Etiket: zemin sıvılaşması

  • Zeminde sıvılaşma oluşması uzmanları da şaşırttı

    Zeminde sıvılaşma oluşması uzmanları da şaşırttı

    Elazığ’da 17 Şubat günü saat 18.34’te merkez üssü Yolüstü köyü olan 4.6 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Yerin 7 kilometre altında meydana gelen depremde herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştı. Depremin ardından Yolüstü köyünde metrelerce uzunluğunda yarık oluştuğu görüldü. Oluşan yarıkların ardından Elazığ Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Burhan Daş, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Kanık ve Elazığ Belediyesi jeoloji mühendisi Özkan Sarısu bölgede incelemelerde bulundu. Yapılan ilk incelemede yarığın, fay hattındaki zemin sıvılaşması olduğu bilimsel olarak tespit edildi. Elazığ Jeoloji Mühendisler Odası Başkanı Jeoloji Yüksek Mühendisi Burhan Daş, 4,6 büyüklüğündeki bir depremde meydana gelen sıvılaşmaya kendilerinin de şaşırdığını söyledi.

    “Bir fay kırığı ya da yarığı değil”

    Bölgede incelemelerde bulunan Elazığ Jeoloji Mühendisler Odası Başkanı Jeoloji Yüksek Mühendisi Burhan Daş, “Yolüstü köyü üstünde meydana gelen bir yarıkla veya çatlakla ilgili vatandaşlarımızın endişesini giderme adına yerinde incelemelerde bulunmak üzere olay yerine gittik. Olay yerinde inceleme yapmak için Fırat Üniversitesinden Jeoloji Bölümü hocamız Mustafa Kanık ile Elazığ Belediyesi jeoloji mühendisi Özkan Sarısu’dan oluşan bir heyet oluşturduk. Olay yerinde yaptığımız incelemeler sonucunda oluşan yarığın bir sıvılaşma sonucu meydana geldiği deprem sonucu oluşan bu sıvılaşmada yerin altında yani alt seviyesinde bulunan kumun ve yeraltı su seviyesinde bulunduğu için kumun titreşim halinde yer yüzeyine çıkması şeklinde oluşan bir olaydır. Burada vatandaşlarımızın tedirgin olmasına gerek yok. Bir fay kırığı ya da yarığı değil” dedi.

    Sıvılaşma daha çok 5.5 ve 6 büyüklüğünde meydana gelen bir olaydır”

    Bölgeden numune aldıklarını söyleyen Daş, “Aldığımız bu numuneleri de bilimsel olarak yine inceleyeceğiz. Herhangi anormal bir duruma rastlanırsa yine kamuoyunu bilgilendireceğiz. 4.6 şiddetinde meydana gelen bir depremde oluşması bizi de şaşırttı. Ama güncel alüvyonlarda olması Fırat Nehrine çok yakın olmasından dolayı oradaki kumun çok seyrek olması ve su seviyesinin yüksek olmasından dolayı 4,6 şiddetindeki sıvılaşma meydana getirmiş. Ama normalde daha yüksek 5.5 ve 6 oranında meydana gelen bir olaydır sıvılaşma o yüzden bizler için de güzel bir örnek olmuş oldu. Deprem bölgesinde çalışan meslektaşlarımız ve bilim insanları içinde güzel bir örnek teşkil edeceğini düşünüyorum” diye konuştu.

  • Fay hattındaki zemin sıvılaşması

    Fay hattındaki zemin sıvılaşması

    Elazığ’da 17 Şubat günü saat 18.34’te merkez üssü Yolüstü köyü olan 4,6 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.

    Yerin 7 km altında meydana gelen depremde herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştı.

    Depremin ardından Yolüstü köyünde metrelerce uzunluğunda yarık oluştuğu görüldü.

    Yapılan ilk incelemede yarığın, fay hattındaki zemin sıvılaşması olduğu tespit edildi.

    Bölge halkı tarafından cep telefonu kamerası ile çekilen görüntüler, görenleri dehşete düşürdü. Bölgede uzmanlar tarafından detaylı inceleme yapılacağı bildirildi.

     

    ZEMİN SIVILAŞMASI NEDİR ?

    Zemin sıvılaşması sallantı sonrası suya doymuş tanecikli materyallerin sıkılığını kaybetmesi ve katı halden sıvı hale geçmesi şeklinde görülebilir. Bu durumda binalar ve köprüler çökebilir ya da bulunduğu noktaya batabilir.

    Katı zemin davranışını kaybeden malzeme, su ile birlikte toprak zemin içerisinde bulduğu çatlak ve fisürlerden yüzeye doğru hareket eder. Yüzeyde sıvılaşmanın gözlenmesi de tek veya art arda sıralanmış kum konileri, çatlaklar boyunca kum birikmeleri ve kum fışkırması şeklindedir.

    ZEMİN SIVILAŞMASININ OLASI SONUÇLARI

    Zeminin sıvılaşması sonucu yapı zemine batabilir veya hafif yapılarda yukarı doğru hareket gözlenebilir. Sıvılaşan zeminde, küçük kayma gerilmeleri büyük şekil değiştirmelere sebep olur veyapılarda zemin göçmesi hasarları meydana gelir. Bir zeminin sıvılaşması esas olarak; zeminin gevşekliğine, daneler arasındaki bağa, kil miktarına ve boşluk suyunun drenajının engellenmesine bağlıdır.

    SIVILAŞMA NERELERDE GÖRÜLÜR?

    Özellikle, kil bulunmayan kum ve siltler ve bazen çakıllar sıvılaşma potansiyeline sahiptirler. Deprem sırasında oluşan deprem dalgaları suya doymuş daneli tabakalardan geçerken dane yerleşim düzenini
    değiştirir ve bu durum gevşek olarak bulunan danelerin göçerek yerleşmesine ve sıkışmasına sebep olur.

  • Binaların yıkılmasının en önemli sebebi ‘Zemin Sıvılaşması’

    Binaların yıkılmasının en önemli sebebi ‘Zemin Sıvılaşması’

    Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6’lık depremlerin ardından incelemelerde bulunmak üzere deprem bölgesine giden Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, beraberindeki heyetle birlikte bölgeyi karış karış dolaşarak gerekli envanteri topluyor.

    “Sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak için gerekli önlemler alınabilir”

    Yaşanan felaketi ‘son 100 yılın en büyük depremi’ olarak niteleyen Prof. Dr. Sözbilir, depremlerde meydana gelen yıkımda bazı ilçelerin ortak kaderi paylaştığını söyledi. Önemli bir kısmı sıvılaşma tehlikesi içeren zeminler üzerinde kurulu bulunan Adıyaman’ın Gölbaşı ve Hatay’ın Antakya ilçelerinde çok sayıda binanın, deprem sırasındaki sarsıntının şiddetine dayanamadığını ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, “Depremin ardından binalar düşeyden saptı ve zeminin içine gömüldü. Sıvılaşma tehlikesi, jeoloji ve jeofizik yöntemlerle belirlenebilir. Buna göre de sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak için gerekli önlemler alınabilir” dedi.

    “Can ve mal kaybı kaçınılmaz oluyor”

    Sıvılaşmanın siltli kum zeminlerde gelişen bir olay olduğunu belirten Sözbilir, “Böyle bir zeminde, 10 metreye kadar olan sığ derinliklerde yeraltı suyu var ise deprem sırasında taneler arasındaki gözenek suyu basıncı değiştiğinde, su içinde bulunduğu siltli kum ile birlikte yeryüzüne çıkıyor. Böylece binanın altındaki zeminde hacimsel azalma gerçekleştiğinden, zeminin taşıma gücü azalıyor ve bina zemin içine gömülmeye başlıyor, yan yatıyor, devrilebiliyor veya yıkılabiliyor. Binanın kendisi de iyi projelendirilmemişse, kötü işçilik ve kalitesiz malzeme ile inşa edilmiş ise can ve mal kaybı kaçınılmaz oluyor. İşte Antakya ve Gölbaşı ilçelerindeki yıkımların en önemli nedenlerinden biri de bu. Bu nedenle yerleşim alanlarımızı yeniden inşa ederken sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak zorundayız” şeklinde konuştu. Sözbilir, inceleme için çektiği videolarda zemin sıvılaşması nedeniyle kullanılmaz hale gelen binaları görüntüledi. Binaların, zemine gömüldüğü görülen görüntülerde bazı araçların da zemin sıvılaşması nedeniyle binaların altına sıkıştığı görüldü.