Etiket: Ziraat

  • “Ziraat olmazsa olmazdır”

    “Ziraat olmazsa olmazdır”

    Van Ticaret Borsası (VANTB), DAKAF 24 Doğu Anadolu Kariyer Fuarı’nda stant açtı. Öğrenciler ve ziyaretçiler, VANTB standına yoğun ilgi gösterdi. VAN YYÜ ev sahipliğinde Van Expo Fuar ve Kongre Merkezi’nde ‘Yetenek Her Yerde’ şiarıyla başlayan fuarın açılışının ardından VANTB Başkanı Nayif Süer’e plaket takdim edildi.

    “İnsan hayatı için ziraat olmazsa olmazdır”

    Stantta ziyaretleri kabul eden ve çeşitli stantları ziyaret eden Süer, Van Gölü Salonu’nda üniversite öğrencileri ve mezunlarla panelde buluştu. Tarım, hayvancılık ve gıda sektöründeki imkanları anlatan Süer, kendi kariyer sürecini ve deneyimlerini öğrencilerle paylaştı. “Ziraat olmazsa olmazdır” diyen Başkan Süer, borsanın yaptığı çalışmaları ve projeleri öğrencilerle paylaştı. Borsanın yaptığı tüm çalışmaların birer imkan olduğunu söyleyen Süer, “Tüm zorlu süreçlerde gördük ki tarım ve hayvancılık insan hayatının temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle tarım ve hayvancılık sektöründeki meslekler hiçbir zaman bitmez. Gençlerimizi tarım ve hayvancılık alanındaki mesleklerde kariyer yapmaya davet ediyoruz. Sektörel anlamda önemli oranda fırsatlar bulunmaktadır, ancak şartların iyileştirilmesi, yatırımların önündeki engellerin kaldırılması ve desteklerin daha da artırılması lazım” dedi.

    “En önemli yatırım aracı tarım ve hayvancılıktır”

    “Şehrimizin ve bölgemizin tarımsal potansiyelini ortadadır. Geleceğimizin ekonomik hayatında önemli rol alacak olan öğrencilerimizin, yeni imkanların kıymetli olduğunun farkına varması gerekiyor” diyen VANTB Başkanı Nayif Süer, “İnsan hayatının sürdürülebilmesi için tarım ve hayvancılık olmazsa olmazdır. Bu nedenle en önemli yatırımın toprağa yapılmasının önemine değineceğiz. Yatırım araçlarının temelinde tarım ve hayvancılığın olduğu gerçeğini bir kez daha vurgulayacağız” şeklinde konuştu.
    Gelişen dünyada tarım ve hayvancılığın da endüstriyel hale geldiğini ve dijitalleştiğinin altını çizen Süer, “Bu kapsamda bizler de borsa olarak gelişmelere ayak uydurmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimiz, endüstriyel imkanlar ile dijital tarım ve hayvancılık örneklerini iyi araştırmalısınız” ifadelerini kullandı.

    “Borsacılık faaliyetlerimizi sürdürüyoruz”

    Başkan Süer, öğrencilere borsanın faaliyetlerini de anlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
    “Borsamız tarım ve hayvancılık imkanlarını projeler ile değerlendirdi. Soğuk Süt Zinciri Projesi, Canlı Hayvan Borsası Projesi, Bal Paketleme Projesi, Coğrafi işaretler Projesi ile Erciş Üzümü, Gevaş Fasulyesi ve Sıhke Kavunu’nun coğrafi işaretini aldık. Coğrafi işaret süreci devam eden ürünlerimiz bulunmaktadır. Dijitalleşme Programı Projesi ve Akreditasyon Sistemi Projesi ile üyelerimize önemli hizmetler sunduk.
    Borsamızın iştirakçisi olduğu Van TDİ OSB projesi devam etmektedir. Et ve Süt Kurumu’nun Van’da kalmasını sağladık. Et Borsası Fizibilite Raporu’nu tamamladık, proje çalışmalarımız sürüyor. Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve bölge için önemli bir yere sahip olan İnci Kefali (Van Balığı) ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Van’da Liman Başkanlığı’nın açılması için girişimlerde bulunduk. TMO Van Şube Müdürlüğü’nün, başmüdürlük olması için çalışmalarımız sürüyor.”

    Başkan Süer, Van ve bölge imkanlarına da değinerek, “Bölgemize uygun devlet destekleri ile tarımın imkanları artar. Dijital ve Endüstriyel Tarım ve Hayvancılık hiç şüphesiz ki Van ve bölgemizin kalkınmasını sağlayacaktır. Van’da, meraların ve yaylaların acilen ıslah edilmesi gerekiyor. Van’da yaklaşık 3,5 milyon adet küçükbaş ve yaklaşık 150 bin büyükbaş hayvan var. Van’da yıllık yaklaşık 23 bin ton kırmızı et üretilmektedir. Arıcılık çok değerli bir yatırım alanıdır. Van’da yaklaşık 200 bin kovan bulunmaktadır ve 2 bin 500 ton bal üretilmektedir. Gevaş, Gürpınar, Çatak, Bahçesaray ve Başkale’ye dışarıdan arıcılar alınmamalıdır” diye konuştu.

    “Van’da ve bölgemizde işsizliğe karşı kamu tarım işçisi dönemi başlatılmalıdır”

    Kamu tarım işçiliği döneminin başlatılmasını isteyen Süer, “Tarım işçiliğine teşvik sunulmalıdır. Her köye bir ziraat mühendisi, veteriner hekim, ziraat teknisyeni, hayvan sağlıkçısı, kadrolu sürü yöneticisi ve kadrolu tarım işçisi alımları yapılmalıdır. Tarım Meslekleri Edindirme Projesi hayata geçirilmelidir. Sürü Yöneticiliği, Paketleme Elemanı, Seracılık, Manav, Doğa ve Tarım Bakıcısı gibi TKDK IPARD çalışmaları genişletilerek devam etmeli. Hakkari’de TKDK’nın açılması sevindiricidir. Süt Tozu Fabrikası açılmalıdır” şeklinde konuştu.

  • TZOB Genel Başkanı’ndan açıklamalar

    TZOB Genel Başkanı’ndan açıklamalar

    TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, birçok meyvenin üretiminde önemli bir tehdit haline gelen kahverengi kokarca hakkında basın açıklamasında bulundu. Kahverengi kokarcanın başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, domates, biber gibi birçok bitkiye zarar verdiğini dile getiren Bayraktar, zararın boyutlarının üreticileri mağdur ettiğini belirterek, önlem alınması gerektiğini ifade etti.

    Bayraktar, kahverengi kokarcanın fındığa Karadeniz Bölgesi illerinde bu yıl yüzde 25’lere varan oranlarda zarar verdiğini tahmin ettiğini söyleyerek, “Zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu hastalık nedeniyle randımanın 30-35’e kadar düşmesiyle bazı üreticilerimiz fındığını satamadı. Karadeniz Bölgemizin ekonomisinin büyük bölümü fındığa dayalıdır. 500 bin aile doğrudan üretici olarak, on binlerce aile ise fındık nakliyesi, işlenmesi ve ticareti ve işçiliğinden geçimini sağlıyor. Yıllara göre değişmekle birlikte dünya üretiminin yaklaşık yüzde 62’sini, ihracatının ise yüzde 61’ini ülkemiz karşılıyor. Tedbir alınmadığında bu zararlının vereceği zararın yüzde 50 ila 75 arasında olduğu göz önüne alındığında, fındıkta 12,8 milyar lira olan üretim değerinin 6,4 ila 9,6 milyar lirasının ve 2,1 milyar dolara varan ihracat değerinin 1,1 ila 1,6 milyar dolarının tehdit altında olacağı bilinmelidir. Acilen tedbir alınmazsa bu zarar daha da yüksek oranlara erişecek. Çok önemli bir ihraç ürünümüz fındıkta gelecek yıllarda kötü sonuçlara yol açabilecek bu zararlıya gereken hassasiyet gösterilmelidir” ifadelerini kullandı.

    “Ziraat odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır”

    Fındığa taraf olan her kesimin zarara karşı mücadeleye katılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Bayraktar, “Zararlının daha fazla yayılmaması için gereken çalışmalar artırılmalıdır. Yoğunluğun olduğu yerlerde Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri, ziraat odalarımız ve üreticilerimiz bu yoğunluğu ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları ivedilikle başlatmalıdır. Ziraat odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır. Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesi’nin dışında Batı Karadeniz ve Marmara bölgelerinde de kahverengi kokarcanın varlığı tespit edildi. Bu yıl zararlının görüldüğü fındık üretim bölgelerinde yoğunluk kazanırken, çiftçilerimiz bu konuda gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını istiyor. Ülkemizin en önemli ihraç ürünlerinden olan ve 2,1 milyar dolar döviz kazandıran fındığın geleceği için acilen tedbirler alınmalıdır” diye konuştu.

    “Popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde, gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır”

    Bayraktar, kahverengi kokarca için Zirai Mücadele Teknik Talimatı hazırlandığının altını çizerek, “İlaçlı mücadele için bitki koruma ürünleri ruhsatlandırıldı. Ayrıca doğal düşman olarak zararlının mücadelesinde kullanılacak olan yumurta parazitoidi salımı için kitlesel üretim çalışmaları tamamlanarak, 2023 yılı haziran ayından itibaren bölgeye kitlesel salıma başlandı. Toplum bilincinin artırılması amacıyla zararlının tanınması, zarar şekli ve mücadele yöntemleri hakkında afiş ve broşür hazırlandı. Karadeniz Bölgesi’nin coğrafi olarak engebeli olması ve fındık bahçelerinin dik alanlarda bulunması sebebiyle çiftçilerimiz zararlının görüldüğü alanlara teknik talimatlara uygun bir şekilde müdahale edemiyor. Ayrıca çiftçilerimizin mücadele dönemlerinde orada bulunması güç olduğundan, zirai mücadelenin yeterli ve zamanında yapılmaması sorun oluşturuyor. Ülkemizde de diğer ülkelerdeki gibi kayıplara ulaşmadan, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır” açıklamasında bulundu.

    “Kahverengi kokarca nisan ayına kadar evimizde, depomuzda, samanlığımızda kışlayarak sonra tarımsal alanlara yayılıyor”

    Üreticilerin kahverengi kokarcaların verdiği zararın önüne geçmeleri için yüz yüze, afişler ve broşürlerle eğitim almaları gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “Evimizde, depomuzda, samanlığımızda ve benzeri yerlerde kahverengi kokarcaları gördüğümüzde onları imha etmeliyiz. Kahverengi kokarca nisan ayına kadar evimizde, depomuzda, samanlığımızda kışlayarak, sonra tarımsal alanlara yayılıyor. Bu sebeple kışlamış erginlerin kışlaklardan dağılmadan kitle halinde imhası için bulunduğunuz yerin Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüğü ve belediye ile irtibata geçerek, halk sağlığı açısından zararlı olmayan ilaçlar ile ilaçlanması sağlanmalıdır. Mayıs ayından sonra kokarcanın hareketli olduğu dönemlerde Tarım ve Orman Bakanlığının ruhsatlandırdığı ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile tarımsal alanlarda ilaçlı mücadele yapılması gerekiyor. Kimyasal mücadelenin yanında çevreye zarar vermemek adına biyolojik mücadele daha bir önem kazanıyor. Bu nedenle biyolojik ve biyoteknik mücadelede Bakanlık daha fazla inisiyatif almalıdır” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da 2. Abdülhamit’in mirası restore ediliyor

    Bursa’da 2. Abdülhamit’in mirası restore ediliyor

    Bursa’da, 2. Abdülhamid Han tarafından 1891 yılında yaptırılan Hamidiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin tarihi binaları, aslına uygun olarak restore ediliyor.

    Tarımsal alanda modern çalışmalarda bulunulması amacıyla 1885 yılında 26 bin dönüm arazide inşasına başlanan okulun yapımı, 1891’de tamamlandı.

    Bursa’nın Osmanlı topraklarına katıldıktan sonraki ilk sancak beyi olan Murat Hüdavendigar’dan adını alarak “Nazari ve Ameli Hüdavendigar Hamidiye Ziraat Mektebi” ismiyle açılan okulda, aradan geçen yaklaşık 129 yılda, Türk tarımı ve hayvancılığının geliştirilmesi için deneysel çalışmaların yanı sıra üretim faaliyetleri gerçekleştirildi.

    2015’te Hamidiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ismini alan okulun restorasyonu, Bursa Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle aslına uygun olarak yapılıyor.

    Lisenin yerleşkesindeki çiftlikler ve tarım arazilerinde üretim faaliyeti sürüyor. Burada elde edilen ürünler, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Tarihi Kültürel Miras Şube Müdürü Ali Altınoğlu, restorasyon çalışmalarına hızlı ve titiz bir şekilde devam ettiklerini söyledi.

    Kentin köklü eğitim kurumlarından olan lisenin yerleşkesinde tarihi tescilli 3 bina bulunduğunu belirten Altınoğlu, “Bunların ikisinde çalışmalarımız devam ediyor. Üçüncü binanın restorasyonuna ise diğerleri tamamlandıktan sonra başlanacak. Çevre düzenlemeleriyle 2021 sonunda burayı eğitim öğretime açmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Altınoğlu, restorasyon çalışması sırasında geçmişteki projeleri de incelediklerini aktardı.

    Restorasyon projesinde öngörülmeyen bir durum olduğunda gerekli izinlerin alınabileceğini dile getiren Altınoğlu, “Buradaki çalışma tamamen restorasyon kurallarına uygun ilerliyor. Çalışmalar, ihalede bu işle alakalı iş bitirme belgesi bulunan, bunu daha önceden yapmış firmalar tarafından yürütülüyor.” bilgisini paylaştı.

    Öğrencileri teknisyen unvanıyla mezun ediyorlar

    Okul müdürü Ali Cihan ise lisede “Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlığı”, “Laboratuvar”, “Gıda” ile “Tarım” alanları olmak üzere 4 branşta 550 öğrenci mevcuduyla hizmet verdiklerini belirtti.

    Cihan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim sürecinin devam ettiğini, henüz restorasyona alınmayan binanın da kullanımda olduğunu bildirdi.

    Öğrencilerinin teknisyen unvanıyla mezun olduğunu anlatan Cihan, “Restorasyon çalışmasıyla beraber ecdat mirası olan bu güzel eser, yeniden öğrencilerimize modern haliyle, eski ve tarihi dokusuna dokunulmadan eğitim öğretimine devam edecek.” dedi.

    Ali Cihan, liseden mezun olanların, tarım ve hayvancılık sektöründe uzman ziraatçılar olarak Türk tarımına hizmet etmeyi sürdürdüğünü ifade etti.

    Okulda, özellikle Marmara Bölgesi’nde çiftçilikle uğraşan ailelerin çocuklarının öğrenim gördüğünü aktaran Cihan, şöyle konuştu:

    “Okulumuz şu anda yaklaşık 250 dönüm arazi üzerine kurulu. Öğrencilerin tarım alanında uygulama yerleri müsait. Şu anda dört sera peyzaj alanında, fidecilik konusunda Bursa’nın toprağının bereketli olması hasebiyle dört mevsim ürün aldığımız bu topraklarda yetiştirilebilecek tüm ürünler konusunda, modern tarımla beraber eğitimler veriliyor. Hayvancılık konusunda Bursa’da süt üreticiliği, inek yetiştiriciliği, damızlık hayvan yetiştiriciliği, et hayvanı konusunda da hayvan sağlığıyla ilgili öğrencilerimiz eğitimlerini alıyor. Döner sermaye işletmesi aracılığıyla okulumuz özel sektörle iş birliği yapıyor, öğrencilerimiz okulumuzdaki üretim faaliyetlerine öğretmenleriyle eşlik ediyorlar.”

    Cihan, kuruluşundan bu yana okulun Türk tarımına binlerce ziraatçi yetiştirdiğini sözlerine ekledi.