Etiket: zam

  • Asgari ücret için çarpıcı tahmin

    Asgari ücret için çarpıcı tahmin

    Milyonlarca asgari ücretli çalışan 2022 zam oranını büyük bir merakla bekliyor. TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, milyonların merakla beklediği asgari ücrete ilişkin tahminini açıkladı. Altınsaç, asgari ücrete 2016 yılındaki gibi yüklü bir zam yapılacağını düşündüğünü söyledi.

    Milyonlarca asgari ücretli çalışan 2022 yılında geçerli olacak asgari ücreti merak etmeye başladı. 2021 yılında enflasyonun yaklaşık yüzde 7 üzerinde 21,56’lık artışla 2.825,90 kuruş olarak belirlenmişti. Asgari ücrette 2022 yılı için de tahminler oluşmaya başladı.

    Özyeğin Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç asgari ücrete yüklü ücret zammı yapılacağını düşündüğünü söyledi.

    Bloomberg HT’ye konuşan Altınsaç, asgari ücrette 2016 yılındaki gibi yüksek oranda zam beklediğini belirtti.

    Altınsaç’ın konuyla ilgili öne çıkan ifadeleri şunlar oldu:

    “Asgari ücret zammının enflasyona birtakım etkileri olacak. Ben yüklü bir asgari ücret zammı yapılacağını düşünüyorum. 2016 yılındaki gibi yüzde 25 civarında olacağını düşünüyorum. Belki daha bile fazla olabilir. Asgari ücret zammı belli olmadan speküle etmek doğru değil. Fakat, asgari ücret zammı piyasada çok konuşuluyor ve şirketler kendilerini buna göre ayarlıyor”

    ASGARİ ÜCRET NASIL BELİRLENİYOR?

    Asgari ücreti, yasa gereği 5’er işçi, işveren ve devlet temsilcisi olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Bu komisyonda, işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olduğu için Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) temsil ediyor.

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk’un başkanlığında, Bakanlık’ta yapılacak ilk toplantının ardından komisyon, işçi ve işverenin ev sahipliğinde de ayrı ayrı toplanıyor. Komisyon, son toplantısını yine Bakanlık’ta yapıyor.

    Bakanlığın belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp, oy çokluğuyla karar veriyor. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor.

    İŞTE SENDİKALARIN ASGARİ ÜCRET TALEPLERİ

    Sendikalar asgari ücret ile ilgili taleplerini tek tek iletmeye başladı. HAK-İŞ’in ardından, Türk-İŞ Genel Başkanı da “Bu sene, 45 seneye bedel” ifadelerini kullanarak taleplerini belirtti.

    BAKANLIKTAN ASGARİ ÜCRET ZAMMI AÇIKLAMASI

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, asgari ücret zammı ile ilgili geçtiğimiz günlerde bilgi verdi. Bakan Bilgin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yakın zamanda toplanacağını belirterek, “Çalışanların hayatlarını düzenleyecek bir netice elde edilmesi konusunda çalışacağız” açıklamasında bulundu. Bu açıklamanın ardından yeni asgari ücretin ne kadar olacağı merak edildi. Hesaplamalar yapılmaya başlanırken, sendikalar da taleplerini tek tek iletti.

    HAK-İŞ GENEL BAŞKANI: ENFLASYONUN ÜZERİNDE BİR ARTIŞ TALEP EDECEĞİZ

    Dün asgari ücret konusunda beklentilerini açıklayan Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, pandeminin etkilerinin azaldığı ve ekonominin hızla büyümeye devam ettiğini belirterek, “İnanıyoruz ki, işverenler bu büyümede en büyük paya sahip işçilere cömert davranacaklar. Biz konfederasyon olarak enflasyonun üzerinde bir zam oranı talep edeceğiz” diye konuştu. Bu açıklamanın ardından Türk-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’dan da açıklamalar geldi.

    TÜRK-İŞ GENEL BAŞKANI: BU YIL, 45 SENEYE BEDEL

    HAK-İŞ Genel Başkanı’nın ardından, Türk-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay da asgari ücret ile ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) MESS Teknoloji Merkezi’nde (MEXT) “İşimizin Yarını” ana temasıyla düzenlediği Ortak Paylaşım Forumu’na katılan Atalay, “Asgari ücret önümüzdeki dönem hiç olmadığı kadar önemli. 45 senedir asgari ücreti konuşuyoruz. Bu sene 45 seneye bedel bir sene. Onun için toplumu tebessüm ettirecek, toplumu memnun edecek, bizim razı geleceğimiz bir tablo çıkarsa biz de altına imza atarız.” dedi.

    “KITLIKTA ÇELİK YİYEMEZSİNİZ AMA DOMATES YERSİNİZ”

    Tarımı olmayan ülkelerin sanayisinin olamayacağını dile getiren Atalay, “Kıtlıkta çelik yiyemezsiniz ama domates yersiniz. Domates tarlada 1 lira, markette 10 lira. Bu tabloyu değiştirmemiz lazım. Bu arada ne oluyorsa problem orada.” ifadesini kullandı.

    “Türk-İş Genel Başkanı Atalay, 2022’de geçerli olacak asgari ücret rakamına da değinerek şunları kaydetti:”Asgari ücretli 7 milyon insan var. Asgari ücret, ‘Bu ücretin altında işçi çalıştıramazsın’ demek. Bu ücret 12 kalemi ilgilendiriyor. İnsanlar bu ücretle geçinmeye mahkum durumda. Bu ücretle 10 gün geçinemezsiniz. Bazı işverenler, ‘Asgari ücret yükselirse batarız.’ diyor. O zaman sen bu ücretle geçinmeyi dene bakalım. Bu sene kamu çerçeve protokolü sözleşmesi yaptık, geçen dönemler ve ondan önceki kamu sözleşmelerindeki aldığımız oranlar iyiydi ama bu sene biraz daha mükemmel oldu. Kamuoyunun yüzde 90’ının memnun olduğu bir sözleşme oldu. Yeterli mi? Değil. Asgari ücret önümüzdeki dönem hiç olmadığı kadar önemli. 45 senedir asgari ücreti konuşuyoruz. Bu sene 45 seneye bedel bir sene. Onun için toplumu tebessüm ettirecek, toplumu memnun edecek, bizim razı geleceğimiz bir tablo çıkarsa biz de altına imza atarız. 44 senede dört kere biz de alınan karara imza atmışız. İnşallah bu sene beşincisi olur.”

    ARALIK AYINDA AÇIKLANMASI BEKLENİYOR

    Kasım 2020’de yıllık enflasyon yüzde 14,03 seviyesindeyken, komisyon, yeni asgari ücreti yüzde 21,56 artırmıştı. Bu nedenle bu yıl da enflasyona en az 5-6 puanlık refah payı beklentisi yüksek. Komisyonun aralık ayında yapacağı toplantılar dizisiyle, yılın son günlerinde yeni ücreti açıklaması bekleniyor.

  • Ekmeğe zam gelecek mi? Genelge gönderildi

    Ekmeğe zam gelecek mi? Genelge gönderildi

    Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, “Fırıncı esnafımızın nefes alabilmesi, ayakta durabilmesi için ve tüketici olan halkımızı da göz önüne alarak ülke genelinde 10 lira olan ekmeğin kilogram fiyatının 12 liranın üzerinde olmaması için odalarımıza genelge gönderdik. İstanbul’da 230 gram ekmek için arkadaşlarımızın 2,5 lira talepleri var. Bu da yüzde 19 artışı meydana getiriyor. 10 lira 86 kuruşa denk geliyor, yani 12 liranın altında. Ankara’da 200 gram ekmek 2 lira 25 kuruş olduğunda bu da 11 lira 25 kuruşa denk geliyor” dedi.

    Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, iller bazında uygulanacak ekmek fiyatları ile bakanlıklar nezdinde yapılan çalışmalar hakkında basın toplantısı düzenledi. Balcı, gerek dünyada gerek Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle fırıncı esnafın olumsuz etkilendiğini belirtti. Balcı, “Türkiye genelinde 2017 yılında 250 gram ekmeğin 1,25 lira olduğunu düşünecek olursak kilosu 5 lira oluyor. 2017 yılından bugüne kadar ekmekteki fiyat artışının yüzde 100 olarak gerçekleştiğini görmekteyiz, yani makul bir fiyat artışı. Biz fiyat artışını gerçekleştirirken halkımızın alım gücünü her zaman göz önünde bulundurduğumuz gerçektir. Bu zaman zarfında gerek işletme girdilerimiz gerekse un fiyatlarındaki artışa bakacak olursak 2017 yılında unun 1 çuvalının 66 lira olduğunu görüyoruz. 2021 yılında un fiyatı 220-240 lira arasında. Bu da unda yaklaşık yüzde 270 bir fiyat artışının meydana geldiğini gösteriyor. Yani 5 yılda Türkiye genelinde ekmeğin kilo fiyatı yüzde 100 artarken un fiyatının yüzde 270 arttığını görmekteyiz. Mayaya baktığımızda 2017 yılında 1 koli maya 40 lirayken 2021 yılında bugün 110 lira. Yani mayadaki fiyat artışı da yüzde 300” dedi.

    ‘EKMEĞİN KİLO FİYATI 12 LİRANIN ÜSTÜNDE OLMAYACAK’

    Balcı, 2017-2021 verilerine bakıldığında ekmekteki artışın bugüne kadar halkı mağdur etmeyecek bir artış olduğunu kaydederek, “4 ay içinde un fiyatlarının 135 liradan 220 liraya çıktığını baz aldığımızda undaki artışın yüzde 65 olduğu gerçeği ortaya çıkmakta. Fırıncı esnafımızın nefes alabilmesi, ayakta durabilmesi için ve tüketici olan halkımızı da göz önüne alarak ülke genelinde 10 lira olan ekmeğin kilogram fiyatının 12 liranın üzerinde olmaması için odalarımıza genelge gönderdik. Bizim temennimiz un fiyatlarının belki bir noktada durması gerekiyor. Bakanlık bunun üzerinde çalışmalarını yapıyor. Unda bir fiyat durulmasına gidilecek olursa, ekmek konusunda bizim ön gördüğümüz bu fiyatın uzun süreli olacağını düşünüyoruz. 12 lirayı azami geçmemesi konusunda genelge gönderdik. Bu demek değildir ki; tüm Türkiye’de ekmeğin kilo fiyatı 12 olacak. O ildeki odalarımız maliyet hesaplarını yaparak ilgili kurumlara müracaat ederek fiyat alacaklar. İstanbul’da 230 gram ekmek için 2,5 lira talepleri var arkadaşlarımızın. Bu da yüzde 19 artış meydana getiriyor, 10 lira 86 kuruşa denk geliyor, yani 12 liranın altında. Ankara’da 200 gram ekmek 2 lira 25 kuruş olduğunda bu da 11 lira 25 kuruşa denk geliyor” diye konuştu.

    ‘BU, EKMEK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAKTIR’

    Balcı, İstanbul Halk Ekmek’in uygun fiyatlı ekmek satmasına ilişkin, “‘Fiyat artışına gitmeyeceğiz’ diyorlar. Ekmek üzerinden siyaset yapmak değil de nedir. Dar gelirli vatandaşa maksadımız destek sağlamaksa suya yapabildiğiniz kadar zam yapacaksınız, ulaşıma yüzde 55 zam yapacaksınız ‘ekmeğe zam yapmayacağız, girdiler arttı’ ifadesi çelişiyor. Bu, ekmek üzerinden siyaset yapmaktır. Bana göre yerel yönetimlerin bu yanlış tutumlarından vazgeçmeleri gerekir. Dar gelirli vatandaşı düşünüyorlarsa esnafı da mağdur etmeden yol izlemeliler. ‘Ben ekmeğe zam yapmayacağım’ derken, o ekmeğin kalitesi ile fırıncımızın ürettiği ekmeğin kalitesinin aynı olmasını söylemek mümkün değil” ifadesini kullandı.

  • TMMOB’dan zam açıklaması

    TMMOB’dan zam açıklaması

    TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, “Döviz ve Doğalgaz Artışından Dolayı Elektrik Faturaları Artış Gösterecek” konu başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi.

    Açıklamayı TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Can yaptı.

    Can tarafından yapılan açıklama şöyle:

    “Son günlerde, elektriğe, doğalgaza ve en son da akaryakıt ürünlerine ardarda zamlar yapıldı. Kışa gireceğimiz önümüzdeki günlerde, dövizin ani yükselmesi ile bu zamları; yeni elektrik ve doğalgaz zamlarının takip edeceği kesin. Öncelikle ülkemizin elektrik enerjisindeki kurulu gücünü inceleyelim.

    ELEKTRİK ÜRETİMİ

    Grafikten de görüldüğü gibi; her yıl Türkiye’nin elektrik enerjisi ihtiyacı ve kurulu gücü artmaktadır ve son 30 yılda 6 kattan fazla artmıştır. Önümüzdeki yıllarda elektrikli otomobil kullanımının artacağını düşündüğümüzde, elektrik enerjisi ihtiyacımız daha da çok artacaktır.

    Elektrik enerjisi üretiminin %35,21 ithal kaynaklıdır. Bunun yanı sıra üretimin neredeyse %70’i döviz endekslidir ve dövizin artması maliyetleri direkt olarak etkilemektedir. Döviz karşısında ezilen Türk Lirası etkisini hemen elektrik faturalarında artış olarak göstermektedir.

    TARİFELER

    Elektrik faturalarını bir nebze de olsa düşürmek bizim ellimizde.

    Tüketiciler isterlerse kullanım durumuna göre tarife değişikliği yapılabilir. Tek zamanlı ve 3 zamanlı tarife modelleri bulunmaktadır. Aboneler hiçbir müracaatta bulunmazlar ise tek zamanlı tarife uygulanır. Tek zamanlı tarife modeli; günün her saatinde aynı birim fiyat üzerinden elektrik enerjisini tüketme anlamına gelmektedir. 3 zamanlı tarifede ise gün üç zaman dilimine bölünmektedir. Bunu aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.

    Gündüz (06:00-17:00) Birim fiyat tek zamanlı tarifeye çok yakın 11 saat süreyle en uzun zaman aralığıdır. Meskenler için üç zamanlı tarifenin gündüz birim fiyatı, tek zamanlı tarifedeki birim fiyatla neredeyse aynıdır.

    Puant (17:00-22:00) Elektrik talebinin en yüksek olduğu bu zaman aralığında birim fiyat da yükselir. Meskenler için puant birim fiyatı, tek zamanlı tarifenin birim fiyatından %47 daha pahalıdır.

    Gece (22:00-06:00) En düşük birim fiyata sahip zaman aralığıdır. Meskenler için gece birim fiyatı, tek zamanlı tarifenin birim fiyatından %36 daha ucuzdur.

    Abonelerin elektrik tüketimleri en çok gece saat diliminde ise veya kullanım alışkanlıklarını bu saat dilimine kaydırabiliyorlarsa 3 zamanlı tarife modelini seçmeleri daha düşük birim fiyattan elektrik enerjisi kullanmalarına neden olacaktır. Böylelikle daha düşük elektrik faturası ile karşılaşacaklardır.

    Peki hangi tarifeyi seçmeliyiz?

    Hangi elektrik tarifesinin daha avantajlı olduğu tüketicinin kullanım alışkanlıklarına bağlıdır. Bunu anlamanın en kolay yolu elektrik faturasındaki tüketim bölümünü incelemektir. Elektrik faturasında hangi saat aralığında, kaç kWh elektrik tükettiğinizi görebilirsiniz. Bu gösterim tarife farkı olmaksızın tüm faturalarda yer alır; resimdeki örnek, tek zamanlı tarife kullanıcısına aittir. Örnekten abonenin en fazla tüketimini gündüz saatlerinde yapıldığı kolaylıkla anlaşılır.

    ELEKTRİK ZAMLARI

    Ülkemiz 2021 yılının ikinci yarısına %15 elektrik ve %12 doğalgaz zammıyla girmiştir. Elektrik fiyatlarında bu yıl içerisinde toplamda %29 artış yapılarak özellikle dar gelirli yurttaşlar başta olmak üzere tüm ülke insanının cebine yakıcı bir etki yaratmıştır.

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu`nun (EPDK) Resmi Gazete`de yayımlanan tarife tablolarına göre, bir evdeki asgari tüketim üzerinden 4 kişilik bir ailenin 230 kilovatsaat (kWh) elektrik harcadığı öngörüldüğünde, “Bir ailenin 2020 için, yıllık elektrik faturası ortalaması ay bazında 235.88 TL iken, 1 Temmuz 2021 itibariyle aynı ailenin aylık elektrik fatura ortalaması 271.22 TL`ye çıktı. Yani ortalama 35 TL zam gördü. Ne yazık ki geçim bu kadar zor iken özellikle asgari ücretle geçimini sağlayan bir ailede maaşın %13`u elektrik faturasına gidiyor.

    Tüm bunlar yetmezmiş gibi; BOTAŞ, artan maliyetleri gerekçe göstererek 1 Kasım 2021 tarihinde doğalgaza sanayi için %48,40 , elektrik üretim santralleri için ise %48,82 oranında zam yaptı. Doğalgaza yapılan bu zam, elektrik takas fiyatını etkileyecek ve üretim maliyetlerini arttıracaktır. Bu da elektrik faturalarına tekrar artış olarak yansıyacaktır.

    Elektrik, üretimde kullanılan temel bir girdi olduğundan tüm sektörleri direkt etkilediği gibi, ürün ve hizmetlerin fiyatına artırıcı bir etkisi bulunmaktadır. Çözüm olarak yıllardır söylediğimiz gibi, “Özelleştirme ve kar esaslı piyasa politikaları terk edilmeli, ülkemiz kaynakları kamu yararı temelinde en iyi şekilde değerlendirilmelidir.

    Hem iklim krizi hem de ekonomik kriz, yenilenebilir enerji kaynaklarında alım garantilerinin yeniden gözden geçirilmesini kaçınılmaz kılıyor. Daha az fosil yakıt tüketilmesini sağlayacak yatırımlar ülkemizin ekonomisini toparlayacak ve en önemlisi vatandaşımızın cebini yakmayacaktır.

    Elektrik sektöründe; üretim, dağıtım ve perakende satış faaliyetleri özel şirketlerin eline ve insafına terk edilmesi sonucunda içinde olduğumuz durum ortadayken, bir de kamu kurumu olan Türkiye Elektrik İletim A.Ş.`nin (TEİAŞ) özelleştirilmesinin konuşulması bile elektrik arz güvenliğimizin riske sokulması demektir.

    Şimdi Elektrik Mühendisleri Odası’nın yıllardır söylediği gibi, enerjinin tek elden ve kamusal olarak yürütülmesi gerçeği ile yüzleşme zamanıdır. Artık başarısızlığı herkes tarafından görülen özelleştirme politikalarına son verilmelidir. Kamusal planlama anlayışı ile bütüncül bir kamulaştırma yapmanın zamanı da gelmiştir.

    ELEKTRİK FATURALARI ÜZERİNDEKİ YÜK KALDIRILMALI

    Ekonomik anlamda zor günler geçiren ve “geçinemiyorum, faturamı nasıl ödeyebilirim” diye feryat eden vatandaşlarımızın yükünü biraz hafifletmek adına elektrik faturalarının yaklaşık yüzde 20`sini oluşturan vergi ve fonların tekrar ele alınarak gerekli yasal düzenlemelerin de bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.

    2017 yılında yapılan yasal düzenleme ile sanayi abonelerinden kaldırılan TRT payı, tüm abone gruplarından kaldırılmalı ve elektrik faturalarından TRT payı adı altında bedel tahsil edilmemelidir. Benzer uygulama artık amacını yitirmiş olan Enerji Fonu kesintisi için de geçerli olmalıdır.

    Mesken abone grubundan KDV tamamen kaldırılmalı yada yüzde 1 gibi makul bir seviyeye indirilmelidir. Benzer uygulama çiftçilik yaparak geçimini sağlayan tarımsal sulama abone grubu için de göz önüne alınmalı ve KDV oranı %5 veya %8 gibi makul bir seviyeye çekilmelidir.

    Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) tekrar gözden geçirilmelidir. Yeni dahil edilecek üretim tesislerine ÇED alma zorunluluğu getirilmelidir. Ayrıca YEKDEM kapsamında mevcut devam eden döviz endeksli uygulamalara derhal son verilmelidir.

    12.35 cent/kWh üzerinden alım garantisi verilen Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesinin, elektrik tarifeleri üzerinde yaratacağı ilave yük, yeni zamların da habercisidir.

    Diğer yandan; Paris İklim Anlaşması`nın tartışıldığı gün; TBMM`de radyoaktif atık ve kullanılmış yakıtla ilgili düzenlemeler içeren 7336 ve 7337 sayılı kanunlar kabul edildi. Kanun tekliflerinin radyoaktif atıkların Türkiye`ye getirilmesine ve nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasına olanak sağlayacaktır. Dünya nükleer santralleri kapatırken Türkiye`nin nükleer çöplüğe dönüşme riski göz ardı edilmemelidir.

    Yenilenebilir enerji kaynaklarında risksiz ve çevreci enerji üretebilmek varken, nükleer santral ısrarını anlamak mümkün değildir. Gelecek nesiller için nükleer santral sevdasından bir an önce vazgeçilmelidir.

    KIŞ SAATİNE GEÇİLMEMESİ TASARRUF DEĞİL İSRAF GETİRDİ

    TEİAŞ`ın elektrik tüketim istatistikleri baz alınarak Elektrik Mühendisleri Odası tarafından yapılan çalışmaya göre; kış saati uygulamasından vazgeçilmesi tasarruf sağlamadığı gibi tüketimi artırıcı bir etki yarattı.

    Türkiye nüfusunun %61’i ve elektrik tüketiminin %71’i batı bölgelerimizdedir. Özellikle elektrik tüketiminin yoğun olduğu İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi büyük illerde sabah okula ve işe gitmek için gün doğmadan kalkılmak zorunda kalınması hane tüketimlerini artırmıştır. Yurttaşlara sıkıntı veren ve dış dünyayla iletişim açısından sorunlar yaratan, ayrıca trafik kazalarında artışa neden olduğu belirtilen ve elektrik tüketiminde tasarruf değil israf yaratan bu uygulamadan bir an önce vazgeçmelidir.

    Elektrik şirketlerine para kazandırmak için değil de kamu yararı kapsamında düzenlemeler yapılmalıdır. Türkiye coğrafyasına uygun kış ve yaz saatlerine geçilmelidir. EMO`nun yaptığı çalışmaya göre, enerjinin verimli kullanımı açısından en uygun nokta GMT+2:30`dur ve yaz saati uygulamasında da GMT+3 yerine ileri bir nokta olarak GMT+3:30 diliminin seçilmesi tasarrufu artıracaktır.

    UEDAŞ İNGİLİZ FİNANS KURULUŞUNA SATILDI, SIRADA TEİAŞ’IN ÖZELLEŞTİRMESİ VAR!

    Özelleştirmenin ilk yapılmaya başladığı yıllardan bu yana TMMOB olarak söylediğimiz gibi; enerjide yapılan özelleştirmeler ülke insanına yarardan ziyade zarar getireceğini defalarca belirtmiştik. Bu gün ne yazık ki bu söylemin doğru olduğunu bir kez daha görüyoruz.

    Kentimizin de içinde bulunduğu ve dört ili kapsayan bölgede UEDAŞ; Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerinde; dağıtım ve perakende satış faaliyetlerini sürdürmek üzere 2010 yılında yerli sermaye gurupları Cengiz, Limak ve Kolin firmalarına 940.000.000 $ bedelle özelleştirilmişti. Süreç içerisinde Cengiz ve Kolin ortaklığın dışına çıktı. Limak süreci yürütürken; yakın zaman önce kamuoyuna, Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş ve Limak Uludağ Perakende Elektrik Satış A.Ş’nin İngiliz Yatırım Fonu Actis’e devri için hisse satış sözleşmesi imzalandığı duyuruldu.

    Önce özelleşti sonra da yabancı sermayeye satıldı. Geldiğimiz noktada bölgemizin elektrik enerji hizmeti artık bir İngiliz fon şirketi tarafından sağlanacak. Ülke insanı, uzunca zamandır enerji alanında sahipsizdi ve artık tamamen sahipsiz kaldı.

    Bu ülkenin değerleri yabancı fon şirketlerine bir bir satılırken, ülke insanı yaratılan yükün altında ezilmeye mahkum edilmektedir. En başından bu yana söylediğimiz gibi enerji alanında özelleştirilen tüm kurumlar ivedi olarak kamulaştırılmalı ve ülke insanımızın hizmetine sunulmalıdır.

    Özelleştirme politikaları bugüne kadar, hep söylenenlerin tersi biçiminde ortaya çıkmıştır. Ucuzluk yerine zam, kalite yerine kötü hizmet, sermayenin halka yayılması yerine özel şirket karı, verimlilik yerine çalışanların daha fazla sömürülmesi, özelleştirmenin nihai sonucu hep bu olmuştur. Özelleştirme kapsamına alınan kamu çalışanları ise özelleştirme mağduru yapılmışlardır.

    Sermayenin küresel krizi sonucunda özelleştirme felsefesinin çöküşüne tanıklık etmekteyiz. Buna rağmen TEİAŞ’ın da özelleştirilmesi gündemdedir. Özelleştirmenin hemen öncesinde, TEİAŞ’ın 81 ilde rutin bakım ve onarım ihalelerini arttırması oldukça düşündürücüdür.

    Yakın zamanda tanık olduğumuz Telekom özelleştirme sürecini hepimiz hatırlamaktayız. Bu sürecin sonunda yine kamunun zarar görmesi muhtemeldir ve oluşacak enkaz yine ülke insanımızın omuzlarına kalacaktır.

    Elektrik enerjisinin iletimi ve dağıtımının özelleştirmesi süreçleri ivedilikle durdurulmalı ve özelleştirilen kurumlar da kamuya iade edilmelidir.”

  • 2022 memur ve emekli zammı ne kadar olacak?

    2022 memur ve emekli zammı ne kadar olacak?

    Yaklaşık 4,2 milyon memur ve 2,2 milyon memur emeklisinin maaş ve aylıklarına gelecek zam oranlarını bekliyor. TÜİK tarafından dün açıklanan enflasyon rakamlarının ardından 2022 yılı başında yapılacak zamlara dair tahminler de gelmeye başladı. Buna göre yılbaşından itibaren işçi emeklilerinin yüzde 10.5, memurlarla memur emeklilerinin ise enflasyon farkıyla birlikte yüzde 12.5 zam alması bekleniyor.

    2022 yılına 2 ay kala memur ve emekliler gözünü ve kulağını gelecek zam haberine dikti. Yeni yılda emekli, memur maaşlarının zamlanması ile birlikte asgari ücret de değişecek.

    Milyonlarca emeklinin merakla beklediği yılbaşı zammını belirleyecek tüketici enflasyonu temmuz ayından bu yana yüzde 6.73’e ulaştı.

    EMEKLİ VE MEMURUN ZAM ORANI

    Tüketici fiyatları endeksi kasım ve aralık ayında geçen yılki kadar artarsa yıl başında işçi, esnaf ve çiftçi emeklilerinin aylıklarına yüzde 10.5 zam yapılacak.

    Memur ve memur emeklileri ise yüzde 5 toplu sözleşme zammına ilave olarak yüzde 7.5 enflasyon farkı alacak.

    Böylece memur ve memur emeklilerinin alacağı toplam zam oranı yüzde 12.5’i bulacak.

    TOPLU SÖZLEŞME

    İşçi, esnaf ve çiftçi emeklilerinin her 6 ayda bir alacağı zam oranı, geçmiş 6 ayın TÜFE oranı kadar arttırılıyor. Memur ve memur emeklilerine ise toplu sözleşmede aldıkları zam oranı 6 aylık enflasyonun altında kalması halinde fark kadar enflasyon farkı ödeniyor.

  • Kırmızı ete zam gelecek mi?

    Kırmızı ete zam gelecek mi?

    Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkan Vekili ve Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı, yakın bir zamanda kırmızı ete zam beklenmediğini belirterek, pandemide et satışının yüzde 30-40 oranında düştüğünü kaydetti.

    Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkan Vekili ve Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı, pandemiden dolayı tüm ürünlere yüzde yüze yakın zam gelmesine rağmen iki yıldır kırmızı ete ciddi bir zammın gelmediğine dikkat çekti.

    Üreticinin hayvanları beslemede kullandığı yemin zamlanmasından yakınan Yardımcı, “Çoğu üretici bu durumdan zarar ediyor. Biz 2 yıldır fırsatçılık yapmadık ete zam olmadı. Et yine ucuz, 4-5 lira arasında bir zam geldi ama bu büyük bir maliyet değil. 70-80 lira arasında etin fiyatı değişiyor. Pirzola, bonfile, antrikotu görüyorlar. Vatandaşın tüketeceği kuşbaşı ile kıyma. Onlara da gelen 4-5 liralık zam anormal bir durum değil. Yine et ucuz” diye konuştu.

    “YEM FİYATLARI YÜKSEK”

    Yem fiyatlarının yüksek olmasının üreticiyi zorladığını dile getiren Yardımcı, “Bizim önce ele almamız gerek şey süttür, bugün üreticinin sütünün fiyatı sudan ucuz. Üreticinin sütü para etmezse, inek ve dana olmaz. Dana olmazsa et olmaz” dedi.

    “FIRSATÇILIK YAPMADIK”

    Türkiye’de yokluk olmadığını ama fiyatların da artmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Osman Yardımcı şöyle konuştu: “Kasapların bugüne kadar hiç sesi çıkmadı. Pandemide bile zam yapmadık. Maliyette artış var. Pandemide iş yaptık ama 250 kilo et satıyorduk 100’e düştük. Tüm masraflarımız 100 kilonun üzerine geldi. Biz kar etmedik ama fırsatçılık da yapmadık. Bıçak kemiğe dayandığı için 4-5 lira zam yaptık.”

    “ÜLKEMİZİN ET SIKINTISI YOK”

    Yardımcı, yakın bir zamanda kırmızı ete zammın öngörülmediğini belirterek, bu yılın zamsız kapanacağının altını çizdi.

    Şu an üreticinin sattığı malın yerine yenisini koymakta zorlandığına değinen Osman Yardımcı, “Üreticinin şu an aldığı hayvan, et fiyatından pahalı duruma geldi. Süt para etmediği zaman inekler kesime gitti. İnekler kesilince dana gelmedi. Dana olmayınca bu sektör daralmaya gitti. Et kıtlığımı var, hayır yok. Girdiler yüksek olduğu için fiyat yükselecek. Türkiye’nin et sıkıntısı yok” diye konuştu.

    “ET UCUZ”

    Aile işletmeciliğinin desteklenmesi gerektiğini bildiren Yardımcı, “Bir an önce tedbir almamız gerekir. Ülkemizde her şeye zam gelir bir şey olmaz. Ete küçük bir zam gelir dünya ayağa kalkar. Sektörü, ekonomiyi et belirlemiyor. 1 kilo tatlı 150 lira oldu. Etin kilosu 75 lira ucuz, ben kendi açımdan söylüyorum” ifadelerine yer verdi.

    “TÜKETİM DÜŞTÜ”

    Et tüketiminde ciddi bir düşüş olduğunu kaydeden Yardımcı, “Pandemide de et satışlarımız oldu ama oranlarsak en az yüzde 30-40 düşüş var” dedi.

    Yardımcı, ette KDV’nin kaldırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

  • TÜGİAD Başkanı Çevikel’den doğalgaz zammı açıklaması

    TÜGİAD Başkanı Çevikel’den doğalgaz zammı açıklaması

    Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Doğalgaz sanayi tarifesinde yılbaşından bu yana uygulanan yüzde 148’e yaklaşan zam, üreticinin maliyet yükünü ağırlaştırıyor” dedi. Zamların rekabet gücünü aşağı çektiğini belirten Çevikel, küresel arenada rekabet gücünün muhafaza edilmesi için karar vericilerin üretici dostu bakış açısıyla zamları gözden geçirmesi gerektiğini kaydetti.

    Yılbaşından bu yana doğalgaz sanayi tarifesinde yüzde 148’e yakın zam yapılmasının iş dünyasında endişe yarattığını belirten TÜGİAD ve DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Üretimde çarkları döndürmek için çabalayan sanayicinin yükü ivedilikle hafifletilmeli. Organize sanayi bölgesi veya kullanıcı birliği abonelerinin tükettiği 1000 metreküp doğalgazın fiyatı yaklaşık yüzde 48 arttı” diye konuştu.

    “REKABET GÜCÜNÜ ZAYIFLATIYOR”

    Zamların rekabet gücünü olumsuz etkileyebilecek seviyede olduğuna dikkat çeken Çevikel, üretim süreçlerinin işleyişi için endişe duyduklarını belirterek “Üretim maliyetleri her geçen gün artıyor. Zorlu piyasa koşullarında doğalgazda sanayiye yönelik yüzde 48’lik artış ile yılbaşından bu yana yapılan zam oranı yüzde 148’e yaklaşmış oldu. Enerji maliyetlerinin yükselmesi, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki sanayicilerin rekabet şansını zorluyor. Mevcuttaki rekabet gücümüzü aşağı çekiyor. Doğalgazla elektrik üreten santrallerin maliyetleri arttığı zaman, piyasa takas fiyatı da yukarı hareket ediyor. Yani doğalgaz zamları, elektriğe de zam olarak yansıyor. Organize sanayi bölgeleri gibi enerji kullanımı yoğun yerler için yapılan zamlar, sanayicinin belini bükebilecek nitelikte. Üretim süreçlerinde işleyişin bozulma ihtimaline karşı endişeliyiz” ifadelerini kullandı.

    “MALİYET ARTIŞI MOTİVASYONU DÜŞÜRÜYOR”

    Maliyet artışının zorlu süreçlerde bile üretmekten vazgeçmeyen iş insanları için motivasyonu düşürücü etkide olduğunu da dile getiren Çevikel, “Geçirdiğimiz zorlu süreçleri birlik beraberliğimiz ve sanayicimizin olağanüstü gayretiyle atlattık. Küresel pandemi sürecinde bile üretmekten vazgeçmeyen iş insanlarının üretim maliyetlerinin artmasıyla motivasyon kaybetmesini istemiyoruz. Sanayicimizin çarkları döndürebilmesi için omuzlarındaki maliyet yükünün hafifletilmesi gerekiyor. İş dünyası olarak karar vericilerden, alınan zam kararının üretici dostu bakış açısıyla yeniden gözden geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.

  • Kılıçdaroğlu’dan tepki: Zamlar durmuyor

    Kılıçdaroğlu’dan tepki: Zamlar durmuyor

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Zamlar durmuyor. Ekim’de 93 kuruş zamlanan LPG’ye 48 kuruş daha zam yolda. Herkes suçlu, bunlar ak kaşık!” dedi.

    CHP lideri Kılıçdaorğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Zamlar durmuyor. Ekim’de 93 kuruş zamlanan LPG’ye 48 kuruş daha zam yolda. Doğal gaza yüzde 48 zam yapıp, yükü sanayiye yıktılar. Biliyorlar ki sanayici bunu ürünlere yansıtmaya mecbur. Sonra gelsin marketlere yaptıkları gibi, sanayicilere de karalamalar. Herkes suçlu, bunlar ak kaşık! Ey gözleri Biden’a gülen şahsım; milletimizin dertlerinden tümden habersizsin. Ne zaman bu ülke ile ilgilenmeyi düşünüyorsun? Yüzün bu ülkenin evlatlarına hiç gülmeyecek mi?” dedi.

  • Otogaz fiyatına zam geliyor

    Otogaz fiyatına zam geliyor

    Otogaz fiyatlarına bu geceden itibaren geçerli olmak üzere 49 kuruş zam yapıldı.

    Akaryakıtta zamlar gelmeye devam ediyor. Geçen hafta benzine yapılan zamların ardından şimdi de otogaz fiyatlarında 49 kuruş zam yapıldı.

    EPGİS’ten yapılan açıklamaya göre 2 Kasım tarihinden itibaren geçerli olmak üzere LPG Oto Gazda litre başına 49 kuruş zam yapıldı. Artışın pompa fiyatlarına yansıyacağı belirtildi.

    İŞTE YENİ FİYATLAR

    İstanbul’da 6,10-6,18 liradan satılan otogaz fiyatı zam sonrasında 6,59-6,67 liraya yükselecek. Ankara’da 6,74, İzmir’de 6,53 liraya çıkacak.

  • Doğalgazda sanayi abonelerine yüzde 48 zam

    Doğalgazda sanayi abonelerine yüzde 48 zam

    BOTAŞ, Kasım ayına ilişkin satış tarifesini yayımladı. Buna göre Ekim ayının ardından Kasım’da da konut abonelerinin tarifesi değişmezken, sanayi ve enerji santralleri tarifelerine yüzde 40’ın üzerinde zam yapıldı.

    Doğalgazda Kasım tarifesinde konut abonelerine zam yapılmazken, sanayi ve elektrik üretim santralleri için yüzde 40’ın üzerinde zam gerçekleşti.

    BOTAŞ’ın internet sitesinden açıkladığı tarifeye göre konut tüketicileri için gaz dağıtım şirketlerine uygulanan satış fiyatı bir önceki ayın tarifesiyle aynı kaldı ve bin metreküp doğalgaz için 1.488 lira olarak belirlendi.

    Kasım ayı sanayi aboneleri için geçerli olacak tarife ise önceki tarifeye göre bin metreküp doğalgaz için yüzde 48,4 artışla 3.500 lira, elektrik üretim santrallerinin kullandığı bin metreküp doğalgaz için ise yüzde 46,8 artışla 4.000 lira oldu.

    Söz konusu ayda organize sanayi bölgesi veya kullanıcı birliği abonelerinin tükettiği 1000 metreküp doğal gazın fiyatı ise yaklaşık yüzde 48 artarak 3 bin 483 liraya yükseldi.

    Doğalgazda fiyat tarifeleri aylık olarak hesaplanıyor.

    Ekim ayında konut abonelerine zam uygulanmazken, sanayi ve elektrik üretim santrallerinin kullandığı doğalgaz fiyatına yüzde 15 zam yapılmıştı.

  • Bursa’da taksi fiyatlarına zam geldi

    Bursa’da taksi fiyatlarına zam geldi

    Bursa’da 5 lira olan taksi açılış fiyatı 5 lira 50 kuruşa yükseldi. Kilometre başı 4 lira olan taksimetre fiyatı ise 70 kuruş zamlanarak 4 lira 70 kuruş oldu.

    Bursa’da 15 Ekim 2021 tarihi itibariyle taksi fiyatlarına zam geldi.

    Taksimetrelerini güncelleyen taksiciler yeni tarifeye geçti.

    Buna göre Bursa’da 5 lira olan taksi açılış ücreti 5 lira 50 kuruş olurken, kilometre başı fiyatı ise 4 lira 70’a kuruşa yükseldi.

    Uygulamaya koyulan yeni tarife ile fiyatlara açılış ücretinde yüzde 10, kilometre başı ücrette ise yaklaşık yüzde 17 zam gelmiş oldu.

    YENİ TARİFEYE GÖRE FİYATLAR ŞU ŞEKİLDE:

    Taksi açılış ücreti: 5,50 TL

    Kilometre başı ücret: 4,70 TL

    İndi bindi (1 kilometreye kadar): 12 TL

    1 EKİM 2020’DEN BERİ UYGULANAN TARİFE ŞU ŞEKİLDEYDİ