Kış mevsiminde yapraklarını döken ağaçlar, pus ve güneşle birlikte kartpostallık bir manzara oluşturdu. Sabahın erken saatlerinde oluşan pus, dron ile havadan görüntülendi. Puslu havaya havaların soğumasıyla birlikte yanan sobaların dumanları da eklendi.
Etiket: Zonguldak
-
Ereğli’de trafik kazası: 4 yaralı
Kaza, saat 16.30 sıralarında, Ereğli-Zonguldak yolu üzerinde, Kavaklık Mahallesi’nde meydana geldi. Ambulans geçişi esnasında yavaşlayan Nazlı E. idaresindeki otomobile, arkasında seyir halinde olan Cafer E. idaresindeki otomobil çarptı. Kazanın 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri yönlendirildi. Kısa sürede olay yerine ulaşan sağlık ekipleri, kazada yaralanan otomobilin sürücüsü Cafer E. ile aynı otomobilde bulunan Fatma, Ferhat ve Gizem E.’ye ilk müdahaleyi kaza mahallinde yaptı. Ardından ambulanslara alınan yaralılar, ilçedeki özel hastanelere kaldırıldı. Kazadan etkilenen otomobilin sürücüsü Nazlı E. ise hastaneye gitmeyi reddetti. Yaralıların hayati tehlikeleri bulunmazken, otomobillerde büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.
-
Zonguldak’ta işçi tekstil atölyesinde ölü bulundu
Olay, ilçeye bağlı Hamzafakıhlı Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, şehir dışından çalışmak için ilçeye gelen ve çalıştığı tekstil fabrikasının bir odasında kalan Hüseyin Çabuk, odasında ölü bulundu. İş arkadaşları, yerde hareketsiz yatarken buldukları Çabuk için sağlık ekiplerine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen 112 sağlık ekipleri, Çabuk’un öldüğünü belirledi. Çabuk’un cenazesi, cumhuriyet savcısı ve jandarmanın olay yerinde yaptığı incelemenin ardından otopsi için Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. -
Kuyumcuya not bırakıp bileziği çaldı
Dün öğlen saatlerinde Kozlu ilçe merkezindeki bir kuyumcuda İ.B. isimli şüpheli Ahmet Danış’ın işlettiği kuyumcuya gelerek annesi için bilezik satın almak istediğini söyledi. Danış’ın bilezik modeli göstermesi üzerine şüpheli “Annem biraz kilolu biraz büyüğüne bakabilir miyim?” diyerek daha büyük bir bilezik istedi.
İş yeri sahibinin daha büyük bir bileziği göstermesi üzerine fiyatını soran İ.B., bileziğin içerisine isim de yazdırmak istedi. Fiyatta anlaştıktan sonra kredi kartı ile ödeme yapacağını söyleyen İ.B., iş yeri sahibine yönelerek “Kusura bakma yapmak zorundayım” deyip notu tezgaha bıraktı. 8 bin 500 lira değerindeki bileziği de alarak kaçmaya başladı. Danış bilezikle kaçan İ.B.’yi tezgahın arkasından yakalamaya çalışsa da başarılı olamadı.
Film gibi kovalamaca dolmuşun durdurulmasıyla son buldu
Bir taraftan İ.B.’yi yakalamaya çalışan iş yeri sahibi diğer taraftan da çevresinden yardım istedi. Zanlı ise merdivenlerden üst sokağa çıktığı sırada bileziği yere bırakarak “Bileziği yere bıraktım benim peşimden gelmeyin” diyerek kaçmaya başladı.
Kovalamacayı gören ve istirahatte olduğu öğrenilen çarşı mahalle bekçisi Y.E.B., olayın hırsızlık olduğunu öğrenince hızla aracına bindi. Zanlının dolmuşa binebileceği ihtimali üzerine üst yola çıkan çarşı mahalle bekçisi, karşıdan gelen dolmuşun önünü kesti. Hırsızlık zanlısının dolmuşta olduğunun tespit edilmesi üzerine olay yerine polis ekipleri çağrıldı.
Gözaltına alınarak polis merkezine götürülen zanlı hakkında işlem başlatıldı.
“Polise haber verme birkaç gün sonra iki mislini ödeyeceğim” notu
Zanlının kaçtığı sırada bıraktığı notta yazılanlara dikkat çeken iş yeri sahibi Ahmet Danış, yaşadıklarını gazetecilere şöyle anlattı:
“Dünkü yaşadığımız olayda kapkaç marifetiyle bir müşterimizin bileziği alarak kaçmasından doğan bir olay. Normal müşteri olarak geldi. Annesine bilezik alacağını söyleyerek bilezik fiyatlarının aralıklarını sordu. 20-25 bin liraya kadar çıktığını söyledim. ‘8 bin lira civarında bilezik anneme alayım’ dedi. Göstermemi istedi. Gösterdim. ‘Bunun büyük boyu olsun’ dedi. O biraz daha kalın. ‘Bakabilir miyim?’ dedi. Onu çıkardım. İçerisine isim yazılıp, yazılamayacağını sordu. Yazılmaz ama istiyorsanız olabilir dedim. ‘Kredi kartına alabiliyor muyuz’ diye sordu. Kredi kartında limit olduğunu söyledi. ‘Sonrasında da bunu yapmak zorundayım’ dedi ve elindeki kâğıdı bırakarak kaçarak gitti. Kâğıtta, ‘Kusura bakma bunu yapmak zorundayım. Polise haber verme. Birkaç gün sonra iki misli parasını ödeyerek tahsilatı hallederiz.’ gibi cümleler yazıyordu. Peşinde koştuğumda, arkadaşlara tutun diye bağırdığım zaman taksici arkadaşlar peşine koştular. Baya uzaklaştıktan sonra bileziği merdivende bırakarak, “Peşimden gelmeyin. Bileziği merdivene bıraktım” diye bağırmış. O sırada orada tamamen tesadüfen bulunan gece bekçisi arkadaşımız olayı anlayınca onlarla beraber, üst yoldan giden dolmuşa bindiğini tahmin ederek, dolmuşun peşine gidiyorlar. Dolmuş durduruluyor ve şahıs indiriliyor. Polis merkezi aranarak yakalandığını söylüyorlar. Polis memurları giderek oradan onu teslim alıp karakola getiriyorlar.”
“Çaresiz olduğunu düşündüm, şikayetçi olmadım”
Polisin olayla ilgili çalışmasını sürdürdüğünü anlatan iş yeri sahibi Ahmet Danış, hırsızlık zanlısından şikayetçi olmadığını belirterek “Son durumu bilmiyorum. Memurlar benden kamera kaydını istediler. Onları teslim edeceğiz bugün. Sorgusu yapıldı. Şikayetçi olmadım ben. Aslında olmak gerekiyor ama böyle yazı bırakmış. Çaresizliğinden dolayı olduğunu düşünerek şikayetçi olmadım” diye konuştu.
Hırsızlık zanlısı İ.B. polisteki ifadesinin ardından serbest bırakıldı. -
Günlerdir eşini ve çocukalarını arıyor
Alaplı’da 13 yıl önce Zemzem Tekin ile dünya evine giren Halil İbrahim Tekin (33), 6 Kasım Pazar gününden bu yana eşinden haber alamıyor. Alaplı Aşağıdag köyü Yukarı Mahallesi’nde ikamet eden ve fındık bahçesine budama yapmaya giden Tekin, bahçeden döndüğünde eşi Zemzem Tekin ile çocukları Sudenaz (12) ve Sılanur’un (10) evde olmadığını gördü.
Saatlerce yaptığı aramadan sonuç alamayan Halil İbrahim Tekin, durumu jandarmaya bildirdi. Yapılan çalışmalarda genç kadının izine rastlanmazken, 1 çocuğuyla ortada kalan Tekin 3 gündür haber alamadığı eşinin eve dönmesini istedi.
Eşiyle arasında ‘telefon’ tartışması çıkınca, kendisinin evden ayrıldığını söyleyen Halil İbrahim Tekin, “Sabahleyin erken kalktığımızda kendisi benden telefonunu istedi, ben de telefonunun bende olmadığını söyledim, o arada aramızda tartışma çıktı ve kendisi bir müddet sonra evden ayrıldı. Yarım saat sonra eve geldiğinde tekrar telefonunu istedi, tekrar bende olmadığını söyleyince tartışmanın büyümemesi için fındık bahçesine gittim ve aradan 2 saat sonra geldiğimde karım ve 2 çocuklarımın evde olmadığını gördüm. Acaba bir yere gitti mi diye eşyalarına baktım, hiçbir şey almadığını gördükten sonra Alaplı İlçe Jandarma Komutanlığına kayıp başvurusunda bulundum” diye konuştu.
Jandarma ekipleri ilçede çalışma başlatırken, güvenlik kameralarına göre kadının en son çocukları ile birlikte ayrıldığı görüldü. Görgü tanıklarına göre, bir patpat aracına “Çocukları hastaneye götürüyorum” diyerek binen Zemzem Tekin’in, Mollabey köyüne gelerek bir başka minibüse binip, Alaplı ilçesine gittiği iddia edildi. -
183 öğrenci gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye başvurdu
Çaycuma’da taşımalı sistemle eğitim gören 183 ilkokul ve ortaokul öğrencisi, yedikleri yemek sonrası karın ağrısı, mide bulantısı ve ishal şikayeti ile hastaneye başvurdu. Öğrencilerin bir kısmı ayakta tedavi edilirken, yatarak tedavi gören 22 öğrenciden 11’i de taburcu edildi.
Çaycuma Kaymakamı Mehmet Göze, hastanede yatan 22 çocuğa geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Çaycuma Devlet Hastanesi Başhekimi Onur Merdivan eşliğinde yaptığı ziyaret sonrası bir açıklama yapan Kaymakam Göze, “Toplam 183 öğrencinin acil servise başvurduğu öğrenilirken, 22 öğrencinin yatışı yapılarak tedavileri devam ediyor. 2 tanesinin durumu diğerlerine göre ciddi. Geriye kalanlar bugün taburcu edilir diye düşünüyoruz. Olayla ilgili gerekli incelemeler yapılıyor. Ona göre bir çalışma yapılacak. Temel şikayetler yenilen gıdalar ile ilgili, tavuk, makarna vb. gibi. Şu an herhangi bir analiz sonucu yok. Çevre hastanelere sevk edilen öğrenci de yok. Zaten yatışı yapılan öğrenciler tedbir amaçlı burada. Çok ciddi sorun yok, durumları iyi” dedi.
Sabah saatlerinde hastaneye gelen öğrenciler, mide bulantısından dolayı hastaneye geldiklerini söyleyerek, “Yediğimiz yemeklerden zehirlendik. Mide bulantısı, ishal belirtisi üzerine sabah hastaneye geldik. Şimdi tahlil sonuçlarını bekliyoruz. Şu an durumumuz iyi” dediler.
-
Zonguldak’ta kaçak maden sahibine 6 yıl hapis
Geçen 25 Şubat günü Gelik beldesine bağlı Dağbaca mevkiinde kaçak olarak işletilen maden ocağında meydana gelen göçükte Ümit Kurt ve Kadir Ulama hayatlarını kaybetti.
Daha önce kaçak göçmenlerin çalıştığı tespit edilince patlatılarak kapatılan ocağa yeniden girerek açmaya çalıştıkları tespit edilen Kadir Ulama ve Ümit Kurt’un ölümüne ilişkin ocak sahibi olduğu iddia edilen Mustafa K. ve M.U. hakkında soruşturma başlatıldı.
Olaydan sonra gözaltına alınarak tutuklanan şüphelilerden Mustafa K. “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde M.U. ile birlikte hakim karşısına çıktı.
Tutuklu Mustafa K. ise 8 ay boyunca hapiste kaldığını ve suçsuz olduğunu öne sürdü. Mahkeme, Mustafa K. için bilinçli taksir hükümlerini uygulayarak 8 yıl hapis cezası verdi. Ancak cezasında takdir indirimiyle 6 yıl 8 aya indirildi. M.U.’nun da beraatine karar verildi.
-
İstiridye mantarı ilgi odağı oldu
Zonguldak’ta istiridye mantarı tezgahlardaki yerini aldı. Etle aynı değere sahip olan istiridye mantarı görünüşüyle de vatandaşların ilgi odağı oldu.Tezgahlarda kilosu 40-50 TL’den satılan istiridye mantarına vatandaşlar da ilgi gösterdi. Esnaf Hüseyin Akgöz, “İstiridye mantarı besin değeri olarak çok yüksek. Etle karşılaştırıldığında eşdeğerdir. Günümüz Türkiye’sinde çok yaygınlaştı. Az çıktığı için az geliyor tezgahlara. Çok lezzetli bir mantar. Şu anda kilosu 45-50 TL’ye satılıyor. Lezzet olarak diğer mantarlardan daha iyi. Tesis kurulan her yerde yetişiyor. Özellikle bu rutubetli ortamda yetişiyor” dedi -
Zonguldak’ta komşular arasında baltalı kavga: 4 yaralı
Olay, ilçeye bağlı Kavaklık Mahallesi Göçmenler Sokak’ta meydana geldi.
İddiaya göre, aynı binada altlı üstlü yaşayan iki komşu arsında dün akşam TV anteni yüzünden yaşanan sözlü tartışma sabah kavgaya dönüştü.
Çıkan kavgada giriş katında yaşayan K.Ç. S.O. ile üst katlarında yaşayan N.S. (21) ve S.Ö. (30) yaralandı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen 112 sağlık ekipleri başından ağır yaralanan N.S. ile S.Ö.’yü özel hastaneye diğer iki yaralıyı ise Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Kavga sonrası olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edilerek geniş güvenlik önlemleri alındı.
Olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı.
-
50 yıldır burnunda mermiyle yaşadı
Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde 13 yaşındayken nereden geldiği belli olmayan kör kurşun burnuna saplanan Kazım Koca, 50 yıl boyunca burnundaki mermiyle yaşadı. Burun ve çene kemiğinin birleştiği yere saplanan kurşun için önce birkaç hastaneye başvuran Koca, ameliyatın riskli olduğu kanısına varınca kurşunla birlikte yaşadı.
Sağlığına kavuştu
Sonrasında da zararı olmaz düşüncesiyle ameliyat olmaktan çekinen Koca, son olarak ZBEÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne başvurdu. Burada Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Öğretim Üyesi Doz. Dr. Deniz Baklacı ve ekibinin tetkik ve tedavilerini yaptığı Koca, 2 saat süren operasyonun ardından solunum yolunu da kapatan mermiden kurtuldu.
Sağlığına kavuşan Koca, “Bakkala girmiştim. Bakkaldan çıkarken kurşun burnuma saplandı. O arada burnum yandı. Üç dört kez döndüm, sonra bayılmışım. Bu olay olunca 13 yaşındaydım. Bir zararı yok diye aldırmadım. Nefes almakta zorlanıyordum. Tıkanmaya başlamıştım. Olay Çaycuma ilçesi Akçahatipler köyünde olmuştu. İstanbul’da özel bir doktora gittim. Bana ‘Aldırmasan daha iyi, riskli. Beyin damarları, göz damarları var’ dedi. O zaman vazgeçtik. O sebepten köye geldim. Sonra köye döndüm. Üniversite hastanesine geldik. Sağ olsunlar ameliyatla aldılar, şimdi iyiyim” dedi.
“Mermi koruyucu dokuyla kaplanmış”
Doç. Dr. Deniz Baklacı ise hastanın kendilerine geldiğinde merminin koruyucu bir tabaka ile kaplanarak kitle halini aldığını gördüklerini söyleyerek, “Hastanın şansı şu ki kurşun vücut tarafından bir koruyucu dokuyla kaplanmış ve bir kitle halini almış. Bu büyük ihtimalle de hastada yan etki yapmamasının nedeni bu, yabancı cisim tarafından korunaklı bir hale gelmiş olmasıydı. Ameliyat 2 saat kadar sürdü. Kurşunu ve etrafındaki o koruyucu yumuşak doku tabakasını herhangi bir yüz kesiği olmadan endoskopik olarak çıkardık. Mermi tam olarak yüz kemiğinde yerleşmişti. Burunda yabancı cisim sık karşılaştığımız bir durum ama genellikle çocuk popülasyonlarında oluyor. Bunları erken yakalarsak hemen çıkarıyoruz, geç yakalarsak bunlar yine bir yabancı cisim haline geliyor. Geçmeyen burun akıntıları, kötü koku, koku alma bozukluğu gibi şikayetlerle hastalar bize geliyor ama bu hastada görülen çok nadir görülebilecek bir tabloydu” dedi.