaşayanların bunun hakkında karar vermeleri zorlaşabilir. O yüzden biz doğru bilgileri doğru zamanda, doğru yerde insanlara aktaralım.”

    ’50-60 BİNLERİ GÖRMEK SÜRPRİZ OLMAZ’

    20-25 bin civarındaki vaka sayılarının hoş olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Akın, “Daha ağustos ayındayız. Eğer bu sayılar ağustos ayında böyle olursa kışın 50-60 bin gibi rakamları görmek hiç sürpriz olmaz. O yüzden aşılama programına uyulsun. Bakanlık bu konuda elinden geleni yapıyor. Çok yaygın aşı programlarını uygulamaya çalışıyor. Bilim Kurulu’nda bununla ilgili ‘Ne yapalım, nasıl teşvik edebiliriz, nasıl yönlendirebiliriz’ gibi öneriler oluyor. Ben şu aşamada bir miktar teşvikle önemli bir grubun kabul edeceğini düşünüyorum. Şu aşamada zorunlu hale getirmenin tartışılması toplumda hoş karşılanmayabilir ama eğer aşılanmayan kişiler toplumu tehdit ederse elbette ki bazı önlemler alma ihtiyacımız olabilir” diye konuştu.

  • Yeni Bakan’dan yüz yüze eğitim açıklaması

    Yeni Bakan’dan yüz yüze eğitim açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Prof. Dr. Ziya Selçuk’tan boşalan Milli Eğitim Bakanlığına Bakan Yardımcısı Mahmut Özer atandı.

    Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Atama Kararına göre, görevden affını isteyen ve af talebi kabul edilen Prof. Dr. Ziya Selçuk’tan boşalan Milli Eğitim Bakanlığına, Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Özer atandı. Atamanın, Anayasanın 104 ve 106’ncı maddeleri gereğince yapıldığı belirtildi.

    MİLLİ EĞİTİM’DE DEVİR TESLİM TÖRENİ

    Ziya Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılan bir törenle görevini Mahmut Özer’e devretti. Törende konuşma yapan Selçuk, “Bu bir bayrak yarışı. Biz her daim çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    Selçuk’un konuşmasından sonra açıklamalarda bulunan Mahmut Özer ise, “Büyük bir sorumluluk üstlendiğimin farkındayım. En temel amacım tüm çocuklarımıza Türkiye’nin neresinde olursa olsunlar kaliteli bir eğitim almaları için fırsat eşitliğini sağlamaktır” sözlerini kullandı.

    Özer, Eylül ayında da okulların açılması için çalışmalara devam edeceklerini belirtti. Özer, “İlk önceliğim tüm tedbirleri alarak okulları pandemi öncesinde olduğu gibi yüz yüze eğitime uygun hale getirmektir. Okulların açılması için vakaların belirsiz bir gelecekte tamamen sıfırlanmasını bekleyemeyiz” dedi.

    3 YENİ BAKAN YARDIMCISI ATANDI

    Milli Eğitim Bakan Yardımcılığına ise Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Prof. Dr. Petek Aşkar ve Dr. Sadri Şensoy atandı. Atamaların 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 ve 3’üncü maddeleri gereğince yapıldığı aktarıldı.

    MAHMUT ÖZER KİMDİR?

    5 Mayıs 1970 yılında Tokat’ta doğan Mahmut ÖZER, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümünden (1992) mezun olmuştur. 1992-1994 yılları arasında Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü Dalaman Havalimanında Elektronik Mühendisi olarak görev yapmıştır. Yüksek Lisans ve Doktorasını Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ), Fen Bilimleri Enstitüsü Elektrik-Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalında sırasıyla 1996 ve 2001 yıllarında tamamlamıştır. 1994-2002 yılları arasında Gazi Osmanpaşa Üniversitesinde Öğretim Görevlisi, 2002-2010 yıları arasında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliğinde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.

    28 Kasım 2010-4 Ekim 2017 tarihleri arasında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü olan Özer, 1 Ağustos 2015-1 Ağustos 2016 tarihleri arasında Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanlığı yapmıştır. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan vekilliği ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Genel Kurul Üyeliği görevlerini de yürüten Özer, 4 Ekim 2017 tarihinde Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı görevine atanmıştır. Halen İslam Dünyası Yükseköğretim Kalite Güvence Ajansları Birliği (AQAAIW) Başkanı olan Özer, 8 Ağustos 2018 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcılığına atanmıştır.

  • Okullar 6 Eylül’de açılacak mı?

    Okullar 6 Eylül’de açılacak mı?

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, son dönemdeki vaka artışlarının okullarının açılış tarihini etkileyip etkilemeyeceği yönündeki soruya “Şu andaki bakış açımız okulların 6 Eylül tarihinde açılmasıyla ilgili. Bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı olarak her türlü görevi, vazifeyi yerine getiriyoruz, kimsenin şüphesi olmasın. Toplumumuzdan beklentimiz de buna destek olmaları yönündedir. Odak noktamız okulların açılması” yanıtını verdi.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Mersin programı kapsamında Yenişehir ilçesindeki Barbaros Ortaokulu’nu ziyaret ederek, öğrenci ve okul idarecileriyle bir araya geldi. Vali Ali İhsan Su ve İl Milli Eğitim Müdürüm Adem Koca’nın da eşlik ettiği ziyarette açıklamalarda bulunan Bakan Selçuk, bayram sonrası ‘Telafide ben de varım’ etkinliklerinin son hızla devam ettiğini, etkinliklerin ağustos ayında da bu şekilde devam edeceğini ve eylül başından itibaren ise okullarda olmak için hazırlıkları yaptıklarını söyledi.

    Hazırlıkların temel noktasını, temizlik ve hijyenin oluşturduğunu vurgulayan Bakan Selçuk, “Türk Standartları Enstitüsü ile hazırlamış olduğumuz kontrol kılavuzunun yenilenmiş haliyle beraber, her türlü tedbirin alınması noktasında iş ve işlemlerimiz sürüyor. Bildiğiniz gibi okullarımızın tamamının ‘okulum temiz’ belgesi aldığını paylaşmıştık. Şimdi yeniden bu temiz belgesi gündeme geliyor ve bu doğrultuda da her bir okulumuzda denetçilerimiz incelemeler yapıyorlar. Daha önce de paylaşmıştım, 3 bin 300 civarında denetçimiz var Türkiye’de. Şimdi bu arkadaşlarımıza bin 200 yeni denetçi arkadaşımız daha ekleniyor ve onlarla beraber ‘okulum temiz’ belgesini ağustos ayının sonu itibariyle tamamlamış olacağız. Böylece okullarımızın ihtiyaçları varsa, bunları okul açılmadan önce halletmiş olacağız” diye konuştu.

    “10 KAT ARTTIRDIK”

    Bu çerçevede okulların açılması konusunda öğretmenler, okul müdürleri, il ve ilçe yöneticileri tarafından her türlü hazırlıkların sürdüğünü kaydeden Bakan Selçuk, şöyle devam etti:

    “Ama bu aynı zamanda bir toplumsal ödevdir. Aşı olarak hem kendimizi korumak hem de okulların açılması noktasında bir yol açmak söz konusu. Bütün toplumumuzun desteğini bekliyorum, sağ duyulu davranmalarını bekliyorum bakanlık olarak. Bizler bu çalışmaları, hazırlıkları sürdürürken, ‘okulum temiz’ belgesiyle ilgili hazırlıkları sürdürürken, okulların temizlik bütçesini de 10 kat arttırdık. Bu artışla beraber okulların çok daha temiz bir şekilde hizmet verebilmesinin de önünü açmış oluyoruz. Ama toplumumuzun her ferdinin, çocuklarımızın geleceği için, çocuklarımızın eğitimi için aşı olması ve okulların rahat açılabilmesi için gereken desteği vermesi çok önemli.”

    6 EYLÜL’DE OKULLAR AÇILACAK MI?

    Bakan Selçuk, son dönemdeki vaka artışlarının okullarının açılış tarihini etkileyip etkilemeyeceği yönündeki bir soruya ise “Şu andaki bakış açımız okulların 6 Eylül tarihinde açılmasıyla ilgili. Bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı olarak her türlü görevi, vazifeyi yerine getiriyoruz, kimsenin şüphesi olmasın. Toplumumuzdan beklentimiz de buna destek olmaları yönündedir. Odak noktamız okulların açılması” şeklinde yanıt verdi.