Etiket: ziyaret

  • Acının kardeşliği

    Acının kardeşliği

    Merkez üssü Gölcük olan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 24 yıl geçti. Her yıl olduğu gibi bu yıl da tarihler 17 Ağustos’u gösterdiğinde kentte yeniden acılar tazelendi. Kahramanmaraş merkezli depremde Hatay’da yaşadıkları binanın yıkılması neticesinde Kocaeli’ye taşınmak zorunda kalan Akpınar çifti de, Gölcük 17 Ağustos Mezarlığı’nı ziyaret etti. Mezarlıkta 17 Ağustos depremini yaşayan Yasemin Yazıcıoğlu Demircan ve halası Şaziye Boz ile tanışan Hatice ve Yasir Akpınar çifti, yaşamını yitiren depremzedeler için dua etti. 24 yıl arayla farklı şehirlerde iki büyük depremi yaşayan afetzedeler, acılarını ve yaşadıklarını paylaştı.

    “Evet, biz kıyameti yaşadık”
    Hatay’da doğduğunu, hem çocukluğunun hem de gençliğinin Hatay’da geçtiğini ifade eden Hatice Akpınar, depremden sonra hayatın alt üst olduğunu kaydetti. Akpınar, “O gece biz uyumuyorduk. Kayıplar uykuda yakaladı. Hatay deprem bölgesi ama böyle bir depremi yaşamamıştık. Çocukken deprem yaşamışım ama hatırlamıyorum. Ben duracağını sandım ama durmadı. Allah’tan küçük kızım Nefes’i odasında yatırmıyorduk. Onun odasına ilk andan itibaren molozlar devrildi. Nefes’i yatağa aldığım esnada duracak sandım ama eşime seslendim. ‘Yasir durmuyor’ dedim. ‘Sakin ol’ dedi. Bizi bayağı bir salladı. Öyle böyle bir deprem değildi. Bu kıyamet mi? Evet, biz kıyameti yaşadık” dedi.

    “Hatay, o gece ve o geceden sonra bir daha ısınmadı”
    Depremin olduğu gün Hatay’da havanın çok soğuk olduğunu söyleyen Akpınar, “O gece öyle bir soğuktu ki, Hatay normalde sıcak şehirdir. Kışı en fazla 2 ay yaşarız ama o gün çok soğuktu. Hatay, o gece ve o geceden sonra bir daha ısınmadı. Çok fazla kayıplarım var. Annesini kaybedenler vardı, kuzenlerim vardı, karısını kaybeden yakınlarım var. En çok sevindiğim Rabbim bana evlatlarımın acısını göstermedi” diye konuştu.

    “Paranın geçmediği, günlerce tuvaletimizi bile yapamadığımız günler yaşadık”
    Deprem olduğu sırada korku ve panikle kızı Nefes’in yanına koştuğunu dile getiren Hatice Akpınar, “Kızımı dışarıya attım. 1. kattaydım. İnerken boşluğa düştüm. Kaçarken Nefes’i dışarıya attım. O an da boşluk çöktü. Ayaklarım enfeksiyon kaptı ama umurumuzda değildi. Nefes alabiliyorduk, o önemliydi. Paranın geçmediği, affedersiniz ama günlerce tuvaletimizi bile yapamadığımız günler yaşadık. Çocuğumun ayağına 3 gün sonra çorap bulabildim. O soğukta yaşadık geçti çok şükür ancak yaralıyız. Deprem sonrası herkes normale dönüyor ama biz normalleşemiyoruz” şeklinde konuştu.

    “Hatay’ın yüzde 75’i yok oldu”
    Hatay’ın medeniyet şehri olduğunu belirten Akpınar, “Benim şehrim medeniyet şehridir. Bizim şehrimiz öyle güzeldir ki Hristiyan’ı, Yahudi’si, Müslüman’ı hep birlikte yaşıyoruz. Medeniyet şehriyiz. İnsanımız sıcak kanlı ama şu an Hatay’ın yüzde 75’i yok oldu. Bakıyorum, o geceden sonra ‘Burası ne olmuş?’ dedim” dedi.

    “Acımı burada yaşamak ve burayı görmek istedim”
    Eşinin arkadaşlarının yardımıyla Kocaeli’ye geldiklerini vurgulayan Akpınar, sözlerini şöyle noktaladı:
    “Biz tırla geldik. O esnada bize yardım ettiler. Soğukta üşüyerek geldik. Şunu gördüm; ‘Sizi en iyi biz anlarız…’ O yazı bana çok dokundu. Buraya geldim. Gölcük depreminin büyük olduğunu biliyordum ama kendim anlatıyorum ama insanlar da bana acılarını anlatıyor. Bugün de buraya gelmek istedim. Bugün o acının yaşandığı gün. Hatay’da mezarlarda bulunamayan kişiler var. Ulaşılamayan kayıplar var. Orada dua edemedim. Hatay’a gidemedim ama buraya gelmek istedim. Acımı burada yaşamak ve burayı görmek istedim. Buraya gelince rahatlıyorum, dua ediyorum. Kayıplarımızı düşünüyorum. Burada onlara da dua gönderiyorum”

    “Depremden dolayı her şeyimizi yitirdik”
    Hatay’da kadın giyim mağazası olduğunu ancak depremde dükkanın da yıkıldığını söyleyen Yasir Akpınar, hobi olarak 20 yıldır kanarya üretimi yaptığını ve tanıdığı kanarya üreticilerinin yardımları sayesinde Kocaeli’ye gelebildiğini anlattı. Akpınar, “Şu anda zaten görmüş olduğunuz gibi depremden dolayı her şeyimizi yitirdik ve Allah razı olsun bir takım sevdiğimiz dostlarımız bize yardımcı oldular. Şu anda Kocaeli’de ikamet ediyoruz” dedi.

    “Çok acı kayıplar oldu”
    “Deprem anı bir kıyametti” diyen Yasir, “Hala üzerimizden atamadığımız, hala her an yaşayacakmışız gibi bir durum. Tarifi yok. Öyle bir acı ki bunun tarifi yok. Allah bir daha yaşatmasın. 11 ilimizde yaşandı. Çok acı kayıplar oldu. Allah vefat eden herkese rahmet eylesin. Akrabalarına da sabırlar versin. Aynı şey bizim içinde geçerli. Bizde yakınlarımızı kaybettik. Kuzenlerimiz gitti, amcalarımız gitti. Hatay gitti. Doğduğumuz topraklar gitti. Çocuklarımız için kurduğumuz her şey gitti. Nefes alıyoruz hamdolsun ama derdimiz bu değil. Burada çok şükür aileler bizi sahiplendi ama bizim orada halkımız var. Orada çaresizce yaşayan insanlar var. Seslerini duyuramıyorlar. O insanlara devlet büyüklerimizin el atmasını istiyoruz. Televizyonlarda görüldüğü gibi değil. O halk işsiz. Ben içtenlikle söylüyorum. Hatay şu anda kötü durumda. Ben 3 hafta önce de gittim. Allah sabır versin. Sıcaklar yükseldi. Biz burada nefes alabiliyoruz, belki vantilatör, klimanın altında oturabiliyoruz ama o insanları düşünebiliyor musunuz? Gerçekten de tekrar tekrar üstüne basarak söylüyorum Hatay çaresiz. Diğer illerimizin de Allah yardımcıları olsun. Hatay’ı ve oradaki insanların çaresizliği görsünler” diye konuştu.
    Depremzede vatandaşların zor şartlar altında yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çeken Akpınar, “Yarın kış olacak. Ben o insanları düşünemiyorum. Dile getireceğim çok şey var. Tek istediğim, Hatay’a bir yardım eli uzatılması. Gençlerimize sahip çıksınlar. Yarınlarımıza sahip çıksınlar. Benim gidecek yerim yok. 5 nüfuslu bir aileyim. Orada iş sahası yok. Nerede çalışacağım? Ekmeğimi nasıl kazanacağım? Her yer virane içerisinde. Bir şehir yok. Çareyi dışarıya çıkmakta bulduk. Geri döneceğiz tabii ki. Toprağımızı bırakıp geldik ama yapamıyoruz. Özlüyoruz. Her zaman elimiz yüreğimizde. Yakınlarımız tekrar memlekete geri dönmeye başladılar. Şehrimizi bırakıp kaçmadık” ifadelerini kullandı.

    17 Ağustos depremzedesi: “İlk anda öfke hissediyorsunuz”
    17 Ağustos 1999 depreminde annesi başta olmak üzere, birçok akrabasını kaybeden Yasemin Yazıcıoğlu Demircan (61), “Evimiz tam yıkılmadı ama ciddi hasar aldı. O dönemde banka müdürü olarak görev yapıyordum. Bu ülkede deprem gerçeği uzun yıllardır var ama ilk yüzleşme 1999 yılında yaşandı. İlk anda öfke hissediyorsunuz. Öfkenin yerini sonra büyük bir sızı, acı alıyor. Ben annemin enkazının üzerinden çıktığımda hissettiğim ilk duygu gençliğim, çocukluğum, her şeyim yok olmuştu. ‘Bir daha Gölcük diye bir yer olmayacak’ dedim. Lokal olarak sadece Gölcük’te olmuş gibi algıladım. Arabanın radyosunu açtığımda ‘Avcılar’ dediler. ‘Allah Allah, spiker sanırım yanlış söylüyor’ dedim ama fark ettik ki deprem Yalova, Sakarya gibi birçok ili etkilemiş. Çok çaresiz hissediyorsunuz. Zamanla o geçiyor. Ben Gölcük’e bakıyorum ‘Vay be, Gölcük’e bak’ diyorum. Yine binalar kuruldu ama giden canlar yok” dedi.

    “Vatandaş olarak bizimde çok eksiğimiz var”
    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Gölcük Belediyesi’nin çalışmaları sayesinde Gölcük’ün yeniden doğduğuna dikkat çeken Demircan, “Büyükşehir belediye başkanımız ve Gölcük Belediye Başkanımızın büyük çabalarıyla yerinde kentsel dönüşüm çalışmaları başladı. Şuanda örnek proje olarak çalışmalar sürüyor. Çok büyük bir özveriyle çalışmalar yürüyor. Ben Gölcüklü olarak ikisine de çok teşekkür ediyorum. Eksikler var mı tabii ki var ama bu sadece devlet eksikleri değil. Vatandaş olarak bizimde çok eksiğimiz var. Alacağımız evin fayansına, parkesine bakıp, ‘Acaba bu binanın deprem ve zemin etütü var mı?’ diye araştırmamız lazım. Vatandaş ve devletin el ele çözmesi gereken konu şey var. Tek başına devlet yapamaz” diye konuştu.

    “Annemin mezarında çiçek açmıyor…”
    Her depremzedenin acı dolu bir hikayesi olduğunun altını çizen Demircan, sözlerine şöyle devam etti:
    “Herkesin bir acısı var. Deprem olduktan sonra asla bir gün önceki konforunuz olmuyor. Sizi 5 yıldızlı otele de koysalar o acı sizinle birlikte geziyor. Halam çok varlıklı bir kadındı. Her şeyini kaybetti. Annem 2. gün bulduk. Kurtlanmış, böceklenmişti. Annem çok güzel bir kadındı. Annemi ceset torbasına koydum, üstüne kireci döktüm. Rahmetli oğlum 14 yaşındaydı. Annemin mezarını kazdılar ve gömdük. Hala daha ben annemin mezarına çiçek ekiyorum ama olmuyor. Babamla aralarında 13 ay var. Babamın mezarına ektiğim çiçekler açıyor, annemin mezarında çiçek açmıyor. Benim gibi inanın yüzlerce, binlerce insanın hikayesi var. Bunlara Hatay eklendi, Kahramanmaraş eklendi, Elazığ eklendi, Van eklendi. İnanın hepsinin acısını biz yüreğimizde hissediyoruz”

    “O gece çok sıcaktı”
    Depremde saatlerce enkaz altında kalan ve eşi başta olmak üzere apartmanda ikamet eden 19 yakınını kaybeden Şaziye Boz ise “Depremden 15 gün sonra düğünümüz olacaktı. Çeyizler seriliydi, daireler döşenmişti. Çok sıcak vardı. Eve de sığamıyoruz. Balkonlarda oturuyoruz o kadar çok sıcaktı. O gece saat 02.30’a geliyordu. Yatamadık. Aradan çok geçmedi. Ses duyuldu. Rüzgar esiyordu. ‘La İlahe İllallah’ dedim kalkamadım. Kıyamet koptu zannettim. Deprem aklımıza gelmedi. Karşı komşu balkondan görmüş. ‘İlk sizin ev gitti’ dedi” şeklinde konuştu.

    “Kıyamet kopuyordu”
    Enkazdan çıkarıldıktan sonra uzun süre tedavi gördüğünü anlatan Boz, “Ayağımı keseceklerdi. Albay doktor geldi. Doktor ‘Kesmeyelim, serum verelim. Yaşlı kadın’ dedi. O kestirmedi Allah’tan ayağımı kurtardı. Çocuklarımın seslerini duyuyordum. ‘Anne baba’ diye bağırıyorlardı. Hafriyatçıyız. Beni kurtarmak için geldiler, dozerin sesini duyuyordum. Kıyamet kopuyordu. Herkes ‘Sizi kurtaracağız’ diyordu. Kayınbiraderlerim, eşim, eltilerim, apartmandakiler öldü. Toplamda 19 kişi hayatını kaybetti. Enkazdan 13 saat sonra çıktım. Herkesin sesini duyuyordum ama onlar beni duyamıyordu” sözlerine ekledi.

  • Trafik yönetim merkezine Ukrayna’dan ziyaret

    Trafik yönetim merkezine Ukrayna’dan ziyaret

    Büyükşehir Belediyesi’nin TÜRKSAT işbirliğiyle hayata geçirdiği Trafik Yönetim Merkezi’nde yapay zeka başta olmak üzere teknolojik ve bilimsel yöntemler ışığında Bursa trafiği geleceğe güvenli ve sağlıklı bir şekilde taşınıyor. Sadece Türkiye’de değil, dünyada bir ilk olan uygulamaların yapıldığı Kentsel Trafik Yönetim Merkezi Projesi, birçok ülkenin de dikkatini çekmeye başladı.

    Daha önce Azerbeycan ve Özbekistan heyetlerinin ziyaret ettiği Trafik Yönetim Merkezimizi, son olarak Ukrayna Kharkiv Trafik Yönetim Araçlarının İzlenmesi ve Kontrolü Sevk Merkezi Şefi Olena Levchenko, beraberinde Ergi Teknoloji İş Geliştirmeden Yüksel Koçkaya ve Hakan Uysal, Issd Bilişim İş Geliştirmeden Berkcan Oğuz, Selim Beşik ile birlikte ziyaret etti.

    Ulaşım Daire Başkanlığı Trafik Şube Müdürü Enes Altun tarafından ağırlanan ekiplere, ‘Bursa Kentsel Trafik Yönetim Merkezi Projesi’ faaliyetleri hakkında bilgi verildi. Trafiğin izlenmesi, denetlenmesi, yönlendirilmesi ve kontrol edilmesi, anaarterlerde olan sıkışıklıkların sistemsel olarak algılanması ve kameralar tarafından gözlemlenerek sıkışıklıkların giderilmesine yönelik senaryoların otomatik veya manuel olarak devreye alınması gibi konuların anlatıldığı ziyarette, kavşak kontrol cihazlarının bir merkezden yönetilmesi, trafik güvenliğinin artırılması, özel olaylar ve protokol hareketlerinde trafiğin koordine edilmesi, trafikle ilgili her türlü istatistiki bilginin toplanması ve değerlendirilmesi gibi konular hakkında da misafirlere bilgi verildi.

  • Sunay Akın’dan Nilüfer’e müze ziyareti

    Sunay Akın’dan Nilüfer’e müze ziyareti

    Edebi kimliğinin yanısıra kurduğu oyuncak müzeleriyle de adından sözettiren şair, gazeteci, yazar ve araştırmacı Sunay Akın, Nilüfer Belediyesi’ni ziyaret ederek yakında açılması planlanan Sağlık Müzesi’nde incelemelerde bulundu.

    Nilüfer Belediyesi ve Dr. Ceyhun İrgil işbirliğinde kurulmakta olan ve sağlık alanında çerçeveli bir koleksiyonun sergileneceği müze binasındaki hazırlıkları inceleyen Sunay Akın’a, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve Dr. Ceyhun İrgil de eşlik etti.

    Yaz sonunda açılması planlanan Sağlık Müzesi hazırlıkları hakkında bilgi veren Dr. Ceyhun İrgil, “Bursa ve çevresinde 100 yıldır hizmet veren sağlıkçı, hemşire, doktor, sağlık memuru ve ebelerin bıraktığı hatıraları, onların birikimlerini, kültürel değerlerini, eşyalarını biz nasıl öteye götürebiliriz sorusundan yola çıktık. Örneğin Zübeyde Hanım Doğumevi’nde 10 binlerce Bursalı doğdu. Orada çalışan doktorların eşyaları burada. Bursa Devlet Hastanesi kayboldu. Zübeyde Hanım Doğumevi yıkıldı. Kirazlıyayla Sanatoryum kapatıldı, otel oldu ama eşyaları duruyor. Biz o hatıraları burada tekrar canlandırmaya çalışıyoruz” dedi.

    Geleneksel ilaç tedavilerinden eczacılığa, diş sağlığından şifalı kaplıcalara, kadın doğumdan kulak burun boğaza kadar birçok alanda materyalin modern müzecilik anlayışıyla sergileneceği müzenin kendisini çok heyecanlandırdığını ifade eden Sunay Akın, müzeye elinden gelen her tür desteği vermek istediğini söyledi.

    Sunay Akın, daha sonra Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi’ni gezdi. Dr. Sanlıkol’un oğlu Besteci ve Akademisyen Prof. Dr. Mehmet Ali Sanlıkol’un eşlik ettiği ziyarette müzenin kuruluş süreci ve hikayesini dinledi. Ülkelere özgü müzik aletlerini inceleyen Akın, müzeden çok etkilendiğini sözlerine ekledi.

  • Yüksek Kilise ziyaretçilerini ağırlıyor

    Yüksek Kilise ziyaretçilerini ağırlıyor

    Aksaray’ın Güzelyurt ilçesinde 1800’lü yıllarda Rumlar tarafından Rahipler Okulu olarak inşa edilen Yüksek Kilise, ziyaretçilerini cezbediyor. Günümüzde Yüksek Kilise olarak bilinen Analipsis Tepesinde dik kayalar üzerine taş oymadan inşa edilen kilisenin içinde Bizans döneminden kalma bir şapel yer alıyor.

    Tunç ve Demir Çağı’na ait Kalkolitik yerleşmeler ile Hitit, Roma ve sonraki uygarlıklara ait izlerin görüldüğü Yüksek Kilise içerisinde bir su toplama deposu ve toplantı yeri bulunuyor. Güzelyurt Göleti manzaralı Yüksek Kiliseyi her yıl binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.

    Yurtdışında yaşayan ve ziyaretler için geldiği Aksaray’ın Güzelyurt ilçesinde Yüksek Kilise’yi gezen Murat Gözüaçık (49), “Buralar gerçekten çok güzel yerler. Yani adamlardaki mantığı bile şu günün kafasından çözmek zor. Gerçekten adamlar her yere hakim olmak düşüncesiyle şöyle baktığımız zaman gerek doğu, gerek batı tarafı, güneyden kuzeyden her tarafı tamamen gözlem altına almışlar. Yerleşim yerini gayet mantıklı bir yere kurmuşlar. Gezilip görülmesi gereken yerler. Tarih dediğin zaman her taraf tarih kokuyor zaten. İllaki bir sağlam ayakta kalmış yapı görmeye gerek yok. Yeraltındakileri bile bu tepe noktadan görme imkanı var. Bazı yerler su altında kalmış, bazı yerler hala kullanılabilir durumda. Ama gerçekten gezilip görülecek yerler” dedi.

  • Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, TFF Başkanı Büyükekşi’yi ziyaret etti

    Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, TFF Başkanı Büyükekşi’yi ziyaret etti

    Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, Türkiye Futbol Federasyonu Hasan Doğan Kamp ve Eğitim Tesisleri’ne gelerek, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Doğan, “Başkanımız yeniden seçildiği için hayırlı olsun dedik. Hem de yeni sezon öncesinde duygu ve düşüncelerimizi belirttik. Kendisi de aynı görüşte; biz ligin adil bir şekilde olması gerektiğini, herkese aynı mesafede durulması gerektiğiyle alakalı görüşlerimizi belirttik. Güzel bir görüşme geçti. İnşallah her takım için adaletin ön planda olduğu, güzel, sağlıklı, sakatlık olmadan bir sezon yaşanır” dedi.

    11 Ağustos’ta başlayacak Süper Lig’in 2023-2024 sezonu ile ilgili görüşlerini aktaran Başkan Doğan, “Yeni sezon öncesi takviye planlarımız devam ediyor. Hocamızdan bir liste aldık, bunun üzerine çalışıyoruz. Uygun maliyelere geldiği yerde bu transferlerin hepsini gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Tarihimizin en önemli sponsorluk anlaşması
    Ertuğrul Doğan, dijital ödeme hizmeti veren bir firma ile imzalanan stat isim sponsorluğu anlaşmasına yönelik şunları söyledi:
    “Trabzonspor için gerçekten çok önemli bir anlaşma oldu. Bizim tarihimizin en önemli sponsorluk anlaşması. Zaman içerisinde açıklayacağımız ek gelirler de var. Önümüzdeki hafta lansman yapıp, çok detaylı bir şekilde basını bilgilendireceğiz.”

    “Taraftarımız bize güvensin, takımının yanında olsun”
    Bordo-mavili taraftarlara da seslenen Başkan Doğan, “Trabzonspor camiası, rakipleriyle mücadele etmesi için bir defa içeride bir olması lazım. Şehrin birlik, bütünlük içinde olması lazım. Bizim süreçler ne olursa olsun tribünleri doldurmamız lazım. Geldiğim zaman da söyledim, ciddi ekonomik sıkıntılardan geçiyorduk. Yaklaşık olarak 70 milyon Euro’yu bulan bir nakit akışını kulübe soktuk. Bizim tüm bu sorunları aşmamız için gerçekten camianın her türlü gününün bir arada olması lazım. Taraftarımızın özellikle takımına sahip çıkması lazım, tribünleri doldurması lazım. Cuma günü Antalyaspor maçını dolu tribünlere oynamamız lazım. Yönetim kurulu sabah akşam çalışıp bu sorunları çözmeye çalışıyor. Ciddi anlamda borç yükü devam ediyor, biz tüm bunların üzerinden aynı zamanda da transfer yapmak istiyoruz. Elimizde bir sürü oyuncu var, bunları elimizden çıkarmamız lazım. Bu oyuncuların gitmesi için başka maliyetler var. Hepsini bir arada götürmemiz lazım, süreç zor ama ilk gün söz verdiğimiz gibi her türlü konunun üzerinden gelebilecek güce sahibiz. Taraftarımız bize güvensin, takımının yanında olsun, hocasının yanında olsun, oyuncularının yanında olsun” şeklinde konuştu.

    “Trabzonspor her zaman zirve yarışında olacaktır”
    Süper Lig’de şampiyonluk yarışı veren takımların yeni sezon yapılanması çerçevesinde yapılan transferlerin sorulması üzerine Doğan, “Bizim rakiplerle bir işimiz yok, onlar kendi içlerindeki bir durum, kendi camialarını bağlar. Yaptığı transferlerin bedellerini kendileri ödeyecek, bizi ilgilendiren bir durum değil. Her şey yapılan transferler ile bitmiyor. Trabzonspor geçen yıl tarihinin en yüksek pahalı kadrosunu kurdu. Sonuçlar ortada. Sahada birlik olmadığı müddetçe, sahada oynattığın oyuncunun parasını ödeyemediğin müddetçe, kurduğun kadronun bir anlamı yok. Biz şu anda sahada bir olmaya, sahada mücadele etmeye ve kuracağımız kadronun parasını ödeyebilmeye odaklandık. Biz bunları planlıyoruz. Trabzonspor takımı her zaman zirve yarışında olacaktır. Biz bunun her türlü mücadelesini vereceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.

  • Galatasaray’dan afet bölgesi Kahramanmaraş’a ziyaret

    Galatasaray’dan afet bölgesi Kahramanmaraş’a ziyaret

    Başkan Dursun Aydın Özbek ve beraberindeki heyet, ilk olarak Kahramanmaraş çarşısını gezdi ve depremzede vatandaşlarımızla bir araya geldi. Yönetim, Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ve Kahramanmaraş Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek’i de makamında ziyaret ederek yapılan çalışmalar hakkında görüşmeler gerçekleştirdi.
    Başkan Dursun Aydın Özbek ve Yönetim Kurulu Üyeleri daha sonra kulübün ve Nef Vakfı tarafından “Bu Destek Hiç Bitmeyecek” sloganıyla kurulan yaklaşık 3 bin kişinin yaşadığı konteyner kenti ziyaret etti.

    600 konteynerdan oluşan Galatasaray Spor Kulübü & Nef Vakfı AFAD Yaşam Alanı’nda yaşayan depremzede vatandaşlarla uzun süre sohbet eden Başkan Dursun Aydın Özbek, çocuklara çeşitli hediyeler dağıttı.

    “Bu destek hiç bitmeyecek, yardım faaliyetlerimiz devam edecek”

    Başkan Dursun Aydın Özbek, ziyaretin ardından duygularını Galatasaray Televizyonu ile paylaştı. Özbek, “Buraya deprem ertesi gelmiştim. Özellikle buradaki yıkımı gördük. Hayatını kaybeden tüm Maraşlı kardeşlerime Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Geldiğimiz birinci günden itibaren Kahramanmaraş’a bu konuda verebileceğimiz destek açısından çalışmalara başladık. Bugün bu çalışmaların sonucu olarak Nef ailesi ile birlikte hazırlamış olduğumuz Galatasaray konteyner kentini ziyarete geldik. Burada hayat başladı. Bu konuda bize desteklerini esirgemeyen ultrAslan’a teşekkür ediyorum. Burada elimiz ayağımız oldular. Buradaki yatırımın tamamlanması için ellerinden geleni yaptılar. Bağışçılarımıza çok teşekkür ediyorum büyük destek verdiler. Bu yaraların sarılması için tüm Türk milletinin ilk günkü heyecanını kaybetmemesi, ilginin azalmaması lazım. Bunun için buradayım ben. Buradaki hasarı sadece devletimizin çözmesine bırakmamamız lazım.

    Sivil Toplum Kuruluşlarının ve tüm Türk halkının buraya elinden gelen desteği sürdürmesi gerekiyor. Yaklaşık 600 konuttan oluşan Galatasaray konteyner kentini açtık ama ihtiyaç olan kalıcı konutlar için de burada çalışmalarımız var. Galatasaray camiasına ve tüm Türk milletine ilgiyi azaltmamaları için ricada bulunuyorum. Buna büyük ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda desteklerini esirgemeyen herkese çok teşekkür ediyorum. En büyük dedem Özbekistan’dan geldiği zaman ilk olarak Kahramanmaraş’a yerleşiyor. Buranın duysal bir tarafı da var benim için. Burada geçmişten kalan akrabalarımız da mevcut. Biz burada Maraşlı kardeşlerimize verdiğimiz sözü yerine getirdik. Bunun mutluluğunu yaşıyorum. Bu felaketin yaralarını birlikte saracağımızı onlara göstermek için zaman zaman gelip onlarla sohbet ediyorum. Onlara moral desteği vermeye çalışıyorum. Galatasaray olarak biz elimizden gelen her şeyi yapacağız. İlk günkü heyecanımızı kaybetmedik biz. Bu destek hiç bitmeyecek, yardım faaliyetlerimiz devam edecek” dedi.

  • Mustafa Varank, İnegöl’de işyeri sahiplerini ziyaret etti

    Mustafa Varank, İnegöl’de işyeri sahiplerini ziyaret etti

    Varank, 1 Ağustos’ta İnegöl ilçesinde bir fabrikada çıkan ve bitişiğindeki 10 orman ve mobilya yan sanayi üretimi yapan fabrikada etkili olan yangında zarar gören işyerlerini ziyaret etti.

    Fabrikalarda çıkan yangın ve sonrasında yapılanlarla işyeri sahipleriyle görüş alışverişinde bulunan Varank, geçmiş olsun dileklerini iletti.

    Varank’a Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Ak Parti İl Başkanı Davut Gürkan, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ eşlik etti.

    İnegöl Organize Sanayi Bölgesi’nde 1 Ağustos’ta bir tesiste başlayıp ardından yaklaşık 110 dönümlük alanda 10 civarındaki orman ve mobilya yan sanayi üretimi yapan fabrikada etkili olan yangın, ekiplerce havadan ve karadan yapılan müdahalelerle kontrol altına alınmıştı.

  • Bakan Yerlikaya esnafa aşure dağıttı

    Bakan Yerlikaya esnafa aşure dağıttı

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Manisa’da düzenlenen ‘Şehir buluşmaları’ toplantısının ardından Manisa Valisi Yaşar Karadeniz’i ziyaret etti. Ziyaretin ardından bir kahvehanede vatandaşlarla buluşan Bakan Yerlikaya öğle namazının kıldıktan sonra Hatuniye Camii bahçesinde Şehzadeler Belediyesi tarafından düzenlenen aşure dağıtımına katıldı.

    Manisa’nın yeni İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından yaptırılan duanın ardından Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, AK Parti Manisa Milletvekilleri Tamer Akkal, Mücahit Arınç, Şehzadeler Kaymakamı Cemal Hüsnü Çaykara, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik ile birlikte aşure dağıtan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Bugün Manisa’yı ziyaret ediyorum. Hava çok sıcak ama Manisalı hemşehrilerimizin misafirperverliği, güler yüzü daha da sıcak. Şehzadeler Belediye Başkanımız hemşehrilerine çok güzel aşure ikramında bulunacak. Ben bugüne kadar ki hizmetleri nedeniyle değerli Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. O hemşerilerine ikram ediyor, Allah da ona ikram etsin” dedi.

    Aşure dağıtımının ardından tarihi Kurşunluhan’da Şehzadeler Mehter Takımı eşliğinde karşılanan Bakan Yerlikaya Şehzadeler Belediyesi ve Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi tarafından ortak düzenlenen kurs atölyelerini ziyaret etti. Türk Kadınlar Konseyi Türkiye geneli Şubelerden Sorumlu Başkanı ve Manisa Tarihi Bezi Kooperatifi (MABEZ) Başkanı Mübeccel Kafkaslı tarafından ziyarette Bakan Yerlikaya’ya 600 yıllık geçmişi olan ve terletmeyen özelliğiyle çok tercih edilen Manisa Bezinden yapılan ürünlerden hediye edildi.

  • Bakanı Uraloğlu Zonguldak’ta

    Bakanı Uraloğlu Zonguldak’ta

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, kara yolunda incelemelerde bulunmasının ardından Zonguldak Valiliği’ne geldi.


    Vali Mustafa Tutulmaz, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Muammer Avcı, Saffet Bozkurt, Ahmet Çolakoğlu ve protokol üyeleri tarafından karşılanan Bakan Uraloğlu Valilik Şeref Defteri’ni imzaladı. Vali Mustafa Tutulmaz tarafından fener hediye edilen Bakan Uraloğlu; makam ziyaretinin ardından Zonguldak Belediyesi’ni ziyaret etti.


    Bakan Uraloğlu’na Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan tarafından asaletin simgesi kabul edilen baston hediye edildi.
    Bakan Uraloğlu, İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı.

  • Dursun Özbek: “Benim görevim, Galatasaray ailesini bir araya getirmek”

    Dursun Özbek: “Benim görevim, Galatasaray ailesini bir araya getirmek”

    Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Schafer mağaza zincirlerinin Bahçelievler’de bulunan genel merkezine ziyarette bulundu. Plazanın giriş bölümünde bulunan mağazayı gezen Başkan Özbek’e, Schafer Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Aslan ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aslan eşlik etti.

    Galatasaraylı isimlerin başarılı olduğunu görmesinin çok büyük bir gurur kaynağı olduğunu söyleyen Dursun Özbek, çok güzel bir showroom olduğunu ve övünülecek bir yerin sahiplerinin Galatasaraylı olmasının, çok önemli olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Özbek, “Bana da böyle taraftarlarımızın olduğu, camiamızın içinde böyle insanların olması gurur veriyor. Özellikle bu davete severek geldim. Galatasaray’a başkan olduğumdan beri iki şeyi savunuyorum. Galatasaraylılar bir araya gelmeli, tek yumruk olmaları gerekiyor. Bu sayede hem taraftarlarımıza hem de camiamıza büyük desteği nasıl üretebiliriz, bunun peşindeyim. Ziyarete geldim, Murat ve Tuncay Beyle çok keyifli bir görüşmemiz oldu. Maksadımız Galatasaray’a fayda üretmek. Büyük Galatasaray ailesini bir araya getirmek. Benim görevim budur. Bugünde bu manada bir görüşme yaptık. Galatasaray’da böyle bir taraftarı ve destecisi olmasından gurur duyacak. Benim ziyaretimin de sebebi buydu” düşüncelerini aktardı.

    “Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da bu vizyonu sürdüreceğiz”
    Sponsorluklarla ilgili basın mensuplarına açık tanıtımlar yaptıklarını aktaran Özbek, “Galatasaray’ın tarihinde bu zamana kadar görülmemiş bir sponsorluk geliri oldu. Stat ismi olsun, forma olsun, formanın diğer kısımları olsun. Çok büyük sponsorlarımız var. Geçen seneye kıyasla sponsor gelirlerimiz 15-20 misli büyütmüşüz. Bu konular Tuncay ve Murat Bey gibi, Galatasaray’ı yürekten seven ve katkıda bulunmak isteyenlerin, kurumların ve kişilerin talebi üzerine oluyor” dedi.

    “Benim görevim, Galatasaray ailesini bir araya getirmek”
    Galatasaray çatısı altında bir güç oluşturmanın başkan olarak görevi olduğunu ve bu sezon yaklaşık olarak 50 milyon Euro sponsorluk gelirine ulaşacaklarını söyleyen Dursun Özbek, “Biz Galatasaray’ız. Benim görevim, Galatasaray ailesini bir araya getirmek. Ama onların katkıları da çok önemlidir. Bizim bu seneki sponsorluk gelirimiz, çalışmalarımı devam ediyor olmasına rağmen tahminen 50 milyon Euro seviyelerine olacak. Buna bağlı olarak da sportif aktivitelerinden futbol ve diğer amatör branşlarda en büyük yarışmacılardan olacağız. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da bu vizyonu sürdüreceğiz. Avrupa deyince akla sadece Galatasaray geliyor. Avrupa‘da en yakın zamanda kupa kazanıp, bunun kutlamasını da stadımızda yapmayı planlıyoruz. Gururla başarıları kutlayacağız” diye konuştu.

    “Galatasaray bir yıldızlar kulübü oldu”
    Sezonun başında olduklarını ve transferinde devam edeceğini söyleyen Özbek, “Dolasıyla takıma dün ki maçta bakarsanız, yeni transferlerimiz oynamadı. Onların katkılarıyla birlikte, geçen sene gösterilen başarıda daha fazlasının bu sezon gösterileceğini düşünüyorum. Çok önemli transferler yaptık. Galatasaray bir yıldızlar kulübü oldu. Oyuncularımız Avrupa seviyesinde talep görüyor. Ama biz kulübün omurgasını tutmak suretiyle, futbol takımının bu senede başarısı için elimizden geleni yapıyoruz. Daha lig başlamadı, hafta sonu başlayacak. Lige iyi bir şekilde başlayıp, iyi de bitireceğiz” şeklinde konuştu.

    Başkan Özbek, desteklerinden dolayı Galatasaray taraftarına teşekkürlerini ilettiğini aktararak, “Taraftara teşekkür ediyorum. Geçen seneki destekleri çok muhteşemdi. Sponsorlarımız var, onların desteği de çok önemliydi. Fakat burada en büyük teşekkürü taraftarımız hak ediyor. Her maç stadımızda 50 bin kişiye oynadık. Anadolu’ya gittiğimizde de stadyumlarda Galatasaray taraftarı çoğunluktaydı. Onlara buradan tekrar teşekkür ediyorum” şeklinde konuşmasını sonlandırdı.

    Murat Aslan: “Galatasaray sevgisini, karşılıklı ticarete nasıl yansıtabiliriz diye konuştuk”
    Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in bulunduğu ziyaretten dolayı mutlu olduklarını ifade eden Schafer markasının Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aslan, “Galatasaray şuan hem son yıllardaki başarılarıyla, özellikle de geçtiğimiz yıl yakaladığı başarısıyla, ve bu zamana kadar elde ettikleri ile; 100 yıldır Türk spor sektörüne en üst seviyede hizmet eden kuruluş olmuştur. Bizde sağ olsun bugün başkanımızın ziyaretin de bu iş birliklerimizi nasıl farklı boyutlara taşıyabiliriz. Çünkü Türkiye’de şuan en fazla taraftar kitlesine sahip olan kulüp Galatasaray’dır. Derinden gelen Galatasaray sevgisini, karşılıklı ticarete nasıl yansıtabiliriz diye konuştuk. Bizde büyük Galatasaray ailesinde ticari olarak nasıl yer alabiliriz. Bu konuyla ilgili başkanımız yeni açılan merkezimizi ziyaret etti. Bizde bu iş birlikleri üzerine sohbet gerçekleştirdik” dedi.