Etiket: zeka

  • Yapay zeka destekli geliştirilen robot, dans edip sohbet ediyor

    Yapay zeka destekli geliştirilen robot, dans edip sohbet ediyor

    Tokatlı bir ekip tarafından geliştirilen yapay zekâ robotu Robo Owen, sosyal medya canlı yayınlarında izleyicilerle dans edip sohbet ederek 4 milyondan fazla kişiyle etkileşim kurdu.
    2024 yılı Nisan ayında Yaşar İçen ve ekibi tarafından geliştirilen yapay zekâ robotu Robo Owen, izleyicilerle dans ederek ve konuşarak canlı yayın yaptı. 6 aylık Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkan robot, ses ve metin verilerini analiz ederek anlık olarak izleyicilere yanıt verebilen, sosyal medya platformlarında aktif bir şekilde yayın yapabilen özel bir robot olarak tanıtıldı. Canlı yayında robotla iletişim kuran bazı kişiler ise robota bestelediği şarkıları söyledi. Bugüne kadar toplamda 102 saat süren canlı yayınlarıyla 4 milyondan fazla izleyiciye ulaşan robot, yoğun ilgiyle karşılandı. İzleyiciler, bir robotla etkileşim kurmanın sürpriz dolu ve heyecan verici olduğunu belirtti.
    “Robotun benimle konuşması çok hoşuma gitti”

    İlk kez yayın izleyenlerden biri, “İlk gördüğümde çok şaşırdım. Robotun benimle konuşması hoşuma gitti,” derken bir diğer izleyici ise robotun dans etmesinin çok etkileyici olduğunu söyledi.
    “5 ayda 4 milyon kişiyle etkileşim kurdu”
    Robo Owen’ın 6 ay süren Ar-Ge çalışmasının ardından üretildiğini söyleyen Yaşar Erkan İçen, “Özel bir robottur. Bu robotun en önemli özelliği sosyal medya platformlarında canlı yayın yapmasıdır. Canlı yayında ses ve metin verilerini analiz edilerek bunlara yanıtlar veriliyor. Bu şekilde insanlarla etkileşim kuruyor. Bugüne kadar 102 saat canlı yayın yapan Owen toplamda 4 milyondan fazla kişiyle etkileşim kurdu. İnsanlar çok güzel tepkiler verdi. Bir robotla yayın yapmanın duygusunu yaşadılar. Arka planda ise bir teknik ekibimiz var. Yayında aksaklık olmaması için 4 kişilik ekibimiz arka planda takip ediyor” dedi.

  • 29 Ekim ruhu, yapay zeka teknolojisiyle yeniden canlandı

    29 Ekim ruhu, yapay zeka teknolojisiyle yeniden canlandı

    Teknosa, Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları kapsamında başlattığı “İkinci yüzyılda da en büyük armağan: Türkiye Cumhuriyeti” projesini 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kapsamında unutulmayacak bir deneyime dönüştürdü. 25 Ekim itibarıyla Teknosa’nın mobil uygulamasına giren kullanıcılar, bu deneyime özel olarak hazırlanan sayfayı tıklayarak, yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan görsel dünya ile Anıtkabir’i ziyaret edebiliyor.
    Teknosa’nın mobil uygulamasına giren kullanıcılar, Atatürk’ün Cumhuriyet değerlerini vurgulayan kendi sesinden sözleri eşliğinde Aslanlı Yol’dan başlayıp Anıtkabir’i adım adım ziyaret ederek unutulmaz bir deneyim yaşıyor.

    Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları kapsamında başlattığı “İkinci yüzyılda da en büyük armağan: Türkiye Cumhuriyeti” projesini 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kapsamında unutulmayacak bir deneyime dönüştürdü. 25 Ekim itibarıyla Teknosa’nın mobil uygulamasına giren kullanıcılar, bu deneyime özel olarak hazırlanan sayfayı tıklayarak, yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan görsel dünya ile Anıtkabir’i ziyaret edebiliyor. Ogilvy 4129 iş birliğiyle hazırlanan projede ziyaretçiler, Atatürk’ün kendi sesinden Cumhuriyet değerlerini vurgulayan sözlerini duyarak, Anıtkabir’de adım adım ilerliyor. Aslanlı Yol’dan başlayan bu deneyimde aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu için verilen Milli Mücadele’nin önemli noktalarından Samsun, Çanakkale, İzmir ve İstanbul gibi şehirlerimize özel içerikler de var.
    Anıtkabir’in tamamı modellendi

    Anıtkabir’in tamamının modellendiği ve içinde gerçeğe yakın bir ziyaret hissi oluşturan uygulama teknolojisi hem Android hem iOs işletim sistemli cihazlarda Teknosa mobil uygulaması üzerinden kolaylıkla deneyimlenebiliyor. Teknosa, Blindlook ile yaptığı iş birliğiyle 101. yıl için hazırlanan özel deneyimi görme engelli kullanıcılar için de tanımlayıcı etiketler yöntemiyle erişilebilir kılıyor.
    Teknosa çalışanları Ata’nın huzurunda
    Teknosa çalışanları da 25 Ekim’de, Teknosa Dijital Ticaret ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Emre Kurtoğlu liderliğinde hem Atatürk’e minnet ve saygı ziyaretinde bulundu hem de uygulamayı birebir Anıtkabir’de deneyimledi.

  • “Yapay Zeka çağında en çok iş filozoflara düşecek”

    “Yapay Zeka çağında en çok iş filozoflara düşecek”

    2 bin 500 yıllık felsefe tarihinde belki de en çok filozoflara ihtiyaç duyulacak dönemin yapay zekâ ve robot çağı olduğunu belirten Prof. Dr. Betül Çotuksöken, cevap bekleyen en önemli sorunun ise ‘Nerede duracakları’ olduğunu söyledi.

    Altınbaş Üniversitesinde gerçekleştirilen ‘Felsefenin Hayatımızdaki Yankısı’ söyleşisinde Yapay Zekâ ve Felsefe ilişkisi üzerinde duruldu. İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı, Dr. M. Kaan Özkan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğin konuğu akademisyen Prof. Dr. Betül Çotuksöken oldu. Çotuksöken, “Zannedilenin aksine gelecek dönemde felsefecilerin işi daha da artacak. Mühendisler, filozoflarla birlikte çalışacak. Var olanın veri olarak değerlendirilmesi, kayda geçmesi, saklanması doruk noktasına ulaşacak. En zor konu da bu verileri kim, nerelerde kullanacak? Nerde duracağımızı nasıl bileceğiz? Felsefenin en önemli konusu bu olacak” açıklaması yaptı.

    “Uzun vadede de etik davranmayan şirket batar”

    Felsefenin düşünme, dış dünya ve dil arasındaki ilişkileri çözmeye çalıştığını anlatan Çotuksöken, “Felsefe bir referans noktası oluşturarak, sorunun adını koyar. Sorunları çözmek için dışardan bakabilmek gerekli sorunlara. Bunu yapabilen tek varlık insan. Çözüm ise daha bir üst boyut olan etik ve insan haklarıdır” dedi.
    Baskılayan bir yapı olan kültürel normların, felsefe ile iyi geçinemeyeceğini dile getiren Çotuksöken; felsefe kültüründen pay almış kişilerin yaptıkları işleri daha iyi yaptıklarını, kendi dillerini dahi iyi kullandıklarını belirtti. İş etiğinin öneminden bahsederek uzun vadede etik davranmayan bir şirketin ayakta kalamayacağını ifade etti. Çotuksöken’e göre çatışmalar dünyasında yaşıyoruz ama insani değerlerle buluşmaya çalışmak lazım. “İnsani değerleri olmayan, insanlarına eşya muamelesi yapan, değer vermeyen, vatandaşlarının eğitim hakkını korumayan ülkeleri düşünün. Böyle ülkelerde göçler başlar, bağımsızlıklarını dahi kaybederler” diyerek dünyanın içinde bulunduğu bugünkü durumu tarif etti.

    “Felsefe temelli düşünen ve davranan anne babalar, çocuklarına söylemlerinin gerekçesini anlatır”

    Kuşaklar arasındaki ilişkilerde ya da çocukların eğitiminde felsefi yaklaşımın etkilerine değinen Çotuksöken, “Felsefe temelleri olan anne baba davranışına bir bakalım. Gündelik yaşamda tipik bir filozof tavrıyla olmasa bile bazı noktalarda çocuklarına karşı neyi, niçin yaptıklarının hesabını veren bir yaklaşım içinde olurlar. Farkındalığı olan bir anne, baba veya öğretmen, daha yetişkin kuşaktan kişiler, söylediğinin hesabını verir; gerekçesini açıklar, karşısındakini aydınlatır. Böylece karşısındakine değer verdiğini gösterir, diyalog ortamını başlatır” dedi.

    “Okullarda Çocuklar için Felsefe dersinin zorunlu ders olmasını istedik”

    Okullardaki felsefe eğitiminin çok önemli olduğuna değinen Çotuksöken, ancak buna istenen seviyede önem verilmediğini dile getirdi. 2004’te Talim Terbiye Kuruluyla okullarda Çocuklar İçin Felsefe dersinin zorunlu ders olması yönünde çalışmalar yaptıklarını ve ancak 1 saatlik ‘Düşünme Eğitimi’ isminde seçmeli bir ders konulmasına Bakanlıkça karar verildiğini hatırlattı. Uygulamaya baktığınızda bunun özellikle devlet okullarında yeterince etkili olmadığını belirterek nedenlerini şu şekilde sıraladı:
    “Seçmeli olduğu için tercih edilmedi, başka alanlardan konuyla hiç ilgisi olmayan öğretmenlere, kredi doldurmak için ders verdirildiği için de amacına ulaşamadı. Bu, sorunlu bir durum. Sadece 8-10 saatlik formasyon alan insanlar bile bu dersi yapmaya çalışıyor. Oysa felsefe öğretmenlerinin nitelikleri çok önemli. Felsefe öğretmeni olarak ne anlıyor, çocuğa nasıl hitap edecek, ne yapacak? Günlük yaşamla felsefe bilgisi arasındaki bağı nasıl kuracak, felsefi düşünmeyle ve dile getirmeyle bunları nasıl aktaracak?”

    “Aileler, çocuklarına edebiyat ve felsefe bağlantılı çocuk kitapları okutmalı”

    Son olarak, ailelere de seslenen Çotuksöken, çocuklarına felsefe eğitimi aldırmak isteyen ailelerin gerçekten uzman kişilerden destek almalarını önerdi. Üniversitelerin, Türkiye Felsefe Kurumu ya da bazı sivil toplum kuruluşlarının bu türden etkinlikler düzenlediğinden bahsederek bunlardan en iyi olanlarının takip edilebileceğini belirtti. Edebiyat ile felsefe arasındaki ilişki üzerinde çok durulması gerektiğini de sözlerine ekleyen Çotuksöken, “Yaş gruplarına göre hazırlanmış, edebiyat ile felsefe arasındaki bağı kuran, çok iyi yazılmış çocuk kitapları var. Bunlar, çocuğun hayal gücünü de zenginleştirir. Eğer okumayı seviyorsa çocuk, bu sevgisi daha da ileri boyutlara taşınabilir. Ayrıca günümüzde çocukların öğrenme kaynaklarının çok farklı ve çeşitli olduğunu da unutmayalım. Dijital olarak her şey ellerinin altında bir bakıma. Okulun dışında da öğrenme kaynakları çok. İşimiz o bakımdan da çok zor” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Ebeveynleri ‘yapay zeka’ uyarısı

    Ebeveynleri ‘yapay zeka’ uyarısı

    Ebeveynler, çocuklarına birtakım yasaklamalar koyarken, Klinik Psikolog Özgün Ergin, “Her teknolojik gelişmenin tehlikeleri ve fırsatları vardır. Bunları yasaklamamız mümkün değil. Aksine ‘bu teknolojiyi nasıl faydalı kullanabiliriz?’ diye düşünmeliyiz” dedi.
    Türk Psikologlar Derneği Etik Kurul Üyesi Klinik Psikolog Özgün Ergin, yapay zekanın günümüzün bir gerçeği olduğunu, çok fazla yayılmaya başladığını ve ailelerin yapay zekaya bir kaygı ve korkuyla yaklaşmak yerine, bilinçli ve bilgili olması gerektiğini söyledi.

    “Günümüzün gerçeği olduğu bilinmeli”

    Çocukları tamamen serbest bırakmak yerine onları biraz denetlenmeleri gerektiğini aktaran Ergin, “Yasaklayıcı bir tavırda olmak yerine, günümüzün gerçeği olduğunu bilerek hareket edilmeli. Geçmişte televizyonun veya diğer teknolojilerin zararları konuşuluyordu, bugün ise yapay zekanın zararları konuşuluyor. Yapay zekanın ne olduğu, nasıl işlediği ve her bilgiye güvenilmemesi gerektiği bilinmeli ve sorgulanmalı. Her teknolojik gelişmenin birtakım tehlikeleri de vardır fırsatları da vardır. Bunları yasaklamak mümkün değil. Aksine bu teknolojiyi nasıl faydalı kullanabiliriz diye düşünmeliyiz” ifadelerini kullandı.

    Ebeveynlere uyarı: “Asıl yönlendirici biz olmalıyız”

    Özellikle günümüzde ödev yaparken yapay zeka uygulamalarının kullanıldığını vurgulayan Ergin, “Dil gelişimine katkıda bulunacağını düşünen uzmanlar olmakla birlikte, bunun zararlı olabileceğini söyleyenler de var. Kendi işlerimizle ilgilenmek için çocuğumuzu televizyonun karşısına oturtup saatlerce bırakmamalıysak aynısı yapay zeka içeren bir oyuncak için de geçerli. Gözümüz onların üstünde olmalı, neye maruz kaldıklarını bilmeliyiz. Asıl yönlendirici biz olmalıyız. Elbette tehlikeleri var ama bu tehlikeler sağlık ve güvenlik sebebiyle bertaraf edilebiliyor” diye konuştu.

    “Teknoloji dengeleyici bir unsurla bir arada doğru kullanılmalı”

    Ergin, bundan 10 yıl önce anne babalara ‘çocuklarınızı takip etmek amacıyla çip takmak ister misiniz?’ şeklinde soru sorulsaydı herkesin hayır diyeceğini; fakat bugün okul çağındaki birçok çocuğun kolunda akıllı saatlerin mevcut olduğunu söyleyerek, anne babaların çocuklarını takip edebilmek, onlara anında ulaşabilmek, bulunduğu ortamın dinlemesini yapabilmek için bile bunları kullanabildiğini, teknolojinin biraz dengeleyici bir unsurla bir arada doğru kullanmanın öğrenilmesi gerektiğini belirtti.
    Yapay zekanın çocukların oyun arkadaşı olmaya başladığını belirten Klinik Psikolog Ergin, şöyle konuştu:
    “Tabletlerin, oyuncakların içinde yapay zeka mevcut. Yapay zeka denildiği zaman akla sadece robotlar gelmemeli. Kullandığımız birçok teknolojik aletin içerisinde mevcut ve ilerledikçe geliştirilmeye devam ediliyor. O sebeple çocuğumuzun dil gelişiminde, eğitiminin desteklenmesinde ve birçok alanda daha çok arttığını göreceğiz.”

  • Zeka Oyunları Süper Ligi’ne coşkulu final

    Zeka Oyunları Süper Ligi’ne coşkulu final

    Fiziki yatırımlarla Bursa’yı geleceğe taşıyan Büyükşehir Belediyesi, yeni neslin daha sağlıklı ve donanımlı olmasına yönelik etkinlikleri hız kesmeden sürdürüyor. Eğitim kurumlarına spor salonları ve bilişim atölyeleri kazandıran, ana kucağı projesi ile eğitime verdiği desteği okul öncesi yaşlara kadar indiren Büyükşehir Belediyesi, çocukların zekalarını geliştirebilecekleri önemli bir etkinliği daha tamamladı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ilki geçen yıl yapılan Zeka Oyunları Süper Ligi’nin ikincisi, 4 ay süren çekişmeli karşılaşmaların ardından tamamlandı. Mantık yürütme, zihinsel egzersiz, strateji ve dikkat geliştirme, karar verme kabiliyeti, iletişim, centilmence yarışma ve rekabet etme yönleri ile çocukların gelişimini ve akademik başarıyı sağlama odaklı hazırlanan Zeka Oyunları Süper Ligi’ne, toplam 120 ilk ve ortaokuldan bin öğrenci ve 150 gönüllü öğretmen katıldı. Zeka Oyunları Süper Ligi’nde İlkokul Kategorisi’nde Yıldırım Mümin Gençoğlu İlkokulu birinci, Yıldırım Hasan Öztimur 75. Yıl İlkokulu ikinci ve İnegöl Şakir Lakşe İlkokulu üçüncü oldu. Ortaokul Kategorisi’nde ise Nilüfer Dilek Özer Ortaokulu birinci, Yıldırım Mahmut Celalettin Öktem İmam Hatip Ortaokulu ikinci ve Yıldırım Merkez Anadolu İmam Hatip Lisesi de üçüncü oldu.

    Etkinliğin ödül töreni Yıldırım Merkez Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu’nun katılımıyla yapıldı. Ödül töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Oyun çok ciddi bir iş aslında. Çünkü bugün bu oyunları oynayan çocuklar, yarın öbür gün ülkeyi yönetecek. Dolayısıyla bugün onların oynadıkları oyunlar gelişimleri açısından kıymetli ve değerli. Çocuklarımızın fiziksel, zihinsel, sosyal becerilerini desteklemek adına çağımızın şartlarına uygun olsun diye geçen yıl başlattığımız Zeka Oyunları Süper Ligi’nin ikincisi tamamladık. Derece elde eden tüm çocuklarımızı tebrik ediyorum” dedi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla heyecan dolu bir etkinliği daha tamamladıklarını kaydeden İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu da “Bir oyun biter, yenisi başlar. Önemli olan kazanmak ama oyunda kalmak en önemlisidir. Sürekli oyunda olmak, sürekli yarışmak, sürekli yarışabilmek, kendini aşmak en önemlisidir. Bu heyecanı, bu duyguyu eğer bu süreç içerisinde yaşadıysanız aynı şekilde hayatta da bu duyguları yaşayıp başarılı olacaksınız demektir. Bu vesileyle tüm çocuklarımızı kutluyorum. Desteği ve katkısı için de Büyükşehir Belediyemize teşekkür ediyorum” dedi.
    Konuşmaların ardından dereceye giren okullara ödülleri verildi. Başkan Aktaş, kategorilerinde birinci olan öğrencileri 5 bin, ikincileri 4 bin ve üçüncüleri de 3 bin TL para ile ödüllendireceklerini hatırlattı.

  • ‘Akıl ve Zeka Oyunları’ kursuna yoğun ilgi

    ‘Akıl ve Zeka Oyunları’ kursuna yoğun ilgi

    Tatvan Gençlik Merkezi tarafından açılan ‘Zeka ve Akıl Oyunları’ kursu yoğun ilgi görüyor. Kursiyerler çeşitli zeka ve akıl oyunları öğrenerek, zihinsel gelişimlerine katkıda bulunuyor. Birçok kurs faaliyete geçiren Tatvan Gençlik Merkezi, 7-14 yaş çocuklar için açtığı ‘Zeka ve Akıl Oyunları’ kursu ile ilçede yaşayan çocuklara verimli bir dönem geçirtmeyi amaçlıyor. Tatvan Gençlik Merkezinde düzenlenen kursta 60 öğrenci eğitim görüyor. Eğitimler haftanın 5 günü gruplar halinde yapılıyor.

    Çocukların duygusal ve sosyal becerilerinin geliştirilmesi hedeflenen kurslara katılan öğrenciler hem eğleniyor hem öğreniyor.
    Haftanın 5 günü 60 öğrenciye eğitim verdiklerini söyleyen Akıl ve Zeka Oyunları Eğitmeni Fahriye Yeşilçay, “Kurslarımız çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar olmak üzere haftanın 5 günü var. 60 öğrencimize eğitim veriyoruz. 20’ye yakın oyunumuzla el ve göz koordinasyonu, dikkat dağınıklığının giderilmesi gibi zekayı geliştiren oyunlar oynatıyoruz. Tamamen ücretsiz verdiğimiz bu eğitimlerden dolayı destek veren Tatvan Kaymakamımız, İl Müdürümüz ve İlçe Gençlik ve Spor Müdürümüze teşekkürlerimiz sunuyorum” dedi.
    Ücretsiz verilen bu eğitimlerden ötürü yöneticilere teşekkür eden kursiyer Nursina Kiler de, “Hafta içi ve hafta sonu okuldan çıktığım gibi kurslara geliyorum. Burada oyunlar oynayıp zekamızı geliştiriyoruz. Ücretsiz olan bu eğitimlere destek veren herkese teşekkür ederim” dedi.

  • Elazığ’da akıl ve zeka oyunları kursu

    Elazığ’da akıl ve zeka oyunları kursu

    Elazığ Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü bünyesinde Çatalçeşme İlkokulunda akıl ve zeka oyunları kursu açıldı. Mangala, pentago, equlibrio gibi yaklaşık olarak 30 adet oyunun eğitimlerinin verileceği kursa çocuklar yoğun ilgi gösterdi.

    Kursu açan okul öncesi öğretmenlerinden Kerim Özçelik, çocukların görsel zekalarına, düşünme becerilerine, duygusal zekalarına hitap eden mangala, pentago, equlibrio gibi yaklaşık olarak 30 adet oyunları çocuklara aktaracağını ifade ederek, oyunların çocukların hem kişisel gelişimlerine hem ders başarılarına etkisi olacağını söyledi.

  • WhatsApp’a yapay zeka özelliği

    WhatsApp’a yapay zeka özelliği

    WhatsApp, kullanıcılarının yazdıkları metne dayalı olarak bir çıkartma oluşturmasına olanak tanıyan yeni yapay zeka destekli çıkartmaları test ediyor.

    WhatsApp’ın bu özellik için hangi üretken yapay zeka modelini seçtiğinin net olmadığı, WABetaInfo’nun raporunda yalnızca çıkartmaların “Meta tarafından sunulan güvenli bir teknoloji” kullanılarak oluşturulduğu belirtiliyor.

    Bu özellik, Midjoureny veya OpenAI’nin DALL-E modellerinin yalnızca metne dayalı görüntüler oluşturmasına benzer şekilde çalışacak gibi duruyor.

    WhatsApp’ın bu özelliğini, arkadaşlarınızla veya gruplarınızla çıkartma olarak paylaşabileceğiniz basit ve kişiselleştirilmiş bir görüntü oluşturmak için kullanabileceksiniz.

    Platform uygunsuz ya da zararlı çıkartmaları bildirme olanağına sahip, ancak burada yapay zeka modeli için nasıl bir koruma yöntemi olacağı ise bilinmiyor.

    Henüz Android beta testçileri tarafından test edilen bu özelliğin yakın bir zamanda tüm kullanıcılar için erişilebilir olması bekleniyor.

  • Afetle mücadelede yapay zeka dönemi

    Afetle mücadelede yapay zeka dönemi

    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, afetlere karşı otomasyon ve yapay zeka ile hazırlanıyor. Afetlere müdahaleyi en üst düzeye çıkarmak için şehrin dijital haritası oluşturuluyor. Başkan Yücel Yılmaz, kentsel dönüşüm için Balıkesir’de fon oluşturma gayreti içerisinde olduklarını söyledi.

    Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi Temmuz Ayı 2. Birleşimi’nde, Büyükşehir Belediyesi’nin “Afet ve Acil Durum Hazırlık Çalışmaları” ile ilgili meclis üyelerine bilgilendirme sunumu yapıldı.
    Balıkesir’i deprem ve afetlere karşı dirençli bir kent haline getirmek için yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdüren Büyükşehir’de Afet Master Planı hazırlıkları sürüyor. Otomasyon ve yapay zeka sayesinde afetlere yönelik hazırlıkları ve müdahale süreçlerini en üst düzeye çıkaracak olan Büyükşehir, şehrin dijital haritasını da oluşturuyor.

    Balıkesir’in dijital ikizi hazırlanıyor
    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin depremle ilgili çalışmalarını anlatmak üzere; Prof. Dr. İbrahim Baz, Prof. Dr. Haluk Selim ile Danışman Hüseyin Hamdi Ergün sunumlarını gerçekleştirdi. Hızlı tespit taraması, potansiyel afet risklerinin belirlenmesi, Coğrafi Veri Merkezi’ne aktarılan Balıkesir’in dijital ikizinin oluşturulması, yeni kurulacak olan Afet İşleri Dairesi Başkanlığının çalışma yönetmelikleri, ilçelerde oluşturulacak afet lojistik merkezleri ve yapılan projeler hakkında meclis üyeleri detaylı olarak bilgilendirildi.

    “Deprem için fon oluşturmaya çalışıyoruz”
    Şehirdeki binaları denetimli ve denetimsiz olarak ikiye ayırdıklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, “Denetimli binalardan kasıt, 1999 depreminden önce çıkmış bir yasanın 2000’den itibaren uygulanmaya başlamasıdır. Yani 2000 yılından önce yapılan binalar denetimsiz kısma giriyor. 2000’den önce yapılan binaların risk alınmadan mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yenilenmesi gerekiyor.

    Devlet kamu kurumlarında bunu uyguladı; okullarında, spor tesislerinde, yurtlarında, okullarında çalışmalarını tamamladı. Bizim şu anda kendi oturduğumuz evleri hızlı bir şekilde yenilememiz lazım. Balıkesir olarak fon oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

    Deprem bölgesinde 36 gün çalıştığını söyleyen Başkan Yılmaz, “970 kişinin enkaz altından çıkarılıp, gömülmesine şahitlik ettim. Bu işin şakası yok. Güvenmediğiniz binaya girmemeniz lazım. Mutlak bir gerçeklik var; binaları yenilemek zorundayız. Bununla ilgili birçok proje geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz projelerden biri vatandaşımızın kendi binasını yıkıp, yeniden yapmasıyla ilgili mali destek alabilmesi için fonlar oluşturma.

    Rezerv alanlar oluşturup, evlerini değiştirirken belediye kaynaklarından yararlanabilme, evlerini yıkanların geçici olarak kalabileceği yerlere kadar birçok çalışmamız var. Bir an önce 2000 yılı öncesinde yapılan binaların yıkılıp, yeniden yapılması lazım” dedi.

    “Bir an önce yol almamız lazım”
    Depremle ilgili ciddi çalışmalar yaptıklarını ifade eden Başkan Yücel Yılmaz, “Bu kaynakları internet üzerinden kamuoyuyla paylaşacağız. Bütün halkımıza sesleniyorum. Binanız 1999 öncesinde yapıldıysa, zemin etütlerine etrafındakilere bakıp, olması gerektiği kalitede olup, olmadığına bakın. Ama geçmişi çok daha fazlaysa bu binaları bir an önce yeniden yapmanın yoluna bakmak lazım. Akıl akıldan üstündür. Bununla ilgili birçok çözüm üretilebilir. 6 Şubat depremi bize bir gerçeği gösterdi. Bir an önce bu konularda yol almamız lazım” diye konuştu.

  • Google yapay zeka aracını test ediyor

    Google yapay zeka aracını test ediyor

    Google, belirli verilerle haber yazabilen yapay zeka aracını test ediyor.
    Google yapay zeka çalışmalarına hız verdi. Genesis kod adıyla ortaya çıkan yeni araç, gazetecilerin de haber yazma süreçlerini kolaylaştırmak için bir yardımcı olarak sunuldu.

    Google yapay zeka aracı; The New York Times, The Washington Post ve The Wall Street Journal’ın sahibi olan News Corp’un yöneticileri için tanıtıldı.

    Sistem ortaya çıktığı kadarıyla gazetecilerin belirli veya sabit verilerden haber yazabilmesi için süreci hızlandırıyor. Google’ın amacı Gmail ve Google Docs’ta insanlara yardımcı olan araçları sunmaları gibi gazetecilerin de haber yazma süreçlerini kolaylaştırmak olarak ifade edildi.