Etiket: zatüre

  • Zatürreye sebep olan mikroorganizma erken teşhis edilecek

    Zatürreye sebep olan mikroorganizma erken teşhis edilecek

    Proje ekibini tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Ege Üniversitesi olarak özellikle sağlık alanında yaptığımız çalışmalarla öne çıkmaya devam ediyoruz. Doç. Dr. Aysu Değirmenci Döşkaya hocamızın ve ekibinin geliştirdikleri proje sonucunda ortaya çıkacak olan test, bağışıklığı düşük hastalara karşı tehlike arz eden mikroorganizmanın erken tanısında önemli rol oynayacak. Hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

    “Hem kolay uygulanabilir hem maliyeti düşük”
    Projenin amacını anlatan Doç. Dr. Aysu Değirmenci Döşkaya, “Solunum sistemi örneklerinde, P. jirovecii’nin rutin kültürü yapılamaması sebebiyle hastalık etkeninin teşhisinde yayma preparat boyama metotları, immunfloresan boyama teknikleri ve polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) gibi farklı yöntemler kullanılmaktadır. Ancak kesin tanı için kullanılan PZR testlerinin pahalı olması, gelişmiş laboratuvar ekipmanları ve deneyimli personele ihtiyaç duyulması nedeniyle hastalığın tanısında kullanılabilecek yüksek hassasiyete sahip, kolay uygulanabilir ve maliyet etkin tanı testlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeple patojenlerin tespitinde yüksek duyarlılık ve özgüllük değerlerine sahip Loop-mediated isothermal amplification (LAMP) testi kullanılabilmektedir. Diğer moleküler testlerde gerekli olan ısı değişkenliklerinin gerekmediği bu testte oluşan reaksiyon kolorimetrik yaklaşımlarla (renk değişimi) değerlendirilebilmektir. Saha koşullarında ve basit laboratuvarlarda kolaylıkla uygulanabildiğinden günümüzde tercih edilen bir tanı yaklaşımı haline gelmiştir. Bu projede solunum sistemi örneklerinde PcP tanısı için yüksek hassasiyetli ve yenilikçi bir ‘Hızlı-PcP-Kolorimetrik LAMP’ testi geliştirilmesi amaçlanmıştır” dedi.

    Yürütücülüğünü aynı zamanda Ege Üniversitesi Aşı Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Araştırmacıları ve EÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Aşı Çalışmaları ABD Öğretim Üyeleri arasında da yer alan Doç. Dr. Aysu Değirmenci Döşkaya’nın yaptığı proje ekibinde; Prof. Dr. A. Yüksel Gürüz, Prof. Dr. Cemal Ün, Prof. Dr. Mert Döşkaya, Doç. Dr. Hüseyin Can, Doç. Dr. Muhammet Karakavuk, doktora öğrencisi Tuğba Karakavuk yer alırken, Ceren Gül ve İrem Yavuz isimli lisansüstü öğrenciler de bursiyer olarak görev alıyor.

  • 111 yaşında hem enkazdan hem de zatürreden kurtuldu

    111 yaşında hem enkazdan hem de zatürreden kurtuldu

    Yavuzeli ilçesinde 1 Temmuz 1913’te dünyaya gelen, 8 çocuğu, 36 torunu olan Hatice nine, 91 yaşındayken beyin kanaması geçirdi. Yakınları tarafından hastaneye götürülen Düzer, bir müddet yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edildi.
    105 yaşındayken evde perde taktığı sırada sandalyeden düşerek kalça kemiği kırılan Düzer, yine yoğun bakımdaki tedavisinin ardından sağlığına kavuştu.
    Geçen yıl meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlere de Adıyaman’ın Besni ilçesinde yakalanan Düzer’in bulunduğu ev yıkıldı. Yaklaşık 5 saat sonra enkazdan kurtarılan Düzer, yoğun bakımda gördüğü tedavinin ardından sevenlerine kavuştu.
    28 Ocak’ta rahatsızlanan ve yakınları tarafından Medical Point Gaziantep Hastanesi’ne götürülen Düzer’e zatürre teşhisi konuldu.
    Yoğun bakımdaki tedavisinin ardından hayati tehlikeyi atlatarak servise alınan Düzer için hastane yönetimi, doktorlar ve hemşireler tarafından “Sağlıklı, mutlu yıllar 111” yazılı pasta kesildi.
    Alkışlar eşliğinde kendisi için hazırlanan pastadaki mumları üfleyen Hatice nine taburcu edildi.

    “Feleğin çemberinden geçtik”

    Konuşma güçlüğü çeken Hatice ninenin torunu Neslihan Bakır, babaannesinin 111 yaşında olduğunu, bu yaşına kadar çok badireler atlattığını söyleyerek açıklama yaptı. Bakır, “Babaannem, yaklaşık 20 yıl önce beyin kanaması geçirdi ve yoğun bakımdaki tedaviden sonra şifa buldu. Daha sonra perde takarken sandalyeden düştü ve kalça kemiğini kırdı. Yine ameliyat oldu, yoğun bakıma girdi ve çıktı. Geçen yıl yaşanan depremde 5 saat enkaz altında kaldı. Onda da şifa buldu, taburcu edildi. Bu sefer zatürreden hastaneye yatırıldı, yine Allah’a şükür taburcu ediyoruz. Feleğin çemberinden geçtik. İnşallah nice şifalı günlerde beraber yaşarız. Böyle babaannemiz olduğu için şükrediyoruz” dedi.

    “Hastamız tedaviye çok güzel yanıt verdi”

    Başhekim ve Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ekber Şahin de Düzer’in ilerleyen yaşına rağmen dirençli ve pozitif bir kişi olduğunu söyledi.
    Prof. Dr. Şahin, “Hastamız, ağır zatürre tanısı ile hastanemize geldi. Yaptığımız tedaviyle teyzemizi sağlığına kavuşturduk. Taburcu edeceğiz. Çok mutluyuz. Bu yaşta geçirilen zatürre hastayı çok olumsuz yönde etkileyebilir. Ancak hastamız tedaviye çok güzel yanıt verdi. Onu sağlıklı şekilde hastanemizden taburcu ettiğimiz için ayrıca mutluyuz” ifadelerini kullandı.
    Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Yıldız ise hastanın genel durumunun stabil olduğunu belirtti.
    Prof. Dr. Yıldız, zatürrenin tedavi edilmediğinde hayati risk taşıyan bir hastalık olduğunu ifade etti.
    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümünden Doç. Dr. Vuslat Keçik Boşnak da hastanın direncinin oldukça yüksek olduğunu dile getirerek, “Kısa sürede hastalığı atlattı. Gayet güçlü ve pozitif kendisi. Hastanemize de pozitif enerji saçtı” ifadesini kullandı.
    Dr. Samet Sağlam ise hastane personeli olarak Hatice nine ile taburcu edilmeden önce hatıra fotoğraf çektirdiklerini söyledi.

  • Bağışıklığı zayıf kişilerde dikkat!

    Bağışıklığı zayıf kişilerde dikkat!

    Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Huri Özkan Yılmaz, zatürre (pnömoni) konusunda uyarılarda bulundu. Zatürrenin herkesi etkileyebildiğini ifade eden Uzm. Dr. Yılmaz, sigara içmek, astım ve KOAH gibi kronik akciğer hastalıklarının riski artırdığını ifade etti. Yılmaz, zayıflamış bağışıklık sistemi, yakın zamanda geçirilmiş hastalık ile ameliyat, belirli kimyasallara yüksek oranda maruz kalan ortamlarda bulunmanın da enfeksiyonun gelişme riskini artırdığını söyledi.

    “65 yaş ve üzerinde görülme sıklığı arttı”

    Dünyada giderek artan yaşlı nüfus oranı ve yaşlılarda artan ek kronik hastalıkların kişilerde direnci azaltarak enfeksiyonlara yatkınlığa neden olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Yılmaz, “Özellikle 65 yaş ve üzeri kişilerde pnömoni sıklığı artmakta, gençlere göre daha ağır hatta öldürücü tablolarda seyredebilmektedir. Zatürre teşhisi genellikle fizik muayene, tıbbi öykü değerlendirmesi ve röntgen veya BT taramaları gibi göğüs görüntüleme testlerini içerir. Bazı durumlarda enfeksiyonun spesifik nedenini belirlemek amacıyla laboratuvar testleri için solunum akıntısının bir örneği toplanabilir” şeklinde konuştu.

    “Aşılama, hijyen ve dengeli beslenme ile önlenebilir”

    Pnömoninin tedavi edilebilir ve önlenebilir bir enfeksiyon hastalığı olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Yılmaz, “Pnomoni aşılama, yeterli ve dengeli beslenme, çevresel hijyen şartlarının iyileştirilmesi ile önlenebilmektedir. Hastalık geliştikten sonra da etkin ve yeterli sürede antibiyotik tedavisi kullanılması önem taşımaktadır” ifadelerine yer verdi.

  • Zatürre hastalığının belirtileri

    Zatürre hastalığının belirtileri

    Kırıkkale İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, 12 Kasım tarihinin “Dünya Zatürre Günü” olarak belirlendiği ifade edildi. “Pnömoni”nin halk arasında “zatürre” hastalığı olarak bilindiği belirtilen açıklamada, “Akciğer dokusunu etkileyen, virüs ve daha nadiren mantarlara bağlı gelişen bir enfeksiyon hastalığıdır” denildi.
    Açıklamada, pnömoniden ölüm oranının hastalığın ağırlığı ile ilişkili olarak yüzde 1 ile yüzde 60 arasında değiştiği ve hastanede tedavi edilen pnömonilerde oranın belirgin daha yüksek olduğu, zatürre erişkin yaştaki kişileri ve çocukları tüm dünyada etkilese de en çok Güney Asya ve Afrika’da görüldüğü aktarıldı.

    “Halsizlik gibi belirtiler de görülebilir”

    Çocukların burun ve boğazlarında bulunan virüs ve bakterilerin aspire edilerek akciğere ulaştığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
    “Mikropların akciğerlere ulaşması çeşitli yollarla olur. Örneğin; çocukların burun ve boğazlarında bulunan virüs ve bakteriler aspire edilerek akciğerlere ulaşıp hastalık oluşturabilirler. Yine, hasta bir kişinin öksürmesi veya aksırması sonucu havaya yayılan mikroplu damlacıkların solukla alınması da hastalığa neden olabilir. Daha nadir olarak, hastanın vücudundaki bir iltihap odağından mikroplar kan yoluyla akciğerlere ulaşabilirler. Ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtilerdir. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında bir hastada deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir.”

    “Veriler 72 saat içinde sonuçlanır”

    Antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedavilerin genellikle kullanıldığı aktarılan açıklamada, “Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir. Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi çoğu kez mümkün olmayabilir. Ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavinin başlanması gereklidir. Bu nedenle hastanın yaşı, kronik hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlar dikkate alınarak antibiyotik tedavi başlanır. Balgamda herhangi bir mikrobun izlerinin tespiti ve bu mikrobun hangi antibiyotikle tedavi edilebileceğine dair veriler 72 saat içinde sonuçlanır. Sonuçlara göre antibiyotik tedavisi yeniden düzenlenebilir” değerlendirmesi yapıldı.